
Grekçe veya Antik Yunan dili, Antik Yunanistan'da ve Doğu Akdeniz havzasında MÖ 9. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar konuşulmuş olan ölü bir dildir. Arkaik, Klasik ve Helenistik dönemleri vardır. Antik Yunanca olarak da bilinir.
Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. İlgeçlerin tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır.
Bağlaçlar veya rabıt (bağlama) edatları; kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim veya anlam yönüyle birbirine bağlayan kelimeler: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, çünkü, eğer, hâlbuki, hem … hem …, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, ne … ne …, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, üstelik, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira vs. Bağlaçlar, ifadeleri ilgi ve önem sırasına koyarak düzenlememize yardımcı olur.
Fiil veya eylem, varlıkların yaptığı işi, hareketi, oluşu çeşitli ekler alarak şahıs ve zamana bağlı olarak anlatan kelimedir.
Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.
Sözdizim, söz dizimi ya da Fransızcadan ödünçleme biçimiyle sentaks, doğal dillerdeki cümle kurma ilke ve kurallarını inceleyen ve bu dildeki cümlelerin esnekliğini inceleyen dilbilim dalıdır.
Eski Yunanca "birlikte düzenleme, dizme" anlamına gelen sentaks terimi dilbilimde, doğal dillerde nasıl cümle oluşturulacağına dair bir kurallar ve prensipler çalışmasıdır. Bir bilim dalına ait olmasına ek olarak “Modern İrlandacanın Sözdizimi"nde olduğu gibi, sözdizim terimi herhangi bireysel bir dilin cümle yapısına hâkim olan kurallara ve prensiplere de doğrudan ilgili olarak da kullanılır. Sözdizim, dilin yatay, yani satır şeklinde dizilen bir sistem olduğunu gösterir. Bu diziliş, sesten, morfemlere, morfemlerden daha büyük öbeklere dilin her seviyesinde mevcuttur. Sözdizimin yalnız cümle seviyesini gösteren bir terim olarak kullanılması doğru ama eksik bir kullanımdır.
Birleşik cümle veya bileşik cümle, bir ana (temel) cümle ile onun anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden meydana gelen cümledir. Birleşik cümlelerde ana yüklemin haricinde yargı veya eylem bildiren başka sözcükler de bulunur. Aşağıdaki örneklerde yardımcı cümleler eğik çizgi (/) ile ayrılmıştır ve bazı noktalama işaretleri anlatım kolaylığı açısından kullanılmamıştır:
- Gittin / sanıyordum.
- Otobüs zamanında gelmezse / geç kalacağız.
Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.
Fransızca dil bilgisi, diğer Latin dilleri dil bilgileriyle benzerlikler barındıran, Fransızcanın yani Fransız dilinin kullanımındaki kuralların bütünü, dil bilgisidir.
Gramerde subjonktif kip, genelde yan cümlelerde kullanılan bir fiil kipidir. Dilek, his, ihtimâl, hüküm, görüş, ihtiyaç veya henüz gerçekleşmemiş bir fiil gibi çeşitli gerçekleşmemiş durumları ifade etmek için kullanılır. Bazen konjonktif kip veya şart kipi olarak da değinilebilir, konjonksiyonları (bağlaçları) izlediği için. Subjonktifin kullanımına dair ayrıntılar dilden dile değişir.

Geniş zaman, dilbilgisinde bir eylemin ya da durumun geçmişte, şu anda ve gelecekte gerçekleştiğini belirten zaman yapısı. Geniş zaman yapısı, eylem veya durumun ne zaman başladığını ya da ne zaman biteceğini bildirmez, sadece gerçekleştiğine dair bilgi verir.
Şahıs eki veya kişi eki, yüklemin kişisini (özneyi) belirten ek. Fiil kiplerine veya ek-fiillere eklenerek işin veya oluşun kim tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılmasını sağlayan eklerdir.
Özne-yüklem uyumu; Türkçe bir cümlede özne ve yüklemin şahıs (kişi), tekillik-çoğulluk ve olumluluk-olumsuzluk yönünden uyumlu olması. Özne-yüklem uyumsuzluğu, dil bilgisi açısından bozukluklara neden olur.
Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.
Dolaylı konuşma, Herhangi bir dilde bir başkasının ifadesini yeniden aktarmada kullanılan bir cümle yapısıdır.
Ge'ez (ግዕዝ), Eritre ve Kuzey Etiyopya'da konuşulmuş eski bir Sami dilidir. Dil Etiyopya Ortodoks Tevhîdî Kilisesi'nin ayin dili olup Ge'ez alfabesi ile yazılmaktadır.
Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.
Üretici dilbilgisinde durum kuramı, yönetim ve bağlama kuramının bir bölümünü tanımlar.

Bu madde İspanyolcadaki kipleri ve düzenli ve bazı yaygın düzensiz fiil çekimlerini örneklerle birlikte bulundurur. Düzensiz fiiller hakkında daha fazla bilgi için İspanyolcada düzensiz fiiller maddesine bakınız.
Agent, dilbilimde; cümledeki bir olayın nedenini veya başlatıcısını ifade eden dilbilimsel yapıcı/kılıcı terimdir. Kişi zamiri ile tümleçten biraz farklı olarak "agent", cümlede eylemin gerçekleşmesindeki sebep veya başlatıcısı/gerçekleştiricisi olan kişi veya nesneyi ifade eder. Bu sebep ya da başlatıcı kişi veya nesne, cümlede farklı bir rol alarak özne veya nesne olarak da adlandırılabilir. Ancak "agent" terimi sadece eylemi gerçekleştiren kişi veya nesneyi ifade eder ve cümlenin diğer bileşenleriyle birlikte kullanıldığında cümlenin anlamını tamamlar.