İçeriğe atla

Fruktoz emilim bozukluğu

Fruktoz emilim bozukluğu
Fruktoz
UzmanlıkEndokrinoloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Fruktoz emilim bozukluğu, eskiden "diyetsel fruktoz intoleransı" (DFI) olarak adlandırılan, bir çeşit sindirim bozukluğu olup,[1] ince bağırsağın enterosit hücrelerindeki fruktoz taşıyıcılarının eksik olması sebebiyle, fruktozun emiliminin bozulması sonucunda gelişir. Bu durum, emilemeyen fruktozun tüm bağırsaktaki fruktoz konsantrasyonunu arttırması ile sonuçlanır. Fruktoz intoleransı ilk olarak 1956'da tanımlanmış ve bildirilmiştir.[2]

Bu durumun irritabl bağısak sendromunun semptomlarını taşıyan hastalarda ortaya çıkma sıklığı, normal popülasyonda ortaya çıkma sıklığından daha yüksek değildir. Bununla birlikte, her iki hastalığın semptomlarındaki benzerlik nedeniyle, fruktoz emilim bozukluğu olan hastalar genellikle irritabl barsak sendromu olan hastaların profiline benzemektedir.[3] Bazı durumlarda, fruktoz emilim bozukluğu, çölyak hastalığı gibi bağırsak hasarına neden olan çeşitli hastalıklardan kaynaklanabilir.[4]

Fruktoz emilim bozukluğu, fruktozu parçalayan karaciğer enzimlerinin eksik olduğu ve potansiyel olarak ölümcül bir durum olan "kalıtsal fruktoz intoleransı" ile karıştırılmamalıdır.

Semptomlar

Fruktoz emilim bozukluğu, karın ağrısı, şişkinlik, flatulans ve ishal gibi gastrointestinal semptomlara neden olabilir.[5][6]

Patofizyoloji

Fruktoz, sindirim enzimlerinin yardımı olmadan da ince bağırsaktan emilir. Sağlıklı kişilerde bile, öğün başına yaklaşık olarak sadece 25–50 g fruktoz uygun bir şekilde emilebilir. Fruktoz emilim bozukluğu olan kişiler ise, öğün başına 25 gr'dan daha az fruktozu emebilmektedir.[7] Fruktoz ve sorbitolün aynı anda tüketilmesi fruktozun emiliminin bozulmasını artırıyor gibi görünmektedir.[4] Yeterince emilmeyen fruktoz, bağırsak bakterileri tarafından hidrojen, karbon dioksit, metan ve kısa zincirli yağ asitleri üretmek üzere fermente edilir.[5][8] Hidrojen seviyesindeki bu anormal artış, hidrojen nefes testi ile tespit edilebilmektedir.[4]

Fruktoz emilim bozukluğunun fizyolojik sonuçları, artan ozmotik yük, hızlı bakteriyel fermentasyon, değişen gastrointestinal motilite, mukozal biyofilm oluşumu ve bağırsaktaki bakteri profilinin değişmesi şeklindedir. Bu etkiler, sorbitol gibi öteki kısa zincirli karbonhidratların emilimlerinin de azalmasına ek olarak daha da artarlar. Bu olayların klinik önemi, bağırsakların bu tür değişikliklere cevabına bağlıdır. Fruktoz emilim bozukluğunun bazı yan etkileri triptofan,[9] folik asit[10] ve kandaki çinkonun azalmasıdır.[10]

İçeriğinde serbest fruktoz ya/ya da fruktanları (içerisinde fruktoz moleküllerini polimer olarak içeren gıdalar, enginar gibi) içeren gıdaların diyetle alımını kısıtlamak, fruktoz emilim bozukluğuna bağlı olarak fonksiyonel bağırsak bozuklukları gelişen hastaların büyük bir kısmında semptomların azalmasını sağlayabilir.[11]

Teşhis

Tanı testi, kullanıldığında, laktoz intoleransını teşhis etmek için kullanılan teste benzemektedir. Bu teste "hidrojen nefes testi" de denir ve şu anda klinik teşhis için kullanılan bir yöntemdir. Bununla birlikte, bazı araştırmacılar bu testin uygun bir tanı aracı olmadığını öne sürmektedir, çünkü alınan negatif sonuçlar, fruktoz kısıtlamasına karşı olumlu bir yanıtı dışlamamaktadır ve bu da bir duyarlılık eksikliğini göstermektedir.[4]

Tedavi

Bu durumun bilinen bir tedavisi yoktur, ancak uygun bir diyet ve ksiloz izomeraz enzimi tedaviye yardımcı olabilir.[4] Glukozun aynı anda fruktoz ile birlikte alınması fruktoz emilimini artırır ve semptomların gelişmesini engelleyebilir. Örneğin, insanlar, benzer miktarlarda fruktoz ve glukoz içeren, greyfurt veya muz gibi meyveleri tolere edebilirler, ancak elma, yüksek seviyelerde fruktoz ve daha düşük seviyelerde glukoz içerdiği için tolere edilemez.[5]

Ksiloz izomeraz

Ksiloz izomeraz enzimi, fruktoz şekerini glukoza dönüştürür. Ksiloz izomerazın besin takviyesi olarak verilmesi, fruktoz emilim bozukluğunun semptomlarını iyileştirebilir.[4]

Diyet

Fruktoz emilim bozukluğu olan kişiler tarafından kaçınılması gereken besinler şunlardır:

  • Bir porsiyon yemekte, içeriğindeki 100 gram glukoza karşılık olarak 0.5 gramdan fazla fruktoz içeren ya da toplamda 0.2 gram fruktan içeren gıdalardan ve içeceklerden kaçınılmalıdır. Porsiyon başına 3 g fruktoz dan fazlasını içeren gıdalar 'yüksek fruktoz yükü' olarak adlandırılır ve muhtemelen semptomları arttırma riski taşırlar. Bununla birlikte, 'yüksek fruktoz yükü' kavramı, uygulanan diyetin başarısındaki önemi açısından değerlendirilmemiştir.[12]
  • Yüksek fruktoz/glukoz oranına sahip besinler, yani fruktozca zengin besinler: Glukoz, fruktoz emilimini arttırır, böylelikle fruktoz glukoz oranı eğer bir'den küçükse (<1), yani bir gıdadaki fruktoz az, glukoz fazla ise, örneğin beyaz patates gibi gıdalardaki fruktoz, kolayca emilir, ancak elma ve armutta olduğu gibi bu oran bir'den büyük (>1), yani, alınan gıdadaki fruktoz miktarı glukozdan fazla ise, fruktozun bağırsaklardan emilmesi zorlaşır. Bu durum besinlerin içerdikleri toplam fruktoz miktarından bağımsızdır ve yine besinlerin içerdiği glukoz miktarı ile birlikte değerlendirilmelidir.[13]
  • Enginar, kuşkonmaz, pırasa, soğan ve ekmek, kek, bisküvi, kahvaltılık gevrek, börek, makarna gibi buğday içeren ürünler de dahil olmak üzere tüm fruktanlar ve diğer mayalanabilir oligo-, di- ve mono-sakkaritler ve polioller (FODMAP'ler) bakımından zengin besinler, pizzalar ve buğday noodle'ları.
  • Bazı diyet içeceklerinde ve gıdalarda bulunan ve bazı meyvelerde doğal olarak bulunan ksilitol ve eritritol, mannitol gibi diğer polyoller (şeker alkolleri) ve sonu -tol ile biten diğer katkı maddeleri içeren ve genellikle ticari gıdalarda suni tatlandırıcı olarak eklenen sorbitol içeren gıdalar
  • Yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren besinler

Aşırı fruktoz içeren gıdalarla birlikte alınan yüksek glukoz içeriğine sahip yiyecekler, aşırı fruktozu sinderemekten muzdarip olan kişilere yardımcı olabilir.[14]

Fruktanların fruktoz emilim bozukluğunda oynadığı rol halen araştırılmaktadır. Bununla birlikte, fruktoz emilim bozukluğu olan kişiler için fruktan alımının 0.5 gram/porsiyon'un altında tutulması,[15] ve inülin ve fruktooligosakkarid (FOS) gibi her iki fruktanı içeren besin takviyelerinden kaçınılması önerilmektedir.[15]

Yüksek fruktoz içeriğine sahip gıdalar

Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı (USDA) veritabanına göre,[16] glukozdan daha fazla fruktoz içeren gıdalar şunlardır:

GıdaFruktoz (gram/100 gram)Glukoz (gram/100 gram)
Sukroz(Referans Değer)5050
Elma5.92.4
Armut6.22.8
Meyve Suları
Elma suyu,
Armut suyu
5–72–3
Karpuz3.41.6
Kuru üzüm29.827.8
Bal40.935.7
Yüksek fruktozlu mısır şurubu42–5545–58
Mango4.682.01
Agave şurubu 55.612.43

USDA gıda veri tabanı, birçok yaygın meyvenin, fruktoz ve glukozu neredeyse eşit miktarlarda içerdiğini ve fruktoz emilim bozukluğu olan bireyler için bir problem ortaya koymadığını ortaya koymaktadır.[17] Elma, armut ve karpuz gibi, içeriğinde glukozdan daha fazla fruktoz içeren bazı meyveler, içerdikleri glukozun iki katından daha fazla fruktoz içermektedir. Üzümlerdeki fruktoz seviyeleri meyvelerin olgunluk derecesine ve türüne göre değişiklik gösterir, örneğin olgunlaşmamış üzümler daha fazla glukoz içerir.

Hastalığın yönetilmesi için diyet kılavuzları

Avustralya'daki Monash Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, özellikle IBS'li bireyler için, fruktoz emilim bozukluğunu yönetmek için bir diyet rehberleri geliştirdiler.[15]

Sakıncalı gıdalar (yani glukozdan daha fazla fruktoz içeren gıdalar)

  • Meyveler - elma, armut, kış kavunu, armut, pençe, papaya, ayva, yıldız meyvesi, karpuz;
  • Kurutulmuş meyveler - elma, frenk üzümü, hurma, incir, armut, kuru üzüm, sultana;
  • Takviyeli şaraplar
  • Agave nektarı, bazı mısır şurupları ve meyve suyu konsantreleri gibi ilave şeker içeren gıdalar.

Uygun olan gıdalar (yani, glukoza eşit miktarda ya da daha az fruktoz içeren gıdalar)

Aşağıdaki listede yer alan uygun yiyecekler listesi bir yayına atfen sunulmuştur: Bu yayının ismi, "Fruktoz emilim bozukluğu ve İrritabl Bağırsak Sendromu'nun semptomlarının diyetle etkin bir şekilde yönetilmesi kılavuzu" dur.[15] Avustralya gıda standartlarında[18] listelenen yiyeceklerin fruktoz ve glukoz içerikleri, listelenen gıdaların çoğunun daha yüksek fruktoz seviyelerine sahip olduğunu göstermektedir.

  • Çekirdekli meyveler: kayısı, nektarin, şeftali, erik (dikkat - bu meyveler sorbitol içerir);
  • Dutsu meyveler: böğürtlen, kızılcık, ahududu, çilek, dut;
  • Narenciye meyveleri: Kamkat, greyfurt, limon, lime, mandalina, portakal, tangelo;
  • Diğer meyveler: olgun muz, jackfruit, tutku meyvesi, ananas, ışgın, tamarillo.

Yiyeceklerin etiketlenmesi

ABD dahil olmak üzere çoğu ülkede ya da tüm ülkelerde işlenmiş gıda üreticileri için, şu anda "glukozdan daha fazla fruktoz" içeren gıdaları bu uyarı ile etiketlemek yasalarca gerekli değildir. Bu fruktoz emilim bozukluğu olan kişiler için bazı sürprizlere ve tehlikelere neden olabilir.

"Glutensiz" olarak işaretlenmiş gıdalar (gluten içermeyen) genellikle fruktoz emilim bozukluğu olan kişiler için uygundur, ancak hastalar, kurutulmuş meyvelere, yüksek fruktozlu mısır şurubuna ya da içeriğinde şeker olarak fruktoz içeren glutensiz gıdalara dikkat etmelidirler. Bununla birlikte, fruktoz emilim bozukluğu yaşayan hastaların, çölyak hastalığı olanlarda olduğu gibi gluteniden tamamen kaçınmalarına gerek yoktur.

Birçok fruktoz emilim bozukluğu yaşayan hasta çavdar ve mısır unu yapılan ekmekleri tüketebilir. Ancak, bunlar "buğdaysız" (veya "glutensiz") olarak işaretlenmedikçe buğday içerebilir. (Not: Çavdar ekmeği glutensiz değildir.) Genellikle buğday için kabul edilebilir bir alternatif olarak kabul edilse de, kavuzlu buğday, tıpkı buğday alerjisi veya çölyak hastalığı olanlar için uygun olmadığı gibi fruktoz emilim bozukluğu olan hastalar için de uygun değildir. Bununla birlikte, fruktoz emilim bozukluğu yaşayan bazı hastalar, buğday ürünlerinden aldıkları fruktanlar ile bir sıkıntı çekmezken, fazla fruktoz içeren gıdalarla ilgili problemleri olabilir.

Yeni araştırmalar

Fruktoz ve fruktanlar, duyarlı bireylerde gastrointestinal rahatsızlığa neden olduğu bilinen FODMAP'lardır (fermente oligo-, di- ve mono-sakkaritler ve polioller). FODMAP'lar bu bozuklukların nedeni değildir, [19] ancak erişkinlerde FODMAP'larin kısıtlanması (düşük FODMAP diyeti), irritabl bağırsak sendromu (IBS) ve diğer fonksiyonel gastrointestinal bozuklukların (FGID) kısa vadeli sindirim semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.[19][20][21][22] Bununla birlikte, FODMAP'ların uzun süreli olarak kısıtlanması, bağırsak mikrobiyotası ve metabolomu üzerinde zararlı bir etkiye neden olduğu için olumsuz etkilere sahip olabilir.[21][22][23][24]

Başvurular

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 31 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2018. 
  2. ^ Chambers, R.A; Pratt, R.T.C (1956). "Idiosyncrasy to Fructose". The Lancet. 268 (6938): 340. https://doi.org/10.1016%2FS0140-6736%2856%2992196-1 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/13358219 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Ledochowski M, et al. (2001). http://www.kup.at/kup/pdf/305.pdf 21 Ocak 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Journal für Ernährungsmedizin (in German). 3 (1): 15–19.
  4. ^ a b c d e f Berni Canani, Roberto; Pezzella, Vincenza; Amoroso, Antonio; Cozzolino, Tommaso; Di Scala, Carmen; Passariello, Annalisa (2016). https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4808885 3 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Nutrients. 8 (3): 157. https://doi.org/10.3390%2Fnu8030157. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4808885 3 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26978392 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ a b c Ebert, Karolin; Witt, Heiko (2016).https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4755956. Molecular and Cellular Pediatrics. 3 (1): 10. https://doi.org/10.1186%2Fs40348-016-0035-9. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4755956 24 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/26883354
  6. ^ Putkonen L, Yao CK, Gibson PR (Jul 2013). "Fructose malabsorption syndrome". Curr Opin Clin Nutr Metab Care (Review). 16 (4): 473–7. https://doi.org/10.1097%2FMCO.0b013e328361c556. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23739630 8 Ağustos 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2018. 
  8. ^ Montalto M, Gallo A, Ojetti V, Gasbarrini A (2013)."http://www.europeanreview.org/wp/wp-content/uploads/026-0291.pdf 12 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Eur Rev Med Pharmacol Sci(Review). 17 (Suppl 2): 26–9. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24443064 14 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  9. ^ edochowski M, Widner B, Murr C, Sperner-Unterweger B, Fuchs D (2001). "Fructose malabsorption is associated with decreased plasma tryptophan". Scand. J. Gastroenterol. 36 (4): 367–71. https://citeseerx.ist.psu.edu/viewdoc/summary?doi=10.1.1.627.6642. https://doi.org/10.1080%2F003655201300051135. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/11336160 16 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  10. ^ a b edochowski M, Uberall F, Propst T, Fuchs D (1999)." http://www.clinchem.org/cgi/content/full/45/11/2013 27 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Clin. Chem. 45 (11): 2013–4. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10545075 17 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  11. ^ Gibson, P. R; Newnham, E; Barrett, J. S; Shepherd, S. J; Muir, J. G (2006). "Review article: Fructose malabsorption and the bigger picture". Alimentary Pharmacology & Therapeutics. 25 (4): 349–63. https://doi.org/10.1111%2Fj.1365-2036.2006.03186.x. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17217453 8 Ekim 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  12. ^ Gibson, Peter R; Shepherd, Susan J (2010). "Evidence-based dietary management of functional gastrointestinal symptoms: The FODMAP approach". Journal of Gastroenterology and Hepatology. 25 (2): 252–8. https://doi.org/10.1111%2Fj.1440-1746.2009.06149.x. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20136989 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 16 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Aralık 2018. 
  14. ^ Skoog SM, Bharucha AE (2004). http://www.bashaar.org.il/files/101022005111814.pdf 1 Nisan 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Am. J. Gastroenterol. 99 (10): 2046–50. https://doi.org/10.1111%2Fj.1572-0241.2004.40266.x. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15447771 17 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  15. ^ a b c d Shepherd SJ, Gibson PR (2006).http://sacfs.asn.au/download/SueShepherd_sarticle.pdf. Journal of the American Dietetic Association. 106(10): 1631–9. https://doi.org/10.1016%2Fj.jada.2006.07.010. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17000196 14 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  16. ^ http://www.nal.usda.gov/fnic/foodcomp/search/ 3 Mart 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. https://web.archive.org/web/20150303000000/. https://doi.org/10.1016%2Fj.jada.2006.07.010. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17000196 14 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  17. ^ http://www.nal.usda.gov/fnic/foodcomp/Data/Other/herr48.pdf 7 Eylül 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. https://web.archive.org/web/20060907155335/. Ruth H. Matthews, Pamela R. Pehrsson, and Mojgan Farhat-Sabet, (1987) .
  18. ^ https://web.archive.org/web/20120324031237/http://www.foodstandards.gov.au/consumerinformation/nuttab2010/nuttab2010onlinesearchabledatabase/onlineversion.cfm?&action=nutrientFoods&category=Proximates&nutrientID=FRU. https://en.wikipedia.org/wiki/Food_Standards_Australia_New_Zealand 26 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  19. ^ Peter R Gibson & Susan J Shepherd (2010). "Evidence-based dietary management of functional gastrointestinal symptoms: The FODMAP approach". Journal of Gastroenterology and Hepatology. 25 (2): 252–258. doi:https://doi.org/10.1111%2Fj.1440-1746.2009.06149.x. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20136989 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  20. ^ Turco R, Salvatore S, Miele E, Romano C, Marseglia GL, Staiano A (2018). https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5952847 8 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Ital J Pediatr (Systematic Review). 44 (1): 53. https://doi.org/10.1186%2Fs13052-018-0495-8. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5952847 8 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/29764491 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  21. ^ a b Staudacher HM, Irving PM, Lomer MC, Whelan K (April 2014). "Mechanisms and efficacy of dietary FODMAP restriction in IBS". Nat Rev Gastroenterol Hepatol (Review). 11 (4): 256–66. https://doi.org/10.1038%2Fnrgastro.2013.259. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24445613 14 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  22. ^ a b Rao SS, Yu S, Fedewa A (2015). "Systematic review: dietary fibre and FODMAP-restricted diet in the management of constipation and irritable bowel syndrome". Aliment. Pharmacol. Ther. 41 (12): 1256–70. https://doi.org/10.1111%2Fapt.13167. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25903636 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  23. ^ Tuck, CJ; Muir, JG; Barrett, JS; Gibson, PR (2014). "Fermentable oligosaccharides, disaccharides, monosaccharides and polyols: role in irritable bowel syndrome". Expert Rev Gastroenterol Hepatol. 8 (7): 819–834. https://doi.org/10.1586%2F17474124.2014.917956. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24830318 14 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  24. ^ Heiman ML, Greenway FL (2016). "A healthy gastrointestinal microbiome is dependent on dietary diversity 8 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Mol Metab (Review). 5 (5): 317–320. https://doi.org/10.1016%2Fj.molmet.2016.02.005. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4837298 8 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27110483 15 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
Sınıflandırma

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Seçici serotonin geri alım inhibitörü</span> Antidepresan ilaç sınıfı

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri majör depresif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve diğer psikolojik bozuklukların tedavisinde antidepresan olarak kullanılan bir ilaç grubudur. Yan etkilerinin az olması, etkinlikleri ve tolere edilebilirlikleri nedeniyle sıklıkla depresyon ve diğer birçok psikiyatrik bozukluk için birinci basamak ilaçlar olarak kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Tiyamin</span> kimyasal bileşik

Tiyamin, bir diğer ismiyle B1 vitamini, kimyasal formülü C12H17ClN4OS olan renksiz bir bileşiktir. "Thio-vitamine" ("sülfür-içeren vitamin") anlamına gelmekte olup suda çözülebilen B kompleks vitaminlerinden birisidir.

Salisilik asit, karboksil grubunun fenoldeki OH grubuna orto pozisyonunda olduğu bir bileşiktir. C6H4 (OH)CO2H kimyasal formülüne sahiptir. Salisilik asit renksiz ve kristal yapıda olan bir beta hidroksi asittir (BHA). Bu asit "2-hidroksibenzoik asit" olarak da bilinir ve suda çok az çözünmektedir. Beyaz söğüt ve keklik üzümü yapraklarının kabuğundan elde edilir. Bir anti-enflamatuar ajan olarak doğrudan aktiviteye sahip olmakla birlikte pul pul dökülmeyi teşvik etme yeteneği nedeniyle topikal bir antibakteriyel ajan görevi görmektedir. Organik yapıdaki bu asit, organik asit sentezinde kullanılmasının yanı sıra bitkisel hormon olarak da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Fruktoz</span> altı karbonlu bir monosakkaritt

Fruktoz, birçok besin maddesinde bulunan altı karbonlu bir monosakkarittir. Beyaz katı bir görünüme sahip olan fruktoz, suda çok kolay çözünür. Bal, ağaç meyveleri, kavun ve karpuzun da dahil olduğu familyadaki meyveler, dutsu meyveler (berry) ve bazı kök sebzeleri, kayda değer miktarlarda fruktoz içeren sükroz içerir. Sükroz, glukoz ve fruktozun bir araya gelmesiyle meydana gelen bir disakkarittir. Dünya çapında her yıl doğal olarak 240.000 ton fruktozun ototrof canlılar aracılığıyla üretildiği tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Anksiyolitik</span> anksiyete tedavisinde kullanılan ilaçlar

Anksiyolitik anksiyeteyi azaltan ilaçlara verilen isimdir. Anksiyolitik ilaçlar, anksiyete bozukluklarına bağlı psikolojik ve fiziksel semptomların tedavisinde kullanılmaktadır.

X'e bağlı şiddetli ve birleşik bağışıklık yetmezliği kısaca X-SCID, adından da anlaşıldığı gibi, vücudumuzun korunmasına yardımcı olan lenfositlerin eksikliğine neden olan bir bağışıklık yetmezliği hastalığıdır.

Kaçış sendromu hastalığı, "kanın yoğunlaşması, tansiyonun düşmesi gibi bulgular veren hastalık, damarlardan protein, mineral ve suyun sızması" olarak tanımlanmaktadır.

<i>Passiflora adenopoda</i>

Passiflora adenopoda, çarkıfelekgiller familyasından çarkıfelek cinsinin bir türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Essitalopram</span> seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) sınıfından bir antidepresan

Essitalopram sitalopramın S-enantiomeri olan SSRI sınıfı bir antidepresandır. 12 yaşın üstündeki yetişkinlerde depresyon ve anksiyete tedavisinde kullanımı FDA tarafından uygun görülmüştür. Essitalopram aynı zamanda panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde de kullanılmaktadır. Premenstrüel sendrom semptomlarını azaltmada etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Afrika at vebası</span> vektörel hastalık

Afrika at vebası çok bulaşıcı ve ölümcül bir hastalıktır. Çoğunlukla at, eşek ve katırlarda etkilidir, zebralar, filler ve köpekler hastalık belirtisi göstermeden hasta olurlar. Hastalık Vektörel bir hastalıktır

Genetik bariyer, aynı popülasyon içerisinde yaşayan farklı türler arasındaki genetik izolasyon mekanizmasıdır. Bu düşünceye göre dünya üzerinde yaşamış ve yaşamakta olan tüm canlıların genetik yapısını koruyan bir mekanizma vardır. Bu sayede türler, kendi soyuna ait kalıtım bilgisini, nesiller boyunca sağlıklı bir şekilde aktarabilmişlerdir. Paleontolojik bulgularda karşılaşılan neredeyse hiç değişlik görülmeyen canlıların arkasında yatan genetik mekanizmanın da "genetik bariyer" olduğu düşünülmektedir G.Mendel'in kalıtım kanununa göre canlılar, ebeveynlerden gelen genlerin çaprazlanması ile tür içerisinde çeşitlenirler. Birden fazla farklı türün yaşadığı aynı popülasyonda ise türler arası gen transferi doğal yollarla pek mümkün olmaz. Farklı türlerin üremesini engelleyen çeşitli engeller mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Veba doktoru</span> Veba hastalığının hızlı bir şekilde etkisinin olduğu dönemde üst kademeler tarafından tayin edilen doktorlar

Veba doktoru, veba hastalığı kurbanlarını tedavi eden bir tıp doktoru idi. Özellikle köy ve kasabalarda veba salgını olması durumunda halk tarafından kiralanıp kasabaya getirilirlerdi. Zengin-fakir herkesi iyileştirdiklerinde ücretleri verilirdi. Ancak, bazı veba doktorları, daha fazla gelir elde etmek için hastalara ve ailelerine özel tedaviler sunmak ve/veya yanlış ilaçlar vermekle tanınırlar. Bunlar normal, profesyonel doktor, hekim veya cerrah değil, genellikle işinin ehli olmayan veya pratikleşerek kendi işini kurmaya çalışan ikinci sınıf doktorlardı. Bu doktorlar hastalarını nadiren de olsa iyileştirirlerdi, ne var ki, bu şekildeki doktorların sayısı hayli azdı.

<span class="mw-page-title-main">Ligamentum patellae</span>

Patellar ligament, diz kapağından başlayıp, kaval kemiğinin tuberositas tibiasında sonlanan bir ligamenttir. Quadriceps tendonunun devamı olduğundan, aynı zamanda patellar tendon olarak da bilinir. Uzunluğu yetişkinlerde ortalama 46.4 ± 4.8 mm'dir.

<span class="mw-page-title-main">Reaktif hipoglisemi</span>

Reaktif hipoglisemi, postprandiyal hipoglisemi ya da tatlı krizi, diyabetli ve diyabeti olmayan kişilerde, yüksek karbonhidrat içeren bir yemekten sonraki dört saat içinde ortaya çıkan semptomatik ve tekrarlayan hipoglisemi ataklarını tanımlayan bir terimdir. Hipogliseminin nedenini belirlemek için bir değerlendirme yapılmasını gerektirdiğinden bu terim tek başına bir tanı değildir.

Gonadarş, ergenlik döneminin en erken gonadal değişikliklerini ifade eder. Hipofiz gonadotropinlerine cevap olarak, kızlarda yumurtalıklar ve erkeklerde testisler büyümeye başlar ve özellikle östradiol ve testosteron olmak üzere seks steroidlerinin üretimini artırmaya başlar.

<span class="mw-page-title-main">Tanı</span> Bir hastalığı veya bozukluğu tanımlama süreci

Tanı, teşhis veya diyagnoz, bir kişinin sahip olduğu belirti ve semptomlara dayanarak kişinin hastalık ya da durumunun belirlenmesini içeren tıbbi işlem. Tanı için gerekli bilgiler genellikle tıbbi bakım isteyen kişinin anamnez ve fizik muayenesinden toplanır. Tıbbi testler gibi bir veya daha fazla teşhis prosedürü de işlem sırasında kullanılabilir. Bazen ölüm sonrası tanı bir tür tıbbi tanı olarak kabul edilir. Teşhis evde, klinik ve hastanelerde yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Karın kılları</span>

Karın kılları, vücut kılları türlerinden biridir. Kasık bölgesi ve toraks (göğüs) arasındaki bölgede, insanların ve memelilerin karnında yetişir. Karın kıllarının büyümesi, kasık bölgesinden yukarıya ve torakstan aşağıya göbeğe kadar dikey olarak olur. Diğer memelilerin karın kılları pelajın bir parçasıdır.

Kontrol odağı, insanların, hayatlarındaki olayların sonuçları üzerinde dış güçlerden ziyade kendilerinin kontrol sahibi olduklarına inanma derecesidir.

<span class="mw-page-title-main">Akademik başarı</span>

Akademik başarı veya akademik performans, bir öğrencinin, öğretmenin veya kurumun kısa veya uzun vadeli eğitim hedeflerine ulaşma derecesidir. Ortaokul diplomaları ve lisans dereceleri gibi eğitim kriterlerinin tamamlanması akademik başarıyı temsil eder.

Göz kuruluğu, gözyaşının gözleri yağlamak için yetersiz olması durumudur. Göz kuruluğunun en yaygın nedeni yetersiz gözyaşımı üretime olsa da bazen gözyaşlarının buharlaşması da göz kuruluğuna neden olabilir. Gözyaşı, göz sağlığı için oldukça önemlidir, bu yüzden uzun süreli göz kuruluğu uzun vadede ciddi göz rahatsızlıklarına neden olabilir.