İçeriğe atla

Fruktan

İnülinlerin yapısal formülü, 1→2 bağlantılı terminal a-D-glikozlu lineer fruktanlar

Fruktan, fruktoz moleküllerinin bir polimeridir. Kısa zincir uzunluğuna sahip fruktanlar, frukto-oligosakkaritler olarak bilinir. Fruktanlar agave, enginar, kuşkonmaz, pırasa, sarımsak, soğan (yeşil soğan dahil), yacon, jícama, arpa ve buğday gibi hem monokot hem de dikot besinler başta olmak üzere[1] anjiyospermlerin %12'sinden fazlasında bulunabilir.

Fruktanlar ayrıca atlar ve diğer otlayan hayvanlar için besini olan çimenlerde de görülür.

Çeşitleri

Fruktanlar, normalde bir sakkaroz birimi ve fruktoz kalıntılarından oluşur. Fruktoz kalıntılarının bağlantı konumu, fruktanın türünü belirler. Beş çeşit fruktan vardır:[2]

Bağlantı normalde iki birincil hidrolsilden (OH-1 veya OH-6) birinde meydana gelir ve iki temel basit fruktan türü vardır:

  • 1-bağlı: İnülinde fruktosil kalıntıları β-2,1-bağları ile bağlanır.
  • 6-bağlı: Levan ve fleinde fruktosil kalıntıları β-2,6-bağları ile bağlanır.

Üçüncü bir fruktan türü olan graminin[2] hem β-2,1-bağlarını hem de β-2,6-bağlarını içerir.β-2,6-linkages.[3]

İki fruktan türü daha karmaşıktır: Bunlar, molekülün her iki tarafında uzamaların meydana geldiği bir 6G- kestotrioz omurgasında oluşturulurlar:

  • neo-inulin ("inulin neoseries" olarak da adlandırılır[2]): baskın β-2,1-bağları ile bağlanır.
  • neo-levan ("levan neoseries" olarak da bilinir[2]): baskın β-2,6-bağları ile bağlanır.

Kullanımı

Fruktanlar, birçok ot türünün gövdelerinde bulunan önemli depolama polisakkaritleridir ve bir dereceye kadar donma toleransı sağlar.[4][5] Bunun bir istisnası, fruktanları sentezleyemeyen pirinçtir.[6]

Arpada fruktan, hücre kofullarında birikir ve fotosentezi kolaylaştırmak için hücre içinde bir karbon havuzu görevi görür.

Hindibadaki inülin tipi fruktanlar, esas olarak gıda bileşenleri olarak fruktanların endüstriyel üretimi için hammadde olarak kullanılır. Gıda endüstrisinde kullanımı, prebiyotik diyet lifi olarak fruktanların besinsel ve teknolojik özelliklerine dayanmaktadır.[7][8]

Çeşitli gıdalarda bulunan fruktan miktarı

Agave7–25%[8]
Yerelması16.0–20.0%[9]
Enginar2.0–6.8%[9]
Kuşkonmaz1.4–4.1%[9]
Arpa çekirdekleri22%[10]
Sarımsak17.4%[11]
Soğan1.1–10.1%[9]
Çavdar (kepek)7%[12]
Çavdar (tane)4.6–6.6%[12]
Buğday ekmeği (beyaz)0.7–2.8%[9]
Buğday unu1–4%[10]
Buğday makarnası1–4%[9]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Hendry, George (1987). "The Ecological Significance of Fructan in a Contemporary Flora". New Phytologist (İngilizce). 106 (s1). ss. 201-216. doi:10.1111/j.1469-8137.1987.tb04690.x. ISSN 1469-8137. 
  2. ^ a b c d Chibbar, R. N.; Jaiswal, S.; Gangola, M.; Båga, M. (2016). "Carbohydrate Metabolism". Reference Module in Food Science. doi:10.1016/B978-0-08-100596-5.00089-5. ISBN 9780081005965. 
  3. ^ Van den Ende, Wim (2013). "Multifunctional fructans and raffinose family oligosaccharides". Frontiers in Plant Science. Cilt 4. s. 247. doi:10.3389/fpls.2013.00247. PMC 3713406 $2. PMID 23882273. 
  4. ^ Pollock, C. J. (1986). "Tansley Review No. 5 Fructans and the Metabolism of Sucrose in Vascular Plants". New Phytologist. 104 (1). ss. 1-24. doi:10.1111/j.1469-8137.1986.tb00629.x. PMID 33873815. 
  5. ^ Pollock, C. J.; Cairns, A. J. (1991). "Fructan Metabolism in Grasses and Cereals". Annual Review of Plant Physiology and Plant Molecular Biology. Cilt 42. ss. 77-101. doi:10.1146/annurev.pp.42.060191.000453. 
  6. ^ Kawakami, A.; Sato, Y.; Yoshida, M. (2008). "Genetic engineering of rice capable of synthesizing fructans and enhancing chilling tolerance". Journal of Experimental Botany. 59 (4). ss. 793-802. doi:10.1093/jxb/erm367. PMID 18319240. 
  7. ^ Meyer, D.; Bayarri, S.; Tárrega, A.; Costell, E. (1 Aralık 2011). "Inulin as texture modifier in dairy products". Food Hydrocolloids. 25 years of Advances in Food Hydrocolloid Research. 25 (8). ss. 1881-1890. doi:10.1016/j.foodhyd.2011.04.012. ISSN 0268-005X. 
  8. ^ a b Tungland, Bryan (1 Haziran 2018), Tungland, Bryan (Ed.), "Chapter 8 - Nondigestible Fructans as Prebiotics", Human Microbiota in Health and Disease, Academic Press, ss. 349-379, doi:10.1016/b978-0-12-814649-1.00008-9, ISBN 9780128146491 
  9. ^ a b c d e f Shepherd, Susan J. (2006). "Fructose Malabsorption and Symptoms of Irritable Bowel Syndrome: Guidelines for Effective Dietary Management" (PDF). J Am Diet Assoc. 106 (10): 1631-1639. doi:10.1016/j.jada.2006.07.010. PMID 17000196. 14 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Mayıs 2022. 
  10. ^ a b Slavin, Joanne L. (2000). "Mechanisms for the Impact of Whole Grain Foods on Cancer Risk". Journal of the American College of Nutrition. 19 (90003): 300S-307S. doi:10.1080/07315724.2000.10718964. PMID 10875601. 8 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2022. 
  11. ^ Muir, J.G. (2007). "Fructan and Free Fructose Content of Common Australian Vegetables and Fruit". Journal of Agricultural and Food Chemistry. 55 (16): 6619-6627. doi:10.1021/jf070623x. PMID 17625872. 
  12. ^ a b Karppinen, Sirpa. Dietary fibre components of rye bran and their fermentation in vitro. Espoo 2003. VTT Publications 500. 96 p. + app. 52 p.[1] 16 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">DNA</span> Canlıların genetik bilgilerini barındıran molekül

Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.

<span class="mw-page-title-main">Bakteri</span> mikroorganizma üst âlemi

Bakteri (İngilizce telaffuz: [bækˈtɪəriə] ( dinle); tekil isim: bacterium), tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu, kimi virgül şeklinde olabilir. Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardır. Tipik olarak bir gram toprakta bulunan bakteri hücrelerinin sayısı 40 milyon, bir mililitre tatlı suda ise bir milyondur; toplu olarak dünyada beş nonilyon (5×1030) bakteri bulunmaktadır, bunlar dünyadaki biyokütlenin çoğunu oluşturur. Bakteriler gıdaların geri dönüşümü için hayati bir öneme sahiptirler ve gıda döngülerindeki çoğu önemli adım, atmosferden azot fiksasyonu gibi, bakterilere bağlıdır. Ancak bu bakterilerin çoğu henüz tanımlanmamıştır ve bakteri şubelerinin sadece yaklaşık yarısı laboratuvarda kültürlenebilen türlere sahiptir. Bakterilerin araştırıldığı bilim bakteriyolojidir, bu, mikrobiyolojinin bir dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">RNA</span> nükleotitlerden oluşan polimer

Ribonükleik asid (RNA), bir nükleik asittir, nükleotitlerden oluşan bir polimerdir. Her nükleotit bir azotlu baz, bir riboz şeker ve bir fosfattan oluşur. RNA pek çok önemli biyolojik rol oynar, DNA'da taşınan genetik bilginin proteine çevirisi (translasyon) ile ilişkili çeşitli süreçlerde de yer alır. RNA tiplerinden olan mesajcı RNA, DNA'daki bilgiyi protein sentez yeri olan ribozomlara taşır, ribozomal RNA ribozomun en önemli kısımlarını oluşturur, taşıyıcı RNA ise protein sentezinde kullanılmak üzere kullanılacak aminoasitlerin taşınmasında gereklidir. Ayrıca çeşitli RNA tipleri genlerin ne derece aktif olduğunu düzenlemeye yarar.

<span class="mw-page-title-main">Fruktoz</span> altı karbonlu bir monosakkaritt

Fruktoz, birçok besin maddesinde bulunan altı karbonlu bir monosakkarittir. Beyaz katı bir görünüme sahip olan fruktoz, suda çok kolay çözünür. Bal, ağaç meyveleri, kavun ve karpuzun da dahil olduğu familyadaki meyveler, dutsu meyveler (berry) ve bazı kök sebzeleri, kayda değer miktarlarda fruktoz içeren sükroz içerir. Sükroz, glukoz ve fruktozun bir araya gelmesiyle meydana gelen bir disakkarittir. Dünya çapında her yıl doğal olarak 240.000 ton fruktozun ototrof canlılar aracılığıyla üretildiği tahmin edilmektedir.

Hipokampus, beynin medial temporal lobunda yer alan, hafıza ve yön bulmada önemli rolü olan bölge. Bir gri cevher tabakası olup, lateral ventrikülün alt boynuz tabanı boyunca uzanır. Filogenetik olarak en eski beyin kısımlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Mısır şurubu</span> Yiyecek Şurubu

Mısır şurubu yiyecek şurubu'dur. Mısır nişastasından elde edilir ve temelde glükozdan müteşekkildir. Yiyeceklerde dokuyu yumuşatmak, hacim kazandırmak, şekerin kristalleşmesini önlemek ve aromayı artırmak için kullanılır. Yüksek fruktoz mısır şurubundan farklıdır. Yüksek fruktoz mısır şurubu, daha yüksek düzeyde fruktoz içeren bir tatlandırıcı olmasıyla ayrılır. Aynı zamanda genel bir terim olarak glükoz şurubu adı da kullanılır çünkü glükoz şurubu çoğunlukla mısır nişastasından elde edilir. Teknik olarak glükoz şurubu buğday, pirinç ve patates gibi kaynaklardan da elde edilebilen tüm sıvı nişastalara verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Beta yaprak</span>

Proteinlerin ikincil yapısında β yaprak, alfa sarmaldan sonra en sık görülen biçimdir. Beta yapraklar birbirine en az iki veya üç hidrojen bağı ile yatay bağlanmış beta ipliklerden oluşur, bunlardan plili ve burkulmuş bir yaprak meydana getirir. Bir beta iplik 3 ila 10 amino asit uzunluğunda bir polipeptit zincirinden oluşur, polipeptir omurga neredeyse tamamen uzanık bir konformasyondadır. β yaprakların birleşmesinden kaynaklanan protein yığışımları (agregatlar) ve telcikler (fibriller), çeşitli hastalıkların oluşumunda rol oynar, bunların arasında Alzheimer gibi amiloidoz hastalıkları kayda değerdir.

Dönüş, polipeptit zincirinin doğrultusunu ters çevirdiği bir protein ikincil yapı elemanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Carl Ferdinand Cori</span> Nobel ödüllü Çek biyokimyager ve farmakolog

Carl Ferdinand Cori, Çek biyokimyager ve farmakolog. Eşi Gerty Cori ve Arjantinli fizyolog Bernardo Houssay ile birlikte, glikojenin yıkımı ve vücutta tekrar sentezi yoluyla enerji deposu ve kaynağı olarak kullanılması ile ilgili keşiflerinden dolayı 1947 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Peter Medawar</span> İngiliz-Brezilyalı biyolog (1915 – 1987)

Sir Peter Brian Medawar, Brezilyalı/İngiliz biyolog. Graft reddi ve kazanılmış immün tolerans ile ilgili keşifleri organ nakli uygulamalarında önemli bir yer edinmiştir. 1960 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne Sir Frank Macfarlane Burnet ile birlikte layık görüldü.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit</span> Karaciğer inflamasyonu

Hepatit, karaciğer hücrelerinde inflamasyon ile karakterize tıbbi durumdur. İsim Yunanca hepar (ἧπαρ); hepat- (ἡπατ-), karaciğer kökünden ve sonek -itis, "inflamasyon" 'dan türemiştir (c. 1727) Karaciğerdeki inflamasyon zamanla kendini sınırlayabilir ya da fibrozis ve siroza ilerleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Phillip Allen Sharp</span> Amerikalı biyolog

Phillip Allen Sharp, Amerikan genetikçi ve moleküler biyolog. RNA bağlanmasının kaşiflerinden biridir. Richard J. Roberts ile birlikte ökaryot hücrelerinin DNA dizelerindeki genlerin bitişik sırada olmadığını, aralarda intron denilen okunmayan ve protein sentezine katılmayan bölümlerin olduğunu keşfettiler. Bu sayede mRNA'lar aynı DNA dizesinden bu bölümleri farklı şekilde silmeleri ile farklı proteinleri kodlayabilmektedir. İkili bu keşifleri ile 1993 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazanmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Riboşalter</span>

Moleküler biyolojide, bir riboşalter, küçük bir moleküle bağlanarak parçası olduğu mRNAnın protein üretimininde değişime sebep olan mRNA düzenleyici bölümüdür. Bundan dolayı riboşalter içeren mRNAlar kendi kendilerinin translasyonunu düzenlerler. Bu düzenleme etkiyen molekülün miktarına bağlıdır. mRNA ile etkiyen molekül arasındaki etkileşim oldukça spesifktir yani RNA molekülü etkiyen molekülü analoglarından ayırabilir.

<span class="mw-page-title-main">Fruktoz emilim bozukluğu</span>

Fruktoz emilim bozukluğu, eskiden "diyetsel fruktoz intoleransı" (DFI) olarak adlandırılan, bir çeşit sindirim bozukluğu olup, ince bağırsağın enterosit hücrelerindeki fruktoz taşıyıcılarının eksik olması sebebiyle, fruktozun emiliminin bozulması sonucunda gelişir. Bu durum, emilemeyen fruktozun tüm bağırsaktaki fruktoz konsantrasyonunu arttırması ile sonuçlanır. Fruktoz intoleransı ilk olarak 1956'da tanımlanmış ve bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Osteokalsin</span>

Osteokalsin, başka bir adla kemik gama-karboksiglutamik asit içeren protein (BGLAP), kemik ve dentinde bulunan ve ilk olarak civciv kemiğinde kalsiyum bağlayıcı protein olarak tanımlanan küçük (49-amino-asit) kollajenöz olmayan protein yapılı bir hormonudur.

De novo sentez, kısmi bozunmadan sonra geri dönüşümün aksine, şekerler veya amino asitler gibi basit moleküllerden karmaşık moleküllerin sentezini ifade eder. Örneğin, format ve aspartat gibi küçük öncü moleküllerden yapılabildikleri için diyette nükleotidlere ihtiyaç yoktur. Metionin ise diyette gereklidir, çünkü homosisteine indirgenebilir ve daha sonra homosisteinden yeniden üretilebilirken, de novo sentezlenemez.

Biyosentez, substratların canlı organizmalarda daha karmaşık ürünlere dönüştürüldüğü çok aşamalı, enzim katalizli bir süreçtir. Biyosentezde basit bileşikler modifiye edilir, diğer bileşiklere dönüştürülür veya makromoleküller oluşturmak üzere birleştirilir. Bu süreç genellikle metabolik yollardan oluşur. Bu biyosentetik yollardan bazıları tek bir hücresel organel içinde yer alırken diğerleri birden fazla hücresel organel içinde yer alan enzimleri içerir. Bu biyosentetik yolların örnekleri arasında çift katlı lipit katmanının bileşenlerinin ve nükleotidlerin üretimi yer alır. Biyosentez genellikle anabolizma ile eş anlamlıdır ve bazı durumlarda birbirinin yerine kullanılır.

Oligosakkarit, az sayıda monosakkarit içeren bir karbonhidrat polimeridir. Oligosakkaritler, hücre tanıma ve hücre bağlanması dahil olmak üzere birçok fonksiyona sahiptir. Örneğin, glikolipidler bağışıklık tepkisinde önemli bir role sahiptir.

Bazen oligofruktoz veya oligofruktan olarak da adlandırılan fruktooligosakkaritler (FOS), alternatif bir tatlandırıcı olarak kullanılan oligosakkarit fruktanlardır. FOS, ticari olarak hazırlanmış şuruplarda şekerin yüzde 30 ila 50'si arasında tatlılık seviyeleri sergiler. Doğal olarak oluşur ve ticari kullanımı, daha sağlıklı ve kalorisi azaltılmış gıdalar için tüketici talebine yanıt olarak 1980'lerde ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">ALDH3A1</span>

Aldehit dehidrogenaz aile 3, üye A1, insanların 17. kromozomunda yer alan ALDH3A1 geni tarafından kodlanan bir enzimdir.