İçeriğe atla

Frekans tepkisi

Frekans tepkisi, bir uyarana yanıt olarak bir sistemin veya cihazın çıkış spektrumunun nicel ölçüsüdür. Sistemin dinamiklerini karakterize etmek için kullanılır. Girişe kıyasla frekansın bir fonksiyonu olarak çıkışın büyüklüğü ve fazının bir ölçüsüdür. En basit ifadeyle, bir sinüs dalgası belirli bir frekansta bir sisteme enjekte edilirse, doğrusal bir sistem girişe göre belirli bir büyüklük ve belirli bir faz açısı ile aynı frekansta tepki verecektir. Ayrıca doğrusal bir sistem için, girdinin genliğini iki katına çıkarmak çıktının genliğini iki katına çıkarır. Ek olarak, zamanla değişmeyen sistemse (LTI), frekans tepkisi da zamanla değişmeyecektir. Bu nedenle LTI sistemleri için frekans cevabı, sistemin transfer fonksiyonunun sinüzoidal uyarmanın frekansını temsil eden tamamen hayali bir sayı argümanına uygulanması olarak görülebilir.[1]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Dennis L. Feucht (1990). Handbook of Analog Circuit Design. Elsevier Science. s. 192. ISBN 978-1-4832-5938-3. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Radyo</span> elektromanyetik radyo dalgalarındaki ses modülasyonunu önce elektronik ortama sonra da sese çeviren elektronik alet

Radyo, elektromanyetik radyo dalgalarındaki ses modülasyonunu önce elektronik ortama sonra da sese çeviren elektronik alet. Türk Dili dergisinde Kırgız Türkçesinde radyo anlamında kullanılan үналгы /ünalgı/ sözünün Türkiye Türkçesinde kullanılması da gündeme getirilmiştir. Radyoyu Marconi icat etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Makine</span> herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için dişliler, yataklar ve miller gibi çeşitli makine elemanlarından oluşan düzenekler bütünü

Makine, bir iş yapmak için kuvvet uygulamak ve hareketi kontrol etmek için güç kullanan fiziksel bir sistemdir. Terim genellikle motor kullanan yapay cihazlara veya moleküler makineler gibi doğal biyolojik makromoleküllere de uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Genlik modülasyonu</span>

Genlik modülasyonu İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. Uluslararası literatürde AM kısaltmasıyla gösterilir. Dilimizde ise, zaman zaman GM kısaltması kullanılmaktadır. Bu modülasyon türü 1906 yılında ilk defa Kanadalı mühendis Reginald Fessenden tarafından (1866-1932) geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Modülasyon</span>

Modülasyon ya da kipleme, bir taşıyıcı sinyal ile bilgi sinyalini birleştirmekten ibaret olan ve iletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir yöntemdir. Yöntem, başlarda anten yoluyla yapılan yayınlar için öngörülmüş ise de, günümüzde kablolu, kablosuz her tür iletişimde kullanılmaktadır. Çok alçak frekanslı sinyallerin çok uzak mesafelere gönderilmesi güçtür. Bu nedenle alçak frekanslı sinyalin, yüksek frekanslı taşıyıcı bir sinyal üzerine bindirilerek uzak mesafelere taşınması sağlanabilir. Bu noktada kiplemeye başvurulur.

<span class="mw-page-title-main">Titreşim</span>

Titreşim bir denge noktası etrafındaki mekanik salınımdır. Bu salınımlar bir sarkaçın hareketi gibi periyodik olabileceği gibi çakıllı bir yolda tekerleğin hareketi gibi rastgele de olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Polarizasyon</span>

Polarizasyon dalganın hareket yönüne dik gelen düzlemdeki salınımların yönünü tanımlayan yansıyan dalgaların bir özelliğidir. Bu kavram dalga yayılımı ile ilgilenen optik, deprembilim ve uziletişim gibi bilim ve teknoloji sahalarında kullanılmaktadır. Elektrodinamikte polarizasyon, ışık gibi elektromanyetik dalgaların elektrik alanının yönünü belirten özelliğini ifade eder. Sıvılarda ve gazlarda ses dalgaları gibi boyuna dalgalar polarizasyon özelliği göstermez çünkü bu dalgaların salınım yönü uzunlamasınadır yani yönü dalganın hareketinin yönü tarafından belirlenmektedir. Tersine elektromanyetik dalgalarda salınımın yönü sadece yayılımın yönü ile belirlenmemektedir. Benzer şekilde katı bir maddede yansıyan ses dalgasında paralel stres yayılım yönüne dik gelen bir düzlemde her türlü yönlendirmeye tabi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Analog televizyon vericisi</span>

Televizyon vericileri televizyon yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan en önemli teknik araçlardır. kablo ve uydu gibi alternatif yayın araçlarıyla karıştırmamak için TV vericileri bazen "yer vericileri" olarak da isimlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Anahtarlamalı güç kaynağı</span>

Anahtarlamalı güç kaynağı olarak adlandırılan anahtarlamalı modlu güç kaynağı, elektrik gücünü verimli şekilde dönüştürmek için anahtarlama regülatörü içeren elektronik bir güç kaynağıdır. Anahtarlamalı güç kaynağı ya da İngilizce özgün adının kısaltmasıyla SMPS, 1960'lı yıllarda doğrusal güç kaynaklarının çalışma veriminin düşük olması ile kullanılmaya başlanmıştır.

İstatistiksel yayılma ve sapma istatistik biliminde bir sayısal kantitatif değişkenin ölçülen veya ölçülebilen değerlerinin veya bir olasılık dağılımı'nın genel olarak veya bir merkez noktasından yaygınlığı veya değişebilirliği özelliğidir. İstatistiksel yayılma veya sapma kantitatif değişkenlerin veya rassal değişkenlerin diğer bir özelliği olan merkezsel konum ölçüleri ile birlikte istatistikçilerin en çok ilgilendikleri konulardır. Genel olarak günlük hayatta en çok kullanılan yayılma ölçüsü açıklık olmakla beraber, bunun gayet bariz olarak aykırı değerlerden çok etkilenmesi dolayısı ile çeyrekler açıklığı, standart sapma ve varyans gibi diğer çok kullanılan yayılma ölçüleri geliştirilmiştir.

Doğrusal filtreler, işleme sokulan verilerin doğrusal değişkenler ile işlendiği sinyal işleme yapılarıdır. Bir başka deyişle, elde edilen sinyal çıktısı, girdinin doğrusal katsayılar ile işleme sokulması ile oluşturulur. Bu özellikte filtreler ile oluşturulan sistemler, dolayısıyla doğrusal sinyal tepkisi yaratırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dalga (fizik)</span> uzayda ve maddeden geçen salınım

Dalga, bir fizik terimi olarak uzayda ve maddede yayılan ve enerjinin taşınmasına yol açan titreşime denir. Dalga hareketi, orta parçaların yer değişimi sıklıkla olmadan, yani çok az ya da hiç kütle taşınımı olmadan, enerjiyi bir yerden başka bir yere taşır. Dalgalar sabit konumlarda oluşan titreşimlerden oluşurlar ve zamanla nasıl ilerlediğini gösteren bir dalga denklemi ile tanımlanırlar. Bu denklemin matematiksel tanımı dalga çeşidine göre farklılık gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Amplifikatör</span>

Amplifikatör veya yükselteç, elektronik sinyalleri artırmak için kullanılan elektronik cihazlardır. Amplifikatörler bu işlemi bir güç sağlayacısından alıp bu çıkış sinyallerinin şeklini eşleştirerek yaparlar. Yani, bir amplifikatör güç sağlayıcısından aldığı sinyalleri düzenler.

<span class="mw-page-title-main">Süperpozisyon prensibi (fizik)</span> Bir parçacık veya sistemin belli bir zamanda birden fazla durumda olabilmesi.

Fizikte ve sistem teorisinde, süperpozisyon prensibi, tüm lineer sistemler için bir veya daha fazla uyarılar tarafından oluşan net tepki olarak belirtilen süper pozisyon özelliği olarak da bilinir. Kuantum mekaniğinde iki dolanık parçanın durumuna da süperpoziyon denilir. Bu uyarılar her bir uyarıcı tarafından tek tek meydana gelen uyarıların toplamıdır. Eğer giriş A, X tepkisini üretirse ve giriş B, Y tepkisini üretirse, sonuç olarak giriş (A+B), (X+Y) tepkisini üretir. Homojenlik ve eklenebilirlik özellikleri birlikte süperpozisyon prensibi olarak adlandırılır. Bir lineer fonksiyon süperpozisyon prensibini sağlayanlardan biridir ve şöyle tanımlanır:

 Eklenebilirlik
  Homojenlik
skaler a için.

Elektrooptik etki, bir maddenin optik özelliklerinin ışık frekansına göre daha yavaş değişen elektrik alana tepkisidir. Terim, alt bölümlere ayrılabilir birçok farklı olguyu kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Halka salınıcı</span>

Halka salınıcı, çıkışı mantık doğru (true) ve yanlış (false) arasında salınan, bir halkadaki tek sayıda DEĞİL (NOT) kapılarından oluşan aygıttır. DEĞİL kapıları veya eviriciler, bir zincire eklenmiştir ve son eviricinin çıkışı ilkinin girişine geri beslenmiş şekildedir.

Alçak geçiren filtre, seçilen bir kesme frekansından daha düşük bir frekansa sahip sinyalleri ileten ve kesme frekansından daha yüksek frekanslı sinyalleri zayıflatan bir filtredir. Filtrenin tam frekans tepkisi, filtre tasarımına bağlıdır. Filtre bazen ses uygulamalarında yüksek kesimli filtre veya tiz kesilmiş filtre olarak da adlandırılır. Alçak geçiren filtre, yüksek geçiren bir filtrenin tamamlayıcısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yüksek geçiren filtre</span>

Yüksek geçiren filtre (HPF), belirli bir kesme frekansından daha yüksek bir frekansa sahip sinyalleri ileten ve kesme frekansından daha düşük frekanslı sinyalleri zayıflatan bir filtredir. Her bir frekans için zayıflama miktarı filtre tasarımına bağlıdır. Yüksek geçiren bir filtre genellikle doğrusal ve zamanla değişmeyen bir sistem olarak modellenir. Bazen düşük kesimli filtre veya bas kesilmiş filtre olarak da adlandırılır. Yüksek geçişli filtrelerin, DC'yi sıfır olmayan ortalama voltajlara veya radyo frekansı cihazlarına duyarlı devrelerden engelleme gibi birçok kullanımı vardır. Bir bant geçiren filtre üretmek için alçak geçiren bir filtre ile birlikte de kullanılabilirler.

Transfer fonksiyonu, elektronik veya kontrol sistemi bileşeninde her olası giriş için teorik olarak cihazın çıktısını modelleyen matematiksel bir fonksiyondur. En basit şekliyle, bu fonksiyon bağımsız bir skaler girişin, transfer eğrisi veya karakteristik eğri adı verilen bağımlı skaler çıkışa karşı iki boyutlu bir grafiğidir. Bileşenler için transfer fonksiyonları, elektronik ve kontrol teorisinde, özellikle blok diyagram tekniği kullanılarak bileşenlerden monte edilen sistemleri tasarlamak ve analiz etmek için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal olmayan optik</span>

Doğrusal olmayan optik ya da nonlineer optik, ışığın doğrusal olmayan sistem ve malzemelerdeki davranışı ile özelliklerini inceleyen optiğin bir alt dalıdır. Bu malzemelerde elektrik alan () ile polarizasyon yoğunluğu () arasındaki ilişki doğrusal değildir; bu durum daha çok yüksek genlikte (108 V/m seviyelerinde) ışık veren lazerlerde ve lityum niobat gibi kristal yapılarında görülür. Schwinger sınırından daha kuvvetli alanlarda vakum da doğrusallığını kaybeder. Süperpozisyon prensibi bu malzemeler için geçerli değildir.

Frekans seçici yüzeyler, belli frekanslardaki elektromanyetik dalgaları yansıtmak, iletmek veya soğurmak için tasarlanmış periyodik yapılardır. Özellikle mikrodalga ve optik frekansları için filtrelemede sıklıkla kullanılan bu yapıların işleyişi kırınım ilkesine dayalıdır. Bu yüzeylerle ilgili çalışmalar ilk kez 1960'lı yıllarda savunma sanayisinde başlamıştır.