İçeriğe atla

Frekans modülasyonu

Ses,AM ve FM sinyalleri animasyonu.
Sinyal FM veya AM yöntemi ile taşınabilir.

Frekans modülasyonu, İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. FM kısaltmasıyla gösterilir. Bu modülasyon türü 1933 yılında Amerikalı mühendis Edwin Howard Armstrong (1890-1954) tarafından geliştirilmiştir.

Modülasyon esasları

Modülasyon yüksek frekanslı bir sinyalin kimi özelliklerinin iletilmek istenen bilgi sinyaline bağlı olarak değiştirilmesidir. Yüksek frekanslı sinyale taşıyıcı denilir. Bu sinyal sinüs veya darbe sinyalidir. Taşıyıcının türü ve taşıyıcının değişen özelliklerine bağlı olarak modülasyonun pek çok türü vardır.

Frekans modülasyonunda taşıyıcı sinüs sinyalidir. Yayın yapan tesiste, yani vericide taşıyıcı sinüs sinyalinin frekansı bilgi sinyaline bağlı olarak değiştirilir. Alıcıda ise bu işlemin tersi yapılır. Yani frekans değişikliği bilgi sinyaline çevrilir. Vericide yapılan işleme frekans modülasyonu alıcıda yapılan işleme ise frekans demodülasyonu denilir.

FM modülatörü

FM sinyali iki şekilde üretilir:

  1. Doğrudan üretim
  2. Dolaylı üretim.

İlk yöntemde modülatör taşıyıcı frekansı üreten bir osilatörden ibarettir. Ancak osilatörde kondansatör ile birlikte bir de varaktör kullanılır. Varaktör kapasitif değeri (sığası) üzerine uygulanan gerilime bağlı olarak değişen bir tür kapasitif diyottur. Kapasitif değer değiştikçe, osilatörün ürettiği frekans da değişir. Böylelikle, bilgi sinyali taşıyıcının frekansını değiştirmiş olur.

İkinci yöntemde ise bilgi sinyali önce bir entegratör devresinden geçirilir (Entegratör devresi bir tür alçak geçiren elektronik filtredir). Daha sonra bilgi sinyali bir faz modülatörüne uygulanır. Ancak, genellikle faz modülatöre uygulanan taşıyıcının frekansı olması gerekenden daha düşüktür. Daha sonra bu sinyal frekans çarpıcılarından geçirilir.

(Faz modülasyonu ve frekans modülasyonuna bir arada açısal modülasyon adı da verilir.)

Doğrudan üretim yönteminde kullanılan osilatör (frekansı sürekli değiştiği için) kristalsiz bir osilatördür. FM yayıncılığının ilk yıllarında böyle bir osilatörün frekans kararlılığını sağlamak çok güçtü. Bu sebepten, frekans kararlılığı daha yüksek olan dolaylı üretim yöntemi banimsenmişti. Oysa günümüzde kristalsiz osilatörlerin frekans kararlılığını sağlamak için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bu sebepten FM yayıncılığında varaktör kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.

FM sinyali

İletilmek istenen bilgi sinyali (mesela ses) değişken frekanslı ve genellikle çok harmonikli bir sinyaldir. Ancak bu sinyalin bir kosinüs dalgasıyla ifade edilebileceği varsayılırsa,

Bilgi sinyali yokken osilatörün çıkışı

Burada S ve A sırasıyla bilgi ve taşıyıcı genlikleri, w ise açısal frekanstır.

Modüle olmamış taşıyıcının frekansına merkez frekans (ft) ta denilir.

Modülasyon sonrasında sinyal;

Katsayıdaki açısal frekans çarpanı frekansa çevrilecek olursa,

Burada frekans sapması (deviation) adını alan Δf, devre parametrelerine ve bilgi sinyali genliğine (S) bağlı bir sabittir. Frakans sapması, bilgi sinyali maksimum genliğindeyken taşıyıcı frekansının merkez frekansa göre ne kadar kaydığının bir göstergesidir. fs ise bilgi sinyalinin frekansıdır. Çok frekanslı bir bilgi sinyalinde önemli olan, bilgi sinyalinin alabileceği maksimum frekanstır.

Modülasyon indeksi

Frekans modülasyonunda modülasyon indeksi β harfiyle gösterilir. Bu indeksin tanımı şöyledir:

Burada fm tek frekanslı bilgi sinyalinin frekansı ya da çok frekanslı bilgi sinyalinin maksimum frekansıdır.

Bant genişliği

Yayın sırasında yayıncının kullandığı yayın bandı genişliği hem frekans sapmasına hem de bilgi sinyali maksimum frekansına bağlıdır. Ancak genlik modülasyonunun aksine bant genişliği basit bir denklemle hesaplanamaz. Çünkü yan bant ürünlerinin sayısı kuramsal olarak sonsuzdur. Çok duyarlı hesaplar için Bessel fonksiyonları denilen bir hesap yönteminden yararlanmak gerekir. Ancak çok küçük bir hata payıyla, ampirik formüller de kullanılabilir.

a. Şayet modülasyon indeksi çok küçükse, yani β << л/2 ise, buna dar bantlı FM denilir. Bu durumda yayın bant genişliğinin bilgi sinyali maksimum frekansının iki misli olduğu söylenebilir.

b. Yayıncılık uygulamalarında ise daha geniş bant kullanılır. Bu durumda yayın bant genişliği Carson Kuralına göre bulunur.Yani

Bant genişliği ve frekans bandı

FM radyo yayını özellikle yüksek kaliteli müziği hedeflemektedir. Hem bilgi sinyalinin yüksek frekanslı bileşenleri yayınlanabilmeli, hem de modülasyon indeksi olabildiğince yüksek olmalıdır. Ses sinyalinin en yüksek frekansı 15 kHz olabilir. Profesyonel yayıncılıkta, frekans sapması ise 50 kHz veya 75 kHz olur. Carson Kuralına göre, 50 kHz için en az 130 kHz, 75 kHz için ise en az 180 khz yayın bant genişliği gerekir. Stereofonik yayın için ise çok daha geniş bir banda gerek vardır.

Öte yandan genlik modülasyonlu radyo vericilerine ayrılan bantlardan uzun dalganın toplam genişliği 140 kHz, orta dalganın ise 1080 kHz dir. Gerçi bu bantlar genlik modüleli radyo vericileri tarafından doldurulmuştur. Ama bir an için, bu bantlarda hiçbir genlik modüleli radyo vericisinin çalışmadığı varsayılsa bile Carson kuralına göre orta dalgada en fazla 6 monofonik FM kanalı, uzun dalgada ise sadece bir monofonik FM kanalı yayınlanabilecektir. Bu sebepten FM yayınları için ayrı bir yayın bandı gerekmiştir. Bu bant 88-108 MHz arasındaki VHF2 yayın bandıdır (VHF kısaltması İngilizcedeki Very High Frequency tamlamasının baş harflerinden gelir. Bu bant Almancada ise Ultrakurzwelle kelimesinden türetilmiş UKW kısalması ile gösterilir.).

FM alıcılar

FM yayınını alan radyo alıcılarında demodülasyon işlemi Foster Seeley diskriminatörü denilen bir devre yardımıyla gerçekleştirilir. Bu devre frekans sapmasını genlik değişikliğine çevirmek için kullanılan dengeli bir trafo ile iki doğrultmaçtan oluşmaktadır. Merkez frekansta devre çıkış vermemekte, buna karşılık, frekans merkez frekanstan kaydığı takdirde, devrenin dengesi bozulmakta ve devre frekans kaymasına orantılı olarak çıkış vermektedir.

Gürültü (parazit)

Frekans modülasyonu genlik modülasyonuna oranla çok daha geniş bir yayın bandı gerektirdiği halde yayın kalitesinin yüksek oluşu sebebiyle tercih edilir. Gürültü çok düşüktür. Ancak bilgi sinyalinin nispeten yüksek frekanslı bileşenlerinde gürültünün yükselmeye başladığı görülür. Bir başka deyişle sinyal gürültü oranı, bilgi bandının üst ucunda düşmeye başlamıştır. Bu sorun önvurgu adını alan basit bir yöntemle giderilir. Vericide güçlendirilen bilgi bandının üst ucu, alıcıda zayıflatılır ve bu şekilde gürültü de zayıflatılmış olur.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Radyo</span> elektromanyetik radyo dalgalarındaki ses modülasyonunu önce elektronik ortama sonra da sese çeviren elektronik alet

Radyo, elektromanyetik radyo dalgalarındaki ses modülasyonunu önce elektronik ortama sonra da sese çeviren elektronik alet. Türk Dili dergisinde Kırgız Türkçesinde radyo anlamında kullanılan үналгы /ünalgı/ sözünün Türkiye Türkçesinde kullanılması da gündeme getirilmiştir. Radyoyu Marconi icat etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Genlik modülasyonu</span>

Genlik modülasyonu İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. Uluslararası literatürde AM kısaltmasıyla gösterilir. Dilimizde ise, zaman zaman GM kısaltması kullanılmaktadır. Bu modülasyon türü 1906 yılında ilk defa Kanadalı mühendis Reginald Fessenden tarafından (1866-1932) geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Modülasyon</span>

Modülasyon ya da kipleme, bir taşıyıcı sinyal ile bilgi sinyalini birleştirmekten ibaret olan ve iletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir yöntemdir. Yöntem, başlarda anten yoluyla yapılan yayınlar için öngörülmüş ise de, günümüzde kablolu, kablosuz her tür iletişimde kullanılmaktadır. Çok alçak frekanslı sinyallerin çok uzak mesafelere gönderilmesi güçtür. Bu nedenle alçak frekanslı sinyalin, yüksek frekanslı taşıyıcı bir sinyal üzerine bindirilerek uzak mesafelere taşınması sağlanabilir. Bu noktada kiplemeye başvurulur.

<span class="mw-page-title-main">Analog televizyon vericisi</span>

Televizyon vericileri televizyon yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan en önemli teknik araçlardır. kablo ve uydu gibi alternatif yayın araçlarıyla karıştırmamak için TV vericileri bazen "yer vericileri" olarak da isimlendirilir.

Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. Bu tür sistemler stereofonik sıfatıyla tanımlanır. Stereofoni stüdyo, teyp, gramofon veya CD çalar sistemleri için söz konusu olabilir. Bütün bu sistemlerde stüdyolarda üretilen ses ya farklı yerlere yerleştirilmiş mikrofonlar ya da iki ayrı faz ile ses alan tek bir stereofonik mikrofon tarafından algılanır ve iki ayrı ses kanalı olarak işlem görür. Stereofonik mikrofon 1932 yılında İngiliz mühendis Alan Dower Blumlein (1903-1942) tarafından geliştirilmiştir.

Karesel genlik modülasyonu iletişim teknolojisinde aynı zamanda iki farklı bilgiyi iletmek amacıyla kullanılan bir modülasyon türüdür..

Renk sinyali renkli televizyon yayıncılığında görüntü sinyalinin bir bileşenidir.

Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. İletilen bu iki sese geleneksel olarak sağ (R) ve sol kanal adları verilir. Televizyon yayıncılığında stereofonik ses için Zweikanalton, MTS, Sound in syncs, NICAM gibi çeşitli sistemler vardır. Türkiye'de analog televizyon yayıncılığında Zweikanalton sitemi kullanıldığından, burada bu sistem söz konusu edilecektir.

FM radyo yayınlarında kanal bant genişliğini hesaplamak için kullanılan ampirik formül.

<span class="mw-page-title-main">Ara frekans</span>

Ara frekans telekomünikasyonda verici ve alıcı cihazlarında kullanılan bir sinyaldir. Bu sinyalin kullanıldığı cihazlar teknolojide süperheterodin (superheterodyne) olarak tanımlanırlar.

Mikser Elektronikte, özellikle yayıncılıkta kullanılan ve sinyal frekansını değiştiren bir devredir.

Radyo frekansı yayıncılıkta bir bilgi sinyali ile modüle edilmiş olan taşıyıcı sinyal anlamına gelir. Ancak, bu isim zamanla modüle edilsin, edilmesin, yüksek frekans anlamına da kullanılmaya başlanmıştır.

Enterferans ya da girişim, istatistikten genetiğe kadar çeşitli alanlarda kullanılan bir terimdir. Terimin en yaygın kullanılışı ise iletişim teknolojisindedir. İletişimde enterferans iletilmek istenen bilginin yanı sıra farklı bilgilerin de alıcıya ulaşması halidir.

Genlik modülasyonunun bir türü. Bu yöntem ile televizyon yayıncılığında aynı yayın bandını daha çok sayıda yayıncının kullanabilmesi amaçlanmıştır.

Frekans sapması Frekans modülasyonu tekniği ile yapılan iletişimde taşıyıcı frekansının girişteki bilgiye bağlı olarak değişmesidir. Girişte hiçbir sinyal olmadığı durumda taşıyıcı frekansa merkez frekans denilir. Girişteki sinyale bağlı olarak bu frekans ta değişir. Ancak taşıyıcı genliği sabittir. Bu sayede genliğe binen parazit alıcı tarafından algılanmaz.

<span class="mw-page-title-main">Darbe genlik modülasyonu</span>

Darbe genlik modülasyonu telekomünikasyonda bilgi iletimi için kullanılan modülasyon tiplerinden biridir. Modülasyon frekans paylaşımlı veya zaman paylaşımlı olabilir. Genlik modülasyonu ve frekans modülasyonu frekans paylaşımlı, her türlü darbe modülasyonu ise zaman paylaşımlıdır.

Nyquist filtresi televizyon yayıncılığında, alıcılarda kullanılan bir elektronik filtre türüdür. Filtre adını İsveçli mühendis Harry Nyquist'ten (1889-1976) almıştır

Orta Dalga, telekomünikasyonda kullanılan bir frekans bandının adıdır. Bu bant radyo yayıncılığına tahsis edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Radyo vericisi</span>

Radyo vericileri radyo yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan teknik araçlardır. Programlar kent merkezlerindeki stüdyolarda hazırlanır. Stüdyolarda sesler ses sinyaline (AF) çevrilir. Ses sinyali kablo, radyolink veya uydu yardımıyla verici istasyonlara gelir. Yayın verici istasyondan yapılır.

Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. İletilen bu iki sese geleneksel olarak sağ (R) ve sol kanal adları verilir. Televizyon yayıncılığında stereofonik ses için Zweikanalton, MTS, Sound in syncs, NICAM gibi çeşitli sistemler vardır. Türkiye'de analog televizyon yayıncılığında Zweikanalton sitemi kullanıldığından, burada bu sistem söz konusu edilecektir.