İçeriğe atla

Fraunhofer çizgileri

Gözle görülen Fraunhofer hatlarının güneş tayfı.
Mavi gökyüzü tayfı. Dalışlar Fraunhofer çizgilerinin dalgaboylarıdır.

Fizikte Fraunhofer çizgileri ismini Alman fizikçi Joseph Von Fraunhofer'dan alan tayfsal çizgiler grubudur. (1787-1826) Çizgiler ilk olarak güneşin soğurum çizgilerinin optik tayfında gözlemlenmiştir.

Keşfi

1802'de İngiliz Kimyacı William Hyde karanlık çizgilerin tayfındaki varlığını ilk kez not etmiştir.[1] 1814'te Fraunhofer bu çizgileri ilkinden bağımsız olarak tekrar keşfetti ve bu çizgilerin dalgaboyları ile ilgili dikkatli ölçümler ve sistematik çalışmalar yapmaya başladı. Temelde 570 farklı çizgiyi haritalandırdı ve en temel olanları A'dan K'ya harflendirdi, daha zayıf olanlara ise diğer harfleri verdi.[2][3][4] Güneşin modern gözlemleri bu çizgilerin binlercesini tespit edebilir.

45 yıl sonra Kirchoff ve Bunsen[5] bazı Fraunhofer çizgilerine ısıtılmış element tayflarının yayım çizgilerinde rastladılar.[6] Kimyasal elementlerin güneş atmosferinde soğurulmasının sebep olduğu güneş tayfındaki karanlık çizgiler doğru bir şekilde türetilmiştir.[7] Dünya atmosferindeki oksijenin soğurulmasından kaynaklı bazı çizgiler dünyasal çizgiler olarak tanımlanmıştır.

Kaynağı

Fraunhofer çizgileri tipik izgesel soğurum çizgileridir. Ne zaman soğuk bir gaz bir fotonun geniş izgesel kaynağı ile belirleyici arasında ise bu karanlık Çizgiler üretilir. Bu durumda, soğurulan foton olarak görülen yüklü foton tekrarsızlığındaki ışığın yoğunluk azalışından dolayı orijinalinden farklı yönlerde tekrar saçılır. Bu da soğurum çizgilerinin oluşmasına neden olur. Belirleyiciye doğru ilerleyen ilk ışığın tam tekrarsızlığından dolayı ışığa dönüşür ya da tekrar yayılır. Zıt olarak, eğer ki belirleyici parlayan gazdan direkt olarak yayılan fotonları görürse, belirleyici genellikle sıcak gazdaki atomların nicem yayım işlemlerinden kaynaklı yayılan tam tekrarsızlıklı fotonları görür ve bu da yayım çizgilerini oluşturur. Güneşte Fraunhofer çizgileri dış yüzeydeki gazlardan görülür. Bu gazla oldukça soğuktur ve oluştukları elementin yayım çizgilerini direkt olarak üretirler.

İsimlendirme

Fraunhofer çizgileri ve elementleri tabloda verilmiştir:

Harf Element Dalgaboyu (nm)
y O2898.765
Z O2822.696
A O2759.370
B O2686.719
C Hα 656.281
a O2627.661
D1Na589.592
D2Na 588.995
D3 or d He587.5618
e Hg546.073
E2Fe527.039
b1Mg518.362
b2Mg 517.270
b3Fe 516.891
b4Mg 516.733
Harf Element Dalgaboyu(nm)
c Fe 495.761
F 486.134
d Fe 466.814
e Fe 438.355
G' 434.047
G Fe 430.790
G Ca430.774
h 410.175
H Ca+396.847
K Ca+393.368
L Fe 382.044
N Fe 358.121
P Ti+336.112
T Fe 302.108
t Ni299.444

C,F,G ve h Fraunhofer hatları hidrojen atomu yayım çizgilerinin Balmer serilerindeki alfa, beta, gama ve delta hatlarına denk gelmektedir. D harfi ile isimlendilen D1 ve D2 hatları çok iyi bilinen sodyum çiftleridir. Dalgaboyları 589.29 nm 'dir. Bu çiftin tarihsel isimlendirmesi artık yapışmıştır ve diğer alkali atomların temel halleri ile ilk ayrılmış halleri arasındaki geçişlere de verilmektedir. D1 ve D2 hatları uyarılmış hallerinin bilinen hassas yapılarını temsil eder. Bu alkalinin uyarılmış durumu hal değişimi P-durumunda olduğu için kafa karıştırıcı olabilir ve daha yüksek D-durumlarıyla karıştırılmamalıdırlar.

Literatürde bazı hat isimlerinde anlaşmazlıklar vardır. Örneğin Fraunhofer d-hattı 466.814 nm 'deki camgöbeği demir hattını temsil ederken, 587.5618 nm 'deki D3 olarak etiketlenen sarı helyum hattını da temsil edebilir. Benzer olarak e-hattı içinde bir ikilik durumu söz konusudur, hem demiri hem de helyumu temsil edebilir. Bu ikiliği engellemek için hattın başına temsil ettiği elementin de ismi eklenir. Örneğin Demir e-hattı ve Helyum d-hattı gibi. İyi tanımlanmış dalgaboylarından dolayı Fraunhofer çizgiler optik malzemelerin kırılma indisleri ve dağınıklıklarını belirlemek için kullanılır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ William Hyde Wollaston (1802) "A method of examining refractive and dispersive powers, by prismatic reflection," 19 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Philosophical Transactions of the Royal Society, 92: 365-380; see especially p. 378.
  2. ^ Hearnshaw, J.B. (1986). The analysis of starlight. Cambridge: Cambridge University Press. s. 27. ISBN 0-521-39916-5. 
  3. ^ Joseph Fraunhofer (1814 - 1815) "Bestimmung des Brechungs- und des Farben-Zerstreuungs - Vermögens verschiedener Glasarten, in Bezug auf die Vervollkommnung achromatischer Fernröhre" 20 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Determination of the refractive and color-dispersing power of different types of glass, in relation to the improvement of achromatic telescopes), Denkschriften der Königlichen Akademie der Wissenschaften zu München (Memoirs of the Royal Academy of Sciences in Munich), 5: 193-226; see especially pages 202-205 and the plate following page 226.
  4. ^ Jenkins, Francis A.; White, Harvey E. (1981). "Fundamentals of Optics" (4. bas.). McGraw-Hill. s. 18. ISBN 0-07-256191-2Şablon:İnconsistent citations 
  5. ^ See:
    • Gustav Kirchhoff (1859) "Ueber die Fraunhofer'schen Linien" 5 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (On Fraunhofer's lines), Monatsbericht der Königlichen Preussische Akademie der Wissenschaften zu Berlin (Monthly report of the Royal Prussian Academy of Sciences in Berlin), 662-665.
    • Gustav Kirchhoff (1859) "Ueber das Sonnenspektrum" 5 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (On the sun's spectrum), Verhandlungen des naturhistorisch-medizinischen Vereins zu Heidelberg (Proceedings of the Natural History / Medical Association in Heidelberg), 1 (7) : 251-255.
  6. ^ G. Kirchhoff (1860). "Ueber die Fraunhofer'schen Linien". Annalen der Physik. 185 (1). ss. 148-150. Bibcode:1860AnP...185..148K. doi:10.1002/andp.18601850115. 
  7. ^ G. Kirchhoff (1860). "Ueber das Verhältniss zwischen dem Emissionsvermögen und dem Absorptionsvermögen der Körper für Wärme und Licht". Annalen der Physik. 185 (2). ss. 275-301. Bibcode:1860AnP...185..275K. doi:10.1002/andp.18601850205. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Elektromanyetik tayf veya elektromanyetik spektrum (EMS), evrenin herhangi bir yerinde fizik kurallarınca mümkün kılınan tüm elektromanyetik radyasyonu ve farklı ışınım türevlerinin dalga boyları veya frekanslarına göre bu tayftaki rölatif yerlerini ifade eden ölçüt. Herhangi bir cismin elektromanyetik tayfı veya spektrumu, o cisim tarafından çevresine yayılan karakteristik net elektromanyetik radyasyonu tabir eder.

<span class="mw-page-title-main">Işık</span> elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon

Işık veya görünür ışık, elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon. Görünür ışık genellikle 400-700 nanometre (nm) aralığında ya da kızılötesi ve morötesi arasında 4.00 × 10−7 ile 7.00 × 10−7 m dalga boyları olarak tanımlanır. Bu dalga boyu yaklaşık 430-750 terahertz (THz) frekans aralığı anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Helyum</span> Atom numarası 2, kısaltması He olan element

Helyum, sembolü He ve atom numarası 2 olan kimyasal element. Periyodik cetvelin birinci periyot 8A grubunda yer alan bir gazdır. Kokusuz, renksiz bir gazdır ve yanmaz.

<span class="mw-page-title-main">Soy gaz</span> Kimyasal element grubu

Soy gaz veya asal gaz, standart şartlar altında her biri, diğer elementlere kıyasla daha düşük kimyasal reaktifliğe sahip, kokusuz, renksiz, tek atomlu gaz olan kimyasal element grubudur. Helyum (He), neon (Ne), argon (Ar), kripton (Kr), ksenon (Xe) ve radon (Rn) doğal olarak bulunan altı soy gazdır ve tamamı ametaldir. Her biri periyodik tablonun sırasıyla ilk altı periyodunda, 18. grubunda (8A) yer alır. Grupta yer alan oganesson (Og) için ise önceleri soy gaz olabileceği ihtimali üzerinde durulsa da günümüzde metalik görünümlü reaktif bir katı olduğu öngörülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gezegenimsi bulutsu</span>

Gezegenimsi bulutsu veya gezegenimsi nebula, yaşamının son evresinde bulunan bir kırmızı devin yaydığı parlak bir iyonize gazdan oluşan salma bulutsusu türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız</span> nükleer füzyon ile karanlık uzayda etrafına ısı ve ışık saçan kozmik cisim, plazma küresi

Yıldız, ağırlıklı olarak hidrojen ve helyumdan oluşan, karanlık uzayda ışık saçan, gökyüzünde bir nokta olarak görünen plazma küresidir. Bir araya toplanan yıldızların oluşturduğu galaksiler, gözlemlenebilir evrenin hâkimidir. Dünya'dan çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6 bin dolayında yıldız vardır. Dünya'ya en yakın yıldız, aynı zamanda Dünya üzerindeki yaşamın gerçekleşmesi için gerekli olan ısı ve ışığın kaynağı da olan Güneş'tir.

<span class="mw-page-title-main">William Crookes</span>

William Crookes, İngiliz fizikçi ve kimyacı, metapsişik araştırmacı, İngiliz Psişik Araştırma Derneği başkanlarından, spiritüalisttir.

Ultraviyole (UV) veya morötesi; dalga boyu görünür ışıktan kısa, ancak X-ışınlarından uzun olan bir elektromanyetik radyasyon şeklidir. Güneş ışığında bulunur ve Güneş'ten çıkan toplam elektromanyetik radyasyonun yaklaşık %10'unu oluşturur. Ayrıca elektrik arkları, Çerenkov radyasyonu, cıva buharlı lambalar, bronzlaşma lambaları ve siyah ışık gibi kaynaklar tarafından üretilir. Uzun dalga boylu UV fotonları atomları iyonize edecek enerjiye sahip olmadığı için iyonlaştırıcı bir radyasyon olarak kabul edilmese de, kimyasal reaksiyonlara neden olabilir ve birçok maddenin parlamasına neden olabilir. Kimyasal ve biyolojik etkiler de dahil olmak üzere pek çok pratik uygulama, UV radyasyonunun organik moleküllerle etkileşime girmesinden türer. Bu etkileşimler emilimi veya ısıtma dahil moleküllerdeki enerji durumlarının ayarlanmasını içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız sınıflandırma (astronomi)</span>

Yıldız sınıflandırma, gökbilimde, yıldızların öncelikle sıcaklıklarına göre sınıflandırılıp, diğer nitelikleri ile bu sınıfların arıtılmasıdır. Yıldız sıcaklıkları Wien'in yer değiştirme yasasına göre sınıflandırılabilseler de, uzak yıldızlar ile sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yıldız tayfölçümü ise soğurma çizgilerine dayalı bir sınıflandırma yöntemi sunmaktadır. 19. yüzyıla dayanan ve bugünkü yöntemlerin de temelini oluşturan bir sınıflandırma, yıldızları tayfölçüm sayesinde A'dan Q'ya kadar sıralamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Işınım enerjisi</span>

Işınım enerjisi, elektromıknatıssal dalgaların enerjisidir.

Parıltılı yıldızlar (Flare), birkaç dakika veya saatliğine beklenmedik ve olağanüstü miktarlarda aydınlık artışına gidebilen değişken yıldızlardır. Aydınlık artışı tüm elektromıknatıssal izgeyi kapsayarak, X ışınlarından radyo dalgalarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Kedi Gözü bulutsusu</span> Ejderha takımyıldızı yönünde bulunan gezegenimsi bulutsu

Kedi Gözü bulutsusu, Ejderha takımyıldızı yönünde bulunan bir gezegenimsi bulutsu. Yapısal açıdan, bilinen en karmaşık bulutsulardandır; Hubble Uzay teleskobu ile düğümler, püskürtmeler ve yaysal yapılar gözlemlenmiştir. Merkezinde, 1000 yıl önce dış zarfını kaybederek bulutsuyu üretmiş olan parlak ve sıcak bir yıldız vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kızılötesi</span> dalga boyu görünür ışıktan uzun, fakat terahertz ışınımından ve mikrodalgalardan daha kısa olan elektromanyetik ışınımdır

Kızılötesi, görünür ışıktan daha uzun ancak mikrodalgalardan daha kısa dalga boylarına sahip elektromanyetik radyasyondur (EMR). Kızılötesi spektral bant, kırmızı ışığınkinden biraz daha uzun dalgalarla başlar, bu nedenle IR insan gözü için görünmezdir. IR'nin genellikle yaklaşık 750 nm (400 THz) ila 1 mm (300 GHz) arasındaki dalga boylarını içerdiği anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anakol öncesi yıldız</span>

Anakol öncesi yıldız yıldızlararası ortamdaki maddelerden yeni oluşmuş ve merkezlerinde nükleer tepkimeleri başlatacak sıcaklığa henüz erişmemiş yıldızlardır. Dolayısıyla çekimsel büzülme sonucu sıkışan yıldız maddesinin sağladığı enerji ile ışınım yapmaktadırlar. Anakol öncesi yıldızların ışınım enerjisini sağlayan bu büzülme türüne Kelvin-Helmholtz büzülmesi denmektedir. PMS yıldızları genellikle püsküren değişenler olarak dikkate alınmış ve GCVS de çok sayıda alt gruba bölünmüştür. Ancak bu sınıflama tamamen gösterdikleri fotometrik özelliklere göre yapıldığından, oldukça karmaşık bir gruplama ortaya çıkmıştır. Fiziksel anlamda birbirinden pek de farklı olmayan bazı yıldızlar ayrı alt gruplar oluşturmuşlardır. Örneğin RW Aur türü değişenler ile T Tauri yıldızları olarak adlandırılan düşük kütleli PMS yıldızları arasında fiziksel açıdan hiçbir fark yoktur. FU Ori türü değişenler ise evrimlerinin özel bir safhasında yer alan T Tauri yıldızlarıdır. Bu türden değişenlere bazen genel olarak Orion Değişenleri veya Orion Popülasyonu da denmektedir. Çünkü Orion yıldız oluşum bölgesinde, bahsedilen tüm türlerden yıldız bulabilmek mümkündür. Bu yıldızların çoğu hâlen oluştukları bulutsuların içinde yer aldıklarından “Bulutsu değişenleri” olarak da adlandırılmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Beer-Lambert yasası</span>

Optikte Beer–Lambert yasası ışığın soğurulmasını ışığın içinden geçtiği malzemenin özelliklerine bağlar.

<span class="mw-page-title-main">Yıldızlararası ortam</span>

Astronomide Yıldızlar arası ortam (ISM), bir galaksideki yıldız sistemleri arasında var olan maddedir. Bu madde iyonik, atomik ve moleküler formda gaz, toz ve kozmik ışınlar içerir. Yıldızlararası uzayı doldurur ve galaksiler arası uzaya iyi bir şekilde uyum sağlar. Aynı hacmi kaplayan elektromanyetik radyasyon şeklindeki enerji de yıldızlararası radyasyon alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tip Ib ve Ic süpernova</span>

Ib ve Ic tipi süpernovalar, çok büyük kütleli yıldızların çekirdeklerinin çökmesi sonucu oluşan patlamaların kategorilerinden ikisidir. Bu tür yıldızlar yüzeylerindeki Hidrojenin tamamını tüketirler. Ia tipi bir Süpernova'nın spektrumu ile kıyaslandığında, silikona ait emilim çizgilerinin eksik olduğu görülür. Bu Ib ve Ic tipi Süpernovaların çekirdeklerindeki helyumun da büyük çoğunluğunun tükendiği Hipotezi yapılmıştır. Bundan dolayı bu iki tip süpernovaya tükenmiş çekirdeği çöken süpernova denir.

Atom fiziğinde Balmer serileri veya Balmer çizgileri hidrojen atomunun tayf çizgilerini emisyonu olan isimlendirilmiş altı serinin gösterimidir.. Balmer serileri Johann Balmer tarafından 1885'te deneysel olarak bulunmuş olan Balmer folmulü sayesinde hesaplanır.

<span class="mw-page-title-main">Spektroskopi tarihi</span>

Batı dünyasında modern spektroskopi 17. yüzyılda başlamıştır. Özellikle prizmalar olmak üzere optik bilimi alanındaki ilerlemeler, güneş spektrumunun sistematik biçimde gözlemlenebilmesine olanak verdi. Isaac Newton, beyaz ışığı oluşturmak üzere birleşen gökkuşağı renklerini tarif etmek için spektrum kelimesini kullanan ilk kişi oldu. 1800'lerin başında Joseph von Fraunhofer, spektroskopinin daha hassas ve niceliksel bir bilimsel teknik haline gelmesine imkân veren dağınımlı spektrometreler ile deneyler yaptı. O zamandan beri spektroskopi kimya, fizik ve astronomi alanlarında önemli bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor. Fraunhofer, birkaç tanesi daha önce Wollaston tarafından gözlemlenmiş olmasına rağmen, artık kendi adıyla anılan Güneş'in spektrumundaki koyu çizgileri gözlemlemiş ve ölçmüştür.

<span class="mw-page-title-main">B-tipi ana kol yıldızı</span> yıldız sınıflandırma

B-tipi ana kol yıldızı, tayf tipi B ve aydınlatma sınıfı V olan ana kol (hidrojen-yakan) yıldızıdır. Kütleleri Güneş'ten 2 ile 16 kat daha fazla ve yüzey sıcaklıkları 10.000 ile 30.000 K arasındadır. B-tipi yıldızlar son derece parlak ve mavidir. Spektrumları, en çok B2 alt sınıfında ve orta derecede hidrojen çizgilerinde göze çarpan nötr helyuma sahiptir. Örnekler arasında Regulus ve Algol A sayılabilir.