
Belçika, resmî adıyla Belçika Krallığı, Batı Avrupa'da bulunan bir devlettir. Avrupa Birliği'ne üyedir. Birliğin ve NATO gibi bazı uluslararası organizasyonların merkezlerini barındırır. 30.528 km²'lik bir alanı kaplayan ülkenin nüfusu yaklaşık 11,4 milyon kişidir.

Sakalar, Kuzeydoğu Avrasya stepleri ile Tarım havzasında yaşayan ve at yetiştirme, madencilik yapma kabiliyetleri geliştirmiş olan tarihi halk. Kaynakların genelde Sakaları Türkî ya da İrani bir halk olarak sayılmasının yanı sıra kimlikleri konusunda tartışmalar sürmektedir. Ancak Avrasya stepleri'deki kurganlarda bulunan kişilerin naaşları üzerinde son yapılan genom ve mitokondriyal DNA çalışmaları sonuçlarına göre, kurganlarda bulunan Saka naaşlarına genetik yakınlık gösteren kişilerin hepsinin günümüz Türki halklara mensup olan bireyler oldukları görülmektedir.

Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.

Ermenice, Ermeniler tarafından kullanılan Hint-Avrupa dil ailesinden bir dildir. Kendi alfabesi ve Doğu Ermenicesi ve Batı Ermenicesi olarak iki lehçesi vardır. Doğu Ermenicesi Ermenistan'ın resmî dilidir. Türkiye'de ve Ermeni diasporasında çoğunlukla Batı Ermenicesi kullanılır. Hint-Avrupa dil ailesi'nin bağımsız bir alt grubudur.

Kânûn-ı Esâsî veya 1876 Anayasası, Kânûn-ı Esâsî çeviri olarak "temel kanun" ya da "anayasa" anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk ve son anayasasıdır. 23 Aralık 1876'da ilan edilmiş, 1878'de II. Abdülhamid tarafından askıya alınmış, 24 Temmuz 1908 II. Meşrutiyet’in ilanı sonucunda yeniden yürürlüğe girmiştir. 1921 Anayasası'nın kabul edildiği 20 Ocak 1921 tarihi ile 1924 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği 24 Mayıs 1924 tarihi arasında ise kısmen yürürlükte kalmıştır.

Peştuca ya da Afganca, Afganistan’da ve Pakistan’ın batı kesiminde yaşayan Peştunların konuştuğu dil. Hint-Avrupa dillerinin Hint-İran dilleri öbeğine bağlıdır. Kırk beş harfli bir alfabesi vardır. Bazı sesler Sanskritçede de bulunur.

Ermeni hipotezi, Proto-Hint-Avrupa halkının anavatanın "Anadolu'nun doğusu, Kuzey Mezopotamya ve Kafkaslar'ın güney kısımlarında" yer aldığını ve Proto-Hint-Avrupa dilinin (PHA) MÖ 5.-4. milenyum civarında bu bölgelerde konuşulduğunu öne süren bir hipotezdir. Varsayım, Gürcü Tamaz V. Gamkrelidze ile Rus dilbilimci Vyaçeslav İvanov tarafından 1985 yılında öne sürülmüştür. Terimde geçen "Ermeni" ismi, bir toponim olan Ermeni Yaylaları'na atıfta bulunmaktadır.

Millet, Osmanlı Türkçesinde dini grupları belirtmek için kullanılan terimdir. 19. yüzyılda Tanzimat reformlarıyla, hakim sınıf olan Sünniler dışındaki, kanunen korunan dini azınlıkları ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda tüm Sünni gruplar bir millet kabul edilirken, azınlıklar yani gayrimüslimler sadece dine veya mezhebe göre değil aynı zamanda etnik gruplarına göre de ayrı milletler oluştururlardı. Örneğin Ermeniler tek bir millet olmayıp Ermeni Katolik ve Ermeni Protestan milletlerine ayrılırlardı. Millet kelimesi Arapça bir kelime olan mille (ملة)'den gelmektedir. Millet kelimesi günümüzde, Osmanlı'da kullanılandan farklı olarak, dinsel bir anlam değil dilsel bir anlam ifade etmektedir.

Türkiye'de konuşulan diller, Türkiye Cumhuriyeti'nde devletin anayasanın üçüncü maddesi uyarınca tek resmî eğitim ve konuşma dili Türkçedir. Ülkede azınlık (bölgesel) ve ülkeye göçler sonrası göçmenler tarafından konuşulan diller de bulunmaktadır.
Türk azınlıklar eskiden Büyük Selçuklu Devleti veya Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altındaki yerlerde yaşayan Türk etnik grubunu ifade etmek için kullanılır. Yüzyıllardır bu ülkelerde Türk yönetiminde yaşadıkları için göçmen ya da yabancı olarak kabul edilmemektedirler.
Türkiye'deki azınlıklar, etnik ve dinî azınlıklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Türkiye birçok etnik grubu barındıran bir ülkedir. Nüfus sayımlarında 1965'ten bu yana etnik köken sorulmadığı için bir etnik kümenin nüfusunun ne kadar olduğunun tam olarak tespiti yapılamamaktadır. Bazı kişi ve gruplar tahminler yapsalar da genelde objektif kalmayı başaramamaktadırlar. Osmanlı İmparatorluğu gibi geniş topraklara yayılan ve yüzlerce yıl hüküm süren bir imparatorluğun 20. yüzyıl başında çöküşü sonrasında, imparatorluğun çeşitlilik gösteren demografik mirası içinden bazı etnik gruplar Türkiye'de yaşamaya devam etmişlerdir.
Türkiye Rumları ya da Türkiye Yunanları, Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan etnik azınlıktır. Çoğunlukla İstanbul'da ve Çanakkale Boğazı'nın batı girişindeki Bozcaada ve Gökçeada'da yaşayan, Rumca konuşan Doğu Ortodoks Hristiyanlardan oluşan küçük bir nüfusu kapsamaktadır. Rumlar; Yahudiler, Ermeniler ve Bulgarlarla birlikte 1923 Lozan Antlaşması ile Türkiye'de resmen tanınan dört etnik azınlıktan biridir.
Eski Farsça, Avestaca ile beraber kayıt altına alınmış iki Eski İran dilinden biridir. Eski Farsça, başlıca Ahameniş dönemi yazıtlarında, kil tabletlerinde ve mühürlerinde görülür.

Yanko Vitinos Bey, 1904-1906 yılları arasında Sisam Beyliği'ne Osmanlı İmparatorluğunca atanmış bir Osmanlı Yunan devlet adamıdır.
Grigori "Ligor" Aristarhi ya da Aristarhi Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nda yasamış Fenerli Rum sefir ve Osmanlı mevzuatının bir derleyicisidir.
Dimitris Nikolaidis ya da Nikolaidis Efendi, Osmanlı'da Rum gazeteci ve kanun derleyicisiydi. "Çok Dilli Bir İmparatorluğa Anayasa: Kânûn-ı Esâsî ve Diğer Resmi Metinlerin Azınlık Dillerine Çevirileri" adlı makalenin yazarı Johann Strauss, Nikolaidis'ten "19. yüzyıl İstanbul'undaki basın hayatının aşırı aktif, ama biraz gizemli bir figürüydü" diye bahsetmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda yayınlanan çok sayıda dergi ve gazete bulunuyordu. Bu gazete ve dergi yayınları Osmanlı İmparatorluğu'nda basın kültürünün yaygınlaşmasına sebep oldu.

Düstur veya Destur olarak da bilinen Osmanlı Kamu Hukuku Kanunu, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki bir dizi kanunun adıdır. Osmanlı Türkçesindeki isim, Farsça hukuk derlemesi anlamındaki "Destur" kelimesinden gelmektedir. Ceza kanunu ile bazı medeni ve ticari kanunları içerir.

Bâb-ı Âli tercümanı, Dîvân-ı Hümâyun tercümanı, büyük tercüman ya da tercümanbaşı, Osmanlı hükûmetinin kıdemli tercümanı ve fiili dışişleri bakan yardımcısına verilen addır. Makam, 1661'de oluşturulmasından 1821'de Yunan İsyanı'nın patlak vermesine kadar büyük ölçüde Fenerli Rumlar tarafından yönetildi ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki gayrimüslimlerin erişmiş olduğu en yüksek kamu göreviydi.
Bu liste, ülke ve bölgelere göre resmi dillerin listesidir. Ülke çapında veya ülkenin bir bölümünde resmi dil statüsüne sahip olan veya ulusal dil, bölgesel dil veya azınlık dili statüsüne sahip tüm dilleri içerir.