İçeriğe atla

Fosilleşme

Fosilleşme organizmaların mineral çöküntülerin içine gömülerek zaman içinde mineraller üzerinde kalıplarının çıkması işlemidir. Jeolojik devirlerde deniz, göl ve karalarda yaşamış olan hayvanlar öldükleri zaman yumuşak kısımları çürümüş, sert kısımları olan kabukları (kavkılar), iskeletler, dişler deniz yahut göl dibinde sedimanlar içine gömülerek orada bazı fiziksel ve kimyasal etkiler altında muhafaza olmuşlardır. İşte organizmaların tortul taşlar içinde rastlanan tüm bu kalıntılarına fosil adı verilir. Çeşitli hayvansal ve bitkisel organizmaların böylece fosil haline gelmesi olayına da fosilleşme denir.

Denizde yaşayan organizmaların fosilleşme şansı karasal organizmalara nazaran daha fazladır çünkü çökelme ortamında deniz dibine inen kavkılar derhal tortullarla örtülerek çamura gömülür ve havasız kalarak fosilleşirler. Kara hayvanlarında atmosfer etkisinde iskeletler seller ve nehirlerle sürüklenerek dağılırlar. Ancak göl, lagün veya deltalara taşınan, bataklığa saplanan veya buzlar arasında kalan organizmalar bütünüyle fosilleşirler.

Jeolojik devirlerde yaşamış ve fosilleşmiş hayvanlarla ilgilenen paleozooloji kendi içinde omurgasız paleontolojisi ve omurgalı paleontolojisi olarak iki alt bölüme gruplanmaktadır. Memleketimizde Geç Miosen'e ait karasal göl ve lagün çökelleri arasında omurgalı hayvan fosilleri bulunmuştur. Sibirya'da buzullar arasında iyi korunmuş yine omurgalı fosillerine rastlanmıştır. Üçüncü zamana ait çam ağaçlarının reçineleri içinde çok iyi fosilleşmiş böcekler bugün kehribar içinde bulunmaktadır.

Fosil-Fosilleşme türleri

İç ve dış kalıplar

Alt Karbonifer yaşlı Logan Formasyonu (Ohio) içerisinde bulunan bir bivalv’in kalıp fosili

Canlı organizma öldüğü zaman deniz dibine düşer ve sediment içine gömülür. Bu sırada kavkısının içi kalkerli, killi, kumlu ve çamurlarla doldurulur. Diajenez (İngilizceDiagenese, taşlaşma) esnasında yahut daha sonra sedimanlar içine girerek karbondioksitli sular kalkerli ve aragonitli kavkıları kolayca erittiklerinden fosillerin iç dolguları iç kalıp halinde rastlanmaktadır. Bu tür fosillere en ziyade kalkerli sedimentler içindeki mollükslerle, kumtaşı, kuvarsit ve killi şistler içindeki brachiopodlarda rastlanır. Bazen kavkıların dış kalıpları kalmış ve kavkı aşınıp gitmiştir, bunlara dış kalıp denir, dış kalıbı dolduran sedimentler dış kalıp dolgusu olarak yerini tutar. İç ve dış kalıplar genellikle grovak, kumtaşı, kuvarsit ve killi şist gibi kayaçlar içinde görülmektedir.

Fizyolojik izler ve iz fosiller

İz Fosili Eosen çiçeği

Organizmaların bıraktığı bazı izlerdir. Bunlar sedimanter kayaçlar içinde rastlanan tüp şekilli oyuklar, kurtların oyukları ve eşelenme izleri, ayak izleriyle, fosil oyucu bazı midye grubundan yumuşakçaların izleri bu grup içinde düşünülür. İz fosiller ya da iknofosiller (İngilizceTrace fossil), organizmalar tarafından sedimanların yüzeyinde çeşitli izler, sürünme izleri, yumuşak sedimentlerde oluşturulan tüpsü yapılar, sert tabakalarda delici organizmalarca bırakılan izler ve biyoerozyonel yapılardan oluşur. Birçok çalışmacı koprolitleri (İngilizceCoprolite), fekal ve fekal olmayan pelletleri, yapıların içine nüfuz eden bitki köklerini de iz fosiller olarak kabul ederler. İzlerin çoğu depolanma sırasında oluşmuşsa da depolanma ile eş zamanlı (örneğin; kaçma yapıları gibi) izler de oluşabilir. İz fosiller, organizmaların hareketleri sonucu oluşurlar ve bu kapsamda bilinen diğer klasik fosillerden ayrılırlar.

Kaynakça

  • Demircan H., 2007, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları, S.43
  • Sayar C., 1991, Paleontoloji Omurgasız Fosiller, S.8
  • İnan N., 2008, Türkiye'nin Önemli Omurgasız Fosilleri

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Jura (dönem)</span> Mezozoyik Zamanın ikinci dönemi

Jura veya Jura dönemi, Mezozoyik Zaman'ın Triyas'tan sonra gelen, yani ikinci dönemidir. 200 milyon yıl öncesi ve 145 milyon yıl öncesi arasındadır. Jura, adını o döneme ait kireçtaşı tabakalarının ilk belirlendiği Avrupa Alplerindeki Jura Dağları'ndan almıştır. Jura döneminin başlangıcında, süper kıta Pangea iki kara kütlesine bölünmeye başlamıştı: kuzeyde Lavrasya ve güneyde Gondvana. Bu, daha fazla kıyı şeridi yarattı ve karasal iklimi kurudan nemliye kaydırdı; Triyas'ın kurak çöllerinin çoğunun yerini yemyeşil yağmur ormanları aldı.

<span class="mw-page-title-main">Akvaryum</span> balıklar ve suda yaşayan türler için şeffaf su deposu

Akvaryum, çoğunlukla cam ya da yüksek dirençli plastik gibi saydam malzemelerden yapılan, genellikle balık olmak üzere, bazen de omurgasızlar ve ayrıca amfibyumlar, deniz memelileri ve sürüngenler gibi suda yaşayan bitki ve hayvanların tutulduğu ve daha çok bu canlıların sergilenmesi amacıyla kullanılan içi su dolu, küçük bir cam kavanozdan büyük su tanklarına kadar geniş bir yelpazede yer alan kap ve yapılar. Akvaryum sahibi olmak dünya çapında yaklaşık 60 milyon kişi tarafından paylaşılan popüler bir hobidir. Çağdaş akvaryumların öncülerinin ilk çıktığı 1850'li yıllardan beri, özellikle akvaryum balıklarını sağlıklı tutabilmek için daha karmaşık ışıklandırma ve filtreleme sistemleri de geliştirildikçe akvaryum ile ilgilenenlerin sayısı artmıştır. Halka açık akvaryum'lar, evdeki akvaryumların büyük ölçekteki kopyalarıdır. Osaka Akvaryum, 5.400 m3'lük su tankı ve 580 türden oluşan su canlısı koleksiyonuna sahiptir ve Birleşik Krallık'ta yapılması planlanan National institute for research into aquatic habitats 40 hektarlık büyüklüğüyle dünyanın en büyük akvaryumu olacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kambriyen</span> Paleozoyik Zamanın ilk dönemi

Kambriyen, yaklaşık 538,8 milyon yıl önce başlayıp 485,4 milyon yıl öncesine kadar devam eden jeolojik dönemi ifade eder. Bu dönem, Farklı hayvan gruplarının karmaşıklaştığı, hayvanların çeşitlendiği bir dönemdir. Adını Galler'in Latince karşılığı olan Cambria'dan alan Kambriyen Dönem, yer kabuğundaki dikkate değer değişimler, deniz seviyelerinin yükselmesi ve iklim değişiklikleri gibi etkilerle şekillendi.

<span class="mw-page-title-main">Ordovisiyen</span> Paleozoyik Zamanın ikinci dönemidir ve 485 ile 444 milyon yıl önce aralığındaki süreyi kapsar

Ordovisiyen, Paleozoyik Zaman'ın ikinci dönemi olarak kabul edilir ve 485,4 milyon yıl önce başlamış ve 443,8 milyon yıl önce sona ermiştir. Ordovisiyen, jeolojik zaman cetvelindeki dönemlerden biridir. Bu dönem boyunca yerküre tarihindeki bazı kayda değer evrimsel olaylar görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Süngerler</span> gerçek dokulardan yoksun hayvan şubesi

Süngerler [Porifera; Latince, porus (delik) ve ferre (taşımak)], omurgasız hayvanlar şubesi. Eumetazoa'nın kardeş grubudur. Su diplerinde kayalara, hayvan kabuklarına veya zemine yapışarak yaşar. Süngerler suyu içine alıp filtre eder, böylece suyu temizler ve filtreledikleri suda bulunan mikroorganizmalar ile beslenir. Gelişmiş sistemleri yoktur. Dolaşım sisteminin görevini vücut içinde bulunan delikler arasından geçen su akıntıları ile gerçekleşir. Sindirim vücut arasından dolaşan küçük parçacıkları her hücrenin kendi yakalaması ile olur. Boşaltımda bu aradan geçen akıntıda her hücrenin çevreye salgıladığı atıklar vasıtasıyla olur. Kısacası tek başına hayatta kalabilecek ökaryot hücrelerin belli bir simetriyle yığın oluşturması olarak özetlenebilir. Yani kısaca özelleşmiş bir organ sistemi yoktur ama her hücresinde sistemlerin işlevini basit bir şekilde yapacak durumdadır.

<span class="mw-page-title-main">Delikliler</span>

Delikliler (Foraminifera), protistler (Protista) âleminin ameboid harekete sahip canlılar içeren bir şubesidir.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Fosil</span> Geçmiş bir jeolojik çağa ait organizmaların korunmuş kalıntıları veya izleri

Fosil veya taşıl, yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda, bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş, ölü organizma kalıntılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Başkalaşım kayaçları</span> Isı ve basınca maruz kalan kaya

Başkalaşım kayaçları ya da metamorfik kayaçlar, magmatik ve tortul kayaçların çeşitli etkilerle değişime uğraması sonucu oluşurlar. Mermer, başkalaşım kayaçlarına bir örnek olarak verilebilir. Gnays, elmas ve şist de bu kayaçlara verilebilecek diğer örneklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç döngüsü</span>

Yer kabuğunu oluşturan üç temel kayaç türü vardır. Bunlar; magmatik kayaçlar, tortul kayaçlar ve başkalaşım kayaçlarıdır. Bu kayaçlar oluştukları günden bugüne kadar geçen zamanda birçok değişikliğe uğramışlardır. Her ne kadar bulundukları yerde hiç hareket etmeden kalsalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdır. Kayaçların oluştukları günden bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu olaya "kayaç döngüsü" denir. Kayaç döngüsünü devam ettiren etken, doğal olaylardır. Kayaç döngüsünün geçtiği evreler:

Tarihlendirme yöntemleri özellikle sağladığı yüksek doğruluk derecesi ve güvenilir sonuçlar veriyor olması nedeniyle başta yerbilimleri olmak üzere birçok disiplin tarafından, çok çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır.

Böceklerin evrimiyle ilgili en son anlayış, "Moleküler biyoloji, böcek morfolojisi, paleontoloji, böcek taksonomisi, evrim, embriyoloji, biyoinformatik ve bilimsel hesaplama" adlı bilim dallarının çalışmalarına dayanmaktadır. Böcek sınıfının yaklaşık 480 milyon yıl önce Ordoviçyan'da, aynı zamanda karasal bitkilerin ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Böcekler bir grup kabuklu hayvandan evrimleşmiş olabilir. İlk böcekler toprağa bağlıydı; ancak yaklaşık 400 milyon yıl önce Devoniyen dönemindeki ilk hayvanlar, bir soy böcek uçuşu geliştirdi. En eski böcek fosilinin 400 milyon yaşında olduğu tahmin edilen Rhyniognatha hirsti olduğu öne sürülmüştür ancak fosilin böcek kimliğine itiraz edilmiştir. Küresel iklim koşulları, Dünya tarihi boyunca ve böceklerin çeşitliliği ile birlikte birkaç kez değişti. Pterygotes Karbonifer'de büyük bir radyasyona maruz kalırken, Endopterygota Permiyen'de başka bir büyük radyasyona maruz kaldı.

<span class="mw-page-title-main">Çört</span> tortul

Çört, Silisyum dioksit bileşimli ve ince taneli olan kimyasal bir tortuldur. Çört karakteristik olarak biyolojik kökenlidir, ancak taşlaşmış ağaçta olduğu gibi kimyasal bir çökelti veya diyajenetik bir ikame olarak inorganik olarak da oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Çamurtaşı</span>

Çamurtaşı, silt ve kil parçacıklarının bir karışımını içeren silisli bir tortul kayaçtır. "Çamurtaşı" terminolojisi, kireç taşları için Dunham sınıflandırma şeması ile karıştırılmamalıdır. Dunham'ın sınıflandırmasına göre, çamurtaşı yüzde ondan daha az karbonat taneleri içeren herhangi bir kireç taşıdır. Not, bir silisiklastik çamurtaşı karbonat taneleri ile ilgilenmez. Friedman, Sanders ve Kopaska-Merkel (1992), silisiklastik kayaçlarla karışıklığı önlemek için "kireç çamurtaşı" kullanımını önermektedir.

Sedimanter yapılar, çökelme anında oluşan her türlü özelliği içerir. Sedimentler ve tortul kayaçlar, farklı partikül boyutlarına sahip tortu katmanlarının üst üste yığılmasıyla oluşan tabakalanmayla meydana gelir. Bu yataklar milimetreden santimetre kalınlığa kadar değişir ve hatta metre veya birkaç metre kalınlığa kadar çıkabilir.

Hayvanların evrimi, yaşamın doğuşundan bu yana gerçekleşen evrimsel sürecin, ilk hayvanların ortaya çıkışından bu zamana kadar olan gelişimi.

<i>Arkansaurus</i>

Arkansaurus, bir ornithomimosaurian theropod dinozor cinsi. Erken Kretase'nin Albiyen ve Aptiyen evrelerinde yaşamıştır. Tip ve tek türü Arkansaurus fridayi'dir.

Paşalar Fosil Lokalitesi, Bursa'da bir Fosil lokalitesi.

<span class="mw-page-title-main">Archaeoraptor</span>

"Archaeoraptor", Çin'de ortaya çıkmış ve National Geographic dergisinin 1999 yılındaki bir sayısında ele alınmış bir kimera fosilinin gayriresmi cins adıdır. Derginin iddiasına göre fosil, kuşlar ve karasal teropod dinozorlar arasında bir kayıp halkaydı. Bu yayından önce bile fosilin orijinalliğine dair ciddi şüpheler vardı. Sonraki bilimsel araştırmalar gösterdi ki farklı türlere ait gerçek fosil parçaları yeniden düzenlenerek sahte bir fosil oluşturulmuştu. Zhou ve diğerleri, sahte fosilin kafasının ve üst gövdesinin ilkel bir kuş olan Yanornis'in bir fosil örneğine ait olduğunu tespit etti. 2002 yılından bir çalışma da kuyruğun, küçük kanatlı bir dromaeosaur olan Microraptor'a ait olduğunu ortaya çıkardı. Bacaklar ve ayaklar ise henüz bilinmeyen bir hayvana ait.