Formula 1 tarihi
Formula 1 yarışlarının kökeni 1920'ler ve 1930'larda yapılan Avrupa Grand Prix motor yarışlarına dayanır. Formula tüm katılımcıların ve arabaların uymak zorunda oldukları kurallar bütünüdür. Formula 1, II. Dünya Savaşı'ndan sonra 1946 yılında üzerinde anlaşılan yeni kuralların adıdır. Savaştan önce Dünya Şampiyonası için pek çok Grand Prix yarış organizasyonu düzenlenmiştir, ancak Dünya Sürücüler Şampiyonası 1947'den önce biçimlendirilememiştir. İlk dünya şampiyonası yarışı 1950 yılında İngiltere'nin Silverstone pistinde yapıldı. Üreticiler için şampiyona 1958 yılında yapılmaya başlamıştır. 1960'lar ve 1970'lerde Güney Afrika ve İngiltere'de ulusal şampiyonalar yapılmaktaydı. Şampiyona dışı Formula 1 yarışları pek çok yılda yapılmıştır, fakat artan maliyetler dolayısıyla bunlardan sonuncusu 1983 yılında yapılmıştır.
Yarışların dönüşü (1950–1958)
İlk Formula 1 Dünya Şampiyonası olan 1950 Formula 1 Sezonu'nu İtalyan Giuseppe Farina Alfa Romeo ile kazanmıştır. Arjantinli takım arkadaşı Juan Manuel Fangio'yu ucu ucuna geçerek birinci olabilmiştir. buna rağmen, Fangio 1951 Formula 1 sezonu, 1954 Formula 1 sezonu, 1955 Formula 1 sezonu, 1956 Formula 1 sezonu & 1957 Formula 1 sezonunu kazandı, onun bu serisi iki kez dünya şampiyonu Ferrari'den Alberto Ascari tarafından kesilmiştir. Britanya'dan Stirling Moss da düzenli olarak rekabet halinde olsa da, asla Dünya Şampiyonluğunu kazanamamıştır ve hala bu başarıyı elde edememiş en büyük pilot olarak anılır. Fangio Formula 1 yarışlarının ilk on yılını domine eden kişi olarak anılmaktadır. Uzun bir süre boyunca Formula 1'in “büyük ustası” olarak anılmıştır.
Bu dönem yol aracı üreten üreticiler tarafından domine edilmiştir - Ferrari, Mercedes-Benz ve Maserati – bu üreticilerin tamamı savaştan önce de yarışıyorlardı. İlk sezonlar Alfa'nın 158'si gibi savaş öncesi arabaları kullanarak geçti. Bunlar önden motorlu, dar tırtıklı lastikleri olan ve 1.5 litre kompresörlü ya da 4.5 litre normal doğal emişli motoru olan arabalardı. 1952 Formula 1 sezonu ve 1953 Formula 1 sezonu dünya şampiyonaları mevcut Formula 1 araba sayısından duyulan endişeler sebebi ile, daha küçük ve daha az güce sahip arabalar için olan Formula Two kurallarına göre koşuldu. 1954 yılında Formula 1'e motorların 2.5 litre ile sınırlandırılması kuralı eklendiğinde Mercedes-Benz geliştirilmiş W196yı ortaya çıkardı. Bu araba desmodromic valfler ve yakıt enjeksiyonu gibi yenilikleri içermesinin yanında akış çizgilerini de içeren şasi tasarımına sahipti. Mercedes, 1955 Le Mans faciasından sonra tüm motor sporlarından çekilene kadar, sürücüler şampiyonluğunu iki yıl boyunca kazandı.
'Garagistes' (1959 - 1980)
İlk temel teknolojik gelişme, Cooper’ın motoru ortada olan arabalarıdır. Bu araba şirketin başarılı Formula 3 dizaynından geliştirilerek ortaya çıktı. Avustralyalı Jack Brabham, 1959, 1960 ve 1966 Dünya Şampiyonu olarak kısa sürede bu yeni dizaynın üstünlüğünü kanıtladı. 1961 Formula 1 sezonu itibarıyla tüm yarışmacılar motoru ortada arabalara geçtiler.
İlk İngiliz Dünya Şampiyonu, 1958 Formula 1 sezonunda Ferrari ile liderliğe oturan Mike Hawthorn idi. Buna rağmen, Colin Chapman’ın F1’e şasi dizayncısı olarak girmesi ve daha sonra Team Lotus’u kurması ile, BRG pistlerin gelecek on yılını domine etti. Jim Clark ile Jackie Stewart, John Surtees, Jack Brabham, Graham Hill ve Denny Hulme arasında, İngiliz takımları ve sürücüleri 1962 ile 1973 arasında on iki dünya şampiyonluğu kazandılar.
1962 Formula 1 sezonunda, Lotus geleneksel iskelet dizaynının yerine alüminyum monocoque şasiyi kullanan bir arabayı yarışlara soktu. Bunun motoru ortada olan arabaların geliştirilmesinden bu yana gerçekleşen en büyük teknolojik gelişme olduğu iddia edildi. 1968 Formula 1 sezonunda, Lotus Imperial Tobacco amblemini arabalarının üzerine boyadı, bu sponsorluk kurumunun spora girişidir.
1960'ların sonlarına doğru kanatçıkların ortaya çıkması ile araba dizaynında aerodinamik downforceun önemi giderek artmaya başladı. 1970'lerin sonunda Lotus muazzam downforce ve büyük oranda artan viraj dönüş hızı sağlayan ground effect aerodinamiklerini arabasına taşıdı. Bu müthiş aerodinamik güçler arabayı yarış pistine 5”g” ye varan güçle bastırır.
Büyük İş (1981–2000)
1981 yılı ilk Concorde Anlaşmasının imzalandığı yıl olmuştur. Bu anlaşma takımlara iflas etmedikleri sürece yarışma zorunluluğu getirmekle birlikte onlara televizyon yayın haklarından elde edilen gelirden pay vermektedir. FISA-FOCA savaşını bitirerek Bernie Ecclestone'a sporun tüm finansal kontrolünü devretmiştir.
FIA 1983 Formula 1 sezonunda ground effect aerodinamiklerine ceza yaptırımı uyguladı. Bundan sonra, buna rağmen, turbocharger motorlar ki Renault bunun öncülüğünü 1977 Formula 1 sezonunda yapmıştı, 700 bhp üzerinde güç üretmekte ve bu motorlar rekabetçi olabilmek için bir zorunluluk olarak görülmekteydi. İlerleyen yıllarda, özellikle 1986 Formula 1 sezonunda, Formula 1 turbo arabaları yarış esnasında 1,100 bhp (820 kW) güç ürettiler (ve özellikle sıralama turlarında 1,400 bhp / 1,050 kW güç üretildi). Bu arabalar bugüne kadar yapılmış olan en güçlü pist yarış arabalarıydı. Motor gücü çıktısını ve bu sayede hızı düşürmek için, FIA 1984 Formula 1 sezonunda yakıt tanklarının büyüklüklerini sınırlandırdı ve 1988 Formula 1 sezonunda motor güçlendirici sistemlere sınırlama getirdi. 1989 Formula 1 sezonunda turbo şarjlı motorları tamamen yasakladı
1990'ların başlarında, takımlar aktif süspansiyon, yarı-otomatik vites kutuları ve çekiş kontrol gibi elektronik sürücü yardımlarını kullanmaya başladılar. Bu icatlardan bazıları çağdaş yol arabaları tarafından alınarak kullanılmaya başladı. FIA, yarışların sonuçları üzerinde sürücülerden daha çok teknolojinin etkili olmaya başladığını belirterek bu elektronik yardım sistemlerinden çoğunu 1994 Formula 1 sezonunda yasakladı. buna rağmen, pek çok gözlemci sürücü yardımlarına getirilen bu yasakların sadece sistemlerin isimlerine getirildiği görüşünde. FIA'nın bu uygulamaları yarışmanın dışarısına çıkaracak herhangi bir teknolojik imkânı ya da metodu yoktur.
Takımlar ikinci Concorde Anlaşmasını 1992'de ve üçüncüsünü de 1997'de imzaladılar. Bu son anlaşmanın süresi 2007'nin son günü dolacak.
McLaren ve Williams takımları 1980'ler ve 1990'ları domine etmişlerdir. Bu dönemde Porsche, Honda ve Mercedes-Benz tarafından motor desteği verilen McLaren, 16 şampiyonluk (yedi üreticiler, dokuz sürücüler) kazanırken, Williams takımı Ford, Honda ve Renault motorları kullanmış ve yine 16 şampiyonluk (dokuz üreticiler, yedi sürücüler) kazanmıştır. Efsane pilotlar Ayrton Senna ve Alain Prost arasındaki mücadele 1988 Formula 1 sezonunda F1'in ana konusu haline gelmiş ve Prost'un 1993 Formula 1 sezonundan sonra emekli olmasına değin sürmüştür. Trajik bir şekilde, Senna 1994 San Marino Grand Prixinde duvara çarparak ölmüştür. FIA, Roland Ratzenberger’in de Cumartesi sıralama turlarında hayatını kaybettiği o hafta sonundan sonra, sporun güvenlik standartlarını geliştirmek için çalışmalara başladı. O günden beri Formula 1 direksiyonu başında hiçbir sürücü hayatını kaybetmemiştir.
Senna, Ratzenberger & Gilles Villeneuve’üm ölümlerinden bu yana, FIA güvenliği kural değişikliklerini uygulamak için bir sebep olarak kullanmaktadır. Aksi takdirde Concorde Anlaşması’na göre kural değişikliklerinin tüm takımlar tarafından onaylanması gerekmektedir. Bu güya ‘dar yarış pisti’ çağı daha küçük arka tekerlekli arabalar ile sonuçlandı. Aynı zamanda mekanik tutunmayı düşürmek için oluklu lastikler geliştirildi. Hem ön hem de arkada tüm lastik boyunca uzanan dört oluk bulunmak zorundadır. Amaç viraj süratlerini düşürmek ve lastik ile yarış pisti arasındaki temas yüzeyini küçülterek yarışlı havaya daha yakın koşullar yaratmaktır. Bu sürücünün yeteneklerini ödüllendiren bir uygulamadır.
Mekanik tutunmanın eksikliği dahi dizaynırların bu açığı aerodinamik tutunma ile kapatma çalışmalarına sebep oldu – kanatlar yardımı ile tekerleklere daha fazla güç uygulanması gibi.
Daha yenilikçi takımlar bu dramatik değişikliği maksimize etmek için başka yollar buldu. McLaren, Adrian Newey tarafından dizayn edilen arabada, sağ ya da sol tekerleklerin ayrı ayrı fren yapmasını sağlayan bir sistem geliştirdi. Böylece virajları çok daha hızlı dönebiliyorlardı. Bu buluşta sürücü yardımı olarak algılandı ve yasaklandı.
McLaren, Williams, Renault (zamanında Benetton) ve Ferrari'den pilotlar, “Büyük Dörtlü” yü oluştururlar. 1984 Formula 1 sezonundan bugüne kadar tüm dünya şampiyonalarını kazanmışlardır. 1990'ların teknolojik gelişmeleri sebebi ile, Formula 1 de yarışmanın maliyeti önemli ölçüde yükseldi. Bu artan finansal yük, dört büyük takımın üstünlüğü ile de birleşince (geniş fonlara sahip büyük araba üreticileri Mercedes-Benz (DaimlerChrysler) gibi), daha fakir bağımsız takımların sadece mücadele güçlerini etkilemedi, aynı zamanda bu iş kolunda kalamamalarına sebep oldu. Finansal sıkıntılar bazı takımları Formula 1'i bırakmaya zorladı. 1990 Formula 1 sezonundan bu yana, 28 takım Formula 1'den ayrılmıştır.
Üreticilerin dönüşü (2000–2006)
1999 ile 2004 yılları arasında Michael Schumacher ve Ferrari benzeri görülmemiş beş art arda sürücüler şampiyonluğu ve altı art arda üreticiler şampiyonluğu kazanmıştır. Schumacher pek çok yeni rekor kırmıştır. Bunların arasında Grand Prix galibiyet sayısı (91), bir sezonda galibiyet sayısı (18 yarışın 13 ü) ve en çok şampiyon olan sürücü (7).[1] Schumacher'in şampiyonlukları 25 Eylül 2005'te Renault sürücüsü Fernando Alonso'nun Formula 1'in en genç şampiyonu olması ile sona erdi. 2006'da, Renault ve Alonso şampiyonluğu yeniden kazandı. Yedi kez Dünya Şampiyonu Schumacher, Formula 1'de geçirilen 16 yılın ardından 2006 sonunda emekliye ayrıldı.
Bu süreç içerisinde şampiyonanın kuralları pistteki rekabeti geliştirmek ve maliyetleri azaltmak amacı ile sık sık FIA tarafından değiştirilmiştir. Şampiyonanın başladığı 1950 yılından itibaren yasal olan Takım emirleri, 2003 yılında takımların açık açık yarış sonuçlarına hile karıştırmalarından sonra yaşanan pek çok olaydan sonra olumsuz bir kamuoyu yarattı ve yasaklandı. Bu yaşanan olaylardan en meşhuru 2002 Avusturya Grand Prix’inde Ferrari tarafından yapılmıştır. Diğer değişiklikler sıralama formatı, puanlama sistemin, teknik düzenlemeler ile motor ve lastiklerin ne kadar süre ile kullanılması gerektiğini düzenleyen kuralları içermektedir. Lastik sağlayacı firmalar Michelin ile Bridgestone arasındaki savaş tur sürelerini azaltmasına rağmen, 2005 Amerika Grand Prix’inde Indianapolis’de Michelin lastiklerini kullanan on takımdan yedisi lastiklerinin güvensiz olduğu gerekçesi ile yarışmadı. 2006’nın sonunda Max Moseley, Formula 1 için “yeşil” bir gelecek çizdi ve bundan sonra enerjinin verimli kullanımı önemli bir faktör haline geldi.
1983'ten beri, Formula 1 yarışları Williams, Mc Laren ve Benetton gibi uzman yarış takımları tarafından domine edilmiştir. Bu takımlar Mercedes-Benz, Handa, Renault ve Ford gibi büyük araba üreticisi firmaların motorlarını kullanmaktadır. 2000 yılında Ford'un çok başarısız olan projesi Jaguar takımı ile, 1985 yılında Alfa Romeo ve Renault'un yarışlara girmesinden bu yana ilk kez yeni üretici firma takımları Formula 1'e girmeye başladı. 2006 itibarıyla, üretici firma takımları – Renault, BMW, Toyota, Honda ve Ferrari – şampiyonayı domine ettiler ve üreticiler şampiyonasındaki ilk altı pozisyondan beşini aldılar. Tek istisna Mercedes-Benz ile ortaklık yapan McLaren takımı olmuştur. Grand Prix Manufacturers Association (GPMA) {Grand Prix Üreticiler Birliği} vasıtası ile Formula 1'in ticari karından daha büyük bir pay almışlar ve sporun geleceği ile ilgili daha çok söz sahibi olmuşlardır.
Dünya Şampiyonasının Dışında
Günümüzde, "Formula 1 yarışı" ve "Dünya Şampiyonası yarışı" terimleri uygulamada tamamen aynı anlamı taşımaktadır; 1984'ten bu yana, her Formula 1 yarışı Dünya Şampiyonası için puanlanmış ve her Dünya Şampiyonası yarışı Formula 1 kurallarına göre yapılmıştır. Bu her zaman böyle değildi. Formula 1'in eski zamanlarında dünya şampiyonası dışında pek çok yarış daha düzenlenirdi.
Kaynakça
- ^ "Schumacher tarih yazdı". BBC Sport. 21 Temmuz 2002. 5 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Eylül 2006.