İçeriğe atla

Fonksiyon

Fonksiyon, matematikte değişken sayıları girdi olarak kabul edip bunlardan bir çıktı sayısı oluşmasını sağlayan kurallardır. Fonksiyon, 17. yüzyılda matematiğin kavramlarından biri olmuştur. Fizik, mühendislik, mimarlık ve birçok alanda kullanılmaktadır. Galile, Kepler ve Newton hareketlerin araştırılmasında, zaman ve mesafe arasındaki durumu incelemek için fonksiyonlardan faydalanmıştır. Dört işlemden sonra gelen bir işlem türüdür.[1]

Matematiksel tanım

Fonksiyonun matematiksel yani biçimsel ve kuramsal tanımı şu şekildedir:

ve iki küme olmak üzere ve , kartezyen çarpımının şu özelliğini sağlayan bir alt kümesi olmak üzere:

Her için, ilişkisini sağlayan
bir tane elemanı vardır.

Bu durumda üçlüsüne fonksiyon adı verilir. , fonksiyonunun tanım kümesidir, ise varış (görüntü) kümesidir.

fonksiyonuna adı verilirse, verilen bir için 'nin ilişkisini sağlayan tek elemanı olarak gösterilir. Kimi zaman yerine yazıldığı da olur. Yani her için olur. Ayrıca kümesine fonksiyonunun grafiği adı verilir.[2]

Fonksiyonu matematiksel olarak tanımlamak için bir kural zorunluluğu yoktur. Ama 'nin bir küme olma zorunluluğu vardır.

Eğer ise üçlüsünün bir fonksiyon olabilmesi için 'nin boş küme olması gerektiği açıktır, bu durumda bu üçlüsü boş fonksiyondur. Çizgileri düşey doğruları hepsi grafiği yalnız bir noktada kestiği için f (x) fonksiyondur.

Örnekler

ve iki küme ise, 'nın her elemanını bir şekilde 'nin bir ve bir tek elemanıyla ilişkilendirilmiştir. Mesela (gerçel sayılar kümesi), de -3'ten büyük gerçel sayılar kümesi olsun, yani olsun. İlişkilendirme de şöyle yapılmalı: 'nın her elemanını (yani her gerçel sayıyı), o elemanın karesiyle ilişkilendirilmiş olsun. Böylece ilişkilendirmeyi bir formülle tanımlamış olduk. Bu örnekteki ilişkilendirmeyi olarak yazarız, her sayı karesiyle ilişkilendirilmiştir, mesela -3 sayısı 9'la, sayısı 2'yle ilişkilendirilmiştir. İşte 'dan 'ye giden fonksiyon böyle bir şeydir. Fonksiyon sembolüyle ifade edilir. Verilen örnek için yazılır.

yaşamış ya da şu anda yaşayan insanlar kümesi olsun. fonksiyonu her insanı annesine götürsün. Matematiksel olmasa da bu, 'dan 'ya giden bir fonksiyondur, çünkü her insanın bir annesi vardır. Ama her insanı kardeşine götüren bir fonksiyon yoktur çünkü bazı insanların kardeşi olmadığı gibi bazı insanların birden çok kardeşi vardır. Öte yandan, her insanı en büyük kardeşine götüren kural, kardeşi olan insanlar kümesinden kümesine giden bir fonksiyondur.

'dan 'ye giden bir fonksiyonu, kümesinin her elemanını 'nin bir ve bir tek elemanına götüren/elemanıyla ilişkilendiren bir "kural"dır. (Burada biraz yalan var, ama pek önemli değil: Kuralın ne demek olduğunu söylemediğimiz gibi, bir fonksiyonun tanımlanması için herhangi bir kurala da aslında gerek yoktur! İleride, yazının sonunda, fonksiyonun gerçek matematiksel tanımını verdiğimizde bu pembe yalana ihtiyacımız kalmayacak.)

Özet olarak, verilmiş bir fonksiyonu, 'nın her elemanını bir şekilde 'nin bir ve bir tek elemanına götürür/elemanıyla ilişkilendirir.

Yukarıdaki örnekte, kural, olarak verilmiştir. Ama bir fonksiyon bir formül ya da bir kuraldan öte bir şeydir. Bir fonksiyon, sadece bir kural değildir; bir fonksiyonu tanımlamak için, kural dışında, bir de ayrıca ve kümeleri de gerekmektedir. Formül ya da kural aynı kalsa bile ve kümeleri değişirse fonksiyon da değişir. Yukarıdaki örnek üzerinden gidelim:

Yukarıda R ve almış ve fonksiyonu kuralıyla tanımlanmıştı. Şimdi yerine alırsak ve formülü ve kümesini aynı tutarsak, o zaman elde edilen fonksiyonunu gene ile göstermek yanlış olur, çünkü bu iki fonksiyon değişik fonksiyonlardır. 'den 'ye giden ve kare alma kuralıyla tanımlanan fonksiyonu mesela ile gösterilebilir.

Bunun gibi, kümesi değişirse, o zaman fonksiyon da değişir; mesela ise, kare alma kuralı 'dan 'e giden bir fonksiyon tanımlar ve bu fonksiyon, yukarıdakilerle karışmasın diye, ya da ile değil, bir başka sembolle, mesela ile gösterilir.

Aynı şekilde 'den 'e giden bir fonksiyon, ya da ile değil, mesela ile gösterilmelidir.

Yukarıda koyu renkle yazılı kelimeler şu nedenle önemlidir: Bir fonksiyonu, kümesinin her elemanını 'nin bir elemanına götürür, yani 'nın bazı elemanlarını unutmuş olamaz. Mesela, karekök alma kuralı, gerçel sayılar kümesi 'den 'ye giden bir fonksiyon tanımlamaz, çünkü negatif sayıların gerçel sayılarda karekökü yoktur. Ya da (doğal sayılar kümesi) ise, kuralı, 'dan 'ye giden bir fonksiyon tanımlamaz çünkü 'dir ve olmasına karşın sayısı 'de değildir. Öte yandan bu kuralı, 'den tam sayılar kümesi 'ye giden bir fonksiyon tanımlar.

İkinci koyu renkli kısmın önemi ise şu şekildedir: Bir fonksiyonu, 'nın her elemanını 'nin bir ve bir tek elemanına götürür, yani 'nın aynı elemanı 'nin iki ayrı elemanına gidemez.[3] (Yukarıda verilen kardeş misali hatırlanmalı.) Mesela ise, 'nin bir elemanını denkleminin çözümlerine götüremez, çünkü eğer değilse, bu denklemin R'de iki değişik çözümü vardır, nitekim denkleminin çözümleri ve 'tir. Burada, 'nin 'e mi yoksa 'e mi gideceği belirtilmemiştir ve bu, bir fonksiyon yaratmada sorun teşkil eder. Bir fonksiyonunda, 'nın her elemanını 'nin bir ve bir tek elemanına gitmelidir, iki ya da daha fazla elemana gidemez. (Birkaç yüzyıl önce bu tür fonksiyonlar kabul ediliyordu ama bugün bunlara fonksiyon denmiyor.)

Tanım kümesi ve değer kümesi

Bir fonksiyonunda, 'ya tanım kümesi ya da kalkış kümesi denir. 'ye de değer kümesi ya da varış kümesi denir.

Görüntü

Karmaşık üstel grafiğin yüzey grafikleri fonksiyonu

Eğer ise 'e 'in altında görüntüsü adı verilir. 'nin

altkümesi olarak gösterilir ve bu kümeye 'nin görüntü kümesi adı verilir. (Kimi yerine 'ye görüntü kümesi demeyi yeğliyor ama her zaman görüntü kümesi değer kümesine eşit olmak zorunda değildir.)

Mesela kuralıyla tanımlanan (-3,5) R fonksiyonunun görüntü kümesi aralığıdır.

Fonksiyon eşitliği

ve fonksiyonlarının birbirine eşit olması için, 1) tanım kümelerinin eşit olması, 2) değer kümelerinin eşit olması ve 3) tanım kümesindeki her için olması gerekmektedir. Bu üç şarttan biri eksikse fonksiyonlar eşit olmaz. (Genellikle liselerde sadece üçüncü şart üzerinde durulur.) Gene de eşitlikte en önemli şart (3) şartıdır. Ardından (1) şartı gelir. (2) şartının gözden kaçtığı olur.

Durağan (sabit) fonksiyonlar

ve iki küme olsun ve olsun. 'nın her elemanını 'nin bu elemanına götüren fonksiyona sabit fonksiyon adı verilir. değerini alan sabit fonksiyonu olarak gösterirsek, o zaman fonksiyonu, her için kuralıyla tanımlanır. Not: ve kümelerinin önemini ortaya çıkarmak istiyorsak, yerine yazmak gerekebilir. Bu fonksiyona "sabit fonksiyonu" adı verilir.

Bileşke mümkün olduğunda 'dir. Ama 'dir.

Eğer ya da 'nin tek bir elemanı varsa, o zaman 'dan 'ye giden her fonksiyon sabit olmak zorundadır.

Boş fonksiyon

Eğer ve ise, 'ye giden bir fonksiyon yoktur.

Eğer ise, hangi küme olursa olsun, 'dan 'ye giden bir ve tek fonksiyon vardır: boş fonksiyon. Pek de önemli olmayan bu olgu, birazdan, fonksiyonun matematiksel tanımı verdiğimizde bariz olacak.

Özdeşlik fonksiyonu

Eğer bir kümeyse, her için Id kuralıyla tanımlanan Id fonksiyonuna 'nın özdeşlik fonksiyonu adı verilir. Özdeşlik fonksiyonu bileşkenin sağdan ve soldan etkisiz elemanıdır.

Bir fonksiyonun kısıtlanışı

Eğer bir fonksiyonsa ve , 'nın bir altkümesiyse, o zaman fonksiyonunu altkümesine kısıtlayabiliriz, yani 'nin sadece kümesinin elemanlarında alacağı değerlerle ilgilenilebilir. Bu yeni fonksiyon

olarak yazılır ve bu fonksiyona 'nin 'e kısıtlanmışı adı verilir. Elbette eğer ise eşitliği geçerlidir.

Varış kümesini değiştirmek

Bir fonksiyonun varış kümesini de değiştirilebilir: bir fonksiyon olsun. , 'nin görüntü kümesi 'yı altküme olarak içeren herhangi bir küme olsun. O zaman tanım kümesini ve kuralını değiştirmeden yeni bir fonksiyonu elde edilebilir. Bu fonksiyon - daha önceki paragraftaki gibi - özel bir sembolle gösterilmez.

Fonksiyonların yapıştırılması ya da birleşimi

ve iki fonksiyon olsun. üzerinde olan, üzerinde olan ve 'den 'ye giden bir fonksiyonu tanımlamak istiyoruz. Eğer ise olmalı. Eğer ise olmalı. Ama olduğunda, için ya da arasında bir seçim yapmalıyız, özellikle eğer ise... Bu durumda hangi seçimi yapılırsa yapılsın istediğimiz iki şarttan birini çiğnemek zorunda kalacağız. Ama diyelim ki, her için , yani ve fonksiyonları kesişiminde aldıkları değer aynı, bir başka deyişle . O zaman fonksiyonunu herhangi bir seçime gerek kalmadan şöyle tanimlayabiliriz:

eğer ise
eğer ise.

Bu fonksiyona ve fonksiyonlarının birleşimi ya da yapıştırılması adı verilir ve yukarıda gösterildiği gibi bu fonksiyon olarak yazılır.

Mesela fonksiyonu olarak tanımlanmışsa ve fonksiyonu olarak tanımlanmışsa, o zaman fonksiyonu aynen mutlak değer fonksiyonudur: .

Elbette ve .

Gene doğal olarak diye bir fonksiyon varsa diye bir fonksiyon de vardır ve bu iki fonksiyon birbirine eşittir.

Yukarıdaki yapıştırmayı yapabilmemiz için ve fonksiyonlarının varış kümeleri aynı olmak zorunda değildi. Nitekim, eğer ve iki fonksiyon ise ve bu fonksiyonların kümesinde aldıkları değer eşitse, o zaman üzerinde olan, üzerinde olan bir fonksiyonunu gene tanımlayabiliriz.

İkiden çok, hatta sonsuz tane fonksiyonu da yapıştırabiliriz eğer gerekli şartlar sağlanıyorsa: bir fonksiyon ailesi olsun. Ayrıca her göstergeçleri (endisleri) için ve fonksiyonlarının kesişiminde aldıkları değerler eşit olsun. O zaman her ve her için eşitliğini sağlayan bir fonksiyonu,

"eğer ise "

kuralıyla tanımlanabilir. Bu tür yapıştırmalar topolojide ve analizde sık sık kullanılır.

Bir fonksiyonun altkümeler kümesinde neden olduğu fonksiyon. bir fonksiyon olsun. 'nın her altkümesi için, 'nin altkümesi şöyle tanımlanır:

.

Bu yazılımı ender de olsa soruna yol açabilir, çünkü 'nın altkümesi bal gibi de aynı zamanda 'nın bir elemanı olabilir, o zaman ifadesinin fonksiyonunun 'te aldığı değer mi olduğu, yoksa yukarıdaki gibi ' nin altkümesi olarak mı tanımlandığı anlaşılamaz. Mesela, olsun. olsun. fonksiyonu, , olarak tanımlansın. Ve son olarak olsun. , hem 'nın bir elemanı hem de bir alt kümesidir. eleman olarak görüldüğünde olur ama altküme olarak görüldüğünde olur. Belki bu yüzden

tanımı yerine,

tanımını yapmak daha yerinde olur.

Eğer , 'in alt kümeleri kümesiyse, yukarıdaki kuralı, 'ten 'ye giden bir fonksiyon tanımlar. Bu fonksiyonu altküme olma ilişkisine saygı duyar.

Alakalı maddeler

X kümesindeki her eleman (bir giriş), Y kümesindeki bir elemanla mutlaka eşlenmelidir. (bir çıkış)
Bu gösterim bir fonksiyon (fonksiyon) değildir. (Bir girişe iki çıkış vardır.)
Örnek bir fonksiyon (fonksiyon) grafiği

Gönderme örnekleri

  • İki değişkenli göndermeler de vardır.
  • Verilen sıraya karşılık gelen çift sayıyı söyleyen bağıntı bir göndermedir: f(n)=2n.
  • Bir küme üzerinde tanımlı bir ikili işlem, göndermedir: f(x,y)=x+y.
  • Diziler birer göndermedir.
için yani

Tanım

A'dan B'ye tanımlı bir gönderme (f), (A,B,F) şeklinde gösterilebilen bir üçlüdür. Burada F, aşağıdaki özelliklere sahip sıralı ikili kümesidir.

Başka bir deyişle, bir bağıntının gönderme olabilmesi için, A kümesindeki herhangi bir ögenin B kümesinden en fazla bir ögeyle eşleşmesi gerekmektedir.

Gönderme, daha soyut matematiksel anlamda bir kümedir ve tanımı şu şekildedir: göndermesi için,

buradaki sembolü y nin biricik olduğunu ifade eder.

Yukarıdaki resmi tanımlama, her zaman kullanışlı olmadığından genelde göndermeler farklı tanımlanır.

En yaygın tanımlama biçimi, örneklerde görüldüğü gibi sağ tarafı girdilere (parametrelere) dayalı formül, sol tarafı göndermenin ve bağımsız girdilerin belirtildiği bir eşitliktir.

Göndermeler aşağıda örnekte görüldüğü gibi parçalı şekilde de tanımlanabilir.

Tümevarımla yakın ilişkisi olan ilginç bir tanımlama biçimi de yinelgedir. Mesela Fibonacci Serisi'nin üretici göndermesi şu şekilde tanımlanabilir.

Böylece 'den 'ye giden bir fonksiyonu tanımlanır.

Göndermelerin kümesel özellikleri

şeklinde tanımlı bir gönderme,

  • Birebir ise, A kümesinde tanımlı olduğu her değeri B kümesinden ayrı bir ögeye eşler. Matematiksel olarak; her x1, x2 €A için f(x1)=f(x2) => x1=x2
  • İçine ise B kümesinde, eşlenmemiş en az bir değer vardır.
  • Örten ise A kümesindeki bütün ögeler için tanımlıdır.

Matematiksel olarak; her y € B için en az bir x€A vardır öyle ki; f(x)=y'dir.

Bilgisayar bilimi ve göndermeler

Bilgisayarda göndermelere Türkçede genellikle fonksiyon adı verilir.

  • Bilgisayar biliminde hesaplanabilir fonksiyonlar, birbirine eşdeğer olan Church ve Turing Tezleri ile incelenir.
  • Girdisi ve çıktısı mantıksal (ikili ya da Boolean) olan fonksiyonlar, BDD'ler yardımıyla gösterilebilir.

Kaynakça

  1. ^ "FONKSiYONLARIN GÜNLÜK HAYATTAKi KULLANIMI". prezi.com. 17 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2023. 
  2. ^ Adams, Robert A. (2018). Calculus: a complete course. Pearson. s. 23. ISBN 9780134154367. 
  3. ^ "Fonksiyon Nedir?". 3 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Grup teorisi</span> simetrileri inceleyen matematik dalı

Grup teorisi veya Grup kuramı, simetrileri inceleyen matematik dalıdır. Simetri kuramı olarak da adlandırılabilir. Bir nesnenin simetrileri ile kast edilen, nesneye uygulandığında nesneye hiçbir etki olmamış gibi sonuç veren dönüşümlerdir. Her nesnenin en az bir simetrisi vardır: hiçbir şey yapmadan olduğu gibi bırakma dönüşümü. Bahsettiğimiz dönüşümlerin tersleri de vardır ve aradığımız özellikleri sağlarlar. Son olarak da dönüşümlerin art arda yapılması, birleşimli bir işlemdir. Bu üç koşula sırasıyla birim elemana sahip olma, elemenların tersi olma ve grup işleminin birleşmeli olması denir. Bu kavramların matematikte soyutlanması, üzerinde tersinebilir ve bileşme özelliğine sahip ikili bir işlemin tanımlı olduğu kümeler ile yapılır. Daha detaylı açıklamak gerekirse, grup nesnesi bir küme G ve onun üzerinde tanımlı bir işleminden oluşur. Bu operasyonun aşağıdaki şartları sağlaması gereklidir:

<span class="mw-page-title-main">Türev</span> Fonksiyonun grafiğine çizilen teğetin eğimini hesaplama tekniğidir.

Matematikte türev, bir fonksiyonun tanımlı olduğu herhangi bir noktada değişim yönünü veya hızını veren temel bir kavramdır. Tek değişkenli bir fonksiyonun tanım kümesinin belli bir noktasında türevi, fonksiyonun grafiğine bu noktada karşılık gelen değerde çizilen teğet doğrunun eğimidir. Teğet doğru, tanım kümesinin bu noktasında fonksiyonun en iyi doğrusal yaklaşımıdır. Bu nedenle türev genellikle anlık değişim oranı ya da daha açık bir ifadeyle, bağımlı değişkendeki anlık değişimin bağımsız değişkendeki anlık değişime oranı olarak tanımlanır. Bir fonksiyonun türevini teorik olarak bulmaya türev alma denilir. Eğer bir fonksiyonun tanım kümesindeki her değerinde hesaplanan türev değerlerini veren başka bir fonksiyon varsa, bu fonksiyona eldeki fonksiyonun türevi denir.

<span class="mw-page-title-main">Türev alma kuralları</span> Vikimedya liste maddesi

Türev, matematikteki ve özellikle diferansiyeldeki temel kavramlardan biridir. Aşağıda temel türev alma kuralları ve bazı fonksiyonların türev kuralları yer almaktadır.

Matematikte karmaşık sayı, bir gerçel bir de sanal kısımdan oluşan bir nesnedir. a ve b sayıları gerçek olursa karmaşık sayılar şu biçimde gösterilirler:

Eğer bir kümeyse, kümesinden kümesine giden bir fonksiyona kümesi üzerine ikili işlem denir. İkili işlemi olarak gösterirsek, yerine genellikle , , ya da daha yaygın olarak yazmak bir gelenek halini almıştır. Burada önemli olan, her için, işlemin sonucu olan elemanının yine kümesinde olmasıdır, yoksa ikili bir işlemden söz edemeyiz. Örneğin, ise, işlemi bu küme üzerinde ikili bir işlem değildir. Örneğin, bir doğal sayı değildir. Öte yandan olarak tanımlanan işlem doğal sayılar kümesi üzerine ikili bir işlemdir.

Bileşke fonksiyon, matematikte bir işlevdir.

Cisim, halka ve grup gibi soyut bir cebirsel yapıdır. Kabaca, elemanları arasında toplama, çıkarma, çarpma ve bölme yapılabilen ve bu işlemlerde sayılardan alışık olduğumuz temel aritmetik kurallarının geçerli olduğu bir küme olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Birebir fonksiyon</span>

Matematikte birebir fonksiyon, eşitlikleri birbirine haritalayan bir fonksiyondur.

<span class="mw-page-title-main">Küme</span> matematiksel anlamda tanımsız bir kavramdır. Bu kavram "nesneler topluluğu veya yığını" olarak yorumlanabilir.

Küme, matematikte farklı nesnelerin topluluğu veya yığını olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdaki "nesne" soyut ya da somut bir şeydir. Fakat her ne olursa olsun iyi tanımlanmış olan bir şeyi, bir eşyayı ifade etmektedir. Örneğin, "Tüm canlılar topluluğu", "Dilimiz alfabesindeki harflerin topluluğu", "Masamın üzerindeki tüm kâğıtlar" tümcelerindeki nesnelerin anlaşılabilir, belirgin oldukları, kısaca iyi tanımlı oldukları açıkça ifade edilmektedir. Dolayısıyla bu tümcelerin her biri bir kümeyi tarif etmektedir. O halde, matematikte "İyi tanımlı nesnelerin topluluğuna küme denir." biçiminde bir tanımlama yapılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Runge teoremi</span>

Karmaşık analizde Runge yaklaşım teoremi olarak da bilinen Runge teoremi 1885 yılında Alman matematikçi Carl Runge tarafından kanıtlanmış bir sonuçtur.

Matematiğin bir dalı olan karmaşık analizde Augustin Louis Cauchy ve Bernhard Riemann'a atfen Cauchy-Riemann denklemleri olarak adlandıran denklemler, türevlenebilir bir fonksiyonun açık bir kümede holomorf fonksiyon olması için gerekli ve yeterli şartları sağlayan kısmi diferansiyel denklemlerdir. Bu denklemler sistemi ilk defa Jean le Rond d'Alembert'in 1752 yılındaki çalışmasında ortaya çıkmıştır. Daha sonra, 1777 yılındaki çalışmasıyla Leonhard Euler bu sistemi analitik fonksiyonlarla ilişkilendirmiştir. Cauchy ise bu sistemi 1814'teki çalışmasındaki fonksiyonlar teorisinde kullanmıştır. Riemann'ın fonksiyonlar teorisi üzerine olan doktora tezinin tarihi ise 1851'dir.

<span class="mw-page-title-main">Tanım kümesi</span> işlevin tanımlandığı "giriş" veya bağımsız değişken değerleri kümesi

Matematikte verilmiş bir fonksiyonun tanım kümesi, fonksiyonun tanımlı olduğu "girdi" değerlerinin oluşturduğu kümedir. Örneğin, kosinüsün tanım kümesi gerçel sayılar olurken karekök fonksiyonunun tanım kümesi 0 ve 0'dan büyük sayıların oluşturduğu negatif olmayan gerçel sayılar kümesidir. Fonksiyonun xy Kartezyen koordinat sistemindeki temsilinde, tanım kümesi x-ekseni (apsis) ile temsil edilir.

<span class="mw-page-title-main">Cebirsel topoloji</span>

Cebirsel topoloji, topolojik uzayları cebirsel gereç ve yöntemlerle inceleyen matematik dalı. Matematikte bir kümenin üzerine döşenecek yapı, yönelinen matematik dalını belirler. Bir kümeye bir ya da birkaç işlem konarak sayılar kuramı ya da cebir yapmaya başlanabilir. Kümenin üzerine bir topoloji koyaraksa topoloji ve, ayrıca uzunluk koyarsak, geometri yapmaya başlanır. Üzerine topoloji konmuş bir uzayı incelemek için kimi cebirsel, aritmetik veya topolojik değişmezler tanımlanır; bunlar aracılığıyla topolojik uzayın özellikleri ayırdedilir. Örneğin tıkızlık, bağlantılılık, sayılabilirlik bu tür değişmezlerdir. Topolojik eşyapısal iki uzaydan biri bu değişmeze sahipse diğeri de buna sahip olmalıdır. Yani, eğer iki uzay için ayrı ayrı bakılan bir değişmez aynı değilse, bu iki uzay eşyapısal olmayacaktır. Yukarıda anılan en eski değişmezlerin hemen ardından inşa edilen klasik değişmezler cebirsel olanlardır.

Matematiğin bir alt dalı olan fonksiyonel analizde, doğuran çekirdekli Hilbert uzayı noktasal değerlemenin bir sürekli doğrusal fonksiyonel olduğu bir fonksiyonlar Hilbert uzayıdır. Burada, fonksiyonlar Hilbert uzayından kasıt, bahsi geçen uzayın öğelerinin fonksiyonlar olduğudur. Yani söz konusu uzay bir fonksiyon uzayıdır; bununla birlikte aynı zamanda Hilbert uzayı özelliği de taşımaktadır. Benzer bir şekilde, bu tür uzaylar doğuran çekirdekler tarafından da tanımlanabilirler. Bu terimi ilk defa ve aynı zamanda Nachman Aronszajn (1907–1980) ve Stefan Bergman (1895–1977) adlı matematikçiler 1950'de ortaya atıp geliştirmişlerdir.

Kriptografide Schnorr imzası, Schnorr imza algoritması tarafından üretilen dijital imzalamadır. Güvenliği, ayrık logaritma problemlerinin çözülemezliğine dayanır. Kısa imzalar oluşturur ve verimlidir. Rastgele oracle modelde en basit güvenliği kanıtlanmış dijital imzalama modeli olarak düşünüldü. 2008'de geçerliliğini yitiren U.S. Patent 4,995,082 tarafından lisanslanmıştır.

Çifte doğrusallık, matematik'te, çiftdoğrusal işlemci her bir bağımsız dogrusal değişkenlerin üçüncü bir vektör uzayının bir öğesini elde etmek için iki vektör uzayı öğelerini birleştiren bir fonksiyonudur. Matris çarpimi bir örnektir.

<span class="mw-page-title-main">Birleşme özelliği (ikili işlemler)</span>

Matematikte birleşmeli özellik, bir küme üzerine tanımlanmış ikili işlemlerin ayırt edici özelliklerinden biridir. Bu özelliği sağlayan ikili işlemlere birleşmeli işlem denir. Açık olarak bu özellik, (xy)z = x(yz) demektedir, yani üç elemanı "çarparken" işlem sırasının önemli olmadığını söylemektedir, bir başka deyişle birleşmeli özellikte işlem yaparken paranteze gerek olmadığını söylemektedir. Örneğin tam sayılar kümesi Z üzerine tanımlanmış olan toplama işlemi birleşmeli bir işlemdir ancak çıkarma işlemi birleşmeli değildir, çünkü eşitliği her için sağlanmasına karşın, eşitliği için sağlanmaz.

Matematiksel analizde, M metrik uzay olmak üzere, elemanları M 'de olan her Cauchy dizisinin yine M'de bir limiti varsa,veya alternatif olarak, M'deki her Cauchy dizisi yine M'de yakınsaksa M metrik uzayına tam denir.

Matematikte, bir càdlàg fonksiyon, gerçek sayıların bir altkümesi üzerinde tanımlı ve bu tanım kümesinin her noktasında sağdan sürekli, soldan limitli olan bir fonksiyondur. Cadlàg fonksiyonlar, özellikle sıçramaları olan stokastik süreçlerin incelenmesinde önemlidir. Bir tanım kümesi üzerindeki càdlàg fonksiyonların kümesine Skorokhod uzayı denir.

Matematikte, karmaşık koordinat uzayı de ya da bu uzayın altkümeleri üzerinde tanımlı ve karmaşık değer alan fonksiyonların teorisine; yani, birden fazla karmaşık değişkenli fonksiyonların teorisine çok değişkenli karmaşık analiz denir.