Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Arnavutça, başta Balkanlar'daki Arnavutlar olmak üzere Avrupa, Türkiye, Amerika ve Okyanusya'daki Arnavut diasporası tarafından konuşulan bir Hint-Avrupa dilidir. Dünyada yaklaşık 7.5 milyon insan tarafından konuşulan Arnavutça, Hint-Avrupa dil ailesinin özgün bir koludur ve hemen hemen hiçbir dille yakından akraba değildir.

Uluslararası Ses Abecesi veya Uluslararası Fonetik Alfabe, seslerin kâğıt üzerinde gösterilebilmesi için oluşturulmuş standart alfabedir. Tüm dillerdeki konuşma seslerini bir örnek biçimde kodlayabilmek için oluşturulmuş işaretler ve simgeler sistemidir. Bu sistemden en çok dilbilimde ve sözlüklerin hazırlanmasında yararlanılır.
K-k, Türk alfabesinin 14. harfidir. Türkçede bu harfin işaret ettiği ses ke denilerek isimlendirilir. Sıklıkla, harfin işaret ettiği ses ka denilerek isimlendirilir, ancak TDK'ye göre bu isimlendirme yanlıştır. Bu durumda sesin ince ve kalın şekilleri vardır. Fonetik bakımdan kalın seslilerle birlikte art damak, ince seslilerle birlikte ön damaktan çıkarılan süreksiz ve sert bir sessiz harf olduğundan sesli-sessiz uyumunu gerektirir. Türkçe kelimelerde bu harfin kullanım sıklığı % 4,71'dir. Arap alfabesine dayalı Göktürk, Uygur ve Osmanlı alfabelerinde iki ayrı harf ve ses olarak kaf ve kef yerine bugünkü Türkçede k kullanılmaktadır.

Moğolca, Moğolistan ve civardaki bazı özerk bölgelerde resmî dil olan Asya dilidir.
Eski İngilizce şu anki İngiltere olan bölgenin belli bölümlerinde ve Güney İskoçya'da 5. yüzyılın ortalarından 12. yüzyılın ortalarına kadar konuşulmuş İngilizcenin eski şeklidir. Bu dil, Batı Cermen dillerinden birisiydi ve bu yüzden de Eski Frizce ve Eski Saksoncayla yakından ilgilidir. Ayrıca dil, Kuzey Cermen dil grubundan Eski Norsçanın da büyük etkisi altında kalmıştır.

Baskça (euskara), Baskların konuştuğu izole dil. Baskça, dil bilimcileri tarafından Hint-Avrupa dilleri Avrupa'ya yayılmadan önce Avrupa'da konuşulan dillerden arta kalan biri olarak kabul edilir. Bu sebepten bu dilin dünyada konuşulan başka hiçbir dille yakından akraba olmayan çok eski bir dil olduğu düşünülür. Hint-Avrupalılar buraya gelmeden önce çok geniş bir bölgede, tüm İber yarımadasında ve Gaskonya/Akitanya bölgesinde, konuşulmakta idi.

Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.
Türkçe dil bilgisi, Türkçeyi meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük hazinesi, anlam değişmeleri, tümce kuruluşu ve yapısı gibi ögeleri inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi bütünüdür.

Sesbirim ya da fonem, herhangi bir dilde, bir kelimeyi diğer bir kelimeden ayıran bir ses birimidir. Fonetik alfabesindeki her simge bir sesbirimi işaret etmektedir. Fonolojide (sesbilimde) en çok kullanılan kavramdır. Uluslararası Fonetik Alfabe, sesbirimleri göstermek için hazırlanmış oldukça bilinen bir transkripsiyon sistemidir. Sesbirimler yazı dilinde, iki eğik çizgi arasında gösterilir: /a/.

Ses bilimi (fonoloji, fonetik dil), belirli dil seslerini (fonemler) inceleyen bir bilim dalıdır. Ses bilimi dil içindeki seslerin işlevlerini inceler. Konuşma seslerinin eklemlenmesi (articulatory), nakli (transport), alınması (receival) ile ilgili bir bilim dalıdır. Fonetiğin bu üç çalışma alanına karşılık gelen üç branşı vardır: boğumlama (articulatory), akustik ve işitim fonetiği. Fonolojiye zıt olarak, fonetik konuşma seslerinin fiziki yönüyle ilgilenir. Konuşma seslerinin tam bir transkripsiyonunu vermek için, birkaç özel alfabe vardır. Bu alfabelerden en çok kullanılanı bu metinde bulacağınız alfabe olan IPA’dır.

Baltık dilleri, Kuzey Avrupa'da konuşulan Hint-Avrupa dil ailesinin Baltık-Slav dilleri koluna bağlı bir dil grubudur. Bu dil grubu bazen doğu batı olarak bazen de ölü veya hala konuşulan bir dil olarak ayrılmaktadır. Eski Baltık dilleriyle yeni Baltık Dillerinin karşılıklı birbirini anlaması mümkün değildir. Çünkü yeni Baltık slav<<<dillerine çok fazla Slavca sözcük girmiştir. Alfabe olarak Latin alfabesini kullanırlar.
Senkop şu anlamlara gelebilir:
- Senkop (tıp), ani ve geçici şuur kaybı, bayılma
- Vazovagal senkop, bayılmanın sık görülen bir formu
- Senkop (fonetik), bir sözcüğün içinde bir veya daha fazla sesin kaybı
- Senkop (müzik), bir senkop, ritim kaybı veya beklemedik yerde ritim koymanın neden olduğu bir müzik etkisi
- Syncope (cins), microhylidae kurbağaların bir cinsi
- Syncope (albüm), Tactical Sekt grubunun bir albümü
Ses bilgisi ya da fonetik dilsel seslerin öğelerini araştıran modern dilbilim, biyoloji, akustik bilimi, sinirbilim, tıp ve diğer bilimlerle ilişkili olan kendine özgü, disiplinler arası bir alandır. Ses bilgisinin araştırma nesnesi, konuşulan dildir. Dilde gerçekleşen ses olayları da bu bilim dalının konularından biridir.
Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Yunancanın romanizasyonu, genelde Yunan alfabesi ile yazılan Yunanca metinlerin, Latin alfabesi ile temsili veya bunu yapmayı sağlayan bir sistemdir. Yunancanın romanizasyonu için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kaynak metnin Eski Yunanca mı Modern Yunanca mı olduğuna ve arzu edilen dönüştürmenin transkripsiyon mu transliterasyon mu olduğuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Adli dilbilim, bir suç veya hukuki uyuşmazlık konusunda maddi gerçeğe ulaşılması amacıyla dilsel verilerin incelenmesini içeren, uygulamalı dilbilimin disiplinlerarası bir sahası.

Ünlü, sesli veya vokal; ses yolu görece açık durumda iken, ses tellerinin titreşmesi ile bir engele takılmadan oluşan; hecenin en küçük birimini oluşturan konuşma sesi. Ünsüz veya sessiz karşıtıdır. Ünlülük kavramı harflerden ziyade "sesleri" tanımlar zira bir harf kimi sözcüklerde ünlü, kimi sözcüklerde ise ünsüz bir sesi simgeleyebilir.
Fonetik transkripsiyon, semboller kullanılarak konuşma seslerinin her birinin bir karakterle gösterilmesidir. Fonetik transkripsiyonun en yaygın hali, bir fonetik alfabe kullanılarak yapılan çeşididir, bunun en bilineni Uluslararası Fonetik Alfabe’dir (IPA).
Dişsil ünsüz, dilin üst dişlere değdirilmesiyle eklemlenen bir ünsüzdür. Bu ünsüzlerin bazı dillerdeki örnekleri /d/, /n/, /t/ ve /l/'dir, fakat bunlar, dilin dış yuvası sırtıyla temas yaptığı dişyuvasıl ünsüzlerle karıştırılmamalıdır. Bazı dillerde dişyuvasıl ünsüzler, belirli fonetik ortamlarda dişsilleşme geçirir; bu süreci geçirmiş sesler Uluslararası Fonetik Alfabe (IPA)'de simgesiyle işaretlenir. Kimi dillerde dişsilleşmiş ünsüzler, dişyuvasıl ünsüz sesbirimlerin altsesbirimlerinden birini teşkil eder; ör. İngilizce "in theory" lafındaki < n > harfinin hemen sonrasında < th > yer aldığı için /n/ sesbirimi kendisi de dişsilleşme geçirir ve şeklinde eklemlenir. Kimi dillerde ise bu tür dişsilleşmiş ünsüzler kendileri fonemiktir ve bu ünsüzlere dayalı olarak diğer sesbirimlerle yalın çift oluşturmak mümkündür; ör. Mapuçecede /n/ sesbirimini içeren sözcüğü "çok" anlamına gelirken, /n̪/ sesbirimini içeren sözcüğü "anne tarafı kuzen" anlamına gelir.