İçeriğe atla

Fitosterol

β-sitosterol
Ergosterol.

Fitosteroller (veya bitki sterolleri) bitkilerde bulunan bir grup steroid alkoldür. Beyaz renklidirler, hafif, karakteristik kokuları vardır, suda çözünmezler, alkollerde çözünürler. Gıda katkı maddesi olarak, ayrıca tıp ve kozmetiklerde de kullanılırlar.

Başlıca fitosteroller

Steroid iskeleti için numarlandırma sistemi.
  • Sayfanın tepesinde gösterilen molekül β-sitosteroldur
  • Karbon 242 olmazsa kampesterol elde edilir.
  • Karbon 241242 çıkartılırsa kolesterol ortaya çıkar.
  • Karbon 22 ve 23'ten hidrojenler alınırsa stigmasterol (stigmasta-5,22-dien-3β-ol) elde edilir.
  • Karbon 242 ve Karbon 22 ve 23'ten hidrojenler alınırsa brasikasterol (ergosta-5,22-dien-3β-ol) elde edilir.
  • Brasikasterolden karbon 7 ve 8'deki hidrojenler alınırsa ergosterol (ergosta-5,7,22-trien-3β-ol) elde edilir.

Kullanımları

Bitki yapısı

Bitkilerde çeşitli fitosteroller vardır. Hücre zarında yapısal bir rol oynarlar. Bu rol memeli hücrelerinde kolesterolünkine denktir.

Organik maddenin algılanmasında

Toprak bitkilerinde bulunması, tek hücreli yosunlarda ise çok ender bulunmasından dolay bir nümunede toprak kökenli organik maddelerin varlığının bir işareti (biomarker) olarak kullanılır. Bu steroller genelde suda çözünmedikleri için süspansiyondaki ve çökeltideki katı parçacıklarının üzerine çökelirler. Taneciklerin yüzey alanı daha büyük oluğu için çamurda kuma kıyasla daha fazla fitosterol bulunur. Bu etkinin üstesinden gelmek için her bir sterolun toplam sterola veya kolesterola oranı belirtilir, organik maddenin kaynağını belirtmek için.

Katıştırma belirlenmesi için

Soya yağı ve ayçiçeği yağına kolza yağının katıştırıldığının (tağşiş edildiğinin) belirtisi brassikasterol ve onun yanı sıra α-linolenik asit ve erusik asitin varlığıdır. Soya ve ayçiçeği yağında brasikasterol olmadığından, kolzadaki konsantrasyonu ise 1400 mg/kg olduğu için kolza miktarı hesaplanabilir. [2]

Kolesterolün azaltılması

Fitosteroller gida muhtevası veya katkısı olarak bağırsaklarda kolesterol emilmesini azalttıklarından kolesterol azaltıcı bir etkiye sahiptirler.[1] Fitosteroller bitkisel yağlarda bulunur, özellikle iğdegillerin yağında (1640 mg/100g oil),[2] mısır yağı (968 mg/100g)[3] ve soya yağında (327 mg/100g oil).[4] Bitki yağından elde edilen bir fitosterol kompleksi olan kampesterol, stigmasterol, and brassikasterol karışımıdır, kolestatin olarak adlandırılır ve bir gıda katkı maddesi olarak satılır. Fitosteroller insanlarda kolesterolu %15 oranında azaltabilirler.

Fitosterollerin kolesterol düşürücü etkisinin mekanizması şöyledir: Sindirim yolunda kolesterolun misellere girmesini engelleyip toplam koelsterol emilimini azaltırlar. Bu da vücuttaki toplam kolesterol seviyesini kontrol altında tutmaya yarar.

Kaynakça

  1. ^ Ostlund RE, Racette, SB, and Stenson WF (2003). "Inhibition of cholesterol absorption by phytosterol-replete wheat germ compared with phytosterol-depleted wheat germ". Am J Clin Nutr. 77 (6). ss. 1385-1589. (İngilizce)
  2. ^ Li, Thomas S. C. (1633-1639). "Phytosterol content of sea buckthorn (Hippophae rhamnoides L.) seed oil: Extraction and identification". Food Chemistry. 101 (4). Elsevier. ss. 1633-1639. doi:10.1016/j.foodchem.2006.04.033. 8 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Kasım 2006.  (İngilizce)
  3. ^ Pennington & Douglas, Food Values of Portions Commonly Used, 18th ed. (2005)
  4. ^ The Marketing Edge: Phytosterols Qualisoy (Brochure (PDF)). Qualisoy. Erişim tarihi 11-20-2006.[1] 6 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.(İngilizce)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Botanik</span> bitki yaşamı bilimi

Botanik veya bitki bilim(ler)i, bitki biyolojisi, fitoloji, bitki yaşamı ile ilgili bir bilim dalı ve biyolojinin bir koludur. Bir botanikçi, bitki bilimcisi veya fitolog, bu alanda uzmanlaşmış bir bilim insanıdır. "Botanik" terimi; otlak, ot veya yem anlamına gelen Grekçe: βοτάνη (botanē) kelimesinden türetilmiştir. Geleneksel olarak, botanik, mantarları ve algleri de de içine alan bir bilim dalıdır. Günümüzde, botanikçiler, 391.000'i damarlı bitki türü ve yaklaşık 20.000'i kara yosunu olan yaklaşık 410.000 kara bitkisi türünü incelemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kömür</span> katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaç

Kömür, katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaçtır. Taşkömürü torkugillerden oluşur. Kömür çoğunlukla diğer elementlerin değişken miktarlarda bulunmasıyla oluşur. Asıl bileşeni karbondur; bunun yanında değişken miktarda hidrojen, kükürt, oksijen ve azot içerir. Isı için yakılan bir fosil yakıt olan kömür dünyanın birincil enerjisinin yaklaşık dörtte birini ve elektriğinin beşte ikisini sağlar. Bazı demir ve çelik üretimi yapan işletmeler ve diğer endüstriyel faaliyetler kömürü yakar. Kömürün ekstraksiyonu ve kullanımı birçok erken ölüme ve çok fazla hastalığa neden olur. Kömür'den her yıl binlerce kişi erken ölüyor.

Omega-3 yağ asitleri, aynı zamanda Omega-3 yağları, ω-3 yağ asitleri veya n−3 yağ asitleri olarak da adlandırılır, kimyasal yapılarında terminal metil grubundan üç atom uzaklıkta bir çift bağın varlığı ile tanımlanan çoklu doymamış yağ asidi'lerdir (PUFA'lar). Doğada yaygın olarak dağılmışlardır, önemli olduklarından hayvan lipid metabolizması bileşenleridir ve insan diyetinde ve insan fizyolojisinde önemli bir rol oynarlar.

E vitamini, kimyasal yapı itibarı ile bir tokol olup antisterilite vitamin olarak da bilinir. E vitamini yağda çözünen önemli bir antioksidandır ve özellikle hücre zarları ve lipoproteinlerde önemli antioksidan işlevler görmektedir. Epidemiyolojik ve sınırlı ara çalışmalar, E vitamininin kardiyovasküler hastalıkların, bazı kanserlerin ve öteki kronik hastalıkların riskini azalttığını belirlemektedir. Bazı büyük klinik deneylerle E vitamininin sağlığa yararları daha derinlemesine değerlendirilmektedir. Tokollerin farklı bileşikleri E vitamini aktivitesi gösterir. En aktifi alfa-tokoferoldür. Geçmişte asıl olarak α-tokoferol üzerinde yoğunlaşılmışken, bugün öteki tokoferoller ve tokotrienoller daha fazla ilgi çekmektedir. İlk sonuçlara göre bunlar, α-tokoferolden farklı antioksidan ve diğer fonksiyonlara sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Fermantasyon</span> kimyasal çürüme

Fermantasyon, hücre içinde oksijen yokluğunda meydana gelen metabolik bir faaliyet olarak ‘NAD+'yi yeniden oluşturmak için glikozun glikoliz yoluyla kısmi oksidasyonunu takip eden metabolik adımlar’ şeklinde tanımlanmaktadır. Fermantasyon anaerobik şartlarda, yani oksidatif fosforilasyon olamadığı durumlarda, glikoliz yoluyla ATP üretimini sağlayan önemli bir biyokimyasal süreçtir. Biyokimyanın fermantasyonla ilgilenen dalı zimolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Kolesterol</span> kan plazmasında taşınan bir tür sterol

Kolesterol, hayvanların vücut dokularındaki hücre zarlarında bulunan ve kan plazmasında taşınan bir sterol, yani bir steroid ve alkol birleşimidir. Daha düşük miktarlarda bitkilerde de bulunur. İlk defa 1754'te safra taşlarında kolesterol bulunduğu için bu maddenin ismi Yunanca chole- (safra) ve steros (katı) sözcükleri ile kimyadaki -ol ekinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Zeytin</span> Zeytin familyasından bir bitki türü

"Avrupa zeytini" anlamında Olea europaea botanik adlı zeytin, zeytingiller Oleaceae familyasından meyvesi yenen ve geleneksel olarak Akdeniz iklimine özgü bir ağaç türüdür. Tür, tüm Akdeniz ülkelerinin yanı sıra Güney Amerika, Güney Afrika, Çin, Avustralya, Yeni Zelanda, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yetiştirilir. Olea europaea, Olea cinsi için tip türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Zeytinyağı</span> bitkisel sıvı yağ

Zeytinyağı, zeytin ağacının meyvesinden elde edilen yeşilimsi-sarımtırak renkte sıvı bir yağdır.

<span class="mw-page-title-main">Biyodizel</span>

Biyodizel, organik yağların baz ve alkolle karıştırılarak dizel yakıta çevrilmesi sonucu elde edilen ürün.

<span class="mw-page-title-main">Somon Balığı</span>

Sombalığı, som balığı ya da somon olarak adlandırılan balıkların hepsi Salmoniformes sınıfının Salmonidae familyasına ait olsalar da aslında bu familyanın farklı cinslerindenlerdir: Salmo, Salmothymus, Stenodus ve Oncorhynchus.

Yağ, oda sıcaklığında yüksek viskoziteye sahip, yüksek miktarda karbon ve hidrojen içeren, suyla karışmayan ancak diğer yağlarla kolayca karışabilen maddelerdir. Yağlar yiyecek, yakıt, boya, makine sanayii dâhil birçok değişik amaçla kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Meyan</span>

Meyan, yaklaşık 120–150 cm'e kadar boylanabilen, Baklagiller ailesinden çok yıllık bir çalımsı bitkidir. Anavatanı Rusya ve Çin'dir.

Tokol, yağlı tohumlar ve yenen yağların minör bileşenleri olan tokoferol ve tokotrienollerin ikisine birden verilen addır. Yenen yağlar ve yağlı tohumlar, bozucu prosesleri önleyen veya bunların kontrolünde kullanılabilen aktif bileşenleri içeren sabunlaşmayan maddelerin zengin kaynaklarıdır. Trigliserid olmayan bileşenler öncelikli tokoller, fenolik ve flavonoidler, steroller, fosfolipidler, karotenoidler ve triterpenil alkoller ve fitik asit bileşikler ailesine aittir. Her bir yağ bu bileşiklerden birkaç sınıfı içerebilir. Triaçilgliseroller olmayan bileşikler gıda olarak işlem ve kullanım sırasında ayrılabilir ki en önemlileri tokoferoller ve tokotrienollerdir.

<span class="mw-page-title-main">Veganlık</span> Hayvan kökenli ürünleri ve gıdaları kullanmayı reddeden yaşam tarzı

Veganlık veya veganizm, bazı nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetmektir. Vegan kişiler, vejetaryen'lerden farklı, hayvan kullanımı yoluyla elde edilen gıdaları, giyecekleri ve yumurta, süt, bal, yün gibi diğer tüm yan ürünleri kullanmayı reddeder.

<span class="mw-page-title-main">Beta-glukan</span>

β-Glukanlar (beta-glukanlar) β-glikozidik bağlarla birbirine bağlanmış D-glukoz monomerlerinden oluşan polisakkaritlerdir. β-Glukanlar, moleküler kütleleri, çözünürlükleri, viskoziteleri ve üç boyutlu şekilleri bakımından büyük çeşitlilik gösterirler. En yaygın olarak bitkilerde selüloz, tahıl tohumlarında kepek, ekmek mayası'nın hücre duvarı, bazı fungus, mantar ve bakterilerde bulunur. Bazı beta-glukan türleri insan beslenmesi için faydalıdır, suda çözünür lif katkısı olarak ve kıvamlandırıcı olarak kullanılırlar. Ancak biracılıkta beta-glukanlar bir sorun sayılır.

Bu, gıda katkı maddelerinin listesidir.

<span class="mw-page-title-main">Pitaya</span>

Pitaya, bilimsel anlamda Hylocereus cinsi çeşitli kaktüs türlerinin olarak adlandırılan meyvesidir. En önemlisi ve yaygın olanı da Hylocereus cinsinden olanlardır.

Doymuş yağ, yağ asidi zincirlerinin tümü veya ağırlıklı olarak tek bağlara sahip olduğu bir yağ türüdür. Bir yağ iki çeşit daha küçük molekülden yapılır: gliserol ve yağ asitleri. Yağlar uzun karbon (C) atom zincirlerinden yapılır. Bazı karbon atomları tek bağlarla (-C-C-) ve diğerleri çift bağlarla bağlanır. Çift bağlar, tek bağlar oluşturmak için hidrojen ile reaksiyona girebilir. Buna doymuş denir çünkü ikinci bağ kırılır ve bağın her yarısı bir hidrojen atomuna (doymuş) bağlanır

Oleik asit, çeşitli hayvansal ve bitkisel yağlarda doğal olarak bulunan bir yağ asididir. Kokusuz, renksiz bir yağdır, ancak ticari numuneleri sarımsı renkte olabilir. Oleik asit kimyasal olarak, tekli doymamış omega-9 yağ asidi olarak sınıflandırılır ve 18:1 cis-9 lipit numarası ile gösterilir. Formülü şu şekildedir: CH3(CH2)7CH=CH(CH2)7COOH. Oleik asit ismi yağ anlamına gelen Latince oleum kelimesinden türemiştir. Doğada en yaygın bulunan yağ asididir. Oleik asidin tuzları ve esterleri oleatlar olarak adlandırılırlar.

Biyosentez, substratların canlı organizmalarda daha karmaşık ürünlere dönüştürüldüğü çok aşamalı, enzim katalizli bir süreçtir. Biyosentezde basit bileşikler modifiye edilir, diğer bileşiklere dönüştürülür veya makromoleküller oluşturmak üzere birleştirilir. Bu süreç genellikle metabolik yollardan oluşur. Bu biyosentetik yollardan bazıları tek bir hücresel organel içinde yer alırken diğerleri birden fazla hücresel organel içinde yer alan enzimleri içerir. Bu biyosentetik yolların örnekleri arasında çift katlı lipit katmanının bileşenlerinin ve nükleotidlerin üretimi yer alır. Biyosentez genellikle anabolizma ile eş anlamlıdır ve bazı durumlarda birbirinin yerine kullanılır.