İçeriğe atla

Filoloji

Filoloji, dillerin yapısını, tarihsel gelişimini ve birbirleri ile ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.[1] Filoloji, bir dili, o dilde verilmiş ürünlere dayanarak inceler, bu yolla bir ulusun ya da uygarlığın kültürel gelişimini, kendine özgü niteliklerini araştırır.

Filoloji temelde eski metinlerin yorumlanması yöntemine dayanır. Eski metinlerin bulunup okunması, nerede, ne zaman, kim tarafından yazıldığının araştırılması, dil özelliklerinin saptanması gibi çalışmalardan sonra ilgili metin tarihsel bağlamı içinde değerlendirilir.[2]

Eski Yunancada philos (sevgi) ve logos (söz) sözcüklerinin birleşmesi sonucunda ortaya çıkmıştır ve birebir çevirisi "kelime sevgisi"dir. "Betikbilim" olarak da adlandırılmaktadır.

Filoloji; yazılı belgelerin geçerliliğini, gerçek olup olmadıklarını araştıran tarihsel bir bilimdir. Filoloji çalışmalarında, metinlerde üretildikleri dönemin etkileri, metnin kaynakları araştırılır, özgün metinler çözülmeye ve yeniden oluşturulmaya, bu arada taklitleri saptanmaya ve değerleri ölçülmeye çalışılır. TDK güncel sözlüğünde karşılığı, "dili ve yazılı belgeleri dil ve tarih açısından inceleme" olarak verilmiştir.[3]

Tarihî anıtlarda, alfabelerde kullanılan dilleri çözümlemede de kullanılır. Daha çok o dilin edebiyat ve kültürle olan ilişkisi üzerinedir. Dünyada var olmuş ve var olan dilleri inceler, diller arasındaki akrabalık bağlarını, sözcük alışverişlerini araştırır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "philology." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  2. ^ "Filoloji Nedir? - Türk Dili ve Edebiyatı". www.turkedebiyati.org. 27 Aralık 2015. 14 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2023. 
  3. ^ "TDK". 29 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2020. 


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Edebiyat</span> sözlü ya da yazılı anlatıma dayanan sanat

Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Dil Kurumu</span> Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla oluşturulmuş kamu kurumu

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı. Günümüzde "Türk Diline Hizmet Ödülleri"ni vermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Dilbilim</span> insan dilinin araştırılması

Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.

Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Anlambilim, anlam bilimi, anlam bilgisi ya da semantik, anlamları inceleyen bilimdir. Anlam bilimi felsefî ya da mantıksal ve dilbilimsel olmak üzere iki farklı açıdan ele alınabilir. Felsefî ya da mantıksal yaklaşım, göstergeler ya da kelimeler ile bunların göndergeleri arasındaki bağlantıya ağırlık verir ve adlandırma, düz anlam, yan anlam, doğruluk gibi özellikleri inceler. Dilbilimsel yaklaşım ise zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantı vb. konular üstünde durur.

<span class="mw-page-title-main">Sanskrit</span>

Sanskrit, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran koluna bağlı bir dildir. Sanskrit ve lehçeleri, Antik Hindistan'da lingua franca statüsüne sahip olmuştur. Dil aynı zamanda Hititçe ve Miken Grekçesinden sonra kaydedilmiş en eski Hint-Avrupa dili olmaktadır.

Çeviri ya da tercüme, bir dildeki bir metnin başka bir dile aktarılması işlemini ve bu süreç sonucunda elde edilen ürünü anlatmak amacıyla kullanılır.

Hristiyanlıkta apokrif, kanonik dini metinlerin ve kitapların parçası olmayan metin. Dini metinlerin doğruluğunun şüpheli olduğu durumları tanımlamak amacıyla kullanılır. Kitab-ı Mukaddes'e eklenmemiş metinler apokrif kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Tarih</span> geçmiş zamanın incelenmesi bilimi

Tarih, geçmiş zamanın incelenmesi bilimidir. "Tarih", geçmişte yaşanan olayların incelenmesinin yanı sıra, bu olaylarla ilgili bilgilerin keşfi, toplanması, organizasyonu, sunumu ve yorumlanması ile ilgilenen disiplindir.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

Halk bilimi veya folklor, bir ülkede veya bölgede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalıdır.

Türkçe dil bilgisi, Türkçeyi meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük hazinesi, anlam değişmeleri, tümce kuruluşu ve yapısı gibi ögeleri inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi bütünüdür.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Alman dili ve edebiyatı veya Germanistik, Alman dilinin, kültürünün, tarihinin ve o ülkenin kökeninin, uluslaşma bilincinin bilimsel alanda incelendiği akademik bir bilim dalı. Bu bilim dalı; günümüz Almanyasını, Avrupa'da Almanca konuşan ülkeleri ve günümüz Avrupa düşünce sisteminin tarihsel, düşünsel-tarihsel ve kültürel fenomenler yolu ile araştırmayı ve anlamayı amaç edinmiştir.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

Ses bilgisi ya da fonetik dilsel seslerin öğelerini araştıran modern dilbilim, biyoloji, akustik bilimi, sinirbilim, tıp ve diğer bilimlerle ilişkili olan kendine özgü, disiplinler arası bir alandır. Ses bilgisinin araştırma nesnesi, konuşulan dildir. Dilde gerçekleşen ses olayları da bu bilim dalının konularından biridir.

Klasikler veya Klasik Filoloji, Yunanca ve Klasik Latince dillerinin filolojisidir. Tarihsel olarak, kökenleri MÖ 4. yüzyıl dolaylarında Pergamon ve İskenderiye'ye dayanmak üzere Yunanlar ve Romalılar tarafından Roma ve Bizans İmparatorluklarında sürdürülmüş, sonunda da hem Avrupa hem de Avrupa dışı dillerin birlikte çalışılmaya başlandığı Aydınlanma döneminde Avrupalı bilim insanları tarafından takip edilmiştir. Hint-Avrupa dil ailesi çalışmaları tüm Hint-Avrupa dillerinin karşılaştırmalı filolojisini içermektedir.

Antik Mısır Edebiyatı, Antik Mısır'da milattan önce 2800 yılından milattan sonra 300 yılına kadar icra edilen, Eski, Orta ve Yeni Mısır dili ile demotik metinlerle günümüze aktarılan, bilge öğretiler ve otobiyografik metinler içeren bir edebiyattır.

Asuroloji, Asurlular ve ilgili Mezopotamya uygarlıklarını arkeolojik, tarihsel ve dilbilimsel yönlerden inceleyen bilim dalıdır. Sümer ve Babil uygarlıkları da Asurolojinin konuları arasında sayılmaktadır. Dalın odaklandığı zaman dilimi ise MÖ 3. binyıl ile İslam'ın Arap Yarımadası sınırlarını aştığı 7. yüzyıldır.