İçeriğe atla

Filofobi (korku)

Filofobi (Yunanca "φιλέω-φιλώ" (aşk) ve "φοβία" (fobi)) aşık olma ya da duygusallık korkusu[1] DSM-5 dahil değildir.[2][3] Genellikle kişinin duygusal karmaşa içinde karşı karşıya kalmasıdır ancak kronik bir fobide olabilir. Yaşamı ve insanlarla iletişimi olumsuz etkiler. Bir diğer olumsuz yönü ise kişiyi tecritte tutmasıdır. Sevgiyi yasaklayan dini ve kültürel olgular dolayısı ile ortaya çıkabilir. Kişinin içinden gelen tepkiye karşı belli bir suçluluk ve hayal kırıklığını temsil eder.

Bir tür kaygı bozukluğu olan fobi bir nesne ya da duruma karşı duyulan ileri düzeydeki korku hali olarak tanımlanır. Bir fobi olarak adlandırılan filofobi ise aşık olma korkusuna verilen addır. Uzmanlara göre filofobi'ye tam olarak neyin sebep olduğu bilinmemekle birlikte, kişinin yaşadığı olumsuz duygusal bir deneyimin ardından ortaya çıktığına dair teoriler vardır. Ancak bu durum tedavi edilmediği sürece kişinin ailesinden, arkadaşlarından kaçmasına sosyal çevresi ile iletişiminin yok olmasına neden olabilir.[4]

Filofobik kişiler geçmişte yaşadıkları kötü deneyimlerin etkisiyle yeni biriyle tanıştığında eğer o kişiden hoşlanabilme ihtimali olduğunu hissederse, tekrar acı çekeceğini düşünerek kaygılanır ve korkuya kapılırlar. Aslında korkularının anlamsız olduğunun farkındadırlar ancak, bu duygunun önüne geçemezler.[4]

Birini yeniden sevebilme ihtimalleri olduğunu anladıklarında çaresizlik, telaş, huzursuzluk gibi duygularla savaşmak zorunda kalırlar. Çünkü geçmişte yaşadıkları kötü deneyimden dolayı aşka dair bakış açıları değişmiştir. Filofobik kişiler bir ilişkiye başlarlarsa sonunun hep hüsranla biteceğine inanırlar. Bu kişiler için kaçmak aslında bir savunma kalkanı gibidir. Kaçarak acılık duygusundan kendilerini korurlar.[4]

Ruhunda hasara yol açan filofobi kişiyi fiziksel olarak da etkiler. Filofobik kişiler hoşlandığı kişiyle karşılaştıklarında biran önce o ortamı terk etmek isterler. Kalp daha hızlı atmaya başlar, mide bulantısı, baş dönmesi, terleme, bayılma hissi, aşırı kaygı gibi belirtiler gözlemlenebilir.[4]

Küçük yaşlardaki çocukları eğitirken ebeveynlerin çocuğa istediğini yaptırmak için “söylediklerimi yapmazsan seni hiç kimse sevmez, baban ve ben seni terk ederiz” gibi ifadeler kullanarak çocuğun yüreğine acılık tohumları atarak korkutmaya çalışması, çocuğun ileri ki yaşlarda yaşadığı bir aşk acısının ardından filofobi'nin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.[4]

Kişinin mutsuzlaştıran, hayattan zevk almasını engelleyen aşık olma korkusu tedavisi olan bir hastalıktır. Fobi tedavilerinin temelini yüzleşmeler oluşturur. Hasta kendi duygularından korktuğu için “imajinasyon” denilen “hayal etme” egzersiziyle aşık olmaya maruz bırakılır. Filofobik kişi kademeli olarak bu korku ile yüzleştirilir.[4]

Yüzleşmenin ardından kişinin aşka dair kafasında yer edinmiş olan negatif düşüncelerin yerini pozitif düşünce kalıpları yerleştirilir. Böylece geçmişte yaşanan acı tecrübenin vermiş olduğu korku ve kaygılar geride kalır. Geçmişte yaşananlar sadece bir hayat tecrübesi olarak kalır.[4]

Ayrıca bakınız

Fobiler listesi

Kaynakça

  1. ^ "Philophobia. Do You Suffer From Philophobia?". 5 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "What is philophobia?". 7 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2020. 
  3. ^ "What Is Philophobia, and How Can You Manage Fear of Falling in Love?". 8 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2020. 
  4. ^ a b c d e f g Akademi, Medikal (11 Şubat 2015). "Filofobi (aşık olmaktan korkma) nedir, belirtileri ve tedavisi". Medikal Akademi. 13 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Fobi</span> Bir nesne veya durumun sürekli ve aşırı korkusu ile tanımlanan anksiyete bozukluğu

Fobi, korku ya da yılgı, bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali. Fobi kelimesi, Yunanca Phobos kelimesinden gelir. Phobos, Yunan mitolojisinde korku tanrısıdır.

Özgüven, kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları, hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi, genel bir kavram olarak da düşünülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Anksiyete</span> hoş olmayan bir iç karışıklık durumu ile karakterize edilen duygu

Kaygı, endişe ya da anksiyete, hoş olmayan bir iç çatışma durumu ile karakterize olan, sıklıkla ileri geri ilerleme gibi sinirsel davranışların eşlik ettiği bir duygudur. Bu durum, beklenen olaylar karşısında öznel olarak hoş olmayan dehşet duygularıdır.

<span class="mw-page-title-main">Korku</span> Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, solunum ve kalp atışı hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu

Korku, bir ya da birçok belirsizlik karşısında çeşitli tehdit algıları ile tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz bir histir. Kaygının gelecekte olabilecek kötü bir durumla ilgili bir kuşkuyu kapsamasından farklı olarak korku hem şimdiki zamandaki hem de gelecek zamandaki bir ya da daha çok kötülüğün oluşabilecek olmasından duyulan olumsuz ve yıpratıcı bir duygudur.

Ailurofobi veya kedi korkusu, şiddetli olabilen kedilerden korkma halidir. Yunanca αἴλουρος ve φόβος kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Diğer eş anlamlı terimler felinofobi, elurofobi ve gatofobidir. Kedi korkusu olan kişilerin vereceği aşırı tepki, Panik atağa veya kalp çarpıntısına neden olabilmektedir.

Akılcı (Rasyonel) Duygusal Davranışçı Terapi, Albert Ellis tarafından geliştirilmiş br psikoterapi yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Aaron T. Beck</span> Amerikalı ruh hekimi (1921 – 2021)

Aaron Temkin Beck, Amerikalı psikiyatr. Bilişsel davranışçı terapinin kurucusu olarak kabul edilmektedir. 1954 yılında geçtiği Pensilvanya Üniversitesi'nin psikiyatri bölümünde vefatına kadar emekli öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmekteydi. Ayrıca Beck, dört çocuğundan birisi olan, Dr. Judith Beck tarafından yönetilen bir araştırma ve eğitim merkezi olan, Beck Enstitüsü'nün de kurucusudur.

Astrafobi, gök gürültüsü ve şimşeklere karşı duyulan anormal korkudur. İnsanlarda ve eğitilebilen hayvanlarda, tedavi edilebilen bir fobidir. Astrofobi kelimesi Yunancadaki ve kelimelerinden türemiştir.

Aerofobi, uçma korkusu ya da uçakta olma korkusu veya bir helikopter gibi diğer uçan araçlarda uçuş sırasında bulunma korkusu.

Nekrofobi, Ceset görülmesi ya da ölümün düşünülmesi sonucu ortaya çıkan saplantılı ve aşırı korkudur. Fobiye sahip kişi, gerek başka insanlara karşı saldırganlık ve öldürme itkisi duymanın, gerek yasaklanmış olduğunu düşündüğü cinsel içgüdülerini doyuma ulaştırmanın “cezasını” çekmektedir.

Hafefobi dokunma ya da dokunulma korkusunu içeren nadir bir fobidir. Bulaşma ya da istila korkusu olarak ifade edilen, kişinin kişisel alanını korumak için normal eğilimlerin şiddetli bir abartısıdır ve hatta fobiye sahiplerin tanıdıklarına karşı da bu fobiye sahip oldukları bilinir.

Autofobi aynı zamanda monofobi, isolofobi veya eremofobi, olarak adlandırılan, yalnız kalma fobisidir; bencil olma korkusu veya yalnız kalma korkusudur. Hastaların fiziksel olarak hasta olmaları gerekmez, ama göz ardı edildiklerini ya da sevilmediklerini düşünürler. İfade edilenin aksine, kelimenin anlamı, autofobiyi "kendinden korkma" olarak tanımlamaz. Bozukluk tipik olarak diğer anksiyete bozukluklarından kaynaklanır ve bunlarla ilişkilidir.

Glossofobi veya konuşma kaygısı halka açık konuşma ya da genel olarak konuşma korkusudur. Kelime glossofobi Yunancadaki γλῶσσα glōssa, dil anlamına gelir ve φόβος phobos, korku veya endişe anlamına gelir. Birçoğu yalnızca bu korkuya sahipken, küçük bir azınlık diğer sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozuklukları yaşayabilir.

Maruz bırakma terapisi, davranışçı terapide anksiyete bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir tekniktir. Maruz bırakma terapisi, hedef hastayı herhangi bir tehlikeye neden olmaksızın kaygı kaynağına veya bağlamına maruz bırakmayı içerir. Bunu yapmanın, endişelerini veya sıkıntılarını aşmalarına yardımcı olduğu düşünülmektedir. Prosedürel olarak, laboratuvar kemirgenleri üzerinde geliştirilen korku yok olma paradigmasına benzer. Çok sayıda çalışma, genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, TSSB ve spesifik fobiler gibi bozuklukların tedavisinde etkinliğini göstermiştir.

Özgül fobi, belirli nesnelere veya durumlara maruz kalmayla ilgili mantıksız veya irrasyonel bir korkuya denk gelen her türlü kaygı bozukluğuna verilen isimdir. Sonuç olarak, etkilenen kişi nesnelerle veya durumlarla ve ciddi vakalarda herhangi bir söz veya tasvirle temastan kaçınma eğilimindedir. Korku, kişileri günlük yaşamlarında verimsiz hale getirebilir.

Genofobi veya koitofobi, cinsel ilişkiden fiziksel veya psikolojik korkudur. Terim Grekçe "yavru" anlamına gelen genos (γένος) ve "korku" anlamına gelen phobos (φόβος) sözcüklerinin birleşiminden türetilmiştir. Koitos ise erkeğin penisiyle kadının vajinasını penetre ettiği çiftleşme eylemi anlamına gelir. Genofobi, çoğunlukla panik atak hastalarında korku ve paniğe neden olur. Fobiden muzdarip olan insanlar, cinsel ilişkiye girme düşüncesinden veya buna dair girişimlerden etkilenebilirler. Bu da ikili ilişkilerini olumsuz biçimde etkiler. Sonuç olarak, genofobik insanlar kendini yalnızlığa itilmiş halde bulabilir.

Ruh sağlığı uzmanları genellikle genelleştirilmiş sosyal fobi ile özgül sosyal fobi arasında ayrım yapar. Genel sosyal fobisi olan insanlar, çok çeşitli sosyal durumlarda büyük sıkıntı yaşarlar. Özgül sosyal fobisi olanlar, yalnızca birkaç durumda kaygı yaşayabilir. "Özgül sosyal fobi" terimi, klinik olmayan sosyal kaygının spesifik formlarına da karşılık gelebilir.

Fobofobi, fobilerden korkma veya korkmaktan korkma olarak tanımlanan ve yoğun anksiyete ve somatik hislere neden olan bir fobidir. Fobofobi, agorafobi gibi anksiyete bozuklukları ve panik atak ile doğrudan ilişkilidir. Bir hasta fobofobi geliştirdiğinde, durumu teşhis edilmeli ve tedavi edilmelidir.

Asimetrifobi, simetrik olmayan şeylere karşı duyulan korkudur. Halk arasında simetri hastalığı olarak da bilinmektedir. Genellikle bu fobiye sahip olan kişiler nesnel veya öznel olarak asimetrik olan herhangi bir şeye karşı aşırı kaygı hissederler, simetrik olmayan yerlerden uzak durmaya ve daha çok evden dışarı çıkmamaya çalışabilirler. Onlar için asimetriyi hayal etmek bile korku ve kaygı verici olabilir. Bu fobi bazı insanlar için o kadar çekilemezdir ki kişide panik atağa bile yol açabilir. Böyle bir durumda kalp hızlanması, kan basıncında artış, nefes alıp vermenin hızlanması, terleme ve birçok farklı semptom beklenebilir.