İçeriğe atla

Filistin Askısı

Halka açık ceza olarak kullanılan Strappado, Les Grandes Misères de la guerre'nin 10. plakasının detayı, Jacques Callot, 1633

Filistin Askısı bir kişinin kollarının vücudunun arkasında birleştirip, bu şekilde yüksekçe bir yere iple asılması suretiyle yapılan işkence türüdür. Muhtemelen kişinin kolları çıkar. Vücuduna fazladan ağırlıklar eklenebilir. Strappado veya Ters Askı denildiği de olur. Orta Çağ'da Engizisyon Mahkemesince çok sık kullanıldığı bilinir, pratikte modern çağda da uygulama devam eder.[1][2]

Bu işkencenin üç değişik uygulama biçimi vardır. İlkinde kollar vücudun arkasında bağlantıktan sonra büyük bir ip yardımıyla ayak bileklerine de bağlanır. Bir kiriş veya çengelle tavana asılır. İşkenceci bu ipi kurbanın kolları gerilene kadar çeker. Kolları arkada bağlanan kişi çok şiddetli bir ağrı hisseder ve bu durum kollarının çıkmasına sebep olabilir. Kişinin tüm ağırlığı, gerilen ve içerden dışarıya döndürülmüş omuz başlarıyla desteklenir. Teknik olarak hiçbir dış yara izi görülmezken, uzun vadeli sinir, bağ doku veya tendon zararlarına sebep olabilir. Tipik olarak kol sinir ağının hasar görmesine, duyu felci ya da kaybına yol açar.

İkincisi ilkine benzemekle birlikte, bir dizi asıp serbest bırakışla, kişinin yere düşmesini sağlamaya yöneliktir. Gerilen ve korunmasız bırakılan kollarla yüksekten düşüş büyük kuvvet yaratıp, omuz kırıklarına sebep olmaktadır. Niccolò Machiavelli'nin Floransa'da Medici ailesine karşı komplo kurma iddiasıyla 1513'te hapsedildiğinde işkencenin bu uygulamasına maruz kaldığına inanılır.

Üçüncüsünde kollar vücudun önüne bağlanır ve aynı zamanda ayak bilekleriyle birleştirilir. Bu bağlama şekline bir ağırlık eklenir böylece sadece kollara değil bacak ve kalçayada zarar verilir. Özel olarak "Squassation" olarak adlandırılır.

Dünyada Filistin Askısı

Filistin askısını tasvir eden bir heykel

Bahsi geçen ilk yöntem (ya da benzeri) Nazilerin Auschwitz Toplama Kampında uygulandı. Laurence Rees tarafından hazırlanan Auschwitz:Naziler ve Son Çözüm belgeselinde Polonya Direnişi'nin bir üyesi olduğundan şüphelenilen Jerzy Bielecki bu işkenceyi maruz kaldı ve işkenceyi şu şekilde tarif etti:

"Çengele beni asmayı istedi. "Parmak uçlarının üzerinde dur" dedi. Sonunda beni çengele taktı, hiçbir uyarı olmaksızın beni tabureye doğru tekmeledi. Ben sadece İsa Meryem'i hissettim, aman tanrım korkunç bir acı. Omuzlarım eklemlerinden ayrılıyordu. Her iki kolum eklemlerinden ayrılıyordu. Ben inliyordum ve O sadece "Kapat çeneni köpek. Sen buna layıksın. Cezanı çekeceksin" dedi." [2]

Kasım 2003'te ABD tarafından tutuklanan Manadel al Jamadi isimli bir kişinin Irak Ebu Garib cezaevinde CIA tarafından sorgulaması sırasında bu işkence yöntemiyle öldürüldüğü iddia edildi.[3] (Cesedi selofanla sarılıp, buza koyulmuş bir şekilde Ebu Garib Cezaevi işkenceleri fotoğrafları arasında şans eseri görüldü.)[4] Birleşik Devletler ordusu bunun bir cinayet olduğunu kabul etti.[5]

İç güvenlik için Filistinlilere işkencenin yasal olduğunu söyleyen İsrail yurt içi gizli servisi Şin Bet'in bu yöntemi uyguladığı iddia edilmektedir.[6]

Türkiye'de Filistin Askısı

Teknik, Türkiye'nin güvenlik güçleri tarafından kullanıldı. 1996'da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Filistin Askısının kullanımı nedeniyle Türkiye'yi suçlu buldu.[1] Bu işkence tekniğinin kullanılmasıyla ilgili Uluslararası Af Örgütü ve diğer uluslararası insan hakları grupları tarafından uyarıldı. Özellikle 12 Eylül Darbesi sırasında birçok kişinin bu işkence tekniğine maruz kaldığı iddia edilir. Dev-Sol kurucularından Bülent Uluer bu yöntem nedeniyle fiziksel hasarlarının kaldığını ve belinin sakatlandığını söyler.[7]

5 Haziran 2000'de TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt'ün yaptığı incelemede bir karakolda bulunan Filistin Askısı nedeniyle bir soruşturma başlatıldı. Mağdur ve sanıklara ulaşılamadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi.[8][9][10]

Kaynakça

  1. ^ a b Aksoy v. Turkey 8 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., no. 100/1995/606/694, 18 Aralık 1996, from the Human & Constitutional Rights Resource Page 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
    European Commission on Human Rights, Aksoy v. Turkey 2 Ağustos 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi, Publication 1996-VI, no. 26, 18 Aralık 1996, from the Netherlands Institute of Human Rights 13 Ocak 2004 tarihinde Library of Congress sitesinde arşivlendi
  2. ^ a b "Auschwitz: Inside the Nazi State. Auschwitz 1940-1945. Surprising Beginnings | PBS". 28 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2008. 
  3. ^ "CIA işkencelerinde Filistin askısı tekniği". 21 Şubat 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2008. 
  4. ^ Jane Meyer, "A Deadly Interrogation: Can the C.I.A. legally kill a prisoner?" 5 Eylül 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi, The New Yorker, 14 Kasım 2005
  5. ^ "Ebu Garib'de ölen mahkûmlar hakkında detaylı raporlar. İşkence miydi ?,[[Associated Press]] (17 Şubat 2005)". 20 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2008. 
  6. ^ "Vadet.com: Filistin dosyası". 11 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2008. 
  7. ^ Vatan Gazetesi: Bülent Uluer röportajı[]
  8. ^ "Radikal:Filistin Askısına takipsizlik". 24 Kasım 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2008. 
  9. ^ "Hürriyet:İşkenceciler serbest O yargılanacak". 8 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2008. 
  10. ^ Sema Pişkinsüt, Filistin Askısından Fezlekeye İşkencenin Kitabı, Bilgi Yayınevi, Ankara, Ekim 2001.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Auschwitz-Birkenau</span> toplama ve imha kampları ağı

Auschwitz-Birkenau, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma, sistematik katliam ve imha kampı.

İşkence, ister fiziksel olsun ister ruhsal, bir göz korkutma, caydırma, intikam alma, cezalandırma veya bilgi toplama amacı olarak bilinçli şekilde insanlara ağır acı çektirmekte kullanılan her türden faaliyetlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Gureyb Cezaevi işkenceleri</span>

Ebu Gureyb Cezaevi işkenceleri, Irak Savaşı'nın ilk yıllarında, Birleşik Devletler Ordusu ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı personelinin Irak'taki Ebu Gureyb Cezaevi'nde tutuklulara fiziksel, cinsel, tecavüz, sodomi ve cinayet gibi bir dizi insan haklarını çiğneyecek türden işkenceler gerçekleştirmesi olayıdır. İşkencecilerin, ABD'deki bazı muhafazakâr medya kurumlarından destek almasına rağmen, istismarlar, CBS News'in, Nisan 2004'te işkence anlarına ait fotoğrafları yayımlanmasıyla kamuoyunun dikkatini çekti ve olaylar hem ABD'de, hem küresel kamuoyu'nda kınandı.

<span class="mw-page-title-main">Talha bin Ubeydullah</span> sahabe

Talhâ bin Ubeydullah, cennetle müjdelenen on sahabiden biri.

<span class="mw-page-title-main">Klaus Barbie</span> "Lyon Kasabı", Alman SS subayı ve Gestapo üyesi

Klaus Barbie, Alman SS subayı, Gestapo üyesi. "Lyon Kasabı" olarak da bilinir.

Ebu Nidal, asıl adı Sabri Halil el-Banna, Filistinli siyasi lider, paralı asker, Ebu Nidal Örgütü (ENÖ) olarak da bilinen El-Fetih–Devrimci Konsey örgütünün kurucusu. Ebu Nidal'in kelime anlamı mücadelenin babasıdır. 1970-80'li yıllarda gücünün zirvesinde olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Diyarbakır Cezaevi</span> Diyarbakırda yer alan bir cezaevi

Diyarbakır Cezaevi ya da Diyarbakır Askerî Cezaevi, Diyarbakır'da kurulan bir cezaevidir. 1972'de yapımına başlandı, 4 Temmuz 1980'de açıldı. 12 Eylül Darbesi'den sonra askerî yönetime devredilerek Sıkıyönetim Askerî Cezaevi olarak kullanıldı. Yaşandığı iddia edilen işkenceler ile ön plana çıktı. The Times gazetesine göre "dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi" arasında yer almaktadır. 1981 ve 1984 yılları arasında cezaevinde 30 kadar kişi öldü. 9 Mayıs 1988 tarihinde Adalet Bakanlığına devredildi. Cezaevi hakkında belgeseller çekildi ve kitaplar yazıldı. Günümüzde ise müze olması planlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İzbarço bağı</span>

İzbarço bağı, İp ucu dirseğinin bir ip bedeni döngüsüne sancak bağı şeklinde tutturulmasıyla ip ucunda sabit ve güvenilir bir halka oluşturan bir düğüm çeşididir, yani bir Sancak bağı halkasıdır, Bulin bağı veya Borina düğümü de denir. İzbarço bağı farklı alanlarda farklı şekilde isimlendirilmiştir; Yay, bulin, elde emniyet ve izbaroço bağı aynı bağı ifade eden farklı isimlendirmelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'nde insan hakları</span> İnsan hakları

ABD'de insan hakları, ABD Anayasası ve anayasada yapılan değişikliklerle korunur.

<span class="mw-page-title-main">CIA gizli hapishaneleri</span>

CIA gizli hapishaneleri, CIA'nin Amerika Birleşik Devletleri adına kurulmuş varlığı bilinen gizli yerlerdir. CIA'ya göre tutuklular yalnızca teröristlerden ibarettir. 2 Kasım 2005 tarihinde bu gizli yerleri basına sızdıran Washington Post cezaevlerinde insan hakları ihlal eden uygulamaları Amerikan basınına sızdırmıştır. Tahminen bu cezaevlerinden Doğu Avrupa ülkelerinden Polonya ve Romanya'da, Haziran 2004'te İngiliz gazetesi The Observer'in belirttiği üzere el-Tamara cezaevi Fas'ta, "Mulhak el-Mazra" Mısır'da, ayrıca Litvanya, Polonya, Ukrayna, Katar, Suudi Arabistan, Tayland ve diğer ülkelerde de bulunmaktadır. İnsan hakları savunucuları "el-Tamara" ve "el-Masri Mulhak"daki mahkûmların işkenceye uğradığını belirtmektedir. Yaklaşık 100 esirin tutulduğu Afganistan'daki Bagram Üssü, 600 esirden bazılarının serbest kaldığı Küba'daki Guantanamo Kampı ve binlerce esir bulunan Bağdat Havaalanı bilinen merkezlerden bazılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Geliştirilmiş sorgulama teknikleri</span> ABDnin uyguladığı sistematik işkence için kullanılan isim

Geliştirilmiş sorgulama teknikleri, dünya genelindeki "kara bölge" adı verilen gizli hapishanelerde bulunan tutukluları sorgulamak amacıyla Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerine bağlı çeşitli birimler aracılığıyla Amerika Birleşik Devletleri federal hükûmeti tarafından sistematik olarak uygulanan işkenceleri tanımlamak için kullanılan tabir. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush döneminde uygulanan teknikler arasında uzun süreli baskı pozisyonu, kafaya bir başlık geçirerek kapama, sağır edecek derecede yüksek sesler verme, halüsinasyon görülecek kadar uykusuz bırakma, yiyecek ve içecek vermeme, waterboarding, walling, çıplak bırakma, aşırı soğuk suyla ıslatma, tutukluları küçük kutulara koyma ve sürekli olarak tokat atma veya dövme bulunmaktaydı. Bazı durumlarda ise tutuklular, aile fertlerine zarar vermekle tehdit edilmişti.

Derinlemesine Araştırma Laboratuvarı ya da Derin Araştırma Laboratuvarı, 12 Eylül Darbesi sonrası dönemde Ankara Emniyet Müdürlüğü içinde "D Grubu" olarak anılan siyasi şubeye verilen ad. D Grubu daha sonra, 'D'nin Arapça okunuşuyla 'DAL' olarak anılmaya başlanmıştır. Şube, 12 Eylül Darbesi'nde gözaltına alınan kişilere yönelik sistematik işkence ve kötü muamele suçlarıyla gündeme gelmişti.

<span class="mw-page-title-main">Bülent Uluer</span> Türk siyasetçi

Bülent Uluer, Çerkes kökenli Türk yazar, politik eylemci, politikacı ve eski Devrimci Gençlik (Dev-Genç) Genel Başkanı. Uluer, 12 Eylül Darbesi sonrasında vur emriyle aranan beş kişiden biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de suç</span>

Türkiye'de suç ile polis ve jandarma teşkilatı mücadele etmektedir. 1990-2014 yılları arasında suç oranlarında önemli artış (%400) olmuştur. Hırsızlık, insan öldürme ve uyuşturucu suçlarında artış %600'e ulaşmıştır. 2015 yılında günde ortalama 4 kişi öldürüldü. Cinayetlerin çoğunun nedeni namus ve para iken, 369 kadın aile içi şiddet kurbanı oldu. Aynı yıl 18 yaşından küçük 193 çocuk öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Gina Haspel</span> istihbaratçı; CIA başkanı

Gina Haspel, Amerikalı istihbaratçı. Merkezî İstihbarat TeşkilatI'nın (CIA) ilk kadın başkanı. İşkenceyi de barındıran sorgulama teknikleri ile tanınmaktadır. CIA'da uzun yıllar görev aldı, Londra gibi şehirlerin istasyon şeflikleri ve gizli misyonları da barındıran birçok görevde bulundu. Haspel National Clandestine Service'in başkan yardımcılığını üstlendi ve özel kalem müdürü olarak çalıştı. 2017'de CIA Başkan Yardımcılığına seçildi. Dönemin CIA Başkanı Mike Pompeo onun için "örnek bir istihbarat çalışanı" ifadelerini kullandı. Pompeo'nun dışişleri bakanı olarak atanmasından sonra Donald Trump tarafından CIA başkanlığına önerildi. 17 Mayıs 2018'de CIA başkanı seçildi.

<span class="mw-page-title-main">İşgücü ile imha</span>

İşgücü ile imha ya da emek yoluyla imha,, Nazi Almanyası'ndaki zorunlu kamplarda esirleri çalıştırarak öldürme uygulamasıdır. Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar kapsamında çok sayıda esir bu yöntemle öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Senato İstihbarat Komitesinin CIA tarafından uygulanan işkencelere dair raporu</span>

Senato İstihbarat Komitesinin CIA tarafından uygulanan işkencelere dair raporu, Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörlerin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri Senatosu İstihbarat Seçilmiş Komitesi tarafından hazırlanan, Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) gözaltı ve sorgulama sırasında uygulamış olduğu geliştirilmiş sorgulama tekniklerini konu alan rapordur. Rapor, Merkezi İstihbarat Teşkilatının "terörizmle savaş" kapsamındaki faaliyetlerini öncesi, sonrası ve sırasında olarak barındırır. İlk rapor komitede 9'a karşı 6 oyla 13 Aralık 2012 tarihinde kabul edildi.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Zübeyde</span>

Ebu Zübeyde veya doğum adıyla Zeynelabidin Muhammed Hüseyin, 12 Mart 1971'de Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da doğan, günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nin terörizm suçlamasıyla tutukladığı ve herhangi bir yargılama yapmadan Küba'daki Guantanamo Kampı'nda tuttuğu Suudi Arabistan vatandaşıdır.

Daniel Salazar, Fear The Walking Dead dizisinin ana karakterlerinden biridir.