Enver Halil Hoca, Arnavut komünist politikacı. 1941'den 1985'te ölümüne kadar Arnavutluk Emek Partisi Genel Sekreteri'ydi. Aynı zamanda Arnavutluk Emek Partisi Politbüro üyesi, Arnavutluk Demokratik Cephesi Başkanı ve silahlı kuvvetlerin başkomutanıydı. 1944'ten 1985'te ölümüne kadar ülkeyi yönetti. Ayrıca 1944'ten 1954'e kadar 22. Arnavutluk Başbakanı ve çeşitli zamanlarda Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin hem dışişleri bakanı hem de savunma bakanı oldu.
Büyük Arnavutluk, irredentist ve milliyetçi bir kavramdır, Arnavutların kendi ulusal vatanları olduklarının düşündükleri toprakları birleştirmeyi amaçlar. Arnavut nüfusunun bu bölgelerdeki günümüzdeki veya tarihsel varlığına ilişkin iddialara dayanmaktadır. Mevcut Arnavutluk'a ek olarak, terim komşu ülkelerdeki bölgelere ilişkin iddiaları içermektedir, alanlar arasında Kosova, Sırbistan'ın Preşova Vadisi, güney Karadağ'daki bölgeler, kuzeybatı Yunanistan, ve Kuzey Makedonya'nın bir batı kısmı yer alır.
Yahudilerin Arnavutluk'taki tarihi 1300 yıl öncesine dayanır. Arnavutluk Yahudileri ağırlıklı olarak Sefarad olmakla birlikte modern zamanlarda toplam ülke nüfusuna olan yüzdesi çok düşüktür. Arnavutluk, II. Dünya Savaşı'nda Yahudi nüfusu artan ender Avrupa ülkelerindendir. Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin Komünist diktatörü Enver Hoca aralarında Yahudiliğin de bulunduğu bütün dinleri yasaklayıp devlet ateizmini yürürlüğe soktu. Komünizm sonrası bu politikalar kaldırılıp ibadet serbestliği getirildi fakat Yahudilerin çoğunun İsrail'e göç etmesiyle Arnavutluk'taki Yahudi nüfusu azaldı.
Belgrad Taarruzu ya da Belgrad Stratejik Taarruz Harekâtı, II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya Cephesi'nde, Kızıl Ordu ve Yugoslav Partizanlar'la Wehrmacht arasında gerçekleşen muharebelerdir. Esas olarak Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'a yönelik olan bu genel taarruz harekâtı, 14 Eylül - 24 Kasım 1944 tarihleri arasında devam etmiş ve sonunda Alman işgalindeki Yugoslavya bu işgalden çıkmıştır. Sovyet ve Yugoslav kuvvetleri ayrı ve yeterli eşgüdüm olmadan harekât yaptılar. Bu durum Alman birliklerinin Belgrad bölgesinden tahliyesi için fırsat yarattı.
Arnavutluk Emek Partisi 1946-1991 yılları arasında Arnavutluk’da yasal tek siyasi parti olarak iktidarda olmuştur.
Cumhuriyetçi Faşist Parti, 1943'te Müttefikler'in İtalya'nın güneyini işgal etmesi sonucu dağılmış olan Ulusal Faşist Parti'nin devamıdır. Benito Mussolini ve yandaşları tarafından İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'yle beraber kurulmuştur. Kuzey ve Orta İtalya'nın Almanlarca işgali sırasında Benito Mussolini'nin liderliğini yaptığı bu siyasi parti, İtalya'nın tamamının Müttefikler'in eline geçinceye dek İtalyan birliklerinin mücadeleyi sürdürmüş oldukları kuruluştur. Parti siyasi görüş olarak eskisi gibi İtalyan faşizmini benimsiyordu, bununla birlikte monarşi karşıtı görüşlere sahipti. Cumhuriyetçi değerler savunulmaya başlanmış ve adından da anlaşılacağı gibi İtalya'nın kuzeyinde İtalyan Sosyal Cumhuriyeti kurulmuştu. Partinin sekreteri Alessandro Pavolini idi.
Ibrahim Aqif Biçakçiu, 29 Ağustos - 28 Kasım 1944 tarihleri arasında, Arnavutluk'un Nazi işgali sırasında Arnavutluk Başbakanlığı yapmış siyasetçi.
Arnavutluk'taki İtalyan himayesi; Arnavutluk'ta İtalya Krallığı'nın De jure olarak ülkeyi himaye altına alması olayıdır. Bu durum 23 Haziran 1917 tarihinden 1920 yaz aylarına kadar sürmüştür.
Mehmet İsmail Şehu, 1954 yılından 1981 yılına kadar Arnavutluk'ta Başbakanlık yapan Arnavut komünist. Başarılı askeri taktikleri ile komünist partizanlara liderlik yaparak Marksist düşüncenin Arnavutluk'ta yayılmasını sağlamıştır. Mehmet Şehu, II. Dünya Savaşı sonuna kadar elindeki gücü Enver Hoca ile paylaştı. Resmi Arnavut hükûmeti kaynaklarına göre Mehmet Şehu "ülkenin en tehlikeli düşmanı ve hain" ilan edilmesiyle birlikte ailesi ve akrabalarının yakalanıp mahkûm edilmesinden sonra 17 Aralık 1981'de intihar etti. Bununla birlikte bazı rivayetlere göre Şehu'nun öldürülme emrini veren kişi Enver Hoca'ydı.
Prag Ayaklanması, Çek partizanlar tarafından II. Dünya Savaşı sırasında Prag'ı Alman işgalinden kurtarmak için yapılan bir girişimdir. Direniş 5 Mayıs 1945 tarihinde başladı. Ayaklanmayı bastıramayan Almanlar 8 Mayıs'ta geri çekilmeye başladılar. Ayaklanma bu açıdan başarılı oldu. Kızıl Ordu Prag'a girmeye başladı ve geride kalan Alman birliklerini ezdi.
Arnavut direnişi, II. Dünya Savaşı sırasında komünist hareketinin Mihver Devletler'ine karşı vermiş olduğu mücadeledir. İlk mücadele İtalyanlar'a karşı verildi. İtalyanlar çıkarıldıktan sonra Almanlar geldi. Partizan hareketi Alman kuvvetlerine karşı verdikleri mücadele başarıya ulaştı. Komünistler aynı zamanda işbirlikçilere karşı mücadele vermiştir.
Mehdi bey Fraşiri, Arnavut bir entelektüel ve politikacıydı. İki kez Arnavutluk Başbakanı ve ayrıca ikinci dönem Arnavutluk'un Nazi Almanyası'ndaki kukla hükûmetinin Başbakanı olarak görev yaptı.
21. SS Waffen Dağ Tümeni "Skanderbeg", II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından işgal edilen bölgelerde meydana gelen partizanlara karşı oluşturulmuş 38 Waffen-SS tümeninden biridir. Bu tümenin dağ birliği olarak kurulmasının sebebi partizanların dağlarda olmasıdır. Tümenin adı Osmanlı'nın Arnavutluk'a işgaline karşı savaşan Skanderbeg, Türkçesi İskender Bey'den gelir. Tümen hiçbir zaman Wehrmacht'ın bir parçası olmamıştır. Nürnberg mahkemelerinde Waffen SS'e katılımı nedeniyle ve savaş suçları sebebiyle suç örgütü ilan edilmiştir. Sembolü ise Arnavutluk'un bayrağında da olan çift başlı kartaldır.
Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın sonlanması, Almanya'nın Nisan ayında başlayarak Mayıs ortalarına kadar Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefiklerine teslim olmasıyla savaşın sona ermesidir.
Arnavutluk'ta Holokost, II. Dünya Savaşı sırasında İtalyan ve Alman işgali altında Arnavutluk'taki Yahudilere karşı Alman, İtalyan ve Arnavut işbirlikçi güçleri tarafından işlenen suçlardan oluşuyor. Savaş boyunca, yaklaşık 2.000 Yahudi Arnavutluk'a sığındı. Bu Yahudi mültecilerin çoğu, ülkenin ilk olarak Faşist İtalya ve daha sonra da Nazi Almanyası tarafından işgal edilmesine rağmen, yerel Arnavut nüfusu tarafından iyi muamele gördü. Besa olarak bilinen geleneksel misafirperverlik geleneğini takip eden Arnavutlar, Yahudi mültecileri sık sık dağ köylerinde barındırdılar ve onları Adriyatik limanlarına taşıyarak İtalya'ya kaçmalarını sağladılar. Diğer Yahudiler ülke genelinde direniş hareketlerine katıldı.
Alman Arnavutluk işgali, 1943-1944 yılları arasında II. Dünya Savaşı sırasında meydana geldi. İtalya ile ateşkes ve 8 Eylül 1943'te İtalya ile Müttefikler kuvvetler arasındaki ateşkes öncesinde Arnavutluk, İtalya Krallığı'nın kontrolü altında fiilen bir kişisel birlik içerisindeydi. Ateşkes ve İtalya'nın Mihver Devletleri'den ayrılmasından sonra, Alman askeri kuvvetleri Arnavutluk'a girdi ve Alman işgali altına girerek bağımlı devlet olan Arnavut Krallığı'nı kurdu.
Londra Barış Konferansı veya Büyükelçiler Konferansı olarak da bilinen 1912-1913 Londra Konferansı, o zamanın altı Büyük Gücü'nün uluslararası bir zirvesiydi. Birinci Balkan Savaşı'nda Balkan Birliği ordularının Osmanlı Devleti'ne karşı kazandığı başarılar nedeniyle Aralık 1912'de toplandı. Konferans özellikle, toprak edinimleri konusunda savaşan güçler arasında hakemlik yapmayı ve aynı zamanda çatışma sırasında bağımsızlığı ilan edilen Arnavutluk'un geleceğini belirlemeyi amaçladı.
II. Dünya Savaşı'nın son kısımları sırasında Müttefik askerleri Alman topraklarına girdikçe ve bu toprakları işgal altında bulundurdukça, kadınların toplu tecavüzleri hem askerî harekâtlar ile bağlantılı olarak hem de daha sonraki Almanya işgali sırasında gerçekleşti. Akademisyenlerin ortak görüşü, tecavüzlerin çoğunun Sovyet işgal birlikleri tarafından işlendiğidir. Savaş zamanı tecavüzleri, savaştan sonra onlarca yıl boyunca sessizlikle çevriliydi. 2015'te kitapları bazı Rus okullarında yasaklanan tarihçi Antony Beevor'a göre, NKVD dosyaları Sovyet liderliğinin neler olduğunu bildiğini ancak bunları durdurmak için çok az şey yaptığını ortaya çıkardı. Tecavüzleri işleyenler çoğunlukla cephe gerisi karargâh birlikleriydi. Profesör Oleg Rzheshevsky'nin verdiği istatistiklere göre ise, 4.148 Kızıl Ordu subayı ve diğer birçok er, Alman sivillere karşı işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırıldı. Kızıl Ordu askerlerinin tecavüz gibi savaş suçlarını işlemelerinde Sovyet vatandaşlarını Almanlardan intikam almaya teşvik eden Yahudi kökenli İlya Ehrenburg'un çağırısının da etkisi vardı. Savaş ve sonrasındaki işgal sırasında Sovyet birlikleri tarafından tecavüze uğrayan Alman kadın ve kızlarının kesin sayısı belirsizdir, ancak tarihçiler sayılarının yüz binlerce ve muhtemelen iki milyon kadar fazla olduğunu tahmin etmektedir.
Mehmed bey Konitza, Arnavut bir politikacıdır. Üç kez Arnavutluk Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Arnavut yazar Faik Bey Konitza'nın kardeşiydi.
Yunanistan'daki Arnavut göçmenlerin ve Arnavutluk'taki Yunan azınlığın varlığı, tarihi ve kültürel bağlar ve ayrıca Arnavutluk ve Yunanistan hükûmetleri arasındaki sık sık üst düzey temaslar nedeniyle, iki ülkenin bugün güçlü, ancak zaman zaman karmaşık diplomatik ilişkileri devam ediyor.