İçeriğe atla

Fiilimsi

Örnekler
  • koşmak (isim-fiil)
  • koşan (sıfat-fiil)
  • koşarak (zarf-fiil)


Fiilimsi ya da eylemsi, fiillerden türemelerine karşın fiilin bütün özelliklerini göstermeyen; cümle içerisinde isim soylu sözcükler gibi kullanılan fiil soylu kelimelerdir. Türkçede fiilimsiler, fiillere yapım ekleri ekleyerek oluşturulur. Fiilimsi aldığı yapım ekine göre cümlede isim, sıfat ya da zarf olarak kullanılabilir.[1]

Özellikleri

Türkçede isim-fiil (mastar), sıfat-fiil (ortaç) ve zarf-fiil (ulaç) olmak üzere üç fiilimsi türü vardır. Bunların ortak özellikleri şöyle sıralanabilir:

  • Fiil, anlamını tamamıyla yitirmez.
  • Fiile gelen, olumsuzluk eki hariç, zaman ve şahıs ekleri gibi fiile özel ekleri almaz, yani fiil çekimine girmezler.
  • Fiil cümlelerinde yüklem olamazlar. Ancak isim cümlelerinde ek-fiil eki alarak yüklem olabilirler.
  • Fiilimsi olan kelimeler veya fiilimsi ile oluşan kelime grupları cümlede yan cümlecik oluşturabilirler.
  • Fiilimsiler bulundukları cümleyi birleşik yapılı hâle getirebilirler.
  • Fiilimsi ekleri yapım eki olarak da tanımlanabilir.
  • Fiilimsileri niteleyen kelimeler zarf görevinde olurlar.

Fiilimsi çeşitleri

İsim-Fiil

Ek-fiillerle karıştırılmamalıdır.

Fiillerin kök veya gövdelerine -ma, -ış ve -mak eklerinin (veya ses uyumlarına göre düzenlenmiş hallerinin) getirilmesiyle yapılan ve cümlede isim görevinde kullanılan sözcüklerdir:

  • Kardeşim okumayı öğrendi.
  • Bu bakışından hoşlanmadım.
  • Ülküm: Yükselmek, ileri gitmektir. - Andımız

İsim-fiil eki -iş ile işteşlik eki -iş karıştırılmamalıdır. İsim-fiiller isim görevinde kullanılırken işteşlik eki fiilden fiil üretir:

  • Ayrılmadan önceki son bakışı hepimizi derinden etkiledi. (isim-fiil, isim görevinde)
  • Işıklı bir ağaç gibi bakışıyor gözlerin. - İlhan İrem, Sevecen (bakmak fiilinden türetilmiş fiil)

İsim-fiil eki olan -me ile olumsuzluk eki olan -me birbirine karıştırılmamalıdır:

  • Sevgi sabahları koşmayı sever. (isim-fiil)
  • Koridorlarda koşmayın! (-ma olumsuzluk ekidir. Sözcük fiil hâlindedir.)

Ancak olumsuzluk ekinin ardından isim-fiil eki gelebilir:

  • Yarın sizinle gelmemeyi tercih ederim. (ilk -me olumsuzluk eki, ikincisi isim-fiil eki)

İsim-fiiller fiilimsi olmaktan çıkıp kalıcı birer isim halini alabilir:

  • Ocağın yanındaki çakmağı kullanabilirsin. (İsim olmuştur. Fiilimsi sayılmaz.)
  • Yazları her akşam dondurma yeriz. (İsim olmuştur. Fiilimsi sayılmaz.)

Sıfat-fiil

Fiillerin cümlede sıfat görevinde kullanılan hâlleridir. Fiillerin sonuna sıfat-fiil ekleri getirilerek oluşturulurlar.[2] Fiillere -an, -ası, -mez, -ar, -di(k), -ecek, -miş ve -di(ği) eklerinin getirilmesiyle türemişlerdir.

  • Ne mutlu Türk'üm diyene! - Mustafa Kemal Atatürk
  • Gelecek yıl işe başlayacak.
  • Polisler olası kazaları önlemek için kar zinciri kontrolü yapıyorlardı.
  • Dönülmez yollara girdik.
  • Salonda hep tanıdık yüzler vardı.
  • Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı! - Mehmet Akif Ersoy
  • Haşladıktan sonra, suyu iyice süzülmüş sebzeleri kâseye boşaltıyoruz.
  • Okuldan sonra koşar adım yanıma geldi.

Sıfat-fiiller, ardından bir isim gelmiyorsa adlaşır:[3]

  • Sinirli olduğu her halinden anlaşılıyor.[3]
  • Toplantıya gelmeyeceğini biliyordum.
  • Yoldan geçenleri gözlüyordu.
  • Eve gelirken bir tanıdığa rastladım.

Zarf-fiil

Fiil kök ve gövdelerine getirilen eklerle geçici zarf oluşturan yapılara zarf fiil denir.[4] Çekim eki almazlar.[2] Fiillere -esiye, -ip, -meden, -ince, -ken, -eli, -dikçe, -erek, -r ... -mez, -diğinde, -e ... -e, -meksizin, -cesine eklerinin getirilmesiyle türemişlerdir.

  • Önce eve uğrayıp, daha sonra bize gelecekmiş.
  • Ancak çok çalışarak başarılı olabilirsin.
  • Yemeğimi bitirir bitirmez gelirim.
  • Gidiyordum, gurbeti gönlümde duya duya
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya - Faruk Nafiz Çamlıbel

Kaynakça

  1. ^ Çetinoğlu, Özlem; Oflazer, Kemal (19 Aralık 2007). "Altsözcüksel Birimlerle Türkşe için Sözcüksel İşlevsel Gramer Geliştirilmesi" (PDF). Turkish Symposium on Artificial Intelligence and Neural Networks. Muğla: Sabancı Üniversitesi. ss. 207-214. 29 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Nisan 2010. 
  2. ^ a b Yıldız, Osman (Mayıs 2007). "Dâsitân-ı Sultân Mahmûd Mesnevisi'nde Fiiller" (PDF). Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (15 bas.). ss. 129-150. Erişim tarihi: 28 Nisan 2010. []
  3. ^ a b Sıfat-fiiler 10 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türkçeciler.com. Erişim: 2 Aralık 2012.
  4. ^ Gülsevin, Gürer. "Türkiye Türkçesinde Birleşik Zarf Fiiller" (PDF). Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. ss. 126-144. Erişim tarihi: 28 Nisan 2010. []

İlgili Araştırma Makaleleri

Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. İlgeçlerin tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır.

Eksiltili cümle ya da kesik cümle, tam bir cümle kurulabilmesi için gereken ana unsurları içermeyen cümledir. Türkçenin eklemeli yapısı nedeniyle yüklemler tek başına cümle kurmaya yettiği için, "yüklemi olmayan cümle" olarak da tanımlanabilir. Eksiltili cümleler bazen cümleleri pratik gerekçelerle kısaltmak amacıyla, bazen de edebî amaçlarla kullanılırlar.

-Okula.
-Bu kadar erken mi?

Özne ya da fâil, bir cümlede yüklem ile bildirilen işi, eylemi ya da oluşu yerine getiren veya yüklem aracılığıyla hakkında bilgi verilen ögedir. Özne, yükleme sorulan "kim" ve "ne" sorularıyla bulunur.

Fiil veya eylem, varlıkların yaptığı işi, hareketi, oluşu çeşitli ekler alarak şahıs ve zamana bağlı olarak anlatan kelimedir.

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen neden, ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını oluşturur. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri, şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilir.

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Koşaç, isnat edatı veya haber edatı, isim cümlelerinde özne ile yüklemi birleştiren; yükleme güçlü ihtimal, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik veya kesinlik kavramları veren -dir eki ile değil kelimesi. Bazı kaynaklarda tüm ek-fiiller koşaç olarak anılır. Koşaçlar isim cümlelerinde özneyi yükleme bağlayan ve yüklemde cümlenin bitiş hâlini oluşturan dilbilgisel ögelerdir.

Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.

Yapım eki, isim ya da fiil kök veya gövdelerine eklenerek onlardan yeni isimler ya da fiiller türeten ektir. Ayrıca yapım ekleri tema dışına çıkmadan yeni bir kelime oluşturur. Onu çekim ekinden ayıran özelliği budur. Yapım ekleri eklendiği sözcüğün anlamını ya da türünü de değiştirir ve -bazı istisnalar dışında- her zaman çekim eklerinden önce gelir. Yapım eki almış bir sözcüğe türemiş sözcük denir. Yalın hâldeki türemiş sözcükler gövde olarak da bilinir.

İsim cümlesi veya ad cümlesi; yüklemi bir fiil olmayan cümle. İsim cümlelerinde fiil soylu kelimeler bulunabilir ancak yüklem isim görevinde olmak zorundadır. İsim cümlelerinde isim soylu kelimeler, ek-fiiller kullanılarak yükleme dönüştürülürler. Aşağıdaki cümlelerin hepsi isim cümlelerine örnektir:

Birleşik cümle veya bileşik cümle, bir ana (temel) cümle ile onun anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden meydana gelen cümledir. Birleşik cümlelerde ana yüklemin haricinde yargı veya eylem bildiren başka sözcükler de bulunur. Aşağıdaki örneklerde yardımcı cümleler eğik çizgi (/) ile ayrılmıştır ve bazı noktalama işaretleri anlatım kolaylığı açısından kullanılmamıştır:

Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.

Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.

İsim soylu kelimeler; cümlede isim gibi davranabilen, bazıları ismin hâllerini alabilen veya isim yerine kullanılan, fiil bildirmeyen kelimeler. Türkçedeki isim soylu kelimeler şunlardır:

Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:

Sıfat-fiil, ortaç veya partisip; bir fiilin cümlede sıfat görevinde kullanılan hâli. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir. Fiillerin sonuna sıfat-fiil ekleri olan -en, -esi, -mez, -ar, -di(k), -di(ği), -ecek ve -miş getirilerek oluşturulur ve kısaca anası mezar dikecekmiş şeklinde formülize edilir. Sıfat-fiiller kendinden sonraki kelimelerle birlikte sıfat tamlaması oluşturur.

Fiil soylu kelime; fiil kökünden oluşturulmuş, cümlede bir iş veya oluş bildiren sözcük. Türkçedeki fiil soylu sözcükler, fiiller ve fiilimsilerdir.

İsim-fiil, mastar veya eylemlik, fiillerin cümlede isim görevinde kullanılan hâli. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir. Fiil kök veya gövdelerine -me, -mek veya -iş mastar eklerinin getirilmesiyle oluşturulur. Bu eklerde ses uyumlarına göre gerekli değişiklikler yapılır.

Zarf-fiil, bağ-fiil, ulaç veya gerundium bir fiilin cümlede zarf (belirteç) görevinde kullanılan hâli. Türkçedeki üç fiilimsi grubundan biridir. Fiillere -esiye, -ip, ıp, -meden, -ince, -ken, -eli, -dikçe, -erek, -ir … -mez, -diğinde, -e … -e, -meksizin, -cesine eklerinin getirilmesiyle oluşturulur. Bu ekler, Türkçedeki ses uyumlarına veya ağızlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Yan cümlecik veya yan cümle, bileşik cümlelerde ana cümlenin anlamını tamamlayan yardımcı cümle. Bazen tümce sözcüğü de yan cümle anlamında kullanılır. Yan cümlecik; tek başına tam ve anlamlı bir cümle olabildiği gibi, fiilimsilerle oluşturulmuş da olabilir. Türkçede başlıca dört tip yan cümlecik vardır:

  1. dilek-şart kipi ve ek-fiilin şartı (-se) ile oluşturulanlar (şartlı)
  2. ki bağlacı ile oluşturulanlar
  3. iç içe cümleler
  4. fiilimsiler ile oluşturulanlar (girişik).