İçeriğe atla

Fes (başlık)

Keçeden yapılma, kara püsküllü al bir fes

Fes, tepesi düz, genellikle al, püsküllü, silindirik başlık. İsmini başlıca üretim merkezi olan Fas'ın Fes şehrinden alır. Başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere birçok Müslüman ülkede kullanılagelmiştir.[1] Yaygın olarak kullanılan al rengini kızılcık boyasından alır. Bununla birlikte hemen hemen her renkte ve desende fes üretilmektedir.

Tarihçe

Pierre Peytier'in teftiş esnasındaki Yunan askerlerini betimlediği bir eseri (1830)
David Ben-Gurion ve Yitzhak Ben-Zvi
13. SS Waffen Dağ Tümeni "Handschar"a bağlı Boşnak askerler

Sultan II. Mahmut döneminde Osmanlı sarayında Avrupalı gibi giyinme modası baş gösterdi. Daha sonra bu moda ilim adamlarına ve halka yayıldı ancak Avrupa usulü şapkaların namaz kılarken zorluk çıkarmaları, sipersiz bir şapka kullanımını gerekli kıldı. Serasker ve Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa'nın Akdeniz seferinden dönüşünde Fas'tan getirdiği feslerin kalyoncu askerlerine giydirilmesiyle benimsenen fes, Sultan Mahmud'un fermanı üzerine imparatorluğun resmi şapkası oldu. 1840'lardan itibaren süvari ve topçu hariç, Osmanlı askerlerinin üniformasının bir parçası haline geldi. Arnavut askerleri beyaz fes takıyorlardı.

1829'dan 1925'e kadar kullanılan fesi Tanzimat döneminde İstanbul'da sivil ve asker bütün görevliler giymiş, sarık yalnız bilginler ve din adamları tarafından kullanılmıştır. Taşrada, sarık tercih ediliyordu, bu sebeple halk, fesli ve sarıklı olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Fesin yüzyıllar boyu kullanılan sarığın yerini alması önemli bir yenilik olmuştu, bu yüzden imparatorlukta lehte ve aleyhte birçok görüş ileri sürüldü. Fes için ayrı bir bakanlık kuruldu, yayımlanan fes nizamnamesi ile fesin nerelerde giyileceği, kimlerin ne tür fes kullanacağı belirlendi. İstanbul'da Defterdar'da bir fabrika kurularak fes yapımına başlandı. Zamanla fes imparatorluğun her köşesinde yaygınlaştı.

TBMM 25 Kasım 1925'te Şapka Kanunu'nu çıkardı ve fes, sarık ve benzeri başlıklar yasaklandı. 671. Kanunun 1. maddesi şöyledir: (Madde 1) Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idare-i umumiye ve hususiye ve mahalliyeye ve bilümum müessesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin iktisâ etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir. Türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükûmet meneder.

Bu yasaya göre TBMM üyeleri ve memurların şapka giymesi zorunlu hale getirilmiş, halkın sarık ve fes giymesi yasaklanmıştır. Sarığın yalnız din görevlileri ve din alimleri tarafından kullanılmasına izin verilmiştir.

Dünyada fes

Fes, geçmişte Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası olan ülkelerde, birçok Müslüman ülkede, bazı Afrika ülkelerinde, Hindistan ve Pakistan'da yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde kullanımı oldukça azalmıştır. Pakistan'da fes, Hilâfet yanlılığının göstergesidir. Pakistanlı politikacı Navabzade Nasrullah Han, 2003'teki ölümüne dek fesini çıkarmamıştır.

Popüler kültürde fes

Mason Shrine (veya "Shriners") cemiyetinin üyeleri Los Angeles'ta dans ediyor (1925)

Fes, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaygın olarak kullanılması nedeniyle Avrupa ve Amerika'da Doğululuk ve geri kalmışlıkla özdeşleştirilmiştir.[2] Günümüzde dahi birçok Batılı, Türkiye'de yaygın olarak fes takıldığı kanısındadır. Bunda fesin; diğer tüm Osmanlı, İslam ve Orta Doğu kültürel elementleri ile birlikte (lale, nargile, semaver, halı, deve, dervişlik vs.) Türkiye'nin yurt dışındaki turistik tanıtım çalışmalarında yer alması etkili olabilir.

Karayiplerde bulunan Turks ve Caicos Adalarına adını vermiştir.

Batı'da bazı karikatür ve parodilerde fes tembelliğin ve rahatına düşkünlüğün göstergesi olarak kullanılır. Bunun nedeni 19. yüzyılda fes takılan coğrafyada görev yapan, İngiliz aristokrat, asker ve devlet adamlarının, gayriresmî akşam eğlencelerinde ve istirahat zamanlarında yerel halka uyarak fes takmış olmalarıdır.

Galli meşhur komedyen Tommy Cooper, 'püskülü öne gelecek şekilde ters taktığı fesi' ile meşhurdur. Askerliğini Orta Doğu'da yapmış olan Cooper, Mısır'daki bir sihirbazlık gösterisi esnasında şapkasını kaybedince, garsonlardan birinin fesini ödünç almıştır. İzleyicilerin çok hoşuna gittiğini görünce fesini o günden sonra sürekli kullanmıştır.

İngiltere'nin Doctor Who adlı popüler bilimkurgu dizisinde 11. Doktor en az üç defa fes giymiştir. Fes hakkında "Artık bir fes giyiyorum. Fesler havalıdır." demiştir.

Esrarengiz Kasaba çizgi filmindeki Stan Amca üstünde ay resmi bulunan bir fes giyer.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2020. 
  2. ^ Deringil, Selim (January 1993). "The Invention of Tradition as Public Image in the Late Ottoman Empire, 1808 to 1908". Comparative Studies in Society and History. 35 (1): 9. doi:10.1017/S0010417500018247. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Monarşi ya da tek erklik, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Genellikle seçim dışı yöntemler kullanılır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan, han gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. Yani yetki genellikle babadan oğula geçer. Demokrasilerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü Türkçeye Fransızcadan (Monarchie) geçmiştir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Fas</span> Kuzey Afrikada yer alan bir ülke

Fas, resmî adıyla Fas Krallığı, yaklaşık 37 milyon nüfusa ve 720.000 km² yüzölçümüne sahip bir Kuzey Afrika ülkesidir. Başkenti Rabat ve en büyük şehri de Kazablanka'dır. Mağrip ülkelerinden biri olan Fas'ın, Atlantik Okyanusu'dan Cebelitarık Boğazı'nı çevreleyip Akdeniz'de son bulan uzun bir sahil şeridi vardır. Doğuda Cezayir, kuzeyde İspanya, güneyde ise Moritanya ile komşudur. Aynı zamanda ülke, Batı Sahra adı verilen bölgede, 1975'te koloni ülkesi İspanya tarafından terk edildikten sonra hak iddia etmiş ve günümüzde de bölgenin dörtte üçünü fiilen yönetmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Arapça</span> Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dil

Arapça, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Batıda Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Umman Denizi'ne, kuzeyde Akdeniz'den güneydoğuda Afrika Boynuzu ve Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulduğu olduğu tahmin edilmektedir. Arap Birliği'ne üye 22 ülke ile Çad ve Mali dâhil olmak üzere 24 ülkede resmî dildir. Aynı zamanda kısmî olarak tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti, Somaliland ile Tanzanya'da (Zanzibar) resmî dil statüsündedir. Arap Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in kabul edilen altı resmî dilinden biridir. Nijer, Senegal ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal/azınlık dili olarak tanınmıştır. Arapça İran, İsrail, Pakistan, Filipinler ve Güney Afrika Cumhuriyeti anayasalarında özel dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sarık</span> en çok Sihler ve Müslümanlarca kullanılan baş örtüsü

Sarık, genellikle pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, doğrudan başa veya fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaş baş örtüsü. Sih ve Müslüman toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır. Türkçede sarık dendiğinde özel olarak Osmanlı'da kullanılan, fes veya kavuk üzerine sarılan sarık türü de kastedilir.

Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıcılık</span> Tanzimat döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan düşünce akımı

Osmanlıcılık veya Osmanlı milliyetçiliği, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu içindeki bütün ulusları ve unsurları Osmanlılık ruhu içinde birleştirmeyi amaçlamış bir ideolojiydi. Tanzimat, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Diğer dillerde genellikle "Osmanlı Reformu" deyimi kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Şapka Devrimi</span> Türkiyede bir yasal düzenleme

Şapka Devrimi veya Şapka İnkılâbı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, erkeklerin baş örtme uygulamalarının düzenlenerek Batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 yılında yapılan kanunî düzenlemedir. Şapka Kanunu genelde tahmin edilenin aksine kolay kabul görmüş bir değişiklikti. Ancak, her yeni değişiklik hareketinde olduğu gibi Müslümanlığın bir simgesi haline gelmiş olan fesin yerine şapkanın kabulü dinin elden gittiği şeklinde yorumlanarak bazı çevrelerin isyan ve tepkisine yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Başörtüsü</span> başa örtülen bez

Başörtüsü, başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan, başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysi.

Osmanlı donanması, Osmanlı Devleti'nin askerî deniz gücü. XIV. yüzyılda kuruldu. Osmanlı Devleti, 1323 yılında Karamürsel'i fethederek denize ulaştı, Kara Mürsel komutasında ilk donanma oluşturuldu ve Kocaeli'nde yapılan savaşlarda denizden destek sağlandı. 1327 yılında Karamürsel'de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu ve böylece deniz gücünün kurumsallaşma çalışmaları başladı. Osmanlı donanmasında hiyerarşik sisteme geçildi, ilk Derya Beyi, Kara Mürsel Bey oldu. 1337 yılında Kocaeli ele geçirildi; böylece 1353 yılında gerçekleşecek olan Rumeli'ye geçişin önü açıldı. Bundan sonra donanmanın merkezi sırasıyla İzmit, Gelibolu ve son olarak da İstanbul oldu.

Mirliva, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Türkiye'nin ilk yıllarında kullanılan, ferik ile miralay rütbeleri arasında olan ve günümüz rütbelerinden tuğgeneral ve tümgeneral rütbelerine denk bir askeri rütbe. Paşalık unvanı mirliva rütbesinden itibaren kazanılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Giyim</span>

Giyim, vücudun bir kısmını veya tamamını kapsayan her türlü kıyafet ve aksesuar. Giyim kuşamın en önemli ve muhtemelen en eski işlevi, vücudu doğa şartlarından korumasıdır. Hava koşullarından korumasının yanı sıra, spor ve yemek yapmak gibi tehlikeli faaliyetler sırasında deri ile çevre arasında bariyer görevi görerek güvenliği artırır. Ayrıca vücuda hijyenik bir bariyer sağlayarak vücuda toksinlerin ve mikropların girişini sınırlandırır. Giyim kuşamın en önemli işlevlerinden biri de kişinin stilini, zevklerini ve modayı yansıtmasıdır. Her halka ve ülkeye ait ulusal giyimler mevcuttur.

Türkiye'de nüfusun %95'e yakını İslam dinine mensuptur. Ülkedeki Müslümanların çoğunluğu Sünniliğin Hanefi mezhebine bağlıdır. Günümüzde modern Türkiye'yi oluşturan bölgede İslam'ın yerleşik varlığı, Selçukluların Doğu Anadolu'ya doğru genişlemeye başladığı 11. yüzyılın son yarısına kadar uzanmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda din, çeşitlilik gösteren bir unsurdu. İslam baskın din olmakla birlikte, İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi içinde yaşamayı sürdürdüler. Osmanlı İmparatorluğu'nda inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı. Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Kıyafet Devrimi</span> Türk Devriminin bir parçası

Kıyafet İnkılâbı ya da Kıyafet Devrimi, Türkiye'nin kurulmasının ardından, halkın ve memurun kılık ve kıyafetinin düzenlenerek çağdaş giyime uygun hâle getirilmesi için 1934 yılında çıkarılan kanunla yapılan düzenlemedir. Atatürk devrimlerinin bir parçası olan bu kanunla belirli tipte kıyafetlerin giyilmesi ise yasaklanmıştır. Bu dönemde kadınlar ise “çağdaş kıyafet” giymeye teşvik edilmişler ancak kadın giyimine dair herhangi bir yasal düzenleme yapılmamıştır.

Fatih Camii Olayı, 1623'te dönemin Osmanlı yönetimine tepki gösteren Müslüman din adamlarının Fatih Camii'nde toplanarak gerçekleştirdikleri başkaldırı sırasında olan olaylardır. Bu isyan dönemin vezîriâzamı Mere Hüseyin Paşa'nın verdiği emir ile bastırılmış, isyan edenlerden ele geçirilen kimseler öldürülerek lağım ve kuyulara atılmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi</span> Ankaranın Etimesgut ilçesi sınırlarında yer alan askeri havacılık müzesi

Ankara Havacılık Müzesi ya da Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi, Türk Hava Kuvvetleri'nin sahip olduğu ve işlettiği askeri havacılık müzesidir. Müze, Ankara'nın Etimesgut ilçesi sınırlarında, İstanbul Yolunun 12. kilometresinde Şaşmaz mevkiinde yer almaktadır. Müze alanı 64.321 m2 (692.350 ft2)'dir.

<span class="mw-page-title-main">Sasani İmparatorluğu'nun zaman çizelgesi</span>

Sasani İmparatorluğu ya da Sasani Hanedanı, MS 224-651 arasında süren Pers hanedanlığı için kullanılan isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Fes'in düşüşü</span>

Fez'in ele geçirilmesi 1576 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Cezayir Beylerbeyliği Fas'taki taht mücadelesinde Abdul Melik'i, yeğeni Mulay Muhammed'e karşı desteklemek için ordu yollamıştır. Savaş Fez şehrinde gerçekleşmiştir. Yaklaşık 10.000 civarında Osmanlı askeri savaşa katıldı ve Fes 1576 yılında kısa süreli olarak Osmanlı askerleri tarafından ele geçirildi.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed el-Mansur</span>

Ahmed el-Mansur(Arapça:أبو العباس أحمد المنصور), Ahmed Ebu Abbas El Mansur veya El Mansur Eddabi(Türkçe:Altın); 1549 Fes - 25 Ağustos 1603, Fes yakınları) 1578 ile 1603 yılları arasında Fas'ı yöneten altıncı ve en ünlü Saadi yöneticisidir. Ahmed el-Mansur, Avrupa ve Afrika'da güçlü ordusu ve stratejik önemi nedeniyle Geç Rönesans dönemi'nin ve 16. yüzyılın en önemli figürlerinden biri sayılmaktaydı. "Derin İslami bilgisi olan, kitapları seven, hattatçılıkla ve matematikle uğraşan ve mistik yazılar ile dini&bilimsel tartışmalarla ilgilenen" biri olarak biliniyordu.

<span class="mw-page-title-main">Taza Muharebesi</span>

Taza Muharebesi, Osmanlı-Saadi mücadelesinde evre.