İçeriğe atla

Feminist sanat

Mary Schepisi, Beauty Interrupted,-Güzelliğe müdahale 2011

Feminist sanat, 1960'ların sonu ve 1970'lerin feminist hareketiyle ilişkili bir sanat kategorisidir. Feminist sanat, kadınların yaşamları boyunca deneyimledikleri toplumsal ve politik farklılıkları vurgular. Bu sanat biçiminden umut edilen kazanım, eşitliğe veya özgürlüğe yol açma umuduyla dünyaya olumlu ve anlayışlı bir değişiklik getirmektir.[1] Kullanılan medya, resim gibi geleneksel sanat biçimlerinden performans sanatı, kavramsal sanat, vücut sanatı, zanaatçılık, video, film ve lif sanatı gibi daha alışılmışın dışında yöntemlere kadar uzanmaktadır. Feminist sanat, yeni medyanın ve yeni bir bakış açısının dahil edilmesi yoluyla sanatın tanımını genişletmeye yönelik yenilikçi bir itici güç olarak hizmet etti.[2][3]

Tarihsel bağlamda, kadın sanatçılar var olduklarında büyük ölçüde karanlıkta kaldılar: Michelangelo veya Da Vinci eşdeğeri bir kadın yoktur.[4][5] Neden Büyük Kadın Sanatçılar Yoktur kitabında Linda Nochlin, "Suç yıldızlarımızda, hormonlarımızda, adet döngülerimizde veya boş iç alanlarımızda değil, kurumlarımızda ve eğitimimizdedir" yazmıştı.[4] Kadınların tarihsel olarak "çocuk bakma" rolü nedeniyle, çoğu kadın sanat yaratmaya zaman ayıramadı. Buna ek olarak, kadınların sanat okullarına girmesine nadiren izin verildi ve uygunsuzluk korkusuyla canlı çıplak çizim derslerine neredeyse hiç izin verilmedi.[4] Bu nedenle, sanatçı olan kadınlar, babaları veya amcaları tarafından eğitilmiş ve natürmort, manzara veya portre çalışması yapan, boş zamanları olan büyük ölçüde varlıklı kadınlardı. Örnekler arasında Anna Claypoole Peale ve Mary Cassatt sayılabilir.

Feminist sanat, her bireye göre farklı, farklı kişisel ve politik unsurlar içerdiğinden tanımlanması tartışmalı olabilir. Feminist bir sanatçı tarafından üretilen bütün eserler feminist sanat mıdır? Feminist olmayan bir sanatçı tarafından yapılan sanat feminist sanat olabilir mi? Lucy R. Lippard 1980'de feminist sanatın "ne bir stil ne de bir hareket olduğunu, bunun yerine bir değer sistemi, devrimci bir strateji, bir yaşam tarzı" olduğunu belirtti.[6] 1960'ların sonunda ortaya çıkan feminist sanat hareketi, 1960'ların öğrenci protestolarından, sivil haklar hareketinden ve ikinci dalga feminizmden ilham aldı. Cinsiyetçiliği ve ırkçılığı teşvik eden kurumları eleştiren farklı ırktan öğrenciler ve kadınlar, eşitsizliği tespit edip düzeltmeye çalıştılar. Kadın sanatçılar sanat dünyasındaki eşitsizliklere ışık tutmak için sanat eserlerini, protestolarını, kolektiflerini ve kadın sanat sicillerini kullandılar. Feminist sanatın ilk dalgası 19. yüzyılın ortalarında kuruldu. 1920'lerin başında Amerika'da kadının oy hakkını kazanmasıyla birlikte liberalleşme dalgası tüm dünyaya yayıldı. Feminist sanattaki yavaş ve kademeli değişim 1960'larda hız kazanmaya başladı.[7]

1960'lar

1960'lardan önce, kadın yapımı sanat eserlerinin çoğu, kadınların tarihsel olarak karşı karşıya kaldıkları koşulları ele almadığı veya eleştirmediği için feminist içerik barındırmıyordu. Kadınlar, sanatçılardan ziyade daha çok sanatın öznesiydi. Tarihsel olarak kadın bedeni, erkeklerin zevki için var olan bir arzu nesnesi olarak görülüyordu. 20. yüzyılın başlarında, kadın cinselliğini öne çıkaran - örneğin pin-up kızı türünde - eserler üretilmeye başlandı. 1960'ların sonlarında, kadınları yalnızca cinselleştirilmiş bir tarzda tasvir etme geleneğinden kopan çok sayıda kadınsı sanat eseri vardı.

Tanınma amacındaki birçok kadın sanatçı, erkeklerin baskın olduğu bir sanat dünyasında rekabet edebilme adına eserlerini "cinsiyetten arındırma" için mücadele etti. Bir iş bir kadın tarafından yapılmış gibi "görünmezse", o zaman kadınlarla ilgili damgalama işin kendisine yapışmaz, böylece iş kendi bütünlüğünü kazanır. 1963'te Yayoi Kusama, toplama heykeller olarak adlandırdığı daha geniş bir eser koleksiyonunun parçası olan Oven-Pan'ı yarattı. Bu koleksiyondaki diğer eserlerde olduğu gibi, Oven-Pan kadın işiyle ilişkili bir nesneyi – bu örnekte metal bir tava – alır ve tamamen aynı malzemeden soğanlı topaklarla kaplar. Bu, kadın sanatçıların toplumdaki geleneksel rolünden kurtulmanın yollarını arayan erken feminist bir örnektir. Sadece kadınların mutfakta kullanacağı metal tava olma işlevini ortadan kaldırarak değil, aynı zamanda çirkinleştirerek eşyanın cinsiyetini ortadan kaldırmaktadır.

Yoko Ono'nun 1964 tarihli Cut Piece' çalışmasıyla performans sanatı, toplumsal cinsiyete ilişkin toplumsal değerler üzerine eleştirel bir analiz biçimi olarak feminist sanat eserlerinde popülerlik kazanmaya başladı. Bu çalışmada Yoko Ono, önünde bir makasla yere diz çökmüş olarak görülür. Ono, izleyicileri tek tek, giysilerinin bir parçasını kesmeye davet etti. Özne (Ono) ile izleyici arasında oluşturulan bu yakın ilişki, Ono'nun cinsel nesne haline gelmesi anlamında toplumsal cinsiyet kavramını ele almıştır. Giderek daha fazla giysi parçası kesilirken hareketsiz kalarak, izleyicinin sütyeninin kesildiği noktaya kadar ulaşırken kadının bir nesne olarak görüldüğü toplumsal duruşu ortaya koyar.

Kaynakça

  1. ^ "Feminist Art Movement, Artists and Major Works". theartstory.org. 12 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2018. 
  2. ^ Cheris Kramarae; Dale Spender (1 Aralık 2000). Routledge International Encyclopedia of Women: Global Women's Issues and Knowledge. Taylor & Francis. ss. 92-93. ISBN 978-0-415-92088-9. 22 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2021. 
  3. ^ "Feminist art movement". The Art Story Foundation. 12 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2014. 
  4. ^ a b c Nochlin, Linda (1973). Hess, Thomas (Ed.). Why Have There Been No Great Women Artists?. New York: Collier. 
  5. ^ "Challenge Accepted: Can You Name Five Women Artists?". National Museum of Women in the Arts. 27 Şubat 2017. 3 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2018. 
  6. ^ Rozsika Parker and Griselda Pollock (1987). Framing Feminism: Art and the Women's Movement 1970-85. New York: Pandora Press. 
  7. ^ "The Other Art History: The Non-Western Women of Feminist Art". Artspace (İngilizce). 3 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2019. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

Kavramsal sanat terimi, 1960'larda artık kendilerini alışılageldik sanat eseri biçiminde göstermeyen sanat eserleri için kullanılmaya başlanmıştır. Fikir sanatı olarak da geçer. Kavramsal sanatçılar, bir resim veya heykel yapmak üzere yola koyulup bu amaca yönelik fikirler üretmek yerine geleneksel gereçlerin ve biçimlerin ötesinde düşünüp fikirlerini uygun malzemeler ile ifade etme amacı güderler. Klasik anlamda resim veya heykel tarzı nesneler, ticari mal olmaya elverişli olduklarından sanatsal yaratı ve beğeninin dışında tutulur.

Marksist feminizm, marksizm ve feminizmin bileşimi olan bir feminist harekettir.

Sosyalist feminizm, 1960'lı yılların sonu ve 1970'li yılların başında sözü edilmeye başlanan feminizm hareketidir. Barbara Ehrenreich’in 1976 yılında WIN dergisindeki makalesinde söylediği üzere sosyalist feminizm terimi, “olduğu şey olması için çok kısa bir tanımlamadır, bununla birlikte, gerçekten sosyalist, enternasyonalist, ırkçılık ve heteroseksizm karşıtı feminizm”dir. sosyalist feministlere göre aile, üretimin ve dağıtımın yapıldığı yer, yani mücadelenin merkezidir. Sosyalist feminizm, kapitalizmi kadının ezilmişliğinin temel kaynağı olarak kabul eder, tarihsel kapitalizm bağlamı içine konulmadıkça, cinsiyetçiliğin kadın hayatları üzerindeki etkinlik biçiminin anlaşılamayacağını savunur.

<span class="mw-page-title-main">Fluxus</span> 1962de Almanyada George Maciunasın öncülügünde gelişen akım

Fluxus, ilk olarak 1960 yılında Litvan-Amerikalı sanatçı George Maciunas tarafından John Cage'in 1957-1959 Back Mountain College'daki "deneysel kompozisyon" derslerine katılan sanatçılar ile tanışması sonrasında oluşturulmaya başlanmış uluslararası bir avant-garde gruba verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Feminist eleştiri</span>

Feminist eleştiri’nin etkileşimli ya da çelişkili farklı okulları ve akımları söz konusudur. Marksist feminizm, radikal feminizm, psikanalitik feminizm, postyapısalcı feminizm söz konusu olduğundan, feminist eleştiri çok genel bir başlık olarak bütün bu eleştiri geleneklerini içermektedir demek gerekir. Özellikle 1960'lardan sonra Fransa, Amerika ve İngiltere'de ortaya çıkan ve güçlenen yeni kuramsal akımlarla ve disiplinlerle feminist hareket de toplumsal ve siyasal bir savaşım olarak canlanma gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Linda Nochlin</span> Amerikalı sanat tarihçisi (1931 – 2017)

Linda Nochlin, Amerikalı sanat tarihçisi, küratör, yazar ve kadın hakları savunucusudur. New York Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde Modern Sanatlarda Emerita Profesörü olarak çalıştı. Ayrıca bir deneme yazarıydı. Bilinen bir feminist sanat tarihçisi olarak 1971 yılında ilk yazılı eserlerinden "Why Have There Been No Great Women Artists?" başlıklı makalesi ile tanınmaya başladı.

Sylvia Sleigh Galler doğumlu Amerikalı realist ressam.

Linda Stein Amerikalı heykeltıraş ve feminist.

Miriam Schapiro ya da Mimi Birleşmiş Milletler'de bulunmuş Kanada doğumlu bir sanatçıdır. Kendisi ressam, heykeltıraş, desinatör ve feminist sanatının öncülerindendi. Aynı zamanda Pattern and Decoration sanat akımının lideri olarak düşünülüyor.

Uluslararası toplumsal cinsiyet, kadın-erkek eşitliğini ve kadın hakları savunuculuğunun uluslararası alanda yapılması yönünde kavram ve yaklaşımların geliştirilmesini ifade eden terimdir. Uluslararası toplumsal cinsiyet, kadın/erkek olarak iki cinsiyetin toplumsal ve kültürel etkilerinden kaynaklı olan yaşam biçimi baz alınarak değerlendirilen toplumsal cinsiyet kavramının uluslararası zeminde incelenmesini ele alır. Cinsiyet sonradan değil doğuştan var olur, bu nedenle bu konuda bir seçim yapılması söz konusu değildir. Türk Dil Kurumu'na göre cinsiyet; "bireye, üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren bir yaratılış, eşey, cinslik, seks" şeklinde tanımlanmıştır. Bu doğrultuda cinsiyet (eşey) kavramını akabinde takip eden bir sonraki kavram ise toplumsal cinsiyet olarak ele alınır. Toplumsal cinsiyetin, cinsiyetten ayrılmasındaki temel etken ise toplum tarafından sosyokültürel açıdan tanınarak buna göre şekillendirilmek istenmesidir. Uluslararası toplumsal cinsiyet, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarının son halkası olarak ilgili otoritelerce ele alınır.

Feminist tarih, tarihin, kadın bakış açısından yeniden okunması anlamına gelir. Feminist hareketin kökenlerini ve evrimini özetleyen feminizmin tarihi ile aynı şey değildir. Ayrıca, kadınların tarihsel olaylardaki rolüne odaklanan kadın tarihinden farklıdır. Feminist tarihin amacı, geçmişte kadın seslerinin ve seçimlerinin önemini iyileştirmek ve göstermek için kadın yazarların, sanatçıların, filozofların vb. yeniden keşfedilmesiyle tarihin kadın bakış açısını araştırmak ve aydınlatmaktır.

Nil Yalter, Türk kavramsal sanatçı.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mira Schor</span>

Mira Schor Amerika doğumlu sanatçı, akademisyen, yazar, editör. Çağdaş sanatta resim, feminist sanat ve feminist sanat tarihi alanlarına katkılarıyla tanınır.

Feminist sanat hareketi, feministler tarafından, kadınların yaşam ve deneyimlerini yansıtan sanat eserleri üretmenin yanı sıra; çağdaş sanat üretimi ve algısının temelini değiştirmek için uluslararası düzeyde gerçekleştirilen çalışmaları ifade eder. Sanat tarihi ve pratiği içinde kadınlara daha fazla görünürlük kazandırmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda feminist hareketin iç düşüncelerini ve amaçlarını görselleştirerek sanat yoluyla herkese gösterme ve anlam verme amacıyla icra edilmektedir. Hareket, sanat dünyasının ana akım anlatısını baltalamaya devam edenlerin rolünü oluşturmasını sağlar.

Feminist sanat eleştirisi, daha geniş boyuttaki feminist hareket içinden, hem sanatta hem de kadınlar tarafından üretilen sanatta kadınların görsel temsillerinin eleştirel bir incelemesi olarak ortaya çıkmıştır. Feminist sanat eleştirisi, sanat eleştirisinin önemli bir alanı olmaya devam etmektedir.

Feminizm tarihi, kadınlara eşit hakların sağlanmasını amaçlayan hareketlerin ve ideolojilerin kronolojik veya tematik anlatılarını içerir. Dünyanın dört bir yanındaki feministlerin sebepleri, hedefleri ve niyetleri ; zamana, kültüre ve ülkeye bağlı olarak değişmiş olsa da çoğu Batılı feminist tarihçi, kadın haklarını elde etmek için çalışan tüm hareketlerin, feminizm terimini kendilerine uygulamamış olsalar bile feminist hareket olarak değerlendirilmeleri gerektiğini iddia ediyorlar. Diğer bazı tarihçiler "feminist" terimini modern feminist hareket ve onun devamıyla sınırlandırır ve daha önceki hareketleri tanımlamak için "protofeminist" etiketini kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Feminist hareketler ve ideolojiler</span>

Yıllar boyunca çeşitli feminist ideoloji hareketleri gelişti. Hedefler, stratejiler ve bağlılıklar bakımından farklılık gösterirler. Sıklıkla örtüşürler ve bazı feministler kendilerini feminist düşüncenin çeşitli dallarıyla özdeşleştirirler.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet eşitliği</span> tüm cinsiyetlerin haklara, kaynaklara, fırsatlara ve korumalara eşit erişimi

Toplumsal cinsiyet eşitliği, erkek ve kadının kamusal ve özel yaşamın tüm alanlarına eşit ve yetkinleştirilmiş şekilde katılımını ifade eden bir insan hakları kavramıdır.