İçeriğe atla

Felsefe taşı

15. yüzyıldan kalma bir sihirli kitaptan felsefe taşında yer alan bir Anka kuşu.

Felsefe taşı, Simya ilmine göre dokunduğu her nesneyi altına dönüştüreceğine inanılan taştır.[1] Kimya bilimine göre herhangi bir maddeyi altına dönüştürmek mümkün değildir. Zira altın bir bileşik değil bir elementtir. Bu taşı elde edebilmek için birçok formül ve deneme yapılmıştır. Bu çalışmalar altın elde etmekte başarısız olmuşlardır ama bu çalışmalar modern kimyanın temellerinin atılmasına vesile olmuştur.

Simyacıların iki büyük hedefinin anahtarı olarak görülmüştür: Maddeyi altına çevirmek ve ölümsüzlüğü bulmak. Bu taşın her dokunduğu maddeyi altına çevirmesinin yanında bu taştan elde edilecek iksirin ölümsüzlüğü sağladığı düşünülür ama bu taş icat edilememiştir.[2][3]

Tarihi

Antik Dönem

Felsefe taşından yazılı olarak bahsedildiği bilinen en eski eser Panopolisli Zosimos'un Cheirokmeta adlı eseridir (y. M.S. 300).[4] Simya alanında yazanlar ise daha köklü bir geçmişe sahiptir. Elias Ashmole ve Gloria Mundi'nin (1620) isimsiz yazarı, simya tarihinin taşın bilgisini doğrudan Tanrı'dan alan Adem'e kadar uzandığını iddia etmektedir. Bu bilginin İncil'deki patrikler aracılığıyla aktarıldığı ve onlara uzun ömür verdiği söylenir. Taşın efsanesi İncil'deki Süleyman Tapınağı'nın tarihi ve Mezmurlar 118'de anlatılan reddedilmiş köşe taşıyla da karşılaştırılmıştır.[5]

Taşın yaratılışını özetleyen teorik köklerin izini Yunan felsefesine kadar sürmek mümkündür. Simyacılar daha sonra klasik elementleri, anima mundi kavramını ve Platon'un Timaeus'u gibi metinlerde sunulan Yaratılış hikayelerini kendi yöntemleri için birer analoji olarak kullanmışlardır.[6] Platon'a göre dört element, kaosla ilişkilendirilen ortak bir kaynaktan ya da prima materia'dan (ilk madde) elde edilir. Prima materia aynı zamanda simyacıların felsefe taşının yaratılması için başlangıç maddesine verdikleri isimdir. Bu felsefi ilk maddenin önemi simya tarihi boyunca devam etmiştir. On yedinci yüzyılda Thomas Vaughan şöyle yazar: "Taşın ilk maddesi her şeyin ilk maddesiyle aynıdır."[7]

Orta Çağ

Bizans İmparatorluğu ve İslam imparatorluklarında, erken Orta Çağ simyacıları Zosimos'un çalışmaları üzerine inşa etmişlerdir. Bizanslı ve Müslüman simyacılar metal transmutasyonu kavramından etkilenmiş ve bu süreci gerçekleştirmeye çalışmışlardır.[8] Sekizinci yüzyılda yaşamış Müslüman simyager Cabir bin Hayyan her bir klasik elementi dört temel nitelik açısından analiz etmiştir. Ateş hem sıcak hem de kuru, toprak soğuk ve kuru, su soğuk ve nemli, hava ise sıcak ve nemlidir. Her metalin, ikisi içte ikisi dışta olmak üzere bu dört ilkenin bir bileşimi olduğu teorisini ortaya atmıştır. Bu önermeden yola çıkarak, bir metalin diğerine dönüşümünün, temel niteliklerinin yeniden düzenlenmesiyle gerçekleştirilebileceği sonucuna varmıştır. Bu değişime, Yunanca'da xerion ve Arapça'da el-iksir (iksir kelimesi buradan türetilmiştir) olarak adlandırılan bir madde aracılık edecekti. Bu maddenin genellikle efsanevi bir taştan ("Felsefe Taşı") elde edilen kuru kırmızı bir toz (al-kibrit al-ahmar, kırmızı sülfür olarak da bilinir) olduğu düşünülürdü.[8]

11. yüzyılda Müslüman dünyasındaki kimyacılar arasında maddelerin dönüşümünün mümkün olup olmadığı konusunda bir tartışma yaşanmıştır. Önde gelen itirazlardan biri, maddelerin transmutasyonu teorisine itibar etmeyen Fars bilgin İbn Sina'ya aitti: "Kimya zanaatından olanlar iyi bilirler ki, maddelerin farklı türlerinde hiçbir değişiklik yapılamaz, ancak böyle bir değişiklik görüntüsü yaratabilirler."[9]

Efsaneye göre, 13. yüzyıl bilim adamı ve filozofu Albertus Magnus'un felsefe taşını keşfettiği söylenmektedir. Magnus yazılarında taşı keşfettiğini doğrulamaz, ancak "transmutasyon" yoluyla altının yaratılışına tanık olduğunu kaydetmiştir.[10]

Rönesanstan erken modern döneme kadar

Felsefe taşını simgeleyen maddenin dört elementinin karşılıklı etkileşimini gösteren bir simya sembolü (17. yüzyıl)

16. yüzyıl İsviçreli simyacı Paracelsus, diğer tüm elementlerin (toprak, ateş, su, hava) basitçe türev formları olduğunu düşündüğü keşfedilmemiş bir unsur olduğunu düşündüğü alkahest'in varlığına inanmaktaydı. Paracelsus bu unsurun aslında felsefe taşı olduğunu düşünüyordu.

İngiliz filozof Sir Thomas Browne, Religio Medici (1643) adlı manevi vasiyetnamesinde Felsefe Taşı arayışının dini yönünü tanımlarken şöyle demiştir:

Felsefe taşından aldığım bir parça (ki bu, altının mükemmel bir şekilde yüceltilmesinden daha fazla bir şeydir) bana büyük bir İlahiyat dersi verdi.

— (R.M.Bölüm 1:38)[11]

17'nci yüzyılda yayınlanan Mutus Liber adlı mistik bir metin, felsefe taşının yapımı için sembolik bir kullanım kılavuzu gibi görünmektedir.[12][13][14] "Sözsüz kitap" olarak adlandırılan bu kitap, 15 illüstrasyondan oluşan bir derlemeydi.

Popüler kültürdeki yeri

J. K. Rowling'in yazarı olduğu Harry Potter serisinin ilk kitabı Harry Potter ve Felsefe Taşı'nda adı sıklıkla geçmektedir. Kitaba göre, Simyacı Nicolas Flamel taşı bulmuş ve 665 yaşındadır. Lord Voldemort bu taşın peşine düştüğünden ötürü eşi Perenelle Flamel ile ölümü seçer.

Kaynakça

  1. ^ "Google Akademik". scholar.google.com. 11 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2023. 
  2. ^ "philosopher's stone". Britannica. Encyclopedia Britannica. 13 Mayıs 2024. 17 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mayıs 2024. 
  3. ^ Highfield, Roger. "A history of magic: Secrets of the Philosopher's Stone". The British Library. 20 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2020. 
  4. ^ Ede, Andrew; Cormack, Lesley (2012). A History of Science in Society: from philosophy to utility. University of Toronto Press. 
  5. ^ Patai, Raphael (14 Temmuz 2014). The Jewish Alchemists : A History and Source Book. Princeton University Press. ISBN 978-1-4008-6366-2. OCLC 1165547198. 
  6. ^ Linden, Stanton J. (2010). The alchemy reader : from Hermes Trismegistus to Isaac Newton. Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-79234-9. OCLC 694515596. 
  7. ^ Mark, Haeffner (2015). Dictionary of Alchemy From Maria Prophetessa to Isaac Newton. Aeon Books Limited. ISBN 978-1-904658-12-2. OCLC 957227151. 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2021. 
  8. ^ a b Strohmaier, Gotthard (2003). "Umara ibn Hamza, Constantine V, and the invention of the elixir". Hellas im Islam: Interdisziplinare Studien zur Ikonographie, Wissenschaft und Religionsgeschichte. Otto Harrassowitz Verlag. ss. 147-150. ISBN 9783447046374. 
  9. ^ Robert Briffault (1938). The Making of Humanity.
  10. ^ Franklyn, Julian; Budd, F. E. (2001). A Survey of the occult. Londra: Electric Book Co. ISBN 978-1-84327-087-4. OCLC 648371829. 
  11. ^ The Major Works ed C.A. Patrides Penguin 1977
  12. ^ Dujols, Pierre, alias Magophon, Hypotypose du Mutus Liber, Paris, Editions Nourry, 1914.
  13. ^ Canseliet, Eugène, L'Alchimie et son livre muet, Paris, Pauvert, 1967.
  14. ^ Hutin, Serge, Commentaires sur le Mutus Liber, Paris, Le lien, 1967

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Çelik Simyacı</i> Japon manga serisi

Metal Simyacı, Çelik Simyacı veya Fullmetal Alchemist, Hiromu Arakawa tarafından yazılan bir manga serisidir. Seri, Ağustos 2001-Eylül 2010 arasında Square Enix'in Monthly Shōnen Gangan dergisinde 27 tankōbon cildi halinde yayımlandı. Çelik Simyacı dünyası, Sanayi Devrimi sonrasındaki Avrupa'ya benzemektedir. Bu kurgusal dünyadaki en gelişmiş bilimsel tekniklerden birisi simyadır. Öykü, simya yoluyla annelerini yaşama döndürmeye çalışırken başarısızlığa uğrayan ve kendi bedenleri parçalanan Edward ve Alphonse Elric adlı iki kardeşin, bedenlerini geri getirmek amacıyla felsefe taşını arayışlarını konu alır.

<span class="mw-page-title-main">Simya</span> Ölümsüzlük iksiri ve Felsefe Taşını bulmayı amaçlayan sahtebilim

Simya veya alşimi hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Simya; kimya, metalurji, fizik, tıp, astroloji, semiotik, mistisizm, spiritüalizm ve sanatı bünyesinde barındırır.

<span class="mw-page-title-main">İlk madde (okültizm)</span>

İlk madde Batı okültizminde materia prima (Latince) adıyla, çeşitli tradisyonlarda değişik adlar altında ifade edilmiş olup, genellikle madde evreninin yaratılmış ilk hali olarak betimlenir. Bu, kendisinde bütün biçimleri, bütün tohumları içeren bir cevherdir.

<span class="mw-page-title-main">Nicolas Flamel</span> Fransız kimyager ve yazar (1330-1418)

Nicolas Flamel (1330-1418), 15. yüzyılda yaşamış Fransız simyacı. Simyacıların iki büyük düşü olan ölümsüzlüğü ve felsefe taşını bulduğu iddia edilir. Abraham adlı bir Yahudiden aldığı gizemli bir kitaptan bilgilerini elde ettiği söylenir. 1418 yılında öldüğü ve gömüldüğü söylenir fakat mezarı açıldığında bulunamamıştır. 1700'lü yıllarda bir operada dönemin simyacıları tarafından görüldüğü ve kaçtığı da rivayet edilir.

<span class="mw-page-title-main">Prima materia</span>

Simya'da ve felsefede, prima materia, materia prima veya ilk madde simyevi magnum opus ve felsefe taşı için gereken her yerde birden bulunan bir başlangıç materyalidir. Kaos'a benzeyen her madde için bir ilkel biçimsiz taban, Esîr'in özü. Ezoterik Simyacılar prima materia'yı simile kullanarak ve anima mundi gibi kavramlarla karşılaştırarak anlatırlar.

Kimis üçüncü yüzyıldan önce yaşamış bir Grek-Romalı simyacıydı. Yalnızca Panopolisli Zosimos ve Tebli Olimpiodorus'un eserlerindeki metin parçalarıyla tanınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kimya tarihi</span> kimya biliminin tarihi

Kimya tarihi, antik çağdan günümüze kadar uzanan zaman aralığında kimya biliminin ortaya çıkışı ve gelişimini konu alır. MÖ 1000 yılına gelindiğinde antik uygarlıklar ileride kimyanın çeşitli dallarının temelini oluşturacak teknolojileri kullanmaktaydı. Ateşin keşfi, cevherlerden metal elde edilmesi, çömlek ve sır yapımı, bira ve şarabın fermantasyon ile elde edilmesi, ilaç ve parfüm yapmak için bitkilerden kimyasalların özütlenmesi, yağın sabuna dönüştürülmesi, cam imâli ve bronz gibi çeşitli alaşımların üretimi bu teknolojiler arasında sayılabilir.

Orta Çağ İslam dünyasında simya ve kimya, Ortaçağ döneminde Müslüman simyacı ve kimyacı bilim insanları tarafından yapılan geleneksel simya ve ilk kimya çalışmalarını tanımlamaktadır. Simya kelimesinin Arapça كيمياء (kīmiyā) kelimesinden türetildiği, bunun da bir Antik Mısır kelimesi olan kemi sözcüğüne dayandığı tahmin edilmektedir. İslami simya çalışmaları etkisini Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından göstermeye başlar. Eserlerin ve çalışmaların iyi belgelenmiş olması sebebiyle İslami simya hakkında daha fazla bilgi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Simyacı Kleopatra</span>

Simyacı Kleopatra bir Yunan simyacı, yazar ve filozoftu. Pratik simya ile deneyler yaptı ancak aynı zamanda felsefe taşını üretebilen dört kadın simyacıdan biri olarak da kabul edildi. Bazı yazarlar, onu bir damıtma cihazı olan imbik'in mucidi olarak görüyor.

<span class="mw-page-title-main">Agathodaemon (simyacı)</span>

Agathodaemon, geç Roma Mısır'ında bir simyacıydı. Başta Anepigraphos olmak üzere, 3. yüzyıla ait olduğuna inanılan eserlerine atıfta bulunan, Orta Çağ simya incelemelerinde kullanılan alıntılarıyla tanınaktadır.

The Collected Works of CG Jung'un 13. cildi olan Alchemical Studies, Carl Jung'un 1929 yılından itibaren simyaya olan yoğun ilgisinin izini süren beş uzun makalesinden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Eugène Canseliet</span> Fransız yazar (1899 – 1982)

Eugène Léon Canseliet, Fransız yazar ve simyacıdır. Fulcanelli olarak bilinen gizemli simyacının öğrencisiydi. Ustasının kitaplarına önsöz yazmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Yahudi Meryem</span>

Meryem veya Yahudi Meryem, aynı zamanda Kâhin Meryem ya da Kıptî Meryem Yunan simya geleneği temsilcileri ve Panopolisli Zosimos'un çalışmalarıyla tanınan erken dönem simyacılardan biridir. Zosimos'un aktardıkları kapsamında İskenderiye'de milattan önce birinci ve üçüncü yüzyıllar arasında yaşamıştır. Birinci yüzyıldan daha erkene dayanmayan çalışmaları nedeniyle French, Taylor ve Lippman tarafından ilk simya yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Magnum opus (simya)</span>

Başyapıt veya Büyük İş, filozof taşını yaratmak için prima materia ile çalışma süreci için kullanılan simyasal bir terimdir. Hermetik gelenekte kişisel ve ruhsal dönüşümü tanımlamak için kullanılmış, laboratuvar süreçlerine ve kimyasal renk değişikliklerine bağlı, bireyselleşme süreci için bir model, sanat ve edebiyatta bir araç olarak kullanılmıştır. Magnum opus, süreçlere yeni sembolizm ve önem atfeden New Age ve neo-Hermetik hareketlerde ileriye taşınmıştır. Özgün süreç felsefesinin dört aşaması vardır:

<span class="mw-page-title-main">Panopolisli Zosimos</span>

Panopolisli Zosimos MS 3. yüzyılın sonu ve 4. yüzyılın başında yaşamış bir Greko-Mısırlı simyacı ve Gnostik mistiktir. Panopolis'te doğmuş ve yaklaşık 300 yılında ölmüştür. Simya üzerine bilinen en eski kitapları yazmıştır. Bu kitaplara Yunanca "elle yapılan şeyler" anlamına gelen "Cheirokmeta" adını vermiştir. Bu eserin parçaları orijinal Yunanca dilinde ve Süryanice ya da Arapça çevirileriyle günümüze ulaşmıştır. Muhtemelen MS 7. veya 8. yüzyılda Konstantinopolis'te bir araya getirilmiş olan ve kopyaları Venedik ile Paris'teki el yazmalarında bulunan bir simya yazıları derlemesinde temsil edilen yaklaşık 40 yazardan biridir. İskenderiyeli Stephen da bir diğeridir.

Psikoloji ve Simya, C. G. Jung'un Toplu Eserleri'nin 12.cildidir, Carl Jung'un simya, Hıristiyan dogması ve psikolojik sembolizm arasındaki analojileri incelemesidir.

<span class="mw-page-title-main">Alkahest</span>

Rönesans simyasında, alkahest teorize edilmiş "evrensel çözücü " idi. Temel bileşenlerini değiştirmeden veya yok etmeden altın da dahil olmak üzere diğer herhangi bir maddeyi çözme yeteneğine sahip olması gerekiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Azoth</span>

Azoth, evrensel bir ilaç veya evrensel çözücü olarak kabul edildi ve simyada arandı. Diğer bir simyasal idealleştirilmiş madde olan alkahest'e benzer şekilde, azot birçok simya çalışmasının amacı, hedefi ve vizyonuydu. Sembolü Caduceus'du. Başlangıçta simyacılar tarafından felsefe taşı gibi aranan okült bir formül için kullanılan terim, cıva elementi için şiirsel bir kelime haline geldi. Adı Ortaçağ Latincesidir, azoc'un bir başkalaşımıdır ve duyular ve semboller söz konusu olduğunda cıva, tuz ve kükürt eklenmesi yerine azotu tek başına cıva olarak bağlamak dönemin yaygın bir yanılgısı olsa da orijinal olarak Arapça al-zā'būq "cıva"dan türetilmiştir

Testamentum Morieni, Morienus veya olarak da bilinen Liber de kompozisyon, yanlışlıkla Emevi prensi Halid ibn Yezid'e atfedilen simya üzerine bir çalışmadır.

<span class="mw-page-title-main">Sanat ve eğlencede simya</span>

Simyanın, hem simya metinlerinde hem de ana akım eğlencede görülen, sanatla uzun süredir devam eden bir ilişkisi vardır. Edebi simya, Shakespeare'den modern fantezi yazarlarına kadar İngiliz edebiyat tarihi boyunca görülmektedir. Burada karakterler veya olay örgüsü, simyasal bir magnum opus'u takip eder. On dördüncü yüzyılda Chaucer, Terry Pratchett'inkiler gibi son zamanlardaki fantezi eserlerinde hala görülebilen bir simya hiciv akımı başlattı.