İçeriğe atla

Fehîm-i Kadîm

Fehîm-i Kadîm, 17. yüzyıl divan şairi. Asıl adı Mustafa Fehim'dir. Fehim'e 19. yüzyıl başlarında yaşayan diğer divan şairi Fehim dolayısı ile Fehim-i Kadim unvanı sonradan verilmiştir. 1648 yılında ölmüştür. Şiirlerinde karamsarlık hakimdir. 21 yaşında ölmesine rağmen oldukça hacimli bir divanı vardır. Divanı Tahir Üzgör tarafından yeni harflerle basılmıştır. Fehim Divanı Sadettin Nüzhet Ergun tarafından yayımlanmıştır.

İran edebiyatını yakından izlemiştir. Lirik bir söyleyişi olan şairin karamsar bir yapısı vardır. Leskofçalı Galib, Namık Kemal, Hersekli Arif Hikmet, Kazım Paşa, Avni Bey ve Üsküdarlı Hakkı Bey, Fehim-i Kadim'in takipçileri olmuşlardır.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Mihrî Hatun, Zeynep Hatun'la birlikte adı bilinen ilk Türk kadın şairlerindendir. 1985'te ismi Venüs'te bir kratere verilmiştir.

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Divan (edebiyat)</span> Divan edebiyatı şairlerinin eserlerini topladıkları antolojik eser

Divan, Divan edebiyatı şairlerinin belli bir düzene göre şiirlerini topladıkları yapıt.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hayâlî Bey</span> Osmanlı şairi

Hayâlî Bey (خيالى) Türk Divan edebiyatı şairinin mahlası. Asıl Adı Mehmet'tir. “Bekâr Memi” diye anılmıştır. Eserleri zengin bir hayal gücüyle yazılmış, ince ve duyarlı bir üsluba sahiptir.

Sebk-i Hindi, edebiyatta Hint tarzı, Hint biçemi demektir. Türk edebiyatında bir edebi akım olarak ortaya çıkmıştır. Hindistan’da, Babürlü Hint-Türk hükümdarlarının saraylarında Farsça yazan ozanlarca geliştirilmiştir. Edebiyatımızda XVII.yüzyıldan başlamak üzere etkisini göstermeye başlamış kimi şairlerimizde bütün özellikleri görülürken kimi şairlerimizi kısmen etkilemiştir. Sebk-i Hindi'nin edebiyatımıza ses, kafiye ve yeni kelime bulma yönünden etkileri olmuştur. [kim?]

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Tezkire, sözcük anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen, Fars ve Türk edebiyatlarında kişilerin yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlatan eserlere verilen ortak addır. Tezkireler ilk kez İran edebiyatında ortaya çıkmıştır.

Kadı Burhaneddin, Türk devlet adamı, alim ve Azerbaycan edebiyatı ve Divan edebiyatı şairi.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Karacaoğlan, şiirlerine 17. yüzyılda yazılmış mecmualardan beri rastlanan ünlü saz şairidir.

Ahmed-i Dâ'i, 14. yüzyılın ikinci yarısıyla 15. yüzyılın başında yaşamış olan, çok eser vermiş alim bir şairdir.

Hersekli Arif Hikmet, 19. yüzyıl şairi.

Nâ'ilî ya da Nâilî-i Kadîm, asıl adı Mustafa olup İstanbul doğumlu divan şairidir. 17. yüzyılda yaşamıştır. Manastırlı Nâ'ilî ile karıştırılmaması için Nâ'ilî-i Kadîm diye de anılmıştır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Şair devlet memurluğu yapmıştır. Gazel türünde başarılı örnekler veren şair, şiirlerinde anlam derinliğine inmiştir. Sebk-i Hindi akımının temsilcilerindendir. Özlü, ahenkli, topluma yönelik şiirler yazma gayreti içinde olmuştur. Soyut ifadeleri ile renkli, veciz ifadeleri Nedim ve Şeyh Galip'i derinden etkilemiştir. Naili-i Kadim Divanı başlıca eseridir. Divan edebiyatında şarkı yazan ilk şairdir.

Arife Hanım Osmanlı Devleti Türk Divan Edebiyatı şairi. Doğum tarihi nerede doğduğu bilinmemektedir. 16. yüzyıl'da yaşadığı hakkında kayıt vardır.Osmanlı Devletinde divan edebiyatı şairlerinden biri olduğu biliniyor. Şiirlerini topladığı bir divanı olduğu biliniyorsa da henüz bulunamamıştır. Arife Hanımdan yalnızca iki mısralık bir şiir örneği kalmıştır. Ölüm tarihi ve nerede öldüğü bilinmemektedir.

Leskofçalı Galip, 19. yüzyıl divan şairi.

Encümen-i Şuara Topluluğu, 19. yüzyıl eski şiir zevkini devam ettirmeyi amaçlamış şairler topluluğudur. Bazı edebiyat araştırmacıları tarafından Türk edebiyatının ilk edebî grubu kabul edilir. Leskofçalı Galip topluluğun başkanı konumundadır.

<span class="mw-page-title-main">Divan şairi</span>

Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da bağımsız bir edebiyat anlayışı türetilmemiştir. Klasik Türk edebiyatı içerisinde şiir dışındaki yazı şekilleri rağbet görmüyordu. Yazılan her şey nazım- yani şiir şeklindeydi. Bu yüzden "divan şairi" tamlaması divan edebiyatçılarına işaret edebilir. Şairler divan edebiyatının ilk dönemlerinden beri tezkirelerde anılmıştır. Bu edebiyat tarihlerinde divan şairlerinin biyografileri, şiirlerinden örnekler bulunmaktadır. Osmanlı coğrafyasında yazılan tezkirelerde toplam 3182 şair yer almaktadır. Divan şairleri çeşitli mesleklere sahiptiler. İlmiye(%36), derviş(%5.7), bürokrat(%2.8), asker(%4), esnaf(%3.7) bunlardan birkaçıdır. En çok divan şairi yetiştiren yöreler bürokrasi ve saray eşrafının yoğun olduğu yerlerdir. İstanbul 609, Bursa 156, Edirne 150, Konya 69, Diyarbakır 40, Kastamonu 36, Bağdat 35, Gelibolu 30, Bosna 26, Kütahya 24 şairle önemli tezkirelerde yer alan yörelerdir.

Ahmed Arif Hikmet Bey Efendi 1846 - 1854 doneminde Osmanlı Şeyhülislamı.

Sehi Bey Divan edebiyatı yazarı ve şairi.