İçeriğe atla

Fedek

Fedek (Arapça: فدك‎‎), Hayber Muharebesi'nden sonra yarısı Muhammed'e verilen, Medine'ye yaklaşık 150 km. uzaklıkta Medine ile Hayber arasında Yahudilerin yaşadığı köy.

Tarihçe

Fedek'te yaşayan Yahudiler Hayber Muharebesi'nden sonra Muhammed tarafından İslam'a davet edildiler. Daveti reddederek Muhammed ile topraklarının yarısı karşılığında anlaşmak istediler. Muhammed de Müslümanların istediği zaman Fedeklileri topraklarından çıkarma şartıyla bu taleplerini kabul etti. Fedek'in yarısı Muhammed'e tahsis edildi. Muhammed buranın gelirini kamu giderleri, misafirler ve ailesi için harcardı.

Dört halife devri

Halife Ebubekir devrinde Fatıma'ya verilmeyerek Muhammed dönemindeki gibi kamu için gelirleri harcandı. Halife Ömer Fedek Yahudilerinin Müslümanlar aleyhinde faaliyette bulunduklarını öne sürerek topraklarının yarısının bedelini ödeyerek Suriye tarafına gönderdi. Diğer yarısının gelirinin Muhammed devrinde olduğu gibi kamu giderleri için harcanmasına devam edildi. Bir rivayete göre Ömer Fedek'i Fatıma'nın varislerine vermek istediyse de Ali ile Abbas arasında çıkan anlaşmazlıktan dolayı arazi yine devlette kaldı.[1] Osman ve Ali dönemlerinde Fedek arazisi beytülmalde kalmaya devam etti. Bazı kaynaklarda Osman döneminde Mervan bin Hakem'e ikta edildiği söylenir.[2]

Emevîler devri

Muaviye halife olunca kullanım hakkını Mervan bin Hakem'e verdi.[3][4] Mervan'da burayı oğulları Abdülaziz ile Abdülmelik'e bağışladı. Daha sonra bunlardan çocuklarına intikal etti. Abdülmelik'in oğulları Süleyman ile Velid halife olunca haklarını amcaları Abdülaziz'in oğlu Ömer bin Abdülaziz'e bağışladılar. Ömer halife olunca Fedek arazisini Fatıma'nın torunlarına verdi ancak sonra gelen Halife II. Yezid Fedek'i Fatıma'nın torunlarından geri aldı.

Abbasîler devri

İlk Abbasi halifesi olan Seffah Fedek'i tekrar Fatıma'nın torunlarına geri verdi ancak Halife Mansur zamanında Muhammed bin Abdullah el-Mehdi'nin isyanı üzerine tekrar geri alındı. Halife Mehdi tekrar Fatıma'nın torunlarına verdiyse de Ali evladının isyan etmesi üzerine Halife Hâdî tekrar geri aldı. Halife Memun tekrar Fatıma'nın torunlarına geri verdi. Halife Mütevekkil tekrar geri aldı ve gelirini sadaka olarak dağıttı. Bazı kaynaklarda Halife Muntasır zamanında tekrar Fatıma torunlarına verildiği söylenir.[5][6]

Bugün Hait adında yerleşim yeri olan Fedek bölge halkının özel mülkiyetinde bulunmaktadır.

Fatıma'nın talep etmesi

Sünni rivayetler

Bir rivayete göre; Muhammed'in ölümünden sonra Ebubekir halife olunca Muhammed'in hanımları ve Fatıma halifeden Fedek arazisinden hisselerine düşen miraslarını almak için müracaat ettiler.[1] Aişe'nin "Biz peygamberler miras bırakmayız, bizim bıraktıklarımız sadakadır." hadisini nakletmesi üzerine Muhammed'in hanımları bu isteklerinden vazgeçtiler.[7]

Bir diğer rivayete göre; Muhammed'in kızı Fatıma'nın babasının Fedek'i kendisine tahsis ettiğini söylemesi üzerine Halife Ebubekir'in şahit istediği, Fatıma'nın kocası Ali ile Ümmü Eymen'i şahit olarak getirdiği ancak Ebubekir'in, Ali kocası olduğu için şahitliğini kabul etmediği sadece Ümmü Eymen'in de şahitliğini yeterli görmediği belirtilmektedir.[8]

Bir başka rivayete göre Aişe şöyle anlatıyor: "Fatıma ve Abbas, Halife Ebu Bekir'den Muhammed'den kalan mirasın paylarına düşen hissesini istediler.[9] Ebu Bekir ise onlara şöyle demiştir: "Resulullah’ın 'Bize kimse vâris olamaz. Bıraktıklarımız sadakadır. Ancak Âl-i Muhammed bu maldan (ihtiyacı kadarını) yer.' dediğini işittim.[10][11][12] Allah’a yemin olsun Resulullah’ın yaptığını gördüğüm bir işi terk etmem, mutlaka onu yaparım. Onun emrinden bir şey terk edecek olsam sapıtmaktan korkarım!".[13] Bunun üzerine Fatıma kızarak oradan uzaklaştı ve ölene kadar Ebu Bekir'le konuşmadı.18 Fatıma öldüğünde eşi Ali, Ebu Bekir'e haber vermeden geceleyin onun cenaze namazını kıldı ve defnetti."[7][14][15][16]

Bir başka rivayete göre; Ebu Bekir halife seçildikten sonra Fatıma, Ali ile birlikte yeni seçilen halifeye gelerek babasından kalan Fedek, Hayber ve Medine’deki sadakasından kendi hissesine düşen mirasını talep etti. Bunun üzerine Ebu Bekir, Fatıma’ya şöyle dedi: "Baban benden hayırlı idi. Sen de benim kızlarımdan hayırlısın. Fakat Resulullah: 'Biz miras bırakmayız. Bizim bıraktıklarımız sadakadır.' buyurdu."[17]

Bir başka rivayete göre; Fatıma, Ebu Bekir’e: "Sen öldüğünde sana kim vâris olur?" diye sordu. Ebû Bekir: "Çocuğum ve ailem" diye cevap verdi. Bunun üzerine Fatıma: "O hâlde sana ne oluyor da, Resulullah’a bizden başkasını vâris yapıyorsun?" dedi. Buna karşılık Ebu Bekir: "Ey Resûlullah’ın kızı! Allah’a yemin ederim ki ben, babanın toprağına, altınına, gümüşüne, kölesine, malına mirasçı olmadım." dedi. Fatıma ise: "Ya Allah Teâlâ’nın bizim için ayırdığı payımız, senin elindeki malımız?" deyince Ebu Bekir şöyle cevap verdi: "Ben, Resûlullah’ın 'Bunlar Allah’ın, hayattayken bana yedirdiği bir lokmadır; ben öldükten sonra bunlar, müslümanların ortak malıdır' dediğini işittim."[18][19] Bunun üzerine Fatıma isteğinden vazgeçti ve ölene kadar bu konu hakkında bir daha konuşmadı[20][21] ve buna rıza gösterdi.[22]

Bir başka rivayete göre; Fatıma Fedek'i istediğinde, Ebu Bekir ona "Sen benim nazarımda sözüne tam güvenilir bir kişisin. Eğer Peygamber’in bu konuda sana bir taahhüdü varsa veya bir vaatte bulunmuşsa ya da bunu size verilmesi gerekli bir hak olarak tayin etmişse hemen teslim edeyim" demiş, Fatıma ise, babasının bu konuda kendisine herhangi bir şey vadetmediğini ifade etmiştir.[23][24]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 12, sayfa: 294
  2. ^ İbn Kuteybe, el-Ma'arif, s. 112
  3. ^ Taberî, Tarih, VI, 147
  4. ^ Makrizî, en-Niza' ve't-Tehasum, s. 47
  5. ^ İbnü'I-Esir, el-Kamil, VII, 116
  6. ^ Mes'udî, Mürûcü'z-zeheb, IV, 135
  7. ^ a b İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye (Beyrut: Mektebetü’l-Maârif, 1977), V, 285
  8. ^ Belâzürî, Fütûhü’l-büldân, nşr. Abdullah Enîs et-Tabbâ‘ – Ömer Enîs et-Tabbâ‘ (Beyrut: Müessesetü’l-Maârif, 1987), s. 43
  9. ^ Söz konusu miras, Hayber'deki hurmalıklar Fedek ve Medine’deki bir bahçe'den ibaretti. Bk. İbn Sa‘d, Kitâbü Tabakāti’l-kebîr (et-Tabakātü’l-kübrâ), (Beyrut: Dâru Sâdır, ts.), II, 315; M. Yaşar Kandemir, “Fâtıma”, DİA, XII, 219.
  10. ^ İbnü’d-Deyba‘ eş-Şeybânî, Teysîrü’l-vüsûl ilâ Câmii’l-usûl min Hadîsi’r-Resûl (Kahire: Mustafa el-Bâbî el-Halebî, 1968), II, 55
  11. ^ Buhârî, “Meğāzî”, 14, “Ferâiz”, 3
  12. ^ Ahmed b. Hanbel, el-Müsned (Lübnan: el-Mektebetü’l-İslâmiyye, ts.), I, 4, 10
  13. ^ Müslim, “Cihâd”, 54
  14. ^ Buhârî, “Meğâzî”, 38
  15. ^ Müslim, “Cihâd”, 52 (1759)
  16. ^ Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ (Beyrut: Dâiretü’l-Maârif, ts.), VI, 300
  17. ^ İbn Sa‘d, Kitâbü Tabakāti’l-kebîr (et-Tabakātü’l-kübrâ), (Beyrut: Dâru Sâdır, ts.), II, 315-16
  18. ^ Zehebî, Mîzânü’l-i‘tidâl fî nakdi’r-ricâl, nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî (Mısır: Dâru ihyâi’l-kütübi’l-Arabiyye, 1963), III, 556-59
  19. ^ İbn Sa‘d, Kitâbü Tabakāti’l-kebîr (et-Tabakātü’l-kübrâ), (Beyrut: Dâru Sâdır, ts.), II, 314-15
  20. ^ Tirmizî, “Siyer”, 44 (1609).
  21. ^ Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Musannef, nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî (Beyrut 1972), V, 472
  22. ^ Abdülazîz b. Ahmed b. Abdürrahîm ed-Dihlevî, Muhtasar et-Tuhfetü’lİsnâaşeriyye, çev. Muhammed b. Muhyiddin b. Ömer el-Eslemî, nşr. Muhibbüddîn el-Hatîb (baskı yeri yok, ts.), s. 272
  23. ^ İbn Teymiyye, IV, 234-35
  24. ^ İbn Ebü’l-Hadîd, IV, 85

İlgili Araştırma Makaleleri

7. yüzyıl, 601'den 700'e kadar sürmüş olan yüzyıldır.

<span class="mw-page-title-main">Ali</span> İslam Devletinin dördüncü halifesi ve Şiilerin birinci imamı

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Fatıma</span> İslam peygamberi Muhammedin küçük kızı

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmuttalib bin Haşim</span> İslam peygamberi Muhammedin dedesi

Şeybe bin Haşim veya daha çok bilinen adıyla Abdülmuttalib, İslam peygamberi Muhammed'in dedesidir. Altı yaşındayken annesi ölen Muhammed'e sekiz yaşına kadar bakmış ve ölmeden önce emaneti, oğlu Ebu Talib'e devretmiştir. Künyesi Ebü'l-Haris Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdülmenaf bin Kuseyy şeklindedir. Abdülmuttalib'in diğer isimlerinden biri de Âmir'dir.

Zeydîlik, Batı'da Beşciler olarak da bilinir. Zeyd bin Ali'nin tâkipçisi olan Şiâ mezhebidir. Zeyd’îyye fıkıhını tâkip eden kişiler Zeydî olarak adlandırılırlar ancak Zeydî Vâsıtî denilen Câferî bir grup da bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Zübeyr bin Avvâm</span> Muhammedin halası Safiyyenin oğlu, sahabe

Zübeyr bin Avvam ya da Zübeyr bin el-Avvam (Arapça:الزبير بن العوام, İslâm peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın halası Safiyye'nin oğludur. Cennetle müjdelenen on sahabiden birisidir. Muhammed'in eşi Hatice'nin kardeşinin oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Sa'd bin Ebû Vakkas</span> sahabe

Sa'd bin Ebû Vakkās (Arapça: سعد بن أبي وقاص ;, Cennet'le müjdelenen on sahabeden ve İslam'ı ilk kabul edenlerdendir. Ebu Bekir vasıtasıyla Müslüman oldu. Yeteneği sayesinde Raşidin kuvvetlerinde komutanlık ve elçilik gibi görevlerde bulundu. Halîfe Ömer zamanında ileri bir karakol şehri olarak Kufe'yi kurdu ve valisi oldu. Ayrıca 657'de Sasani başkenti Medain'i alan ordunun komutanıydı.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hureyre</span> sahabe

Ebu Hureyre (Arapça: أبو هريرة‎ ‎;, Yemen asıllı sahabe. Gerçek adı bilinmemekle birlikte Müslüman olmadan önceki adının Abdüamr, Sükeyn, Abdüşşems olduğu yönünde farklı rivayetler vardır. Sahipsiz kedi yavrularını besleyip büyütmesinden dolayı Kedicik babası anlamına gelen Ebu Hureyre ismiyle anılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Râşidîn Halifeliği</span> Kurulan ilk İslam halifeliği (632–661)

Râşidîn Halifeliği, İslâm peygamberi Muhammed'in halefi olan ilk halifeliktir. Muhammed'in MS 632'deki vefatından sonra ilk dört ardışık halifesi (halef) tarafından yönetildi. Bu halifeler, Sünni İslam'da topluca Râşidîn ya da "Doğru Yolda olan" halifeler olarak bilinirler. Bu terim Şîa'da kullanılmaz, çünkü Şii Müslümanlar ilk üç halifenin yönetimini meşru görmez.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed-Ali</span>

Muhammed-Ali, Anadolu Alevîliğinin i'tikadı Şiîlik'teki bir hadise binâen Muhammed ile Ali'nin her ikisini de "Tek" bir vücûdmuş gibi ya da "Aklın Nûru" olarak algılar. Bu kuramı İslâm Peygamberi Muhammed'in,

<span class="mw-page-title-main">Gadîr-i Hum</span> Muhammedin 632 yılında damadı Ali lehine bir beyan içeren vaazı.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.

<span class="mw-page-title-main">Ömer'in Fatıma'nın evine saldırması</span>

Ömer, Ali'nin desteğini almak amacıyla Fatıma'nın evine gider ve burada bir dizi olay meydana gelir.

Bu liste İslam peygamberi Muhammed'in sahabelerini alfabetik olarak göstermektedir. Sahabe, Muhammed'i hayatında en az bir defa görmüş kişilerdir. Sayılarının 124.000 civarında olduğu sanılmaktadır. İlk sahabe eşi Hatice, son ölen sahabe Ebu Tufeyl Âmir bin Vâsile el-Leysî'dir.

<span class="mw-page-title-main">Muhsin bin Ali</span> Fatıma Zehra ve Ali bin Ebu Talibin oğlu

Muhsin bin Ali veya Muhassin bin Ali, Ali bin Ebu Talib ile Fatıma Zehra'nın oğlu.

<span class="mw-page-title-main">Mâlik el-Eşter</span>

Mâlik bin el-Hâris bin Abdiyağûs bin Mesleme el-Eşter, Yemenli Arap komutan. Cemel ve Sıffın Savaşlarında Ali'nin yanında yer almıştır. Suriye ve Irak cephelerinde savaşmıştır. Yermük Muharebesi'nde bir gözünü kaybettiği için 'göz kapağı ters çevrilmiş' anlamına gelen el-Eşter lakabıyla tanınmıştır.

Kays b. Sa'd b. Ubade el-Ensari el-Hazrecî, Mısır valisi.

<span class="mw-page-title-main">Sa'd bin Ubade</span> Muhammedin ardından halife adayı olmuş sahabe

Ebû Kays Sa‘d b. Ubâde b. Düleym b. Hârise el-Ensârî, İslam peygamberi Muhammed'in sahabesi.

Hakim bin Hizam, İslam peygamberi Muhammed'in sahabelerinden birisi ve Hatice'nin yeğeniydi. Hatice'den iki yaş küçük, Muhammed'den ise on üç yaş büyüktü. Ticaret amacıyla yazın Şam’a, kış mevsiminde Yemen’e gitti ve yarımadadaki panayırları dolaştı. Henüz Müslüman olmadığı dönemde, ticaretten kazandığı parayı kavmindeki fakirlere dağıtması, köle azat edip kurbanlar kesmesi, boykot sırasında Müslümanlara yardım etmesi ve Bedir Muharebesi’nde Kureyş’i savaştan vazgeçirmeye ikna etme girişimleri kişiliğinin ve öneminin anlaşılması açısından önemli bir yere sahiptir.