İçeriğe atla

Fazlullah Esterabadî

Fazlullah Esterabadî
فضل‌الله استرآبادی
Doğum1340
Esterabad
Ölüm1394
Alıncak, Nahcivan
Dinİslam Alevî
Kariyeri
EtkilendikleriHallacı Mansur
EtkiledikleriŞah İsmail, Pir Sultan Abdal

Fazlullah bin Seyyid Bahaiddin el-Esterabadî (Farsçaفضل‌الله استرآبادی; y. 1340 - 1394), Fazlullah Hurûfî olarak da bilinen ve Nāimī mahlasıyla tanınan, Ḥurūfī hareketini kuran İranlı bir mutasavvıftı. Hurûfîliğin temel inancı, Tanrı'nın Fażlullāh'ın bedeninde cisimleştiği ve Müslümanları, Hristiyanları ve Yahudileri kurtarmak için Kıyamet Günü yaklaştığında Mehdî olarak ortaya çıkacağıdır.[1] Müritleri ilk olarak İsfahan yakınlarındaki Toqchi köyünden gelmiş ve oradan küçük cemaatinin ünü Horasan, Irak, Azerbaycan ve Şirvan'a yayılmıştır.[2] Fażlullāh Nāimī'nin etkisinin merkezi Bakü'ydü ve müritlerinin çoğu Şirvan'dan geliyordu. Müritleri arasında 14. yüzyıl sonu ve 15. yüzyıl başının en büyük Türk mistik şairlerinden biri olan ünlü Hurûfî şair Seyyid İmadeddin Nesimî de vardı.[3]

İlk yılları

Fażlullāh, 1339-1340 dolaylarında İran'ın Astarābād şehrinde hâkim bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Geleneksel Hurûfî biyografisine göre Fażlullāh Astarābādī, soyunu yedinci Şîa İmamı Musa el-Kazım'a dayandıran bir hanede doğmuştur.[4] Fażlullāh'ın sekizinci ya da dokuzuncu kuşaktan selefi, o dönemde heterodoks İslam'ın merkezi olan Yemen kökenli bir aileden gelen Muhammed el-Yemânî'dir. Fażlullāh'ın ailesi Sünni İslam'ın Şâfiî ekolündendi - ancak bu onun dinî gelişiminde büyük bir rol oynamadı.

Henüz çocukken babası öldüğünde, Fażlullāh onun makamını miras aldı ve yardımcıları mahkemenin işlerini yürütürken bir figüran gibi davranarak her gün at sırtında mahkeme binasına geldi. On sekiz yaşındayken göçebe bir derviş Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin bir dizesini okuduğunda olağanüstü bir dini deneyim yaşadı:

Sonsuzluğun özüne sahipken neden ölümden korkuyorsunuz?
Tanrı'nın ışığına sahipken mezar sizi nasıl içine alabilir?

Fażlullāh transa geçti ve ayetlerin anlamını sorduğunda, din hocası ona bunu anlamak için kişinin hayatını dini arayışlara adaması gerektiğini ve o zaman anlamını entelektüel olarak bilmek yerine deneyimleyebileceğini söyledi. Bir yıl boyunca gündüzleri yargıçlık görevini sürdürmeye çalışıp geceleri bir mezarlıkta tek başına dua ettikten sonra ailesini, malını mülkünü ve güvenliğini terk ederek gezgin bir din arayıcısı oldu. Astarâbâd'dan ayrılırken giysilerini tanıştığı bir çobanın keçe giysileriyle değiştirdi. O andan itibaren dünyevi bağlantıları ve konforu terk ettiğinin bir sembolü olarak hep bu gömleği giydi.

Yaşamı

İbn Hacer el-Askalanî ve Sehavî Tebrizli, Rıza Nur Hidayet ise Meşhedli olduğunu ifade eder.[5] Ancak Fazlullah'ın Nevmnâme'sinde açıkça Esterabadlı Alevi Türk mutasavvıfı olduğunu bildirdiği kaydedilir.[6]

Eserleri

  • Cavidanname
  • Muhabbetname
  • Vasiyetname
  • Nevmname
  • Arşname
  • Divan

Ayrıca bakınız

Alevîlik

Hurufilik

Kaynakça

  1. ^ Gilles Veinstein. Syncrétismes Et Hérésies Dans L'Orient Seljoukide Et Ottoman (XIVe-XVIIIe Siècles), Peeters Publishers, 2005, p. 307, 90-429-1549-8
  2. ^ "Encyclopedia Iranica, "ASTARĀBĀDĪ, FAŻLALLĀH" (d. 796/1394), founder of the Ḥorūfī religion, H. Algar". 17 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2024. 
  3. ^ "Seyid İmadeddin Nesimi | Azerbaijani, Sufi, Mystic | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 14 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Haziran 2024. 
  4. ^ Abbas Amanat, Imagining the End: Visions of Apocalypse from the Ancient Middle East to Modern America, I.B. Tauris, 2002
  5. ^ TDV, İslam Ansiklopedisi, cilt: 12, sayfa: 277
  6. ^ Abdülbaki Gölpınarlı, Hurûfîlik (Alevi-Batıni Türk Tarikat ittikadleri) Metinleri Kataloğu, s. 4


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

<span class="mw-page-title-main">Yahyâ-yı Şirvânî</span>

Yahyâ-yı Şirvânî 15. yüzyılda yaşamış Azerbaycanlı sufi, Halvetiyye tarikatının ikinci kurucusudur. Azerbaycan Türkleri'nden olan Seyid Yəhya Bakuvi Azerbaycan'ın tanınmış filozof alim ve şairlerindən biri, Halvetiyye Tarikâtı'nın İkinci kurucusudur. Baküvi aynı zamanda bir Halvetilik virdi olan Virdu-Sattar'ın da yazarıdır. 2013 yılında UNESCO Genel Konferansı'nın 36. oturumunda Seyid Yahya Bakuvin'in 550. yıldönümünün dünya çapında kutlanması kararı alındı.

<span class="mw-page-title-main">Hallâc-ı Mansûr</span> Fars tasavvuf yazarı (858–922)

Hallâc-ı Mansûr veya Mansûr el-Hallâc, zındıklıkla suçlanması ve uzun süren bir soruşturma neticesinde Abbâsî Halifesi Muktedir Bi’llâh'ın emriyle idam edilmesiyle meşhur olan Fars kökenli spiritüalist yazar ve mistik şâir.

Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nesîmî</span> 14. yüzyılda yaşamış Türk divan şairi

İmadeddin Nesimî, 14. yüzyılda yaşamış Hurûfi meşrep Azerbaycanlı divan şairi. Alevilik ve Bektaşilikte Yedi Ulu Ozan'dan birisi olarak kabul edilir.

Hurûfilik ya da Hurûf'îyye, adını Arapça hurûf kelimesinden alan, kutsal metinlerde harf ve kelimelerin sayısı, sırası ve diziliminin belirli şifreler barındırdığı iddiasıyla bunlardan kelime, cümle veya cümlecikleri oluşturan harflerin ebced değerlerinden metnin düz anlamı ile ilgili olmayan, telmih, ima, işaret gibi ikincil anlamlar çıkartan ve bu anlamlar üzerinden yeni anlayış ve kavrayışlara yol açan yaklaşımlara verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Yesevî</span> Türk mutasavvıf ve şair

Ahmed Yesevî ya da Ata Yesevî (Kazakistan Türkçesi: Қожа Ахмед Яссауи; Özbekistan Türkçesi: Xoja Ahmad Yassaviy; 1093, Sayram - 1166, Türkistan, kendi gibi Türk asıllı olan Arslan Baba'nın talebesidir. "Pîr-i Türkistan" lakabıyla bilinen bir mutasavvıf ve şairdir.

Kızılbaş, eski dinî inanış ve kültürleri ile İslamiyeti kendilerine has bir şekilde birleştirip Şiilik'ten etkilenen Safevi Tarikatı müridleri için kullanılan terim.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bektaş-ı Veli</span> Anadolu ermişi

Hacı Bektâş Velî ; mistik, seyyid, mutasavvıf, âlim ve İslam filozofu. Alevi-Bektâşiliğin fikir ve isim öncülerindendir. Kendisinin yolunu takip edenlere Bektâşi adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu'l-Vefa el-Bağdadi</span>

Ebu'l-Vefâ el-Bağdâdî, el-Kâkes veya el-Kürdî lakaplarıyla da bilinen Ebu'l-Vefâ Tâcü'l-Ârifîn Seyyid Muhammed bin Muhammed Arîz el-Bağdâdî, Vefâ'îyye tarikâtının kurcusudur. Menâkıbnâme'sinde Ali el-Mûrtezâ'nın soyundan bir seyyid olduğu kaydedilmiştir.

İmâmet ya da İmâmîlik İslam'ın bir kolu olan Şiiliğin temel ilkelerinden birisidir. Sünnilik imâmeti imanın esaslarından biri olarak saymaz.

Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî, Vilâyet-name-i Hacı Bektaş-ı Velî veya Manâkib-ı Hacı Bektâş-ı Velî 15. yüzyılda yazılmış, Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı hakkında menkıbe türü bir eserdir.

<span class="mw-page-title-main">Şirvanşahlar Devleti</span>

Şirvanşahlar Devleti ,(Arapça/Farsça: شروانشاه) — 861-1538 yılları arasında Güneydoğu Kafkasya'da, ağırlıklı olarak günümüz Azerbaycan Cumhuriyeti'de ve kısmen de günümüz Dağıstan topraklarında var olmuş ve sonradan Azerbaycanlılaşmış bir devlettir. Devletin sınırları doğuda Derbent'ten, Kür Nehri'nin Hazar Denizi'ne döküldüğü noktaya kadar uzanarak, Şirvan tarihi bölgesi ile bazen batıda Gence şehrine kadar ulaşmış, ayrıca farklı dönemlerde Şeki, Karabağ ve Beylegan'ı da kapsamıştır. Başkenti Şamahı ve Bakü olmuştur.

İmamîye Şiası, Şiîlik meşrebi içerisinde mevcut olan tüm tarikât ve mezheplerin ortak i'tikatlarını tanımlamak maksadıyla kullanılan bir fıkıh deyimi olup, Aşırı Ghulât (Radikal dinci fırkalar), Keysanîlik (Dörtçüler), Zeydîlik (Beşçiler), İsmailîlik (Yedicilik/Yedi İmamcılık) (Mustâlîlik ve Nizarîlik) ve İsnâaşerîyye (Onikicilik/On İki İmamcılık) (Câferiyye Şiîliği ve Anadolu Alevîliği) ile Arap Aleviliği'ni de kapsamı altına alan bir şekilde tanımlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İranlı bilim insanları listesi</span> İran kökenli bilim insanları listesi

Bu liste İranî kökenli bilim insanlarını içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nâsır-ı Hüsrev</span>

Nâsır-ı Hüsrev, İsmailî şair, filozof, seyyah.

<span class="mw-page-title-main">Bâtınîlik</span> İslam dininin kutsal kitabı olan Kuranın bâtıni tevillere dayanan ezoterik yorumu

Bâtınîlik ya da Bâtınîyye ; İslamda Kur'an ayetlerinin görünür anlamlarının dışında, daha derinde gerçek anlamları bulunduğu inancı, ayetleri buna göre yorumlayan akıma Bâtınîlik, bu düşünceyi benimseyen kişiye de Bâtınî denir. Şiîlikte bu anlamları ancak Tanrı ile ilişki kurabilen ve Ali'nin soyundan gelen masum On İki İmam'ın bilebileceğine inanılır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Alevilere yapılan haksızlıklar, Osmanlı Sultanı I. Selim'in hükümranlığıyla (1512–1520) ve 1514'te Safevîlere karşı savaşıyla bağlantısı olan bir durumdur. Ancak 14. yüzyıldan beri Osmanlı İmparatorluğu ve Alevi vb. toplumları arasında önceden bulunan problemleri işaret eden örnekler vardır.

Cüneyd-i Bağdâdî, 9. yüzyılda yaşamış İslamî-Batınî alimi ve Alevi mutasavvıf ve filozof.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşî inancı</span>

Hurûfî-Bektâşî inancı Hurûfîlik akımı İranlı bir Şiî mutasavvıf olan “Fadl’Allah Ester-Âbâdî” tarafından kuruldu. Halep sınırlarından, Batı Anadolu’ya doğru hareket eden “Hurûfîler” Seyyid Nesîmî’nin H. 820 / M. 1417 yılında Halep’te idamından sonra Irak’tan Azerbaycan’a ve oradan da Doğu Anadolu’ya kadar olan bölgelerde Hurûfîliği yaydılar. Nesîmî’nin Divânı ve hayat hikayesi birçok mutasavvıf için iyi bir kaynak ve sermaye oldu. Nesîmî, daha Fadl’Allah Yezdânî’nin “Hurûfîlik” mezhebinin ortaya çıkmasından beş asır önce yaşayan Hulûl ve ilhada yönelik söylemleri nedeniyle de aynı sonucu paylaşmış olan Hallâc-ı Mansûr’un yolunda olarak kabul edildi. Aslen İbâh’îyyûn olan “Hurûfîler”, aynı zamanda Mücessime’den olduklarından dolayı, Cenâb-ı Hakk’ın cisim olarak, Bâtınîliğin esas prensibi olan hulûle olan inançları nedeniyle de “Fadl’Allah Hurûfî” şeklinde belirdiğine inanırlar.