Topkapı Sarayı, İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır. Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır.
Tımar, en genel kapsamında devlete sağlanan tanımlanmış bir hizmet karşılığında ücret olarak toprak tahsis edilmesidir. Farsça bir kökten gelir, bu dildeki anlamı acı, ızdırap, sadakat ve bakımdır. Pek çok tarihçi bir kurum olarak Orta Çağ İslam toplumlarında, ikta adı altında uygulandığı görüşündedir. Ancak Jak Yakar, Hitit İmparatorluğu toprak düzeninde hizmet karşılığı toprak tahsisinden bahsetmektedir.
Dîvân-ı Hümâyun, Osmanlı İmparatorluğu'nda 15. yüzyıl ortalarından 17. yüzyılın yarısına kadar en önemli yüksek karar organı. İmparatorluğun yıkılışına kadar varlığını korusa da 17. yüzyıldan sonra önemini kaybetmiş ve 19. yüzyılda II. Mahmud'un teşkilat reformuyla kabine sistemine geçilerek Divan-ı Hümayun sembolik hale gelmiştir. Sadrazam, kubbealtı vezirleri, Rumeli beylerbeyi, Rumeli ve Anadolu kazaskerleri, Rumeli ve Anadolu defterdarları, nişancı ve vezirlik rütbesine sahip olan yeniçeri ağası ve kaptan-ı derya'da divanın asli üyeleri arasında yer alırdı.
I. Mustafa, ikinci saltanatı sırasında Deli Mustafa olarak anılmıştır., 15. Osmanlı padişahı ve 94. İslam halifesidir. Akli dengesi yerinde olmayan I. Mustafa'nın ilk saltanatı 96 gün, ikinci saltanatı ise 1 yıl 3 ay 22 gün sürdü. Psikolojik rahatsızlığının zamanla geçeceğini savunanların ısrarıyla padişah yapıldı. Menfaatlerini I. Mustafa'nın padişahlığının devamında gören kimseler, onun keramet sahibi bir veli olduğunu iddia ediyordu. Aklî zayıflığı nedeniyle padişahlık yapamayacağı anlaşılan I. Mustafa'nın tahttan indirilmesi sağlandı. Bulunduğu odanın kapıları üstüne kapatılarak hapsedilen I. Mustafa'nın yerine II. Osman tahta çıkarıldı. I. Mustafa'nın ikinci kez tahta oturması ise II. Osman'ın öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanma ile oldu.
I. Ahmed, 14. Osmanlı padişahı ve 93. İslâm halifesidir. Sultan III. Mehmed ve Handan Sultan'ın oğludur. Sancağa gitmeyip tahta çıkan ilk Osmanlı padişahıdır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir. Saltanatında Celali isyanları bastırılmıştır. Tarihi yarımadada bulunan ve Mavi Camii olarak da bilinen Sultanahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında saltanatı döneminde yaptırılmıştır.
Hadim Mesih Mehmed Paşa III. Murad saltanatı döneminde 1 Kasım 1585-14 Nisan 1586 döneminde sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Tekeli Lala Mehmed Paşa, III. Murad saltanatı döneminde 1595 yılında 18 - 29 Kasım tarihleri arasında on gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. "Nişancı" lakabı ile veya "Eski Lala Mehmed Paşa" şeklinde de anılır.
Damat İbrahim Paşa, III. Mehmed saltanatı döneminde 4 Nisan 1596-27 Ekim 1596, 5 Aralık 1596-3 Kasım 1597 ve 6 Ocak 1599-10 Temmuz 1601 tarihleri arasında üç kez, toplam üç yıl on bir ay yirmi yedi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Klasik Osmanlı Ordusu, Osmanlı ordusunun 1451'de II. Mehmed'in yapılandırmasından başlayıp 1826 Vaka-i Hayriye biten kısmına verilen isimdir. Dönemin ordusu, 1606 sonrasında yenilmeye başlamış ve 17. ve 18. yy itibarıyla geçirdiği reformlar ardından 1826 yılında lağvedilmiştir. Bu dönemde birçok ocaklardan birisi olan Yeniçeri ocağı olarak adlandırılan ve devşirmelerden kurulan ocağın ordu ve siyasette büyük yeri ve etkisi vardır.
Osmanlı devlet teşkilatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun idari, askeri ve siyasi olarak teşkilatlanmasını, yapılanmasını bütünüyle ele alan konudur. Osmanlı, genel olarak merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Padişah, devlet teşkilatında en üst mertebede sayılmasına rağmen Harem, Divan ve çeşitli odakların fikirleri baskın olabiliyordu. II. Abdülhamid, kendi devrinde devletin yönetim şeklini değiştirerek meşrutiyet şeklini getirdi.
Sipahi, Osmanlı ordusunun ağır süvari sınıfı askeri. Tımar sahibi olan tımarlı sipahiler ve Kapıkulu Ocağı'na bağlı kapıkulu sipahileri olmak üzere ikiye ayrılır. "
II. Mehmed veya bilinen adıyla Fatih Sultan Mehmed ya da kısaca Fatih, Osmanlı İmparatorluğu'nun 7. padişahıdır. İlk olarak 1444–1446 yılları arasında kısa bir dönem, daha sonra 1451'den 1481 yılındaki ölümüne kadar 30 yıl boyunca hüküm sürdü. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethetti ve yaklaşık bin yıllık Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'na son verdi. Fetihten sonra "Fâtih" ünvanıyla anılmaya başladı. Bu olay, birçok uzman kişi tarafından Orta Çağ'ın sonu ve Yeni Çağ'ın başlangıcına neden olan tarihî olaylardan biri olarak görülmektedir. Ayrıca bu vesileyle İslam peygamberi Muhammed'in konuyla ilgili "Konstantiniyye elbet fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur." hadisine nâil olduğu için günümüzde Müslüman dünyasının bir kesiminde "kahraman" olarak görülmektedir.
Nişancı, Osmanlı Devleti'nin devlet yönetiminde Divan-ı Hümayun'a katılan görevlilerden biridir.
Şehzade, padişah oğullarına ve onların erkek çocuklarına verilen unvandır.
Kadınlar saltanatı, Osmanlı İmparatorluğu'nda haseki sultanların veya valide sultanların veya hanım sultanların devlet yönetimine müdahale etmeleri, zaman zaman bizzat devleti yönettikleri döneme verilmiş olan bir addır. Kanuni Sultan Süleyman, döneminde başlamış olup 1656 yılında Köprülü Mehmet Paşa'nın sadrazam oluşuna kadar devam etmiştir.
Solaklar, Solakan-i Hassa olarak da bilinir, Osmanlı Devleti'nde, Yeniçeri Ocağı'nın 60-63. ortalarına bağlı askerlere verilen ad. Genelde yaya birlikti. Hepsi veya çoğunluğu solaktı ve zırh giydiğine dair hiçbir bilgi bulunamamaktadır. Donanımı; şemşir, yuvarlak kalkan ve bir mızraktan oluşurdu. Seferde padişahın solunda dururlardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik tarihi, iki alt döneme ayrılır. Birincisi, oluşturulan kapalı tarım ekonomisinin imparatorluk içinde bölgesel fark gösterdiği klasik çağ (genişleme); ikincisi ise devlet ve kamu işlevleri üzerine, idari ve politik düzenlemeler ile başlayan devlet örgütlü reformları kapsayan reform dönemidir. Askerî reformlar ile başlayan değişim; kamu ve zanaatkar loncalarına uzanmıştır.
Kafes, Şimşirlik veya Şehzadegan Dairesi, Osmanlı İmparatorluğu haremi içinde tahta çıkması muhtemel şehzadelerin muhafızlar tarafından sürekli olarak ev hapsinde tutuldukları yerdir.
Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.
Has oda ya da Hane-i Hassa (خانه خاصّه), Enderun ile Harem Dairesi arasında bulunan sadece Osmanlı padişahının hizmetine tahsis edilmiş yazlık ve kışlık bölümlerden oluşan iki katlı bir dairedir. Fatih döneminden itibaren yazlık köşklerin ve havuzun bulunduğu Mermer Sofa padişah tarafından adeta yapının balkonu gibi kullanılmıştır. Hane-i has olarak da bilinen Has Oda, Osmanlı sarayında enderun olarak bilinen iç bölümün en önemli dairesidir. Fatih Kanunnamesiyle kurulan Has Oda Teşkilatı görevli ağalar, padişahın özel hizmetlerini yerine getirmekle sorumludurlar. Padişahın hayatını korumakla da sorumlu olan Hasodalılar ilk etapta 32 kişiden oluşmaktaydılar.