İçeriğe atla

Fasis Kuşatması

Fasis Kuşatması
Lazika Savaşı

Lazika'nın haritası
Tarih555-556
Bölge
SonuçBizans zaferi
Başarısız kuşatma[1]
Taraflar
Sasani İmparatorluğu Bizans İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
NahoraganMartinus
Justinus
Kayıplar
Ağır kayıplar Bilinmiyor

Lazika Savaşı savaşının bir parçası olan Fasis Kuşatması, 555-556 yıllarında Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında gerçekleşmiştir. Farslar, Bizanslıların elindeki Lazika'nın Fasis şehrini kuşatmalarına rağmen ele geçirememişlerdir. Kuşatma ile ilgili bilgilerin çoğunun kaynağı 6. yüzyıl tarihçisi Agathiastır.[2]

Arka planı

Lazika Savaşı, 541 yılında Lazların, kralları II. Gubaz ile birlikte Bizans'a isyan edip Sasanilerin tarafına geçmesiyle başladı. Sasaniler hızlıca ülkeyi ele geçirdi, ancak Lazika Kralı Gubaz, Sasanilerin onu öldürmeyi, halkını sınır dışı etmeyi ve ülkeyi Sasani sömürgesi haline getirmeyi planladığını öğrendikten sonra Bizanslılardan yardım istedi.[3]

554'te, Sasaniler, Telephis'te Laz-Bizans kuvvetlerine karşı büyük bir zafer kazandı ve Bizans-Laz kuvvetlerini ülkenin batısına çekilmeye zorladı. Sasaniler, sonraki sene Bizanslıların Onoguris kalesini ele geçirmek için yapıkları saldırıyı başarılı bir şekilde önledi. 555 yılının ilkbaharında, Sasani general Naçoragan, Fasis nehrinin ağzında konumlanmış olan Fasis şehrini kuşatma girişiminde bulundu. Şehir, Bizans'ın başlıca savunma üssüydü.[4]

Düşman kuvvetleri ve kuşatma için hazırlıklar

Naçoragan, yaklaşık 60,000 erkekten oluşan bir ordunun başındaydı. Bölgedeki Bizans kuvvetleri magister militum per Armeniam Martinus ve yardımcısı Justinus (Germanus'un oğlu) tarafından yönetilmiştir. İki komutanının komutasındaki askerler 20,000 erkekten azdı.[5][6][7] Naçoragan, kasaba ve tahkimatın ahşaptan yapılmasından dolayı ateşe açık olduğu fark etmişti ve kolay bir zafer bekliyordu.[5]

Kasabanın Karadeniz ve Fasis Nehri arasındaki konumu, kasabanın doğu, kuzey ve batı tarafından korumalı olmasını sağlıyordu. Kasabanın güney tarafındaki ilk savunma hattı ise bir hendekti. Naçoragan'ın kuvvetleri yoğun çalışmayla hendekleri boşalttı ve Fasis'e bir tekne köprüsü inşa ederek şehri iki taraftan çevreledi.[5] Bu sırada, Bizans kuvvetleri surların çeşitli taraflarına konumlanarak kentin savunmasını örgütledi.[8]

Nehre en yakın olan batı köşesi Justinus tarafından korunurken, Martinus kendisini güneybatı tarafına göndermiştir. Güney sınırlar Angilas, Theodore ve Philomathius tarafından korunuyordu.[8] Angilas, sadece kalkan ve mızraklarla silahlanmış olan Maurilere önderlik etmiştir. Theodore, Trabzon'un dağlarında yaşayan ve yakın zamanda Hristiyanlaşmış Makronlardan oluşan ağır piyadelere, Philomathius ise İsaurialı sapan ve mızrak atıcılara liderlik etmiştir.[2][9] Güneydoğu tarafı ise Heruli ve Lombardlardan oluşan bir birliğe önderlik eden Gibrus tarafından korunuyordu. Doğu köşesi ise Doğu praetoria idaresinden bir birliğe liderlik eden Valerian'ın sorumluluğundaydı. Hangi birlikte kaç kişi olduğu bilinmemektedir. Kuşatma, Bizans gemilerinin Vend Dabragezas ve Hun Elmingir'in (Elminegeir) koruması altında nehre yerleştirilmesiyle başladı.[8]

Kuşatma

Kuşatma, Sasanilerin bölgeyi ok yağmuruna tutmasıyla başladı.[8] Bizans birliklerinin genel komutanı Martinus, tüm orduya görev yerlerinde kalmaları için talimatlar verdi. Bizans birliklerinin, onları surlardan çıkmaya ve açıkta savaşmaya teşvik eden Sasani girişimlerini yok saymaları gerekiyordu. Ancak, yaklaşık 200 kişiden oluşan, Angilas ve Philomathius'un komutasındaki birlik, kasabanın kapısını açıp kasabadan çıktı ve savunma birliklerine ok atan Sasani okçulara saldırmaya başladı. Theodore ilk başta onları durdurmaya çalıştı. Ancak sonrasında çoğunluğun görüşüne boyun eğdi ve birlikleri okçulara saldırırken izledi. Theodore'un emirleri ihlal etmek istemediği, ancak askerler tarafından bir korkak olarak nitelendirilmeye de karşı olduğu raporlanmıştır.[2][9]

Bizans birlikleri Sasanilere kıyasla çok az kişiydi ve Agathias'ın belirttiğine göre bu birlik, Dailamitler hata yapmasıydı tamamen yok olacaktı.[2][9] Dailamitler, Pers dağlarından gelen yardımcı güçlerdi. Yaya olarak savaşan bu birliğin her bir üyesi kılıç, kalkan ve üç cirit ile silahlanmıştı.[10] Dailamitler Bizanslılara uzak mesafeden saldırmaya karşı çıktılar, onun yerine sakince Bizanslıların yaklaşmasını bekleyip kolayca Bizanslıların etrafını çevirmeye karar verdiler. Bizanslıları çevrelediler ancak şehir surlarına daha yakın konumlanmış olan düşman birliklerine umutsuzca saldırdılar. Dailamitler, kendi pozisyonlarını korumayıp saldırıya geçince Bizans birliklerini kaçması için bir yol oluştu. Böylece Angilas ve diğerleri şehre kaçabildiler.[2][9]

Martinus, askerlerinin moralini yükselten ve düşmana korka salan bir savaş hilesi tasarladı. Savunma kuvvetlerinin kullanması amacıyla, daha gelişmiş savunma yöntemlerini tartışmak için orduyu meclise çağırdı. Meclisteki tartışma, Konstantinopolis'ten gelen bir elçi gibi davranan, bilinmeyen bir kişi tarafından kesildi. Martinus, "imparatorluk mesaj"ının içeriğini toplanmış olanlara bildirdi. Savunmacıları cesaretleri için tebrik eden uydurulmuş mesaj, takviye kuvvetlerinin yaklaştığını yazıyordu ve "elçi", takviye kuvvetlerinin Neocnus nehrinin (kasabaya yakın bir mesafede) yakınlarında kamp yaptığını iddia etti. Martinus, sonrasında sahte bir kızgınlıkla gelenlerin zaferi paylaşacağını söyledi ve "günün zorluklarını çekmek için doğanlarla beraber" diye bağırdı, birlikler desteklerini bağırarak gösterdi ve harekete geçmek için motive oldular.[5][8]

Aslında ortada Bizans takviyeleri yoktu, ancak takviyelerin yaklaştığı haberi Naçoragan'a ulaştı. Naçoragan, bu duruma iki şekilde tepki verdi. İlk önce büyük bir keşif birliği oluşturdu, birliği Bizans takviyelerini bulması ve gözlemlemesi için gönderdi ve sonrasında kuvvetlerinin geri kalanını, şehrin surlarına genel bir saldırı başlatması için gönderdi. Takviye gelmeden şehri ele geçirmeyi umuyordu. Şehri ve sakinlerini yakmayı planlayan Naçoragan, kamp görevlilerini yakındaki ormana yolladı ve onlara şehri yakmaları için kereste toplamaları yönünde talimat verdi. Naçoragan ayrıca, keşif birliğinin göklere yükselen büyük dumanları izlemelerini emretti, çünkü bu, kentin düştüğü gösteren bir işaretti ve bunu gören birliklerin destek için geri gelmesi gerektiğini belirtti.[8]

Naçoragan planını oluştururken, Justinus fırtına öncesi sessizlikten yararlanmaya karar verdi: şehri terk ederek 5.000 erkek süvari ve bir piyade kuvvetine liderlik ederek civardaki büyük kiliseye gitti. Sasaniler bir şekilde ayrılmalarını fark edemediler ve aynı sabah büyük saldırılarına başladılar. Oklar ve mızraklar havada uçuşurken, Sasaniler silahları ahşap duvarları yıkmaya çalışıyordu. Savunmacılar, silahlara "büyük taş blokları" ve düşman askerlerine daha küçük taşlar atarak saldırıya cevap verdi. Savaşın ilk aşamaları Justinus'un kutsal bölgeden dönmesi için yeterince uzun sürdü. Justinus şehre geri dönemedi, yine de kendi kuvvetlerini örgütleyebildi ve düşman kuvvetlerine arkadan saldırdılar. Ani saldırıları, düşman hatlarını kırarak hasara yol açtı. Sasani kuvvetlerinin bir kısmı, Justinus'un adamlarının uydurulmuş Bizans takviyeleri olduğuna inanıyordu.[5][8]

Paniklenen Sasani birlikleri geri çekilmeye başladı ve Dailamitlerin çoğu "baskı altında olanları rahatlatmak" için görev yerlerini terk ettiler. Angilas ve Theodore şehri kuşatan birkaç asker kaldığını fark etti ve kuşatmacılara karşı ani bir saldırı başlatmak için yerlerinden çıktılar. Geride kalan birkaç Dailamit ya Bizanslılar tarafından öldürüldü ya da kaçmaya zorlandı. Geriye kalan Dailamitlerin çoğu, "akrabalarının" tehlikede olduğunu belirtti ve Angilas ve Theodore'la yüzleşmek için mevcut konumlarını terk etti. Ancak karşı saldırıları örgütsüz olduğu için etkisiz kaldı.[2][11]

Yakınlardaki Sasani kuvvetleri, Dailamitlerin aceleyle geri çekildiklerini, paniklediklerini ve "her yönden aşağılayıcı bir biçimde kaçmaya" başladıklarını düşünüyorlardı. Dailamitler desteksiz bırakıldı ve "kaçarken onlara katılmak için koştular". Agathias, onları "çifte yanlış anlama”nın nedeni ve kurbanları olarak görmektedir. Böylece Angilas ve Theodore, Sasani kuvvetlerinin kaçışına neden oldu. Bizans birliklerinin geri kalan kısmı, duvarların arkasından dışarı fırladı ve kaçan düşmanları takip etmeye başladı. Sasani ordusunun bütün sol kanadı dağıldı, ancak sağ kanat sağlam kaldı ve savaşmaya devam etti.[2][11]

Sasani kuvvetlerinin sağ kanadında savaş filleri vardı. Bu birlik, Bizans'ın ilerlemesini durdurmuş olabilir, ama fillerden biri paniğe kapılıp Sasani kuvvetlerine karşı saldırıya geçti. Sasani süvarilerinin atları, saldıran filden korkup, paniğe kapılarak cıvatalandı. Karışıklıkta, Sasani kuvvetleri dağıldı. Naçoragan geri çekilme emrini verdi, ancak o zamana kadar kuvvetlerinin çoğu ya savaş alanından kaçtı ya da çoktan geri çekilmişti.[8][11]

Gece vakti geldiğinde, en az 10 bin Sasani askerinin öldüğü ve ekipmanların çoğunun kaybedildiği bildirildi. Bizans tarafından sayılmış ölü sayısı 200'den azdır. Bizanslılar kuşatma teçhizatlarını ateşe verdi. Sasani hizmetkarlar, kapıcılar ve keşif birliği kentten dumanların yayılmaya başladığını görünce kentin fethedildiğini sanarak Bizanslıların olduğu yere doğru koşmaya başladı. Koşanlardan yaklaşık 2000'i o gece öldürüldü, geriye kalanlar esir alındı.[12]

Sonrası

Naçoragan'ın malzemeleri tükeniyor, kış yaklaşıyordu. Kuşatmayı bitirdi ve ertesi gün inzivaya çekildi. Birlikleri Kotais ve Moçereisis'e doğru yöneldi. Sasani takviyeleri savaşın gidişatını değiştirmek için çok geç geldi ve onlar da geri çekildi.[12] Lazika'nın batı bölgeleri tartışmasız bir şekilde Bizans güçlerinin kontrolü altında kaldı. Naçoragan kışı İberya Krallığı'nda geçirdi.[8] Savaştaki hüsranın haberi Sasani şahı I. Hüsrev'e (r. 531–579) ulaştı, şah generaline çok sinirlendi. Agathias, Hüsrev'in emriyle Naçoragan'ın derisinin canlıyken yüzüldüğünü yazmıştır. "Derisi, vücudun şeklini koruması baştan ayağa kadar tek parça halinde yırtılmış, sonra dikilmiş ve mesane gibi şişirilmişti". Kralların Kralı Hüsrev, bu eylemi "düşmandan önce kaçan herkese" karşı bir uyarı olarak yaptığını bildirmiştir.[5]

Notlar

  1. ^ Siege Warfare and Military Organization in the Successor States (400-800 AD)... 20 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "The Romans defended Phasis which was situated near the sea ..."
  2. ^ a b c d e f g Martindale, Jones & Morris (1992), pp. 81–82
  3. ^ Bury (1958), pp. 101–102, 113
  4. ^ Bury (1958), p. 119
  5. ^ a b c d e f Holmes (1905), pp. 728–730
  6. ^ Greatrex & Lieu (2002), pp. 120, 122
  7. ^ Evans (1996), p. 168
  8. ^ a b c d e f g h i Bury (1889), pp. 458–462
  9. ^ a b c d Agathias, ed. Frendo (1975), pp. 90–93
  10. ^ Bury (1889), p. 451
  11. ^ a b c Agathias, ed. Frendo (1975), pp. 96–97
  12. ^ a b Agathias, ed. Frendo (1975), p. 99

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Lazika</span>

Lazika ya da Egrisi, ayrıca Laz İmparatorluğu olarak da bilinir, Karadeniz'in güneydoğu kıyısında tarihsel bölge. Latince'de 'Lazika'; "Lazların ülkesi" anlamına gelmektedir. Aynı dönem devleti Perslerin resmi literatüründe ise "Lazistan" olarak yer almıştır. Bugün Türkiye, Rusya ve Gürcistan sınırları içinde yer alır. Bu bölgeden “Lazika” adıyla ilk kez 7. yüzyılda yazarı bilinmeyen, Ermenice "Coğrafya” adlı kitapta bahsedilmiştir. Lazika Krallığı'nın sınırları 4. yüzyılın ikinci yarısında batıda Trabzon kuzeyde Kafkas Sıradağları ve doğuda Lihi Dağları'na kadar uzanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Gotlar Savaşı (535-554)</span> Bizans–Cermen çatışması (535–554)

Gotlar Savaşı, 535'ten 554'e kadar Bizans İmparatorluğu ile Ostrogot Krallığı arasında yapılan ve İtalya ve Dalmaçya'da yer alan savaştır. Tarihçiler bu savaşı iki safhada incelerler: Birinci safha 535-540 dönemindedir; bu safhada Bizanslı General Belisarius komutasındaki Bizanslılar, İtalya'yı tekrar Bizans hakimiyeti altına almayı başarmışlardır ve en sonunda Batı Roma İmparatorluğu son döneminde başkent olan Ravenna şehrinin ellerine geçmesi ile bu safha sona ermiştir. İkinci safhada yeni Ostrogot kralı Totila, yeni bir Ostrogot ordusu toplayıp, İtalyan şehirlerini tekrar işgal etmiştir. Ostrogotlar'ın direnişi uzun ve zorlu çabalar sonucunda Bizans generali Narses tarafından bastırılmıştır. Narses, bu safhada Frank ve Alaman kavimlerinin 554'te Kuzey İtalya'ya yaptıkları hücumları da geri püskürtmeyi başarmıştır. Aynı yıl, 554'te, Bizans İmparatoru I. Justinianus, "Pragmatik Sanction" adı verilen bir İmparatorluk buyruğu ile İtalya'nın Bizans yönetimi altında nasıl organize olacağını açıklamıştır. Bu galibiyetlere rağmen, Kuzey İtalya'da bulunan bazı şehirler Bizanslılar'a teslim olmayıp, 560'lı yılların ortalarına kadar bu direnişlere devam etmişlerdir.

Bessas, Bizanslı general. Trakyalı olup aslen Got (Cermen) kökenlidir. I. Justinianus dönemi savaşlarında oynadığı aktif rolle tanınır. Sasani Devleti ile yapılan İberya Savaşı'nda ve Belisarius'un komutası altında katıldığı Gotlar Savaşı'yla ünlenmiştir. Ancak Belisarius'un İtalya'dan çekilmesinin ardından tekrar toplanan Gotlar ile giriştiği mücadeleyi kaybedince 546 yılında Roma düşmüş, Bessas da bu başarısızlığın en büyük sorumlusu olarak görülmüştür. Mahçubiyet içinde Doğu'ya dönen General, ilerleyen yaşına rağmen Lazika Savaşı'nda, komutan olarak görevlendirilmiştir. Petra şehrinin geri almasıyla itibarını kurtarsa da, devamında sergilediği başıboş tavırlar yüzünden Justinianus tarafından görevden alınmış ve Abaskya'ya sürgüne gönderilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Justinus (525 doğumlu general)</span> Bizanslı aristokrat ve general

Flavius Mar. Petrus Theodorus Valentinus Rusticius Boraides Germanus Iustinus ya da kısaca Justinus, Bizanslı bir general ve aristokrattır. Jüstinyen Hanedanı'nın üyesi ve Bizans İmparatoru I. Justinianus'un yeğenidir. 540 yılında son Roma konsüllerinden biri olarak atanan Justinus, Lazika ve Balkanlardaki savaşlarda üst düzey komutan olarak görev yaptı. Bizans'ın Slav ve Sasanilere karşı giriştiği mücadelelerin yanı sıra, Avarlarla yapılan ilk temasları yönetti. İmparator I. Justinianus öldüğünde tahta aday olan Justinus, kuzeni II. Justinus tarafından saf dışı bırakıldı ve sürüldüğü Mısır'da düzenlenen suikast sonucu öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Bizans-Sasani Savaşı (572-591)</span> Bizans ile Sasani arasında yaklaşık 20 yıl süren savaş durumu

Bizans-Sasani Savaşı (572-591), Bizans İmparatorluğu ile Sasani İmparatorluğu arasında gerçekleşen savaştır. Kafkasya bölgesinde Pers egemenliği altında olan Bizans yanlılarının ayaklanmaları ile başladı, ancak diğer olaylar patlak verdi. Çatışma büyük oranda Güney Kafkasya ve Mezopotamya ile sınırlıydı, ancak Doğu Anadolu, Suriye ve Kuzey İran'a da yayılmıştı. Bu, 6. ve 7. yüzyılın çoğunu kapsayan bu iki imparatorluk arasındaki yoğun bir savaş dizisinin bir parçasıydı. Büyük ölçüde sınır eyaletleri ile sınırlandığı ve bu sınır bölgesinin ötesinde herhangi bir düşman topraklarının kalıcı bir şekilde işgal edilmediği aralarındaki birçok savaşın sonuncusuydu. 7. yüzyılın başlarındaki çok daha kapsamlı ve belirgin son çatışmadan önce geldi.

<span class="mw-page-title-main">Lazika Savaşı</span> Bizans İmparatorluğu ile Sasani İmparatorluğu arasında yapılmış mücadele

Lazika Savaşı, aynı zamanda Kolhi Savaşı ya da Gürcü tarih yazımında, Egrisi'nin Büyük Savaşı olarak bilinir, Bizans İmparatorluğu ile Sasani İmparatorluğu arasında Lazika'nın antik Gürcistan bölgesinin kontrolü için yapılan mücadeledir. Lazika Savaşı, 541'den 562'ye kadar yirmi yıl boyunca, değişen başarılarla sürdü ve savaşın sona ermesi karşılığında yıllık bir haraç elde eden Persler için bir zaferle sona erdi. Lazika Savaşı, Prokopius ve Agathias'ın eserlerinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Satala Muharebesi (530)</span> Bizans Ermenistanındaki Satala yakınlarında gerçekleşen savaştır.

Satala Muharebesi Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu ile Sasani (Pers) İmparatorluğu'nun güçleri arasında 530 yazında, Bizans Ermenistanı'ndaki Satala yakınlarında gerçekleşen savaştır. Pers ordusu, kuşatma yapmak için kente yaklaşırken, küçük bir Bizans kuvveti tarafından arkadan saldırıya uğramıştır. Persler, onlarla karşılaşmak için geri döndü, ancak kentin içinden ana ordu tarafından saldırıya uğradı. Bizanslı bir birimin kararlı saldırısı, Pers generalinin bayrağının kaybına yol açması Persler'in paniğe kapılıp geri çekilmelerine neden oldu.

II. Gubaz, yaklaşık 541 yılından suikasta uğradığı 555 yılına kadar Lazika'ya hükmeden kraldır. İlk başta Bizans İmparatorluğu'nun vasalı olarak tahta çıktı ancak Bizans makamlarının ağır uygulamaları sonucunda Bizans'ın başlıca rakibi Sasani İmparatorluğu'ndan yardım almaya çalıştı. Lazika Savaşı'nın liderlerinden biriydi. 541'de Sasani ordusunun yardımı ile Bizanslılar, Lazika'dan gönderildi; ancak Sasaniler ülkeyi işgal etti. Bunun üzerine 548'de Bizans'tan yardım isteyen Gubaz, sonraki birkaç yıl boyunca Bizans'ın müttefiki olarak kaldı. İki imparatorluk Lazika'nın kontrolü için savaşırken, Petra Kalesi mücadelenin odak noktası olmuştu. Sonunda Gubaz, savaştan bir sonuç alınamaması üzerine Bizans generalleriyle kavga etti ve sonrasında generaller tarafından öldürüldü.

Callinicum Muharebesi, Paskalya'da, 19 Nisan 531 Cumartesi günü, Belisarius komutasında Bizans İmparatorluğu ordusu ile Azaritis komutasındaki Sasani süvari kuvveti arasında gerçekleşmiştir. Dara Muharebesi'ndeki yenilgiden sonra Sasanilar, savaşın yönünü döndürmek amacıyla Suriye'yi işgal etmek için harekete geçtiler. Belisarius'un hızlı müdahalesi planı bozdu ve Sasanilerin Pirus tarzı muzaffer oldukları muharebe öncesi Belisarius'un askerleri Sasanileri Suriye'nin sınırına doğru geri ittiler.

Martinus, İmparator I. Justinianus hükümdarlığında Bizans ordusu hizmetinde çeşitli cephelerde görev yapmış Trakya kökenli Bizanslı generaldir.

Anglon Muharebesi Lazika Savaşı'nın erken döneminde Persarmenia'nın Roma istilası sırasında, I. Hüsrev hükümdarlığında Sasani İmparatorluğu'na karşı, I. Justinianus hükümdarlığında Bizans İmparatorluğu tarafından MS 543'te gerçekleşti.

Artabanes I. Justinianus hükümdarlığında hizmet etmiş Ermeni kökenli bir Doğu Roma (Bizans) generali. Başlangıçta Bizans otoritesine karşı bir asiiydi, Sassanilere sığındı, ancak kısa süre sonra Bizans yönetimine geri döndü. Asi general Guntarith'i öldürerek ve eyaleti imparatorluğa geri bağlayarak büyük ün kazandığı Afrika'da görev yaptı. Justinianus'ın yeğeni Praejecta ile nişanlandı, ancak İmparatoriçe Theodora'nın muhalefeti yüzünden evleenmedi. Konstantinopolis'e geri çağrıldı, 548/549'da Justinianus'a karşı başarısız bir komploya karıştı, ancak komplonun açığa çıkmasından sonra ciddi bir şekilde cezalandırılmadı. Kısa süre sonra affedildi ve Casilinum'daki mutlak Bizans zaferine katıldığı Gotlar Savaşı'na katılması için İtalya'ya gönderildi.

<span class="mw-page-title-main">Thannuris Muharebesi</span>

Thannuris Muharebesi 528 Yazında, Kuzey Mezopotamya'da Dara yakınlarında Serhas komutasındaki Sasani İmparatorluğu ile Belisarius ve Coutzes komutasındaki Bizans İmparatorluğu kuvvetleri arasında gerçekleşen askeri çatışmadır. Minduous'ta bir kale inşa etmeye çalışırlarken, Bizanslılar Sasani ordusu tarafından mağlup edilmiştir. Belisarius kaçmayı başardı ama Sasaniler binaları yıktı. Zaferlerine rağmen, Persler, Sasani şahı I. Kubâd'ı kızdıracak ağır kayıplara maruz kalmışlardır.

Edessa Kuşatması I. Justinianus hükümdarlığında Bizans İmparatorluğu ile I. Hüsrev hükümdarlığında Sasani İmparatorluğu arasında devam eden Lazika Savaşı'nın ortalarında 544 yılında gerçekleşmiştir. Şehir şiddetli kuşatmaya dayanmıştır. Şehrin dini doğası nedeniyle, çatışmanın sonucuna ilahi bir müdahalenin olduğunu söyleyen bazı Hristiyan söylenceleri doğmuştur.

Lazika Savaşı savaşının bir parçası olan Telephis-Ollaria Muharebesi, 553 yılında Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında gerçekleşmiştir.

Mucellium Muharebesi, Gotlar Savaşı sırasında Bizans İmparatorluğu ile Ostrogotlar arasında 542 yılında Mugello yakınlarında gerçekleşmiş muharebedir. Floransa kuşatmasını kaldıran Totila liderliğindeki Ostrogotlar sayıca üstün Bizans güçlerini takip edip, yendiler.

Angilas Lazika Savaşı'nda (541-562) görülen Bizanslı taksiarhtır. Kendisiyle ilgili bilgilerin Agathias'tır.

Lazika Savaşının bir parçası olan Onoguris Kuşatması, Bizans ve Sasani kuvvetlerinin arasında, MS 554 veya 555 yılında gerçekleşti.

Nahoragan, Bizanslı tarihçiler tarafından kaydedilmiş Sasani İmparatorluğu komutanıydı. Mihr-Mihroe'nun ölümünden sonra Lazika'daki savaşların komutanlığını yapmıştır. Nahoragan'ın komutayı ele aldığı dönemde, Bizanslı generaller Lazika kralı II. Gubaz'a suikast düzenlemiş ve Lazlar ile Bizanslılar arasındaki müttefiklik bozulmuştur. Bunu fırsat bilen Nahoragan, Onoguris Kuşatmasını başlatmış ve Arhaiopolis'teki Bizans üssünü yok etmiştir. Nahoragan, MS 556'nın ilkbaharında, Martinus ve Justinus'un bulunduğu Nesus'a 60.000 kişilik orduyla saldırmıştır. Martinus'a önerdiği barış tekliflerinin reddedilmesinden sonra Fasis'i kuşatmış, ancak ağır bir mağlubiyet almıştır. Mağlubiyetten sonra Kutaisi'ye geri çekilmiş ve kısa bir süre sonra Lazika'daki Sasani'lerin komutasını emrindeki Vaphrizes'e devretmiştir. Ardından İberya'daki kışlaklara çekilmiştir.