İçeriğe atla

Farengeal arklar

Embriyoda farengeal arklar

Faringeal (farengeal) arklar ya da Brankiyal arklar, baş-boyun gelişmesindeki başlangıç noktalarıdır. Baş-boyun oluşmasında birincil etkinliği olan faringeal arklar, intrauterin yaşamın 4. haftasında, nöral krest hücrelerinin bölgeye göçüyle birlikte birlikte belirmeye başlar. Kafa tabanı ve boyun bölgesi 7.haftada şekillenir. Embriyonun kafa bölgesindeki mezenkimal doku, birbirlerinden yarıklarla ayrılmış olan arklar (tümsekler) oluşur. Mezodermden oluşan arkların iç yüzlerinde endoderm, dış yüzlerindeyse ektorderm bulunur. Nöral krest hücrelerinin proliferasyonu ve mezodermal hücrelerin yoğunlaşmasıyla, her arkın ortasında kıkırdak dokusu oluşur. Tümsek niteliğindeki oluşumlara faringeal ark, bunları birbirinden ayıran dış yüzdeki çöküntülere ise faringeal yarık adı verilir (balıkların solungaç sisteminin gelişmesiyle benzerlikler içerdiğinden, önceleri, bu yapılara brankial ark ya da brankial yarık adı verilmişti). İç yüze bakıldığında, faringeal arkları birbirlerinden ayıran oluşumların farinksin yan duvarlarında beliren keseler (faringeal poşlar) olduğu görülür. İlk evrede 6 ark vardır. Beşinci ark ortaya çıkısından kısa bir süre sonra involüsyon geçirerek silinir. Her arkta, o arka özgü biri motor, öteki sensitif iki sinir dalı, arter-ven ikilisi, kıkırdak dokusu ve kas bileşenleri vardır. Bu bileşenlere, yüz dokuları, dil, dudaklar, çeneler, damak, farinks, salgı bezleri ve bu bölgeleri innerve eden sinirler (kafa çiftleri) de katılır.[1][2][3][4][5] Çene-yüz (maksillofasiyal) malformasyonların büyük bir bölümü 1. ve 2. faringeal arklardaki sapmalardan kaynaklanır.[6]

Faringeal arklar

Birinci Faringeal ark (Meckel kıkırdağı)

Maksiller ver Mandibuler tümsekler (arklar) olarak iki parçadan oluşur.

  • Maksiller tümsek: Üstçene, zigomatik kemik (elmacık kemiği), burun boşlukları, orbita tabanı ve sfenoid kemiğin bir bölümü, temporal kemiğin (şakak kemiği) bir bölümü, incus (orta kulaktaki örs kemiği) ile malleus (orta kulaktaki çekiç kemiği) ve maksiller tümsekten oluşur.
  • Mandibuler tümsek: Meckel kıkırdağı ve altçene oluşumunun kaynağıdır. A. maxillaris ile çiğneme kasları ve ağız tabanını oluşturan kaslar mandibuler tümsekten gelişir. Bu bölgeler N. trigeminalis’in innerve ettiği alanlardır.

İkinci Faringeal ark (Reichert kıkırdağı)

Embriyondaki Reichart kıkırdağı, temporal kemik styloid çıkıntısının, stylohyoid ligamanın, orta kulaktaki üzengi kemiğinin ve hyoid kemik küçük boynuzunun ilk taslağığıdır. Yüz ve boyun kaslarının çoğu 2.faringeal arktan gelişir. Bu bölgeleri N.facialis innerve eder.

Üçüncü Faringeal ark (Thyrohyoid ark)

Hyoid kemiğin büyük bölümü, timus ve paratiroid salgı bezleri bu arktan oluşur. Bu arkın dokularını N. glossopharyngealis innerve eder.

Dördüncü ve Altıncı Faringeal arklar

Larinks kıkırdakları ile bölgedeki ana damarların bir bölümü (aorta, A.subclavia) 4.faringeal arktan gelişir. 6.ark larinks kıkırdaklarını oluşturur.

Bu arkların dokularını N.vagus innerve eder.

Kaynakça

  1. ^ Sadler TW. Langman's Medical Embryology. 12th edition. Chapter 17. Wolters Kluwer, Baltimore-Philadelphia, 2012
  2. ^ Altuğ AT. Ortodontide Embriyoloji. PDF, 2020 21 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Schoenwolf GC, Bleyl SB, Brauer PR, Francis-West PH. Larsen’s Human Embryology, 5th edition. Chapter 12: Development of the Head, the Neck, the Eyes, and the Ears, Churchill Livingstone- Elsevier,  Edinburgh-London, 2014
  4. ^ Moore KL, Persaud TVN, Torchia M. The Developing Human: Clinically Oriented Embryology, 11th edition. Chapter 9: The Pharyngeal Apparatus, Saunders-Elsevier, Global, 2019
  5. ^ Baylis A. Head and Neck Embryology: An Overview of Development, Growth and Defect in the Human Fetus. Honors Scholar Theses 105, University of Connecticut OpenCommons@UConn, 2009
  6. ^ Cohen MM Jr. Malformations of the Craniofacial Region: Evolutionary, Embryonic, Genetic, and Clinical Perspectives. American Journal of Medical Genetics (Seminars in Medical Genetics), 115:245-268, 2002

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kulak</span> İşitme ve denge organı

Kulak (auris), işitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran anatomik yapıdır. Vestibüler sistemi kullanarak işitmeyi ve vücut dengesini sağlar. Kulak; dış kulak, orta kulak ve iç kulak olacak şekilde üç kısımda incelenir.

<span class="mw-page-title-main">İskelet</span> vücudun destek yapısını oluşturan kısmı

İskelet, çoğu hayvanın vücudunu destekleyen yapısal çerçevedir. Farklı iskelet türleri vardır: bir organizmanın vücut şekline yapısal destek sağlayan sert bir dış kabuk olan dış iskelet; organların ve yumuşak dokuların bağlı olduğu iç sert bir çerçeve olan iç iskelet; ve vücut sıvılarının basıncı ile desteklenen esnek bir iç yapı olan hidroskelet.

<span class="mw-page-title-main">İnsan dişi</span> besinleri parçalamak için kullanılan insanların ağzındaki kalsifiye beyazımsı yapı

İnsan dişi, besinleri yutmaya ve sindirmeye hazırlık aşamasında keserek ve ezerek besinlerin mekanik olarak yıkımında görev yapar. İnsanlarda, her birinin belirli bir işlevinin olduğu kesici diş, köpek dişi, küçük azı dişi ve azı dişi olmak üzere dört tip diş vardır. Kesici dişler besini keser, köpek dişleri besini koparır ve küçük azı ve azı dişleri besini ezer. Dişlerin kökleri maksilla ya da mandibula içerisine yerleşmiş ve diş eti ile kaplanmıştır. Dişler yoğunluğu ve sertliği farklı çeşitli dokulardan yapılmıştır.

Duyma sistemi, beş duyudan biri olan işitme duyusunu sağlayan organ ve dokulara verilen genel isimdir. İşitme sisteminin önemli birimleri kulak, kılsal hücreler ve beynin işitmeyi kontrol eden kısımlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kıkırdak doku</span>

Kıkırdak esnek ve pürüzsüz bir bağ dokusu türüdür. Yarı şeffaf ve gözeneksiz bir doku türüdür. Genellikle perikondriyum adı verilen sert ve lifli bir zarla kaplıdır. Tetrapodlarda, eklemlerdeki uzun kemiklerin uçlarını eklem kıkırdağı olarak kaplar ve korur ve göğüs kafesi, kulak, burun, boğaz, boyun, bronşiyal tüpler ve omurlar arası diskler de dahil olmak üzere birçok vücut parçasının yapısal bileşenidir. Kıkırdaklılar gibi diğer taksonlarda ve aynı zamanda cephalaspidomorphide iskeletin çok daha büyük bir kısmını oluşturabilir. Kemik kadar sert ve katı değildir ancak kastan çok daha sert ve çok daha az esnektir. Kıkırdak matrisi glikozaminoglikanlardan, proteoglikanlardan, kollajen liflerinden ve bazen elastinden oluşur. Genellikle kemikten daha hızlı büyür.

<span class="mw-page-title-main">Nazofarenks</span>

Nazofarenks, farenksin en üst kısmıdır. Kafatasının en üst kısmından başlayıp, damağın üst üst yüzeyine kadar uzanır. Nazofarenks sürekli açık olması, farenksin oralve laringeal bölgerdern ayıran en büyük özelliktir.

<span class="mw-page-title-main">Diş anatomisi</span>

Diş anatomisi, anatominin çalışma alanlarından biri olup insan dişi yapılarını inceler. Dişlerin gelişimi, görünüşü ve sınıflandırılması bu çalışma alanı içerisine girer. Diş oluşumu doğumdan önce başlar ve dişlerin doğal morfolojisi o sıralarda belirginleşir. Diş anatomisi aynı zamanda taksonomik bir bilimdir. Dişleri ve onları oluşturan yapıları isimlendirmek çalışma alanı içerisine girer ve bu bilgiler diş tedavilerinde pratik bir amaca hizmet eder.

<span class="mw-page-title-main">Brankial kemer</span>

Brankial kemerler ya da solungaç kemerleri, balıklarda solungaçları destekleyen bir dizi kemikli "ilmek"dir. Solungaçlar omurgalıların ilkel bir haline ait olduğundan, tüm omurgalı embriyoları faringeal kemerler geliştirir, ancak bu kemerlerin nihai kaderi taksonlar arasında değişir. Çeneli balıklarda, ilk kemer çeneye, ikincisi hyomandibular komplekse dönüşür, arka kemerler de solungaçları destekler. Amfibiler ve sürüngenlerde, solungaç kemerleri de dahil olmak üzere birçok yapı kaybolur, bu da sadece oral çeneler ile hyoid düzeneğin kalmasına neden olur. Memelilerde ve kuşlarda, hyoid düzenek daha da yalın hale gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kraniyofasiyal mikrosomi</span>

Kraniyofasiyal mikrosomi ya da Craniofacial microsomia; Hemifacial microsomia hemifasiyal mikrosomi); birinci ve ikinci brankiyal ark sendromu; oral-mandibular-auricular sendrom; lateral fasiyal displazi; otomandibular disostozis.

<span class="mw-page-title-main">Milohiyoid kas</span>

Milohiyoid kas, mandibuladan hiyoid kemiğe uzanan, ağız boşluğunun tabanını oluşturan eşli bir kastır. İsmini, azı dişlerine (molar) yakın olan iki tutunma yerinden alır. Bu kasların embriyolojik orijini mezodermaldir. Milohiyoid kas birinci faringeal arktan gelişir.

<span class="mw-page-title-main">Thyrohyoid kas</span>

Thyrohyoid kas, boyunda bulunan küçük bir iskelet kasıdır. Hyoidi aşağı (deprese), larynxi yukarı (elevasyon) çeker.

<span class="mw-page-title-main">Glossofaringeal sinir</span> 9. kraniyal sinir, afferent duyusal ve efferent motor bilgi taşıyan karışık sinir

Glossofaringeal sinir 9. kranial sinirdir. Afferent duyu ve efferent motor nöronlar içeren karma bir sinirdir. üst medulla oblangatadan, vagus sinirinin hemen önünden çıkar. Glossofaringeal sinirin motor dalları embriyonik dönemdeki medulla oblangatanın tabanından, duyu dalları ise kranial nöral katlantıdan köken alır.

Mikrognati (micrognathism), altçenenin yetersiz gelişmesi (hipoplazi) niteliğinde bir anomalidir; 1. ve 2. faringeal arklara (brankial yarık) özgü malformasyonların çoğu çene-yüz bölgesindeki mezenkimal dokunun embriyolojik dönemdeki yetersizliğine bağlanmaktadır. Altçene küçüktür ve geridedir; bu olgu, çevredeki kasların hareketlerini sınırlarken bu kaslardan yararlanan dokuların gelişmeleri de kısıtlanır. Kraniyofasiyal anomalileri içeren sendromlarda çok sık görülen bulgulardan biridir. Sendroma-özgü olmayan olguların varlığı da bilinmektedir; örneğin; altçenesi, kafa ile göğüs kafesi arasında sıkışmış olan bir fetüste çene kemiklerinin gelişimi olması gereken düzeye ulaşamamaktadır. Gebelik sorunları, gebelerin alkol kullanması, gestasyonel diabet (gebelik diabeti) gibi çevresel faktörler etkili olabilmektedir (Möbius sendromu). Olguların bir bömümü, gebelerdeki rubella (kızamıkçık) infeksiyonu komplikasyonudur. Yenidoğanların bir bölümünde görülebilen hafif mikrognatiler, altçene gelişiminin tamalanmasıyla silinebilir. Mikrognati'de altçene gövdesi kadar çene eklemini oluşturan yapıların hipoplazisi de önemlidir. Mikrognatilerin bir bölümü kulak sistemi, üstçene ve damak gelişiminin de aksadığı olgularla birlikte görülür.

Kraniyofasiyal malformasyonlar ya da kraniyofasiyal anomaliler, baş-boyun ve yüz bölgesinin oluşma ve gelişme aşamalarındaki aksamalar ya da sapmalar sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel bozukluklardır. Genetik bilimindeki önemli ataklar, tüm kalıtsal hastalıklarda olduğu gibi kraniyofasiyal malformasyonlarda da tanı ve tedavi konusunda önemli gelişmelere yol açmıştır. Ancak, ender görülen sendromların ve fenotiplerinin çokluğu, kimi sendromların birbirleriyle çakışmaları uzmanların çabalarını güçleştirmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kraniyofasiyal yarıklar</span>

Kraniyofasiyal yarıklar, kraniyofasiyal malformasyonların en önemlilerinden biridir; baş-boyun ve yüz bölgesinin oluşma ve gelişme aşamalarındaki aksamalar ya da sapmalar sonucu ortaya çıkan yapısal ve işlevsel bozuklukların önemli bir bölümünü oluştururlar. Embriyolojik kökenlerine göre; nöral tüp kökenli anomaliler, 1. ve 2. farengeal ark kökenli malformasyonlar, ektodermal displaziler söz konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Mandibulofacial dysostosis sendromu</span> Tıbbi durum

Mandibulofacial dysostosis sendromu, yüz bulgularının ön planda olduğu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. 1. ve 2. farengeal arklardaki gelişme bozukluğunun sonucudur. "Mikrosefali içeren tipi " ve "Alopesi" içeren tipi önemlidir. “Bauru tipi” çok enderdir. “Ptozis" içeren tip ise kaynaklarda bildirilmiş tek olgu olarak görülmektedir. Treacher Collins sendromu ile yakınlığı tartışılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">BOF sendromu</span>

BOF sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan, brankial yarık, göz ve ağız anomalilerinin baskın olduğu, kalıtsal bir sendromdur.

Omurgalıların evrimi, 665 milyon yıl önce ortaya çıktığı düşünülen hayvanlardan, kökeni Kambriyen dönem'e dayanan kordalıların omurga geliştirmesini ve ana omurgalı gruplarının oluşumunu konu alır.

<span class="mw-page-title-main">Nörokranyum</span>

İnsan anatomisinde nörokranyum, kafatasının üst ve arka kısmı olup, beyin etrafında adeta koruyucu bir kap oluşturur. İnsan kafatasında, nörokranyum kalvaryayı içerir. Kafatasının geri kalanı ise yüz kemiklerinden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Yüz iskeleti</span>

Yüz iskeleti, kafatasının bir bölümünü oluşturan kemiklerdir. Kafatasının geri kalanını ise nörokranyum oluşturmaktadır.