İçeriğe atla

Fakoemülsifikasyon

Fakoemülsifikasyon
Fakoemülsifikasyon: Ameliyat mikroskobu altında "fakoemülsifikasyon probu" (sağ elde) ile "dilici, doğrayıcı (chopper)" (sol elde) kullanımıyla temopral bir yaklaşım gerçekleştirilen katarakt cerrahisi; Birleşik Devletler Donanması Tıp Merkezi

Fakoemülsifikasyon veya fako, gözün iç lensinin ultrasonik bir el aygıtı ile emülsiyon haline getirildiği ve gözden aspire edildiği (emildiği) modern bir katarakt cerrahisidir. Emilen sıvılar, ön kamarayı (anterior kamara) korumak için dengeli tuz çözeltisi ile sulanarak (irrigasyonla) değiştirilir.

Köken

"Fako- (Yunanca, Phakós > phako-, mercimek) + "emülsifikasyon" sözcüklerinin birleştirilmesinden köken almaktadır.[1]

Hazırlık ve önlemler

Oküler cerrahi için uygun anestezi bir gerekliliktir. En yaygın olarak topikal anestezi, tipik olarak tetrakain veya lidokain gibi lokal bir anestezik maddenin damlatılmasıyla kullanılır. Başka bir seçenek olarak lidokain ve/veya daha uzun süre etkili bupivakain anestezisi, ekstraoküler kasları daha çok hareketsiz hale getirmek ve ağrı duyusunu en aza indirmek için göz kası konisini çevreleyen alana (peribulbar blok) veya göz kası konisinin arkasına (retrobulbar blok) enjekte edilebilir. Göz kapağı sıkışmasını azaltmak için ara sıra lidokain ve bupivakain kullanarak yüz siniri bloğu yapılabilir. Genel anestezi; çocuklar, kataraktlı travmatik göz yaralanmaları, çok endişeli veya iş birliğine yanaşmayan (non-koopere) hastalar ve hayvanlar için önerilir. Lokal anestezide kardiyovasküler izlem yeğlenir, genel anestezi ortamında zorunludur. Povidon-iyot gibi antiseptiklerin kullanımı da içinde olmak üzere alanı ameliyata hazırlamak için uygun steril önlemler alınır. Steril örtüler, önlükler ve eldivenler kullanılır. Bir kap ile plastik bir örtü fakoemülsifikasyon sırasında sıvıların toplanmasına yardımcı olur. Göz kapaklarını açık tutmak için bir göz spekulumu yerleştirilir.

Cerrahi teknik

Fakoemülsifikasyon ve göz içi lensi (IOL) değişimi

Fakoemülsifikasyon yapılmadan önce, cerrahi araçların girmesine olanak sağlamak için gözde bir veya birden çok insizyon (kesi) yapılır. Cerrah daha sonra, gözün içindeki lensi saran kapsülün ön yüzünü kaldırır. Fakoemülsifikasyon cerrahisi, mikroişlemci kontrollü sıvı dinamiği olan bir makinenin kullanılmasını da kapsamaktadır. Bunlar peristaltik veya venturi tipi bir pompa temelli olabilir.

Fako probu, titanyum veya çelik iğneli ultrasonik bir el aygıtıdır. Pompa, parçacıkları ucundan emerken, kataraktı yontmak ve emülsifiye etmek için iğnenin ucu ultrasonik frekansta titreşir. Bazı tekniklerde, çekirdeği daha küçük parçalara ayırmaya yardımcı olmak için bir yan açıklıktan "dilici, doğrayıcı (chopper)" adı verilen ikinci bir ince çelik aygıt kullanılır. Katarakt genellikle iki veya dört parçaya bölünür, her parça emülsiyon haline getirilir ve emilerek aspire edilir. Çekirdek emülsifikasyonu, parçacıkları aspire etmeyi kolaylaştırır. Fakoemülsifikasyon ile sert merkezî lens çekirdeği bütünüyle çıkarıldıktan sonra, daha yumuşak dış lens korteksi yalnızca emme ile çıkarılır.

Posterior kapsülü olduğu gibi bırakırken, kalan periferik kortikal maddeyi aspire etmek için bir irrigasyon-aspirasyon probu veya iki elli (bimanüel) sistem kullanılır. Diğer katarakt çıkarma işlemlerinde olduğu gibi, kalan lens kapsülüne bir göz içi lens implantı (GİL; intraoküler lens implantı, İOL) yerleştirilir. Bir poli(metil metakrilat) GİL implante etmek için kesi genişletilmelidir. Katlanabilir bir GİL implante etmek için kesinin genişletilmesi gerekmez. Uygun güce sahip silikon veya akrilikten katlanabilir GİL, bir tutucu/katlayıcı veya GİL ile birlikte sağlanan özel bir yerleştirme cihazı kullanılarak katlanır.

GİL, daha sonra sokulur ve kapsüler paket içindeki arka kamaraya yerleştirilir (paket içi implantasyon). Bazen arka kapsüler yırtıklar veya zonüler diyaliz nedeniyle siliyer sulkus implantasyonu gerekebilir.[2] Daha küçük bir insizyon gerektiğinden, çok az dikiş gerekir veya hiç dikiş gerekmez ve katlanabilir GİL kullanıldığında hastanın iyileşme süresi genellikle daha kısadır.[3][4]

Geçmiş

Charles Kelman, kendi diş hekiminin ultrasonik probundan ilham aldıktan sonra 1967'de fakoemülsifikasyonu tanıttı.

Araştırma

Fakoemülsifikasyonda ultrason kullanımı; kornea ödemi ve ameliyattan sonra maküler ödem gibi etkilere neden olabilir. Bununla birlikte, kimi durumlarda, ultrason enerjisi kullanımı maküler ödem üretmez. Fakoemülsifikasyonda maküler ödemin nedeni, ameliyat sırasında göz içi basıncının dalgalanmasıdır. Göz içi dalgalanması, mikro kabarcıklar oluşturabilir ve maküler damarlarda retina sinir lifi tabakasında mikro iskemiye neden olabilecek mikro emboli oluşturabilir.[5]

Fakoemülsifikasyon yoluyla katarakt cerrahisi ile kombine glokom cerrahisinin tek başına katarakt cerrahisine (fakoemülsifikasyon yoluyla) göre herhangi bir avantajı olup olmadığını belirlemeye çalışan bir Cochrane incelemesi; tek başına fakoemülsifikasyon katarakt ameliyatı geçiren gözlerle karşılaştırıldığında, kombine (glokom ve fakoemülsifikasyon) ameliyat geçiren gözlerin önemli ölçüde daha düşük göz içi basıncına (-1.62 mmHg) sahip olduğunu buldu.[6] Yazarlar, incelenen çalışmaların pek çok farklılığa ve yetersiz bildiri sonuçlarına sahip olduğu için bu bulgunun kesin olmadığını belirtmiştir.

Lazer destekli katarakt cerrahisinin etkinliğini standart ultrason fakoemülsifikasyonu ile karşılaştırmak isteyen 16 çalışmanın gözden geçirilmesi, bir prosedürün diğerine göre yararlarını gösteren belirsiz kanıtlar bulmuştur.[7] 14500'den fazla gözün ve 37 çalışmanın meta-analizi sonucu, iki teknik arasında görsel veya kırılgan sonuçlar veya genel komplikasyonlar açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır.[8]

Postoperatif göz iltihabı tedavisinde NSAİİ'leri kortikosteroidlerle karşılaştıran klinik çalışmalar belirsizdi, ancak NSAİİ'lerle tedavi edilen hastaların sistoid maküler ödem geliştirme olasılığının daha düşük olduğuna ilişkin bazı kanıtlar bulunmaktaydı.[9]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ phacoemulsification 7 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dictionary.com, LLC.
  2. ^ Phacoemulsification
  3. ^ "Surgery Encyclopedia - Phacoemulsification for cataracts". 1 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2020. 
  4. ^ "Surgery Encyclopedia - Extracapsular cataract extraction". 24 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Şubat 2020. 
  5. ^ "Recent awareness and consideration of intraocular pressure fluctuation during eye surgery". Journal of Cataract and Refractive Surgery. 41 (3). 2015. s. 695. 
  6. ^ "Combined surgery versus cataract surgery alone for eyes with cataract and glaucoma". Cochrane Database Syst Rev. 7 (7). 2015. ss. CD008671. 
  7. ^ "Laser-assisted cataract surgery versus standard ultrasound phacoemulsification cataract surgery". Cochrane Database Syst Rev. Cilt 7. 2016. ss. CD010735. 
  8. ^ "Efficacy and Safety of Femtosecond Laser-Assisted Cataract Surgery Compared with Manual Cataract Surgery: A Meta-Analysis of 14 567 Eyes". Ophthalmology. 123 (10). 2016. ss. 2113-26. 
  9. ^ "Non-steroidal anti-inflammatory drugs versus corticosteroids for controlling inflammation after uncomplicated cataract surgery". Cochrane Database Syst Rev. Cilt 7. 2017. ss. CD010516. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tıp</span> hastalıkların teşhisi, tedavisi ve önlenmesi için çalışma alanı

Tıp, bir hastaya bakma, teşhis, prognoz, önleme, tedavi, yaralanma veya hastalıklarının palyasyonunu yönetme ve sağlığını geliştirme bilimi ve uygulamasıdır. Tıp, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla sağlığı korumak ve iyileştirmek için geliştirilen çeşitli sağlık uygulamalarını kapsar. Çağdaş tıp, yaralanma ve hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve önlemek için biyomedikal bilimleri, biyomedikal araştırmaları, genetiği ve tıbbi teknolojiyi, tipik olarak farmasötikler veya cerrahi yoluyla, ancak aynı zamanda psikoterapi, harici ateller ve traksiyon, tıbbi cihazlar, biyolojikler ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi çeşitli tedaviler yoluyla uygular.

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Aspirin</span> ağrı, ateş ve iltihaplanmayı azaltmak için kullanılan bir ilaç

Asetilsalisilik asit (ASA) olarak da bilinen aspirin, ağrı, ateş ve/veya inflamasyonu azaltmak için ve antitrombotik olarak kullanılan nonsteroid antiinflamatuar bir ilaçtır (NSAID). Aspirinin tedavi etmek için kullanıldığı spesifik inflamatuar durumlar arasında Kawasaki hastalığı, perikardit ve romatizmal ateş yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Katarakt</span>

Katarakt, göz içindeki lensin saydamlığını kaybederek opak bir görünüm alması, göz merceğinin yoğunlaşmasıdır.

Plastik cerrahi veya tam adıyla plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi, vücut üzerindeki çeşitli yapıların yeniden yapılması, şekillendirilmesi, ciddi doku kayıplarının giderilmesini ve her türlü estetik girişimi kapsayan cerrahi bir disiplindir. Pediatrik plastik cerrahi türü de vardır. Kozmetik, estetik tıp, estetik cerrahi plastik cerrahinin en bilinen kısımlarıdır. Bilinenin aksine plastik cerrahi alanının büyük kısmını estetik cerrahi dışında rekonstüktif cerrahi, kraniyofasiyal cerrahi, el cerrahisi, el nakli, mikrocerrahi ve yanık tedavisi oluşturmaktadır. Rekonstrüktif ve estetik cerrahi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmıştır.

LASIK, İngilizce “Laser-Assisted in Situ Keratomileusis” kelimesinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltmadır, bu kelime Türkçe olarak Lazer eşlikli korneanın yerinde şekillendirilmesi olarak da söylenebilir. LASIK, miyopi, hipermetropi, astigmatizma ve presbiyopi tedavisinde gözlük veya kontakt lenslere alternatif olarak görmenin düzeltilmesi için göz doktorları tarafından uygulanan bir cerrahi tekniktir.

<span class="mw-page-title-main">Bel fıtığı</span>

Bel fıtığı, bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adlı yapının sinirlerin ve omuriliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır. Lomber disk hastalığı fizik tedavi ve rehabilitasyon, nöroşirurji ve algoloji bölümlerinin çalışma sahası içindedir.

<span class="mw-page-title-main">Rinoplasti</span> burna kalıcı şekil verme, estetik olarak burun şeklini değiştirme operasyonu

Rinoplasti, yaygın plastik cerrahi türüdür. Burnu yeniden şekillendirme; yapılandırma ameliyatıdır. Amaç burnu fonksiyonel ve estetik açıdan daha iyi hale getirmektir. Tıp dilinde rinoplasti estetik burun ameliyatı anlamına gelir. Burun iskeleti ve yumuşak dokularının yeniden şekillenerek yüze göre uyumlu ve orantılı bir hale getirilmesi ameliyatıdır. Özellikle kişinin yüzüne göre planlanması gereken ve kemik, kıkırdak, yumuşak dokular ve cilde şekil verilen bir ameliyattır. Son yıllarda aşırı kıkırdak ve kemik çıkarımı yapılan eski yöntemler bırakılmış ve "yapısal rinoplasti" konsepti hakim olmuştur. Burun estetiği ile burun cerrahisi konusunda eğitim alan kulak burun boğaz uzmanları ve plastik cerrahlar ilgilenmektedir. Ameliyatın hem estetik hem de burun içi septumunun düzeltilmesini de içeren şekline septoplasti veya septorinoplasti denir. Ameliyatsız rinoplasti, alarplasti, rinektomi, frontal sinüs trefinasyonu, antral lavaj da burun estetiği ameliyatlarına aittir.

<span class="mw-page-title-main">Bronkoskopi</span>

Bronkoskopi, teşhis ve tedavi amaçlı olarak hava yollarının içini görselleştiren endoskopik bir tekniktir. Bronkoskop ile genellikle burun veya ağızdan, buralardan ulaşılamadığı durumlarda da trakeostomi yoluyla hava yollarına ulaşılabilir. Bu, uygulayıcının hastanın hava yollarını yabancı cisimler, kanama, tümörler veya iltihaplanma gibi anormallikler açısından incelemesine olanak tanır. Biyopsi için parça alınmasına ve gerektiğinde yabancı cisimlerin çıkarılmasına da yarar. Fleksibl ve rijit bronkoskopi diye iki çeşidi vardır. Rijit bronkoskopi 19. yüzyılın sonundan beri bilinen ve kullanılan bir teknikken, günümüzde yaygın olarak kullanılan fleksibl bronkoskoplar ya da fibroskoplar 1966'da ortaya çıkmıştır. Fleksibl bronkoskopların kullanımı daha kolay olup, yapılan işleme fibroskopi de denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Arpacık (hastalık)</span>

Arpacık, göz silleri enfeksiyonlarından biridir. Hastalık, 1-2 gün içerisinde oluşur ve gözdeki batma, gözkapağındaki gerilmelerle beraber kendini gösterir. Başta bir nokta halinde olan bozulum, 1-2 gün içinde ağızlaşma (püstül) durumuna geçer. Göz kapaklarındaki dış gözyaşı bezlerinin iltihabı sonucu dış arpacık, iç gözyaşı bezlerinin iltihabı sonucu iç arpacık ortaya çıkar.

Osteoartrit veya Osteoartroz, Amerika Birleşik Devletleri'nde 7 yetişkinden 1'ini etkileyen, eklem kıkırdağı ve altındaki kemiğin yıkımından kaynaklanan dejeneratif bir eklem hastalığıdır. Dünyadaki engelliliğin dördüncü önde gelen nedeni olduğuna inanılıyor. En yaygın semptomlar eklem ağrısı ve sertliğidir. Semptomlar genellikle yıllar içinde yavaşça ilerler. Diğer belirtiler arasında eklem şişmesi, hareket açıklığının azalması ve sırt etkilenmesinde kol ve bacaklarda zayıflık veya uyuşma şeklindedir. En sık tutulan eklemler, parmak uçlarına yakın iki eklem ve başparmaktaki dip eklem, diz ve kalça eklemleri ve boyun ve bel eklemleridir. Semptomlar işe ve normal günlük aktivitelere engel oluşturabilir. Diğer bazı artrit türlerinin aksine, iç organlar etkilenmez. Sıklıkla el küçük eklemlerini, diz, kalça ve omurga eklemlerini etkilemektedir. Diz eklemi tutulumu gonartroz, kalça eklemi tutulumu koksartroz olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Beta blokör</span> kardiyak aritmileri yönetmek ve ilk kalp krizinden sonra kalbi ikinci bir kalp krizinden korumak için kullanılan ilaç sınıfı

Beta blokörler, aynı zamanda β-blokerler olarak da yazılır, çoğunlukla anormal kalp ritimlerini (aritmi) tedavi etmek ve ilk kalp krizinden sonra kalbi ikinci kalp krizinden korumak için kullanılan bir ilaç sınıfıdır. Ayrıca, yüksek tansiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılır ancak artık çoğu hastanın ilk tedavisi için ilk tercih değildirler.

<span class="mw-page-title-main">Diyabetik retinopati</span>

Diyabetik göz hastalığı olarak da bilinen diyabetik retinopati, diabetes mellitus nedeniyle retinada hasara yol açan tıbbi bir durumdur. Körlüğün önde gelen nedenidir.

<span class="mw-page-title-main">Abdominoplasti</span>

Abdominoplasti veya " karın germe ", karnı daha ince ve daha sağlam hale getirmek için uygulanan kozmetik cerrahi bir prosedürdür. Ameliyat, karın duvarı kasını ve fasyasını sıkılaştırmayı, fazla cilt ve yağ dokusunun orta ve alt karın bölgesinden çıkarılmasını içerir. Bu tip cerrahi işleme genellikle hamilelik veya büyük kilo kaybından sonra gevşek veya sarkan dokuları olan hastalar ihtiyaç duyar.

Liposuction ya da lipo, plastik cerrahide kullanılan bir tür yağ alma prosedürü. Yapılan ameliyatlardaki sonuçlara istinaden, birkaç aydan sonra kilo üzerindeki bir etkiyi desteklemediği ve obezite ile ilgili sorunları etkilemediği gözlemlenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygın olarak yapılan kozmetik cerrahi işlemlerden birisidir.

Ortognatik cerrahi; Düzeltici çene cerrahisi veya basitçe çene cerrahisi olarak da bilinen, çene ve alt yüzün yapı, büyüme, uyku apnesi dahil hava yolu sorunları, TME bozuklukları, özellikle iskelet uyumsuzluklarından kaynaklanan maloklüzyon sorunları, diğer ortodontik diş ısırıklarından kaynaklanan durumlarını düzeltmek, diş telleri ile kolayca tedavi edilemeyen problemlerin yanı sıra, düzeltmenin yüz estetiğini ve benlik saygısını iyileştirmek için düşünülebileceği çok çeşitli yüz dengesizlikleri, uyumsuzluklar, asimetriler ve yanlış orantıları düzeltmek tasarlanan cerrahidir.

<span class="mw-page-title-main">Katarakt ameliyatı</span> Katarakt hastalığının tek tedavi yöntemi katarakt ameliyatıdır

Katarakt, göz merceğinde görmenin azalmasına neden olan bulutlu bir alandır. Katarakt genellikle yavaş gelişir. Tek bir gözü ya da iki gözü birden etkileyebilir. Semptomlar arasında soluk renkler, bulanık veya çift görme, ışığın etrafında haleler, parlak ışıklarda ve gece görüşünde sorun olabilir. Bu; sürüş, okuma veya yüz tanıma sorunlarına neden olabilir. Kataraktın neden olduğu zayıf görme, düşme ve depresyon riskinin artmasına da neden olabilir. Katarakt, dünya çapında tüm körlük vakalarının yarısına ve görme bozukluklarının %33'üne neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Pitozis</span>

Pitozis veya blefaropitozis, sarkan veya aşağı inmiş olan üst göz kapağı durumudur. Bireyin kasları yorulduğunda, uzun süre uyanık kaldıktan sonra bu durum daha net gözlenebilir. Bu duruma bazen "Whitaker gözü"de denir, ancak bu terim normalde ambliyopi durumunu ifade eder. Yeterince şiddetliyse ve tedavi edilmezse, sarkık göz kapağı ambliyopi veya astigmatizma gibi başka durumlara neden olabilir. Bu nedenle, bu bozukluğun çocuklarda görme gelişimini engellemeden önce küçük yaşta tedavi edilmesi özellikle önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Künt travma</span>

Künt travma veya perforan (delici) olmayan travma; bir fiziksel travma sonrası ortaya çıkan durumdur. Bir nesne cildi deldiğinde ve vücudun bir dokusuna girerek açık bir yara ve çürük oluşturduğunda ortaya çıkan delici travmadan (penetran) farklı bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">Kardiyak tamponad</span> Kalbin etrafında sıvı birikmesi

Kardiyak tamponad veya perikardiyal tamponad, perikardiyumda sıvı birikmesi sonucu kalbin sıkışmasıdır. Başlangıcı ani veya kademeli olabilir. Bulgu olarak genellikle obstrüktif şokta görülen nefes darlığı, halsizlik, sersemlik ve öksürük görülür. Göğüs ağrısı görülebilir. Diğer görülen bulgular altta yatan sebebe bağlı olabilir.