İçeriğe atla

Fahreddin er-Râzî

Fahreddin er-Râzî
فخر الدين الرازي
Tam adıMuhammed bin Ömer bin Hüseyin bin Hüseyin bin Ali et-Teymî el-Bekr
Doğumu6 Şubat 1149
Rey, İran
Ölümü29 Mart 1210 (61 Yaşında)
Herat, Afganistan
Çağıİslam'ın Altın Çağı
İlgi alanlarıKelam, İslam Felsefesi, Klasik Mantık, Tefsir,Usûl-u Fıkıh, Fizik, Metafizik
Etkilendikleri
  • İbn-i Sina, Gazali, Ebu'l-Berekât Bağdâdi

Fahreddin er-Râzî (6 Şubat 1149 - 29 Mart 1210),[1] Eş'ari İslâm âlimi, fizikçi ve müfessir.[2]

Künyesiyle beraber adı 'Muhammed bin Ömer bin Hüseyin bin Hüseyin bin Ali et-Teymî el-Bekrî'dir. Babası da büyük bir Horasan âlimiydi ve ilk eğitimini ondan aldı. Dinî ve fen bilimlerini zamanının ve şehrinin ünlü âlimlerinden aldı. Eğitimden sonra seyahat etmeye başladı. Harezm'de Mutezililerle, Herat'ta ise Kerramiyye mensuplarıyla tartışmalarda bulundu. Ayrıca Maturidi âlimi [[Sabûnî]] ile de birçok defa tartışmada bulunup yendi. Bu tartışmaları Münazarat isimli eserinde ele aldı.[3] Horasan'da Kutbeddin Muhammed tarafından ilgi gördü.

Râzî, dinî ilimlerde olduğu kadar pozitif bilimlerde de oldukça başarılı bir bilim insanıydı. Özellikle fizik konularıyla ilgilenmiş, cisimlerin hareketi ve ses üzerine çalışmıştır.[4]

Eserleri

Râzî'nin şüphesiz en önemli eseri Mefatih'ul Gayb isimli Kur'an tefsiridir. Tefsir-i Kebir (Ulu Tefsir) diye de bilinen kitabın ismi Türkçeye Gaybın Anahtarları şeklinde çevrilebilir. Bu eser sistematik olma yönüyle tefsir alanının öncü çalışmalarından kabul edilir. Nesefî, bu tefsirin kısaltılmış şeklini içeren Vâdıh isimli bir kitap yazmıştır.

Bir diğer önemli eseri olan El-Metâlib-ül-Âliyye, Râzî'nin Kelâma dair en hacimli eseridir ve 9 kitaptan oluşur. Tanrı'nın varlığından ilâhî sıfatlara, âlemin yaratılışından varlık teorilerine, psikoloji, nübüvvet, özgürlük gibi metafizik konularda detaylı bilgi içerir.[5]

Kaynakça

  1. ^ "TDV İslâm Ansiklopedisi ilgili madde". 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2015. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2015. 
  3. ^ "FAHREDDİN er-RÂZÎ". TDV İslâm Ansiklopedisi. 21 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2015. 
  5. ^ "el-METÂLİBÜ'l-ÂLİYE". TDV İslâm Ansiklopedisi. 31 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">Buhârî</span> Buharalı Fars muhaddis

Buhârî ya da tam künyesiyle Ebû Abdillâh Muhammed bin İsmâîl bin İbrâhîm el-Cu'fî el-Buhârî, Buharalı Fars bir muhaddistir. Yazdığı Sahih-i Buhârî diye bilinen eser, daha sonradan Sünni Müslümanlar için güvenilir hadis kaynaklarını teşkil eden ve Kütüb-i Sitte diye anılan serinin ilk kitabıdır.

<span class="mw-page-title-main">Fatıma</span> İslam peygamberi Muhammedin küçük kızı

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

Ehl-i beyt, "ev halkı" anlamına gelen ve İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılan İslâmî terim.

Hâlidîlik, İslam'ın Sünnîlik mezhebine bağlı bir tarîkat olan Nakşibendîliğin en yaygın kollarından biridir. Kol, adını Kürt İslam âlimi Halid Bağdadî'den alır. Türkiye'de etkinlik gösteren Nakşibendî şeyhleri genellikle Halidî'dir.

<i>Hadikatüs-Süada</i>

Hadîkat-üs-Su'ada, Fuzûlî'nin Azerice ve Arapça mensur/manzum bir eseri olup Kerbelâ Olayı'nı ve Hüseyin'i anlatan Anadolu Aleviliği'nin temel yapıtlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

<span class="mw-page-title-main">Âl-i İmrân Suresi</span> Kuranın 3. suresi

Âl-i İmrân Suresi, Kur'an'ın 3. suresidir. Sure, 200 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Ebû Bekir er-Râzî</span> Fars filozof, simyacı, kimyager ve hekim (865–925)

Ebû Bekir er-Râzî ya da tam adıyla Ebû Bekir Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî, Fars simyacı, hekim ve filozof. Gençlik yıllarında edebiyat ve musikî ile ilgilenmiştir ve geçimini kuyumculuk yaparak sağlamıştır. Râzî doğduğu şehir olan Rey'de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi aldıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonrasında da tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Râzî'nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı Hâvî adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar alanında en önemli başvuru kaynağı olmuştur. Râzî'nin tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri de ilk defa kimyayı tıbbın hizmetine sunmuş olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ali er-Rızâ</span>

Ali er-Rıza,, tam ismi Ali bin Musa ibn-i Cafer, İslâm Peygamberi Muhammed'in yedinci göbekten torunudur. Şiîliğin İsnâaşerîyye mezhebinde ve onun kolları olan Câferîlik ile Alevîlik'te "Sekizinci İmâm" olarak yer alan "Ali er-Rıza" Mûsâ el-Kâzım'nın oğludur.

Muhammed bin Ahmed el-Kurtubi,, Eserlerinde Ehl-i Sünnet'i savunan, başta Mu’tezile olmak üzere İmâmiye, Râfiziyye, Kerrâm’îyye gibi fırkaları eleştiren âmelde Malikî, i'tikatta Eş’ari olmakla birlikte, mezhep taassubuna karşı tavır takınan ve taklitçiliği bir metot olarak benimsemediğini dile getiren Endülüslü ve Arap, muhaddis, müfessir, fakih, dilci ve kıraat âlimi.

<i>Envarut Tenzîl ve Esrarut Tevil</i>

Envaru't Tenzîl ve Esraru't Te'vil, Beydavi Tefsiri, Beydavi'nin "Kadı Tefsiri" diye de bilinen tefsir kitabı.

Mukatil bin Süleyman, Tabiin dönemi hadis alimi ve müfessir. Kur'an'ı tefsir eden ilk kişilerden birisi olmakla birlikte, kaleme aldığı bu tefsir günümüze ulaşmış ve tefsirin anlaşılması açısından bir prototip özelliği sergilemiştir.

Kur'an Mesajı, Avusturya asıllı Müslüman yazar Muhammed Esed'in yazdığı Kur'an mealidir.

<span class="mw-page-title-main">Hasan-ı Basri</span>

Hasan-ı Basrî, (642–728), İslam'ın erken döneminde yaşamış sufi, zahid ve âlim. İslam peygamberi Muhammed'in, Bedir Savaşı'nda savaşan 70 kişi de dahil olmak üzere sahabinin çoğunu gören Hasan-ı Basrî tabiin neslindendendir. Ümmü Seleme'nin evinde yetişti. Cemel ve Sıffin muharebelerinde Ali'nin taraftarlarından olduğu bilinmektedir.

Meveddet Ayeti ; Şura Suresi'nin 23. ayetinin bir bölümünü. Bu ayete göre, Muhammed'in tebliğe karşılık ücreti, akrabalarına meveddet ve sevgidir.

Bu sayfada İslami literatürde yer alan sufilerin (mutasavvıf) bir referans listesi yer almaktadır.

Râzî Tefsiri veya özgün adıyla Mefâtîhu'l Gayb, genellikle et-Tefsîrü'l-Kebîr olarak bilinir, on ikinci yüzyıl İslam kelâmcısı ve filozofu Fahreddin er-Râzî tarafından yazılmış klasik bir Kur'an tefsiri kitabıdır. 32 ciltlik yapısıyla, 28 ciltlik Taberî Tefsiri'nden daha geniştir. Modern eserlerin onu kaynak olarak kullanması alışılmadık bir durum değildir.

[Onun] en büyük endişelerinden biri zekanın kendi kendine yeterliliğiydi. [...] [O] geleneğe (hadis) dayalı delillerin asla kesinliğe (yakin) yol açamayacağına, yalnızca varsayıma (zann) yol açacağına inanıyordu; bu, İslam düşüncesinde önemli bir ayrımdı. [...] [Ancak] Kuran'ın önceliğini kabul etmesi yıllarıyla birlikte arttı. [...] [Râzî'nin akılcılığı] İslam geleneğinde akıl ile vahyin uyumlaştırılmasına ilişkin tartışmada şüphesiz önemli bir yere sahiptir. Daha sonraki yıllarda mistisizm ile de ilgilendi, ancak bu onun düşüncesinin önemli bir kısmını oluşturmadı.