İçeriğe atla

Faeton

Faeton'un düşüşü, Jan Carel van Eyck, Prado Müzesi

Faeton, Yunan mitolojisinde Güneş Tanrı Helios (Roma mitolojsinde Sol) ile Okeanidler'den Klimene’nin oğludur. Adı "parlak, ışıltılı" anlamına gelen Faeton'un öyküsü, Ovidius’un "Dönüşümler" kitabında anlatılmıştır.[1]

Mitoloji

Faeton'un düşüşü, (ressam Antoine Caron, gravürcü Thomas de Leu.

Doğuşu

Helios, her akşam indiği Okeanos’un sularında kızkardeşleri Okeanidlerle  oynaşırken gördüğü amca kızı Klimene'ye gönlünü kaptırmıştı . Günler geçtikçe aşkın ateşini arabasını sürdüğü Güneş’in ateşinden daha güçlü duyumsamaya başlamış, yaşlı Okeanos da hiç düşünmeden kızını vermişti ona. Bir oğulları olduğunda Güneş Tanrı kendi parlak ismini paylaştı onunla, adını Faeton koydu. [not 1]) Bu arada Okeanos oğlanın talihsiz geleceğini görmüş ama kızının mutluluğunu gölgelememek için gördüklerini kendine saklamıştı.[2]

Ovidius’un anlatımı[3]

Cygnus kuğuya, kızkardeşler kavaklara dönüşüyor, Bernard Picart

Ovidius Faeton’un öyküsüne İo’nun öyküsünden geçiş yaparak başlar. Öykünün başında Ovidius’un dizelerine serpiştirdiği bilgilerden öğrendiğimize göre Faeton, Epafos adında, kendisiyle aynı yaşta ve kafada olan bir gençle arkadaşlık etmektedir. Bir önceki öyküden anlaşıldığına göre de Epaphos, Zeus’un İo’dan olan oğludur; İo’nun Hera’dan kaçış yolculuğu Nil Nehri’nin kıyılarında son bulmuş ve Epaphos da burada, yani Mısır’da doğmuştur. Faeton’un bir üvey babası vardır, çünkü Klymene Etiyopya kralı Merops ile evlidir. Sonuç olarak Epaphos ile Faeton iki komşu ülkenin yani Mısır ile Etiyopya’nın prensleridir.

Faeton, Epaphos ile konuşmalarında babasının Helios olduğunu söylemekte; Epaphos da buna inanmadığını, arkadaşının hayali bir babayla böbürlendiğini, annesinin her dediğine inandığını söylemektedir. Faeton Epaphos’un sözlerini hakaret olarak alır ve annesine giderek gerçeğin ışığında aklanmayı diler. Annesi de onun Güneş’ten olduğuna yeminle “Eğer yalan söylüyorsam onun ışığını son kez göreyim; bana inanmıyorsan git kendin öğren” der ona, “zor değil, doğduğu (güneşin doğduğu) yerdeki evi ülkemize yakındır.”

Kızkardeşlerin kavağa dönüşümü, Santi di Tito

Faeton babasının sarayında

Annesinin bu sözleri üzerine Faeton doğu ufkuna doğru uzun bir yolculuğa çıktı. Sol’ün (Helios) göz kamaştıran sarayına vardığında yıldızlar çekilmeye başlamıştı. O günkü yolculuğuna hazırlanan Sol ışıklı tahtında oturuyor, o güne kadar hiç kimsenin gelmeye cesaret edemediği konağına ilk kez ayak basan bu gencin kendi oğlu olduğunu sağında ve solunda duran saniyelere, dakikalara, günlere ve yıllara söylerken gururla gülümsüyordu. Faeton’u sevinçle kucaklayarak “Annen doğru söylüyor” dedi, “sen benim oğlumsun, dile benden ne istersin? Stiks üzerine yemin ederim ki ne istersen yapacağım.”

O zamanlar yeminler Oceanus'un yeraltına giren kolu olan kutsal Styx ırmağı üzerine edilirdi. Böylece yeminlerin tutulmaması halinde gelecek cezalara katlanılacağı baştan kabul edilmiş oluyordu. Faeton isteğini dile getirince Sol ettiği yemine pişman oldu. Çünkü delikanlı Güneş'in dört atlı arabasını sürmek istiyordu. Babası onu vazgeçirmeye çalıştı. “Yemin ettim ama seni uyarmam gerek” dedi, “bu çok zor bir iştir. Bana bile zor geliyor. Alev soluyan azgın atları izlemeleri gereken yolda tutabilmek büyük güç ve beceri ister. Öğle vakti en yüksek noktaya çıktıklarında aşağıya bakarken benim bile içimi korku kaplıyor. Burçlar kuşağından geçerken Aslan’ın pençesinden, Akrep’in iğnesinden, Yengeç’in kıskaçlarından, Yay’ın oklarından ve Boğa’nın boynuzlarından kaçınmak gerekir. Hele iniş çok daha çetindir; dizginlere asılmak daha da güçleşir. Baban olduğuma inandıysan bir baba nasihatı gibi dinle sözümü, gel vazgeç bu işten. Senin dileğin bir armağan değil, bir felakettir. Başka ne istersen söyle, yapayım.” Fakat yüreği gençliğin serüven tutkusuyla dolu Faeton isteğinden vazgeçmedi. Dört atlı araba ışıklarını saçmaya başlamıştı bile. Gül parmaklı Aurora (Yun. Eos (Şafak) sarayın önünde bekleyen atları zor tutuyordu. Baba Güneş alevlere dayanabilmesi için oğlunun bedenini kutsal yağla ovduktan ve yüreği sıkışarak son uyarılarını yaptıktan sonra koyverdi onu.

Faeton Güneş’in atlarını sürüyor

Güneşin azgın atları burunlarından alev fışkırtarak hızla tırmanışa geçtiler. Fakat günün dakika ve saatlerine ayak uydurmaları için güçlü kollarla dizginlenmeleri gerekiyordu. Dizleri titremeye başlayan Faeton dizginleri sıklaştırmak ve gevşetmek arasında bocalamaya başladı. Sürücüden gelen gücün zayıfladığını fark eden atlar daha da azgınlaşarak yoldan saptılar; yalnız sağa sola değil, yukarı aşağı da koşuyorlardı. Yere yaklaştıklarında, yerkürenin tepesindeki buzlar eriyor, ortasındaki denizler çekiliyor, nehirler buharlaşıyor, ürünler ve hayvanlar telef oluyordu. Afrika'nın üzerinden geçerken yeşillikleri, gölleri çöllere dönüştürdüler. Nil nehri bile başını kumlara gömdü. Sonra bir türlü bulamadılar kaynağını. Kanları derilerinin yüzeyine toplandığı için Etiyopya halkı siyah renge büründü. Faeton üstesinden gelemeyeceği bir işe kalkışmış ve başarısız olmuştu. Artık babasının atlarına el sürdüğüne ve soyunu öğrenmeye çalıştığına pişman olmuş, Merops'un oğlu olarak tanınmayı ister hale gelmişti. Artık alabora olurken gemi kaptanlarının yaptığı gibi dümeni bırakıp onu tanrılara ve dualara terk eder duruma düşmüştü.

Faeton'un düşüşü ve kızkardeşlerinin dönüşümü

Bu arada topraklarının ve üzerinde yaşayan canlıların acıklı durumunu gören Toprak Ana Gaia torunu Zeus'un yardımını istedi. “Neden yıldırımların hiçbir şey yapmıyor?” diye sordu ona. Zeus da gürledi ve yıldırım oklarından birini Faeton’a fırlattı. Delikanlı saçları alevler içinde, gökyüzünde kayan yıldızlar gibi uçarak baş aşağı döne döne Eridanus (bugünkü Po) nehrine düştü. O günü güneşsiz geçirdi dünya. Sadece çıkan yangınlar aydınlattı yeryüzünü.

Faeton için nehir kıyısında yas tutan kızkardeşleri Heliades ve arkadaşı Cygnus öyle acı acı ağladılar ki Olymposlular dayanamayıp kızkardeşleri kavak ağaçlarına dönüştürdüler, Cygnus'u da bir kuğuya. Kızkardeşlerin gözyaşları amber damlalarına dönüştü. O günden beri kavaklar su kenarında salınır durur, yakınlarında da bir kuğu süzülür.

Notlar

  1. ^ Güneş Tanrı’nın özgün Yunanca ismi Helios’tur. Latin ozan Ovidius kitabında Güneş’in latinleştirilmiş isimleri olan Sol ve Phoebus isimlerini kullanmaktadır. Güneş’le özdeşleştirilmesine bağlı olarak Phoebus ismi Apollon için de kullanılır. Fransızcada atlı araba için kullanılan ‘phaéton’ sözcüğü Türkçeye ‘fayton’ olarak girmiştir.

Kaynakça

  1. ^ 1915-, Erhat, Azra, (2011). Mitoloji sözlüğü. Remzi Kitabevi. ISBN 978-975-14-0391-9. OCLC 863983984. 
  2. ^ Nonnus, Dionysiaca, 38. Kitap, 115-190 dizeler.
  3. ^ Ovidius, Metamorphoses (Dönüşümler), I. Kitap, 750-775 dizeler; II. Kitap, 1-380 dizeler. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Helios</span> Güneşin Antik Yunan kişileştirmesi

Helios, eski Yunan dininde ve mitolojisinde Güneş Tanrısı ve Güneş'in kişileştirilmiş varlığıdır. Işık saçan bir taçla ve gökyüzünde dört atlı bir arabayla betimlenir. Yeminlerin bekçisi ve görme yetisinin de tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hermes</span> Tanrıların en kurnazı ve hızlısı, Zeusun oğlu ve habercisi

Hermes, Yunancada "Hermes Trimegustus" anlamına gelmektedir. Zeus ve Maia'nın oğludur. Zeus'un habercisidir. Tanrıların en kurnazı sayılır, tanrıların en hızlısıdır. Bir de Caduceus adında büyülü bir altın değnek taşır. Gigantlar arasındaki karşıtı Hippolytos'dur.

<span class="mw-page-title-main">Hera</span> Yunan mitolojisinde Zeusun eşi ve ablası olan tanrıça

Hera, Yunan mitolojisinde Zeus'un eşi ve ablası olan tanrıçadır. Roma'da Juno olarak bilinir. Babası Titanlardan Kronos, annesi Rhea'dır. Olympos tanrıları arasında kraliçe vasfına sahiptir ve Evlilik Kraliçesi olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Ares</span> savaş tanrısı

Yunan mitolojisinde Ares, savaş tanrısıdır. Zeus ve Hera'nın oğlu ve On İki Olimposlu'dan biridir. Roma'da Mars olarak da bilinir. Barış tanrıçası olan Athena'nın zıttıdır. Mitolojide Athena ile giriştiği mücadeleler ve sevgilisi Afrodit'le olan kaçamakları ile ünlüdür. Sparta kenti ve Trakya bölgesi tanrının başlıca kült merkezleridir. Gigantlar arasındaki karşıtı Damasen'dir.

<span class="mw-page-title-main">Apollon</span> Antik Yunan Tanrısı

Apollon, mitolojide müziğin, sanatların, Güneş'in, ateşin ve şiirin tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır. Aynı zamanda kâhinlik yeteneğini diğer insanlara da transfer edebilir. Biseksüel yönüyle ağır basan Apollon'un mitolojideki eşi Kassandra olup Zeus ve Leto'nun oğlu, Artemis'in ikiz kardeşidir. Sarışın ve çok yakışıklıdır. Orijini Yunan olan Apollon, Roma mitolojisine Apollo ismiyle geçmiştir. Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan Apollon, Anadolu kökenlidir.

<span class="mw-page-title-main">Gaia</span>

Gaia, Gaea ya da Ge, Yunan mitolojisinde yeryüzünün kozmik bir varlık olarak kişileştirilmiş halidir.

<span class="mw-page-title-main">Hefaistos</span> Yunan Mitolojisi - Tanrıların Demircisi

Hephaistos, Yunan mitolojisinde Zeus ile Hera'nın oğlu ya da Hera'nın yalnız başına doğurduğu oğlu. Tanrılar ve kahramanlar için demircilik zanaatıyla uğraşarak silahlar ve zırhlar üreten ateşler tanrısı. Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'in eşidir.

<span class="mw-page-title-main">Scorpius (takımyıldız)</span>

Scorpius ya da Akrep takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan biridir. Zodyak kuşağında yer alır ve batısında Terazi, doğusunda Yay takımyıldızları yer alır. Güney gökkürede, Samanyolu merkezine yakın, geniş bir takımyıldızdır.

<span class="mw-page-title-main">Boötes (takımyıldız)</span>

Boötes ya da Çoban takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan birisidir. Batlamyus'un bahsettiği 44 takımyıldızdan da birisidir. Boötes genelde "Ayı Terbiyecisi" olarak tasvir edilir, çünkü Ursa Major ve Ursa Minor takımyıldızlarına yukarıdan bakar gibidir. Dünyadan görünen en parlak üçüncü yıldız olan Arcturus'u barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Eridanus (takımyıldız)</span>

Eridanus ya da Irmak takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan biridir. Eridanus, günümüzde, Nil de dahil olmak üzere pek çok ırmakla özdeşleştirilmektedir. Ancak pek çok kişi, Eridanus'un Kuzey İtalya'daki Po nehri olduğu üzerinde birleşiyor. En eski takımyıldızlardan biri olan Irmak, Avcı'nın ayağından güney gökküredeki Küçüksuyılanı takımyıldızı'na kadar uzanır. Bu haliyle, Suyılanı'ndan sonra gökyüzündeki en uzun takımyıldızdır. Irmak takımyıldızı'nın bir diğer özelliği ise: Gökyüzünde en büyük alanı kaplayan takımyıldızdır.

<span class="mw-page-title-main">Ursa Minor (takımyıldız)</span>

Ursa Minor ya da Küçük Ayı takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan biridir. Büyük Ayı takımyıldızı "Büyük Kepçe"ye çok benzeyen "Küçük Kepçe", gerçekte tam bir takımyıldız değildir. Büyük Kepçe'nin işaretçileri gibi, Küçük Kepçe'nin kasesinin sonundaki parlakça yıldızların da özel bir adı vardır: Kutbun Bekçileri!

<span class="mw-page-title-main">Kronos</span> Yunan mitolojisinde bir Titan

Kronos, Yunan mitolojisinde Uranos ile Gaia’nın Titan Kardeşler diye anılan 12 çocuğundan biri, en küçük erkek çocuktur. Efsaneye göre evrensel egemenlik zincirinde babasını üretme gücünden yoksun bırakıp devirerek mitolojik Altın Çağ’da hüküm sürmüş ve oğullarından Zeus tarafından tahtından indirilerek Tartaros’a hapsedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Persefoni</span> Yunan mitolojisinde bahar tanrıçası ve yeraltı kraliçesi

Persephone,, Yunan mitolojisinde Zeus ile kız kardeşi Demeter'in kızıdır. Persephone'nin asıl ismi Kore'dir. Hades Persephone ismini, O'nu yeraltına kaçırdıktan sonra vermiştir. Kaçırılıp Persephone orada, Hades'in sunduğu nardan biraz yedikten sonra, "ölüler ülkesinde bir şey yiyenlerin yeryüzüne çıkma hakları bulunmamaktadır" kuralı nedeniyle, ölüler ülkesinde kalmak zorunda kalmıştır. Hades'in eşi ve ölüler ülkesinin tanrıçası olmuştur fakat doğan hiçbir çocuğu Hades'ten değildir. Annesi Demeter'in ısrarları sonucunda, kış dönemi hariç kalan kısmını yeryüzünde geçirmeye hak kazanmıştır. Bu yüzden ölülerle ve yeraltıyla olduğu kadar hasatla da ilişkilendirilir. Aynı zamanda Zeus'un kızlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Dönüşümler</span> Ovid tarafından MS 8 yılında tamamlanan ve 15 kitaptan oluşan öyküsel şiir

Dönüşümler Romalı şair Ovid tarafından MS 8 yılında tamamlanan ve 15 kitaptan oluşan öyküsel şiir türünde bir edebiyat eseridir.

<span class="mw-page-title-main">Titanomahia</span>

Titanomakhia veya Titanlar Savaşı,, Yunan mitolojisinde, insanların yaratılışından önce iki ilahî ırk arasında Titanlar ve Olimposlular 11 yıl sürmüş savaşlara verilen isimdir. Titanların merkezi Othrys Dağı, Olimposluların ise Olimpos Dağı'dır. Tanrıların Savaşı veya Titan Savaşı olarak adlandırıldığı da olmuştur. Bu savaş, Zeus'un babası Titan Kronos'a karşı Uranüs'un çocukları Kykloplar ve Hekatonkheirleri yer altından kurtarmasıyla başlar. Zeus Kronos'un karnından daha önce Kronos tarafından tek lokmada yutulmuş olan Poseidon, Hades, Demeter, Hera, Hestia'yı çıkartır. Hekatonheirler ve kykloplar Zeus'a minnettar kalırlar ve ona yakıcı şimşekleri ve ateşi hediye ederler. Böylece Zeus gücüne güç katmıştır. Kronos'u yenmiştir. Ateşe sahip olan ilk eril tanrıdır.

<span class="mw-page-title-main">Memnon</span> Habeşistanın mitsel kralı

Memnon, şafak tanrıçası Eos'la Troya kral soyundan olan Tithonos'un oğludur. Troya Savaşı'nın İlyada'da anlatılan bölümünün sonrasını ele alan Aithiopis adlı destanın kahramanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Baukis ile Filemon</span>

Baukis ile Philemon, Yunan ve Roma mitolojisinde anlatılan bir öykünün kahramanlarıdır. Evli ve yaşlı, yoksul bir karı kocadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Klitia</span>

Klytie veya Klytia, Yunan mitolojisinde Titan kardeşlerden Okeanos ile Tethys'in kızları olan ve babalarının adından dolayı Okeanidler diye anılan su nemflerinden biriydi.

Zincire Vurulmuş Prometheus, Aiskhylos tarafından MÖ. yaklaşık 472-458 yılları arasında yazılmış bir oyundur ve Aiskhylos'un günümüze ulaşan oyunları arasında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Friksos</span>

Phriksos, Yunan mitolojisinde ünlü Altın Post söylencesini başlatan kahraman olarak tanınır.