İçeriğe atla

Fabry-Pérot interferometresi

Fabry-Pérot'da girişim saçakları ve ince yapı gösterimi. Kaynağı döteryum lambasıdır.

Optikte Fabry-Pérot interferometresi veya etalon, iki paralel yansıtıcı yüzeyden (örneğin ayna) oluşan bir optik kovuktur. İnterferometre ismini cihazı 1899'ta geliştiren fizikçiler Charles Fabry ve Alfred Perot'tan almıştır.[1] Cihazın diğer ismi olan etalon, Fransızca ölçme standartı anlamına gelen étalon kelimesinden gelmektedir.

Etalon dalga boyu seçici özelliği nedeniyle fiber optik iletişimde, lazerlerde, spektroskopide ve ışığın dalga boyunun ölçümünde sıklıkla kullanılmaktadır.

Teori ve terminoloji

Bir Fabry–Pérot interferometresi. Düşük finesse ve yüksek finesse sırasıyla %4 ve %95 oranlarında yansıtan aynalara denk düşmektedir.

Temel prensipleri

Fabry–Pérot interferometresinin çalışma prensibi temelde süperpozisyon ve rezonans ilkelerine dayalıdır. Kısmi yansıtıcı aynadan interferometrenin içine sızan ışık aynalar arasında yansır. Aynalar arasında yansıyarak dolanan ışık girişim gerçekleştirir: bu durumda ışığın yapıcı girişim gerçekleştirebilmesi ışığın interferometre içindeki dalga boyuna ve interferometredeki aynalar arasındaki uzaklığa bağlıdır. Bu durumda basit olarak yapıcı girişim formülü şu şekilde verilebilir:[2][3]

Bu formülde d yansıtıcılar arasındaki uzaklık, aynalar arasındaki ortamın kırılma indisi, ışığın yüzey normaline geliş açısı ve da ışığın dalga boyudur. Yapıcı girişim için m katsayısının pozitif bir tam sayı olması gerekmektedir: bunu sağlayan dalga boyları rezonans gerçekleştirir ve interferometre çıkışında parlak gözükür. Rezone olan frekanslar arasındaki uzaklık "spektral aralık" (free spectral range) olarak bilinmektedir ve Fabry–Pérot interferometresi için yaklaşık olarak şu formülle ifade edilebilir:[2]

Bu formülde c ışık hızına tekabül etmektedir.

Rezonanslar ve Airy dağılımı

Fabry–Pérot interferometresi içindeki yansımalar

Birçok interferometre uygulamasında rezonansların sivriliği büyük önem arz etmektedir. Rezonansların sivriliğini belirten önemli bir değişken kalite faktörüdür (Q faktörü). Optik kovuklar için kalite faktörü rezonans frekansının ya da dalga boyunun rezonansın maksimum yarısı tam genişliğine oranı olarak tanımlanabilir. Rezonans sivriliği büyük ölçüde aynaların yansıma katsayısı ile ilişkilidir.[2]

Fabry–Pérot interferometresinden iletilen güç akısı elektrik alanın fazör gösterimi ile türetilir. Soğurma olmadığını varsaydığımız bir ortamda aynanın yansıma katsayısı (reflectivity) ve iletim katsayısı (transmittivity) arasında aşağıdaki ilişki bulunur:

d uzunluğundaki bir interferometreye soldan gelen alanı, aynadan geçip kovuğun içine girdiği zaman şeklinde ifade edilebilir. İnterferometrenin içinde bir tur atıp bu noktaya geri dönen ışık ise maruz kaldığı yansımayla birlikte kovuk içindeki hareketinden dolayı kadar bir faz farkı kazanır; burada k ışığın dalga vektörüne tekabül eder. Bunun sonucunda elde edilen dalgaların girişimi şu şekilde ifade edilir:[2]

Bu, ışığın alanının her gidiş dönüş döngüsünde katsayısı ile çarpılarak girişim anlamına gelir. Işığın bu iki ayna arasındaki sonsuz kere gidiş ve dönüş yaptığı varsayılırsa seri toplamı ile alan aşağıdaki şekilde yazılır:

Bu alan, ikinci aynaya ulaşıp bu aynadan iletildiğinde geçirilen elektrik alan elde edilir:

Farklı ayna yansıma katsayılarına göre Airy dağılımları

Fabry–Pérot interferometresinin geçirgenliği (transmittance) en son elde edilen "ışık güç akısının" (irrandiance) asıl dalganın akısına oranı cinsinden yazılır. Işık güç akısını Poynting vektörü ilişkisinden dolayı ile elektrik alanın genliğinin karesi ile doğru orantılıdır. Bu şekilde geçirgenlik ,

şeklinde yazılır. Formüldeki kosinüsün trigonometrik açılımı ile interferometrenin geçirgenlik grafiğini belirleyen Airy dağılımı türetilir:

Dağılım adını matematikçi ve gök bilimci George Biddell Airy'den almaktadır. Formüldeki kısmı "finesse katsayısı" olarak bilinmektedir ve ile ifade edilir. Finesse katsayısı ile karıştırılmaması gereken "finesse" isimli başka bir değişken ise şu şekilde tanımlanmıştır:

Bu katsayı, geçirgenlik tepelerinin arasındaki uzaklık ile maksimum yarısı tam genişlik arasındaki oran olarak düşünülebilir: yüksek finesse'e sahip kovukların yüksek Q faktörüne sahip olduğu varsayılır. Özellikle lazerlerde sıklıkla kullanılan foton ömrü ise olarak ifade edilebilir.[2]

Uygulamalar

Lazerlerin dalga boyunu ölçmekte kullanılan bir Fabry-Pérot interferometresi

Fabry-Pérot interferometresi lazerlerde (özellikle diyot lazerleri ve tek mod lazerleri) kazanç ortamı rezonansını sağlamak için sıklıkla kullanılmaktadır.[4] Frekans seçici özellikleri olması nedeniyle aynı zamanda fiber optik iletişimdeki dalga boyu bölmeli çoğullama (wavelength division multiplexing) sistemlerinde kendilerine yer edinmişlerdir.[5] Optik spektrum analizinde uzaklığı ayarlabilen interferometreler aynı zamanda ışığın dalga boyunun titiz bir şekilde tespit edilmesinde kullanılmaktadır.[3]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Fabry, C; Perot, A (1899). "Theorie et applications d'une nouvelle methode de spectroscopie interferentielle". Ann. Chim. Phys. 16 (7). 
  2. ^ a b c d e Pedrotti, Frank L.; Pedrotti, Leno M.; Pedrotti, Leno S. (2007). Introduction to Optics (İngilizce) (3 bas.). Pearson. ss. 191-217. ISBN 9780131499331. 
  3. ^ a b Paschotta, Rüdiger. "Fabry–Pérot Interferometers" (İngilizce). rp-photonics.com. 29 Kasım 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2020. 
  4. ^ Verdeyen, Joseph T. (1995). Laser Electronics (İngilizce) (3 bas.). Pearson. ISBN 9780137066667. 
  5. ^ Mallinson, Stephen R. (1987). "Wavelength-selective filters for single-mode fiber WDM systems using Fabry-Perot interferometers". Appl. Opt. 26 (3): 430-436. doi:10.1364/AO.26.000430. 
Ek kaynaklar

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Lazer</span> ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenek

Lazer ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenektir. İsmini "Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation" kelimelerinin baş harflerinden alır ve bu, "ışığın uyarılmış ışıma ile yükseltilmesi" anlamına gelir. İlk lazer, 1960 yılında Theodore Maiman tarafından Charles Townes ve Arthur L. Schawlow'un teorileri baz alınarak üretilmiştir. Lazerin ışıktan daha düşük mikrodalgafrekanslarında çalışan versiyonu olan "maser" ise Townes tarafından 1953 yılında bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Isı iletimi</span>

Isı iletimi ya da kondüksiyon, madde veya cismin bir tarafından diğer tarafına ısının iletilmesi ile oluşan ısı transferinin bir çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">İş (fizik)</span>

Fizikte, bir kuvvet bir cisim üzerine etki ettiğinde ve kuvvetin uygulama yönünde konum değişikliği olduğunda iş yaptığı söylenir. Örneğin, bir valizi yerden kaldırdığınızda, valiz üzerine yapılan iş kaldırıldığı yükseklik süresince ağırlığını kaldırmak için aldığı kuvvettir.

<span class="mw-page-title-main">Katı cisim dinamiği</span>

Katı-cisim dinamiği, dış kaynaklı kuvvetler karşısında hareket eden birbiri ile ilişkili sistemlerin analizini inceler. Her bir gövde için, cisimlerin katı olduğu ve bu nedenle uygulanan kuvvetler nedeni ile deforme olmadıkları, sistemi tanımlayan taşıma ve dönme parametrelerinin sayısını azaltarak analizi basitleştirmektedir.

Fizikte, birim zamanda aktarılan veya dönüştürülen enerjiye ya da yapılan işe güç denir, P simgesiyle gösterilir. Uluslararası Birim Sistemi'nde güç birimi, saniyedeki bir joule'e eşit olan watt'tır kısacası J/s. Eski çalışmalarda güç bazen iş olarak adlandırılırmıştır. Güç türetilmiş bir nicelik ve skaler bir büyüklüktür.

Termodinamiğin(Isıldevinimin) ikinci yasası, izole sistemlerin entropisinin asla azalamayacağını belirtir. Bunun sebebini izole sistemlerin termodinamik dengeden spontane olarak oluşmasıyla açıklar. Buna benzer olarak sürekli çalışan makinelerin ikinci kanunu imkânsızdır.

<span class="mw-page-title-main">Liénard-Wiechert potansiyelleri</span>

Liénard-Wiechert potansiyelleri yüklü bir noktasal parçacığın hareketi esnasında oluşan klasik elektromanyetik etkiyi bir vektör potansiyeli ve bir skaler potansiyel cinsinden ifade eder. Maxwell denklemlerinin doğrudan bir sonucu olarak bu potansiyel relativistik olarak doğru, tam, zamana bağlı etkileri de içeren, noktasal parçacığın hareketine herhangi bir sınır konulmaksızın en genel durum için geçerli olan fakat kuantum mekaniğinin öngördüğü etkileri açıklayamayan elektromanyetik bir alan tanımlar. Dalga hareketi formunda yayılan elektromanyetik ışıma bu potansiyellerden elde edilebilir.

Perdeleme, hareketli yük taşıyıcılarının varlığından ortaya çıkan elektrik alanının sönümünü ifade eder. Metaller ve yarıiletkenlerdeki iletim elektronları ve iyonize olmuş gazlar(klasik plazma) gibi yük taşıyıcı akışkanlarda gözlemlenir. Elektriksel olarak yüklenmiş parçacıklardan oluşan bir akışkanda, her çift parçacık Coulomb kuvveti ile etkileşir,

.
<span class="mw-page-title-main">Michelson interferometresi</span>

Michelson girişimölçeri ya da interferometresi Albert Abraham Michelson tarafından geliştirilen girişimölçerdir.

Bir elektromanyetik dalganın yayılma sabiti, verilen yönde yayılan dalganın genliğindeki değişimin bir ölçüsüdür. Ölçülen nicelik bir elektrik devresindeki gerilim veya akım olabileceği gibi elektrik alan veya akım yoğunluğu gibi bir alan vektörü de olabilir. Yayılma sabiti metre başına değişimin bir ölçüsü olmasının yanı sıra boyutsuz bir niceliktir.

<span class="mw-page-title-main">Enerji biçimleri</span>

Enerji biçimleri, iki ana grubu ayrılabilir: kinetik enerji ve potansiyel enerji. Diğer enerji türleri bu iki enerji türünün karışımdan elde edilir.

<span class="mw-page-title-main">Termistör</span>

Termistör veya ısıl direnç, sıcaklık ile iletkenliği değişen bir tür dirençtir. Sıcaklık ile direnci değişen maddelere, term (ısıl), rezistör (direnç) kelimelerinin birleşimi olan termistör denir. Termistörler, sıcaklık sensörleri, kendiliğinden sıfırlamalı aşırı akım koruyucuları ve kendiliğinden ayarlamalı ısıtma elementlerinde kullanılır

Compton dalgaboyu bir parçacığın kuantum mekaniği özelliğidir. Compton dalgaboyu Arthur Compton tarafından elektronların foton saçılması olayı izah edilirken gösterilmiştir. Bir parçacığın Compton dalga boyu; enerjisi parçacığın durgun kütle enerjisine eşit olan fotonun dalgaboyuna eşittir. Parçacığın Compton dalgaboyu ( λ) şuna eşittir:

<span class="mw-page-title-main">Fresnel denklemleri</span>

Bu kısım ışığın değişmez düzlemsel arayüzeylerdeki yansımaları ve kırınımlarını tanımlayan Fresnel denklemleri hakkındadır.Işığın bir açıklık boyunca kırınımları için Fresnel kırınımlarına bakınız.İnce lensler ve ayna teknolojileri için Fresnel lens lerine bakınız.

Lamb kayması, adını Willis Lamb'den alan, hidrojen atomunun kuantum elektrodinamiğindeki 2S1/2 ve 2P1/2 enerji düzeyleri arasındaki küçük farklılıktır. Dirac denklemine göre, 2S1/2 ve 2P1/2 orbitalleri (yörüngeleri) aynı enerjiye sahip olmalıdır. Ancak, boşluktaki elektronlar arasındaki etkileşim, 2S1/2 ve 2P1/2 enerji düzeylerinde küçük bir enerji değişimine sebep olur. Lamb ve Robert Retherford bu değişimi 1947'de ölçmüşlerdir ve bu ölçüm, ıraksamayı açıklamak için tekrar normalleştirme teorisine teşvik edici bir unsur olmuştur. Bu, Julian Schwinger, Richard Feynman, Ernst Stueckelberg ve Sin-Itiro Tomonaga tarafından geliştirilmiş modern kuantum elektrodinamiğinin müjdecisiydi. Lamb, 1955 yılında Lamb kayması ile ilgili keşiflerinden ötürü Nobel Fizik Ödülü'nü kazandı.

Pound-Drever-Hall tekniği, optik kovuk'a veya buhar hücresine kilitleme yapılarak lazer frekansı sabitleme yöntemlerinden biridir. İnterferometresel gravitasyonel dalga ölçerlerin temel teknolojisini oluşturur. Bunun yanında atom fiziği ve zaman ölçüm standartlarında oldukça sık rastlanır. Pound-Drever-Hall tekniğinin (PDH) kavramsal temelleri frekans modülasyonu ile yakından alakalıdır. Birini anladığınız zaman diğerini halletmek kolay olur. PDH tekniğinin basit arka planı prensipte şudur: Lazer frekansı Fabry-Perot interferometresi yardımıyla ölçülür ardından bu ölçüm lazeri besleyerek frekans dalgalanmasını bastırır.

Geometrik optik veya ışın optiği, ışık yayılmasını ışınlarla açıklar. Geometrik optikte ışın bir soyutlama ya da enstrumandır; ışığın belirli şartlarda yayıldığı yola yaklaşmada kullanışlıdır.

Fizikte iki dalga kaynağı eğer sabit bir faz farkları varsa ve eşit frekansa sahip ise mükemmel bir uyuma sahiptir. Bu dalgaların sabit girişime olanak veren ideal bir özelliğidir. Asla oluşmayacak durumları sınırlayan ve dalga fiziğinin anlaşılmasına yardımcı olan farklı kavramları içerir ve kuantum fiziğinde çok önemli bir konsept olmuştur. Daha genel olarak, uyumluluk tek bir dalganın veya birçok dalga içeren dalga paketlerinin fiziksel özelliklerini tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Doğrusal olmayan optik</span>

Doğrusal olmayan optik ya da nonlineer optik, ışığın doğrusal olmayan sistem ve malzemelerdeki davranışı ile özelliklerini inceleyen optiğin bir alt dalıdır. Bu malzemelerde elektrik alan () ile polarizasyon yoğunluğu () arasındaki ilişki doğrusal değildir; bu durum daha çok yüksek genlikte (108 V/m seviyelerinde) ışık veren lazerlerde ve lityum niobat gibi kristal yapılarında görülür. Schwinger sınırından daha kuvvetli alanlarda vakum da doğrusallığını kaybeder. Süperpozisyon prensibi bu malzemeler için geçerli değildir.

<span class="mw-page-title-main">Dize titreşimi</span>

Bir dizedeki (tel) [[titreşim]] bir ses dalgasıdır. Rezonans titreşen bir dizenin sabit frekanslı, yani sabit perdeli bir ses üretmesine neden olur. Telin uzunluğu veya gerginliği doğru şekilde ayarlanırsa üretilen ses bir [[müzik tonu]] olur. Titreşimli teller gitar, [[Viyolonsel|çello]] ve piyano gibi yaylı çalgıların temelini oluşturur.