İçeriğe atla

Füzyon roketi

NASA'nın füzyon güdümlü roketinin şeması.

Füzyon roketi, verimlilik ve büyük kütleli yakıtlar taşıma gereksinimi olmaksızın uzayda uzun vadeli ivme sağlayabilecek füzyon enerjisi ile çalışan kuramsal bir roket tasarımıdır. Tasarım füzyon enerjisi teknolojisindeki gelişimin bugünkü sınırların ötesinde ve uzay araçlarının yapımının günümüzdekinden daha büyük ve daha karmaşık olmasına dayanır. Daha küçük ve daha hafif füzyon reaktörleri manyetik hapsetme ve plazma kararsızlığının engellemesi için daha karmaşık yöntemlerin keşfi ile gelecekte mümkün olabilir. Füzyon enerjisi daha hafif ve daha yoğunlaştırılmış alternatifler sağlayabilir.

Uzay uçuşu için, füzyonun en önemli avantajı çok büyük bir özgül itici kuvvet olabilir ve en önemli dezavantajı reaktörün büyük kütlesidir. Bununla birlikte, füzyon roketi fisyon roketinden daha az ışınım üretir, kütlenin azaltılması koruma için gereklidir. Günümüz teknolojisi ile en güvenli şekilde füzyon roketi inşa etme yöntemi, Orion projesinde önerildiği gibi, hidrojen bombası kullanmaktır fakat böyle bir uzay aracının çok büyük olacağı gibi kısmi nükleer denemelerin yasaklanması antlaşması (Partial Nuclear Test Ban Treaty) nükleer bomba kullanımını yasaklar. Bu yüzden, Dünya üzerinde roketin itişi için nükleer bomba kullanmak bir sorunsaldır ama uzayda mümkündür. Ayrı bir yaklaşım doğrudan itki kuvveti yerine füzyon enerjisi kullanarak elektrik enerjisi üretimi ile elektriksel itici güç olabilir.

Elektrik üretimine karşı doğrudan itki

İyon iticileri gibi birçok uzay aracı itki yöntemini çalıştırmak için yüksek verimlilikte elektrik enerjisi girdisi gerekir. Bazı durumlarda uzay araçlarının maksimum itkileri üretilebilen enerji miktarı ile sınırlıdır. Füzyon enerjisi ile çalışan elektrik üreteci uzay gemilerini çalıştırmak için monte edilebilir. Bunun bir dezavantajı geleneksel elektrik üretiminin uzay gemilerinde uygulanması zor olan düşük sıcaklığa giden enerji gerektirmesidir. Füzyon ürününün kinetik enerjisinin elektrik enerjisine doğrudan dönüşümü ilkede uygundur ve bu sorunu hafifletebilir.

İlgi çekici bir olasılık, füzyon ürününün atığını itki olmadan orta seviye elektrik üretimi için roketin arkasına basitçe yönlendirmektir.  Bu manyetik aynalar hapsedilmiş planlar ile daha kolay olabilir. Bu ayrıca gelişmiş yakıtlar için daha ilgi çekicidir. Helyum-3 itkisi enerji kaynağı olarak helyum-3 atomlarının füzyon yöntemi uzay aracı itkisi yöntemi olarak önerilir. Helyum-3, helyumun reaktörde döteryum ile kaynaşabilen iki protonlu ve bir nötronlu izotopudur. Sonuçta salınan enerji uzay gemisi yakıtını uzay gemisinin arkasından savuşturmak için kullanılabilir. Helyum-3, ana olarak ayı terk etmek için uzay gemisinde enerji kaynağı olarak önerilir. Şu sıralar, bilim insanları ana olarak güneş rüzgarlarının ayın yüzeyine çarpmasından ve toprakta diğer elementler gibi birikmesinden kaynaklanan Ayda bir milyon ton helyum-3 bulunduğunu tahmin ediyor.[1] D-T reaksiyonu tarafından üretilen enerjinin sadece %20'si bu yolla kullanılabilir. Diğer %80, nötron formunda dışarı salınır; çünkü onlar itki için kullanılması çok zor olan manyetik alanlar ya da katı duvarlar tarafından yönlendirilemezler.  Helyum-3 ayrıca döteryumdan, lityumdan ve bordan üretilebilen trityum beta bozunması aracılığıyla üretilebilir.

Kendi kendini besleyen füzyon tepkimesi üretilemese de VASIMR motoru gibi başka bir itki sisteminin verimliliğini artırmak için füzyonun kullanılması mümkün olabilir.

Hapis konsepti

Füzyon reaksiyonunu devam ettirmek için plazma hapsedilmelidir. Dünya üzerinde var olan en geniş şekilde araştırılan füzyon yapısı manyetik alanın hapsedilmiş formu olan tokamakdır. Bu zamanlarda tokamakların ağırlığı önemli bir olaydır, bu yüzden ağırlık oranı ile ilgili itki kabul edilemez görülebilir. NASA'nın Glenn Araştırma Merkezinin "Discovery II" adlı konseptsel araç dizaynının küresel yumru reaktörünün küçük bir açısının oranını önerdi. "Discovery II" 172 000 kilogram insanlı yükü jüpitere 861 metrik tonluk hidrojen uzay gemisi yakıtı ve 11 metrik tonluk helyum-3 döteryum füzyon yakıtı ile 118 gün içinde (ya da 212 günde Satürn'e) teslim edebilir.[2] Hidrojen azaltılan egzoz hızı değerinde (348–463 km/s) itkiyi yükseltmek için füzyon plazma birikintisi tarafından ısıtılır.

Manyetizmanın hapsedilmesinin ana alternatifi Daedalus projesinin önerdiği gibi eylemsizlik füzyon hapsedilmesidir (ICF). Füzyon yakıtının küçük topağı (birkaç milimetre çiftinin çapı ile) elektron ışını ya da lazer ışını tarafından ateşlenebilir. Direkt itki üretebilmek için manyetik alan itici levha formu almalıdır. Prensipte, helyum-3 döteryum ya da nötron füzyon reaksiyonu parçacıkların içindeki enerjinin en yüksek değerine ulaşması ve radyasyonun en düşük değerine indirilmesi için kullanılabilir fakat teknik olarak bu reaksiyon için uygulanabilir olup olmadığı oldukça sorgulanabilirdir. 1970'lerde araştırılan Orion sürücüsü ve Daedalus projesinin ikisi de eylemsizlik hapsedilmesinin kullanılmasıyla detaylı bir şekilde dizayn edilmiştir. 1980'lerde, Lawrence Livermore Ulusal Labaratuvarı ve NASA ICF enerjili "gezegenler arası taşıma uygulamaları aracı(VISTA)" üzerinde çalıştı. Konik VISTA uzay aracı 100 ton yükü Mars'ın yörüngesine teslim edip Dünya'ya 130 günde geri dönebilir ya da Jüpiter'in yörüngesine teslim edip 403 günde geri dönebilir. Bunun için 41 ton döteryum trityum (D-T) füzyon yakıtı ve buna ek olarak 4,124 ton hidrojen yakıtı gerekecektir.[3] Egzoz hızı 157 km/s olacaktır.

Manyetize edilmiş hedef füzyon (MTF) en geniş manyetik hapsedilme füzyonunun (örnek olarak iyi enerji hapsedilmesi) ve eylemsizlik hapsedilme füzyonunun (örnek olarak etkili basınç ısıtması ve füzyon plazmasının serbest duvar önlemesi) en iyi özelliklerine göreceli olarak yeni bir yaklaşımdır.  Manyetik yaklaşım gibi, füzyon yakıtı plazma içinde ısıtılırken manyetik alan tarafından düşük basınçta hapsedilmiştir fakat eylemsizlik hapsedilmesi yaklaşımı gibi füzyon hedefin hızlıca sıkıştırılmasıyla çarpıcı bir biçimde yakıt yoğunun ve böylece sıcaklığın artması ile başlatılır. MTF güçlü lazerler yerine  düşük maliyetli ve hafif bileşenli tek parça reaktörlere öncülük eden elektromanyetik ivmelendirme tekniği gibi plazma silahları kullanır.[4] NASA Marshall Uzay Uçuş Merkezi Dış Gezegenlerin İnsan Keşfi (HOPE) grubu güçlendirilmiş manyetize hedef füzyonu itkili 163933 kilogram yükü 106-165 metrik ton uzay gemisi yakıtı kullanarak 249-330 günde Jüpiter'in ayı olan Callisto'ya nakletme yeteneğine sahip uzay araçlarını araştırdı.[5] Bu dizayn daha önce bahsedilen "Discovery II" ve "VISTA" konseptinden daha yüksek egzoz hızına sahip olduğundan (700 km/s) dolayı hatırı sayılır derecede küçük ve daha etkili yakıta sahip olacak.

Füzyon roketleri için diğer bir popüler hapsetme kavramı Farnsworth-Hirsch Fusor ya da Polywell varyasyonu gibi enerji madde korunumu şirketi tarafından araştırılan elektrostatik eylemsizlik hapsetmesidir (IEC). Illinois Üniversitesi 100 000 kilogram insanlı yükü Jüpiter'in ayı Europa'ya 2210 günde ileten 500 tonluk "Fusion Ship II" kavramını tanımladı. Fusion Ship II ten D-He3 IEC füzyon reaktörü tarafından iyon roket itkisini (343 km/s egzoz hızı) faydalı hale getirdi. Kavramın Jüpiter'in sistemine bir yıllık seyahat için 300 ton argon uzay aracı yakıtına ihtiyacı olacaktı [6] Dr. Robert Bussard 1990'larda bunun uzay uçuşları uygulamalarını tartışan bir dizi teknik makale yayınladı. Onun çalışması the Analog Science Fiction and Fact'de yayınlanan Tom Ligon'un (ayrıca birçok bilimkurgu öyküsü yazarı) fusor ile nasıl yüksek etkili füzyon roketi yapılacağını anlattığı makale tarafından popülerleştirildi.[7] Bu ayrıca bilimkurgu romanı The Wreck of the River of Stars'da Michael Flynn tarafından yayınlandı.

Hala çok spekülatif olan kavram çok daha küçük füzyon patlamalarına izin veren fisyon ve füzyonu katalizlenmek için çok küçük miktarlarda anti maddenin kullanımı, katalize edilmiş anti madde nükleer atım itkisidir.

Geliştirilen projeler

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Moon's Helium-3 Could Power Earth" (PDF). 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Nisan 2016. 
  2. ^ "Realizing "2001: A Space Odyssey": Piloted Spherical Torus Nuclear Fusion Propulsion" by Craig H. Williams, Leonard A. Dudzinski, Stanley K. Borowski, and Albert J. Juhasz, NASA TM-2005-213559, 2005, http://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa.gov/20050160960_2005161052.pdf 30 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ "Interplanetary Space Transport Using Inertial Fusion Propulsion" by C.D.Orth, UCRL-JC-129239, 9th International Conference on Emerging Nuclear Systems, Tel-Aviv, Israel, June 28-July 2, 1998, http://www.boomslanger.com/images/istuifp.pdf 15 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ "Magnetized Target Fusion in Advanced Propulsion Research" by Rashad Cylar, MSFC/University of Alabama NASA Faculty Fellowship Program 2002, http://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa.gov/20030093609_2003101283.pdf 11 Şubat 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ "Conceptual Design of In-Space Vehicles for Human Exploration of the Outer Planets", NASA/TP—2003–212691, November 2003, http://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa.gov/20040010797_2004001506.pdf 26 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ "Fusion Ship II -- A Fast Manned Interplanetary Space Vehicle Using Inertial Electrostatic Fusion", J.Webber et al., University of Illinois, U-C, Department of Nuclear, Plasma and Radiological Engineering, 2003, http://fti.neep.wisc.edu/iecworkshop/PDF/TECHNICAL_TALKS/webber.pdf 17 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2016. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hidrojen</span> sembolü H ve atom numarası 1 olan kimyasal element

Hidrojen, sembolü H, atom numarası 1 olan kimyasal bir element. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir diatomik gazdır. 1,00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif olanıdır. Periyodik cetvelin sol üst köşesinde yer alır. Hidrojenin adı, Yunancada "su oluşturan" anlamına gelen ὑδρογόνο'dan (idrogono) kelimesinden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer enerji</span> atomun çekirdeğinden elde edilen enerji türü

Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein'a ait olan E=mc² formülü ile ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter</span> Güneş Sisteminde yer alan en büyük gezegen

Jüpiter, Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devi sınıfına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer füzyon</span> Hafif çekirdeklerin daha ağır bir çekirdek oluşturmak için birleşmesi

Nükleer füzyon, nükleer kaynaşma ya da kısaca füzyon; iki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturmasıdır. Çekirdek tepkimesi olarak da bilinen bu tepkimenin sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer enerji santrali</span> Nükleer reaktör yardımıyla elde edilen enerjiyi dağıtan merkez

Nükleer santral (NPP) veya atom santrali (APS), ısı kaynağının nükleer reaktör olduğu termik santraldir. Termik santrallerde tipik olduğu gibi, ısı, elektrik üreten jeneratöre bağlı buhar türbinini çalıştıran buhar üretmek için kullanılır. Eylül 2023 itibarıyla Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, dünya çapında 32 ülkede faaliyette olan 410 nükleer santral ve inşa halinde olan 57 nükleer santral olduğunu bildirdi.

<span class="mw-page-title-main">Roket</span> itiş için kullanılan pirokinetik motor; yanıcı silah için bkz. Q2037215

Roket bir uzay aracı, hava aracı, araç, atkı veya bombadır. Roket, roket motorundan itme gücü elde eder. Roket motoru egzozu tamamen roket içinde taşınan roket itici yakıtından oluşur. Roket motorları etki ve tepki ile çalışır ve sadece egzozlarını yüksek hızda ters yönde dışarı atarak roketleri ileri doğru iter ve bu nedenle uzay boşluğunda çalışabilir. Etimolojik kökeni İtalyancada "bobin" anlamına gelen rocchetto olup, silindirik şekil benzerliğinden ötürü modern anlamında sahiplenilen kelimenin kullanımı 20. yüzyıl başlarında savaş gemilerinin öz itmeli ateşleme mermilerine dayanmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre Türkçeye Fransızca roquette kelimesinden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Plazma</span> gaz haldeki maddelerin manyetik kutuplaştırmaya bağlı doğrusal noktalarda oluşan fiziksel ve kimyasal reaksiyonun kontrollü etkileşim süreci

Plazma, gaz hâldeki maddelerin manyetik kutuplaştırmaya bağlı doğrusal noktalarda oluşan fiziksel ve kimyasal tepkimenin kontrollü etkileşim sürecine verilen genel ad. Daha kolay bir tanımla; atomun elektronlardan arınmış hâlidir.

<span class="mw-page-title-main">Helyum-3</span>

Helyum 3, Helyum soygazının radyoaktif olmayan daha hafif bir izotopudur. Helyum 3 çekirdeğinde (helion) iki proton ve bir nötron bulunur. Helyum 4 çekirdeği alfa parçacığı olarak adlandırılır. Alfa parçacığında iki nötron bulunurken, helionda bir nötron bulunur. Helionun ağırlığı 5.006 412 14 (86) × 10-27 kg'dır. Bu parçacığı bulan bilim insanı Avustralyalı çekirdeksel doğabilimci Mark Oliphant'tır.

<span class="mw-page-title-main">Daedalus Projesi</span>

Daedalus Projesi, 1973'le 1977 yılları arasında British Interplanetary Society tarafından finanse edilmiş olan, mâkul yıldızlararası uzay için insansız bir uzay aracını tasarlamayı hedef alan projedir. Alan Bond'un etrâfında topladığı bir düzine araştırmacıyla ve bilim adamıyla bu projede çalıştı ve füzyon roketi kullanmaya karar verdiler.

<span class="mw-page-title-main">Enerji kaynakları</span> enerji elde edilebilen fiziksel veya kimyasal fenomen

Enerji kaynakları, herhangi bir yolla enerji üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Dünya üzerindeki enerji kaynakları, klasik ve alternatif kaynaklar olmak üzere ikiye ayrılabilir. Birincil enerji kaynaklarından kullanım oranları; %33,1 petrol, %30,3 kömür, %23,7 doğalgaz, hidrolik ve diğer yenilenebilir %8, nükleer enerji %5.

Termonükleer füzyon, çok yüksek sıcaklık kullanılarak nükleer füzyonu başarmanın bir yoludur. Termonükleer füzyonun kontrol edilebilen ve edilemeyen olarak iki formu vardır. Kontrol edilemeyen : kontrol edilemeyecek büyük bir enerjiye sahiptir bunlara termonükleer silahlardan hidrojen bombası örnektir. Kontrol edilebilenler ise yapıcı amaçlar için çevrede bulunan füzyon reaksiyonlarıdır. Bu metin ikincisine odaklı yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Roket motoru</span>

Roket motoru, genellikle yüksek sıcaklıktaki gaz olan yüksek hızlı itici bir sıvı jeti oluşturmak için tepkime kütlesi olarak depolanmış roket itici gazlarını kullanır. Roket motorları, Newton'un üçüncü yasasına göre kütleyi geriye doğru fırlatarak itme üreten tepki motorlarıdır. Çoğu roket motoru, gerekli enerjiyi sağlamak için reaktif kimyasalların yanmasını kullanır, ancak soğuk gaz iticileri ve nükleer termal roketler gibi yanmayan biçimleri de mevcuttur. Roket motorları tarafından tahrik edilen araçlara genellikle roket denir. Roket araçları, çoğu yanmalı motorun aksine kendi yükseltgen taşır, bu nedenle roket motorları, uzay aracını ve balistik füzeleri itmek için bir boşlukta kullanılabilir.

Nükleer bağlanma enerjisi, atomun çekirdeğini bileşenlerine ayırmak için gereken enerjidir. Bu bileşenler nötron, proton ve nükleondur. Bağ enerjisi genelde pozitif işaretlidir çünkü çoğu çekirdek parçalara ayrılmak için net bir enerjiye ihtiyacı vardır. Bu yüzden, genelde bir atomun çekirdeğinin kütlesi ayrı ayrı ölçüldüğünde daha azdır. Bu fark nükleer bağlanma enerjisidir ki bu enerji birbirini tutan bileşenlerin uyguladığı kuvvet tarafından sağlanır. Çekirdeği bileşenlerine ayırırken, kütlenin bir kısmı büyük bir enerjiye dönüştürülür bu yüzden bir kısım kütle eksilir, eksik kütlede bir fark yaratır çekirdekte. Bu eksik kütle, kütle eksiği diye bilinir ve çekirdek oluşurken çıkan enerjiye takabül eder.

<span class="mw-page-title-main">Uzay aracı itki sistemi</span> Uzay aracını ivmelendirmeye yarayan her türlü yönteme verilen ad

Uzay aracı itki sistemi ya da Uzay aracı sevk sistemi, uzay aracını ve uyduları ivmelendirmekte kullanılan her türlü yönteme verilen addır. Pek çok farklı yöntem bulunmaktadır. Her yöntemin bazı sakıncaları ve üstün tarafı vardır ve uzay aracı sevki etkin bir araştırma alanıdır. Ancak, günümüzdeki pek çok uzay aracı, aracın arkasından/geri tarafından bir gazı roket motoru çıkışı yüksek hızda geçirmek suretiyle itki/sevk üretir. Bu çeşit bir motora roket motoru denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Antimadde roketi</span>

Antimadde roketi, güç kaynağı olarak antimadde kullanması önerilen bir roket sınıfıdır. Bu hedefi gerçekleştirmeye kalkışan birçok tasarım vardır. Bu tür roketlerin yararı madde-antimadde karışımının değişmez kütlesinin büyük bir kısmının antimadde roketlerinin diğer önerilen roket sınıflarından çok daha fazla enerji yoğunluğunun ve özgül itici kuvvetinin olmasını sağlayan enerjiye dönüşebilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrikle çalışan uzay aracı itki sistemi</span>

Elektrikle çalışan uzay aracı itki sistemi, uzay aracının hızını elektrik enerjisi kullanarak değiştirir. Bu Uzay aracı itki sistemi türündeki pek çok sistem, yakıtı elektrik kullanarak yüksek hızlarda araçtan atmak suretiyle çalışır, ancak örneğin elektrodinamik kablolar ise doğrudan gezegenin Manyetik alanıyla etkileşerek çalışırlar.

Tek-yakıtlı roket, itici yakıt olarak tek bir kimyasal madde kullanan roket türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Füzyon enerjisi</span> Hafif atom çekirdeklerinin birleşerek daha ağır bir çekirdek oluşturması

Füzyon enerjisi, enerji üretmek için ısı üretmek amacıyla füzyon tepkimeleri kullanarak enerji üretildiği bir güç üretimi biçimidir. Füzyon tepkimeleri, daha hafif bir atom çekirdeğini birleştirerek enerji açığa çıkararak daha ağır bir çekirdek oluşturur. Bu enerjiyi kullanmak için tasarlanan cihazlara füzyon reaktörleri denir. Füzyon, güneşin enerji kaynağıdır. Elbette, burada Dünya'da füzyondan güç üretmek güneşte olduğundan çok daha zordur. Orada, muazzam ısı ve yerçekimi basıncı, belirli atomların çekirdeklerini daha ağır çekirdeklere sıkıştırarak enerji açığa çıkarır. Örneğin, iki hidrojen izotopunun tek proton çekirdekleri, daha ağır helyum çekirdeği ve bir nötron oluşturmak için bir araya getirilir. Bu dönüşümde, Einstein'ın ünlü denklemi E = mc2 ile ölçüldüğü gibi, küçük bir miktar kütle kaybedilir, enerjiye dönüştürülür.

<span class="mw-page-title-main">ASDEX Yükseltmesi</span>

ASDEX Yükseltmesi 1991 yılında Garching, Max Planck Plazma Fiziği Enstitüsü'nde hayata geçen bir yönlendirici/saptırıcı tokamaktır. Şu anda, stellaratör Wendelstein 7-X'ten sonra Almanya'nın en büyük ikinci füzyon deneyidir.

<i>Galileo</i> (uzay aracı) Jüpiter gezegenini ve uydularını inceleyen NASA uzay aracı

Galileo uzay aracı veya Galileo projesi, Jüpiter gezegeni ve uydularının yanı sıra Gaspra ve Ida asteroitlerini de inceleyen bir Amerikan robotik uzay sondasıdır. İtalyan astronom Galileo Galilei'den adını alan sonda, bir adet yörünge aracı ve bir adet giriş sondasından meydana gelmektedir. Uzay Mekiği Atlantis tarafından 18 Ekim 1989'da STS-34 kullanılarak Dünya yörüngesine yerleştirildi. Galileo, Venüs ve Dünya'nın yerçekimsel destek geçişlerinin ardından 7 Aralık 1995'te Jüpiter'e ulaştı ve bir dış gezegenin yörüngesine giren ilk uzay aracı oldu.