İçeriğe atla

Fütüvvetnâme

Fütüvvetname, bir tasavvuf kavramı olarak fütüvvet kavramını ele alan eserler ile fütüvvet ve Ahi teşkilatlarının mesleki yönetmeliği şeklinde kaleme alınmış eserlerin ortak adıdır.

Arapça, Farsça ve Türkçe pek çok fütüvvetname örneği vardır. Kimilerinin kendine has ismi vardır ama çoğu zaman bu eserlerin ismi unutulur ve fütüvvetname olarak bilinirler.[1] İlk fütüvvetnameler, tasavvuf kaynaklarında fütüvvet kavramını açıklamak üzere yazılmış bölümler veya fütüvvet kavramını ele alan bağımsız risalelerdir. Horasanlı sufi Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî'nin Kitâbü’l-Fütüvve adlı eseri bu tür fütüvvetnamelerin ilk örneğidir.

Bir yönetmelik şeklinde kaleme alınmış fütüvvetnameler 13. yüzyılda ortaya çıktı. Abbâsî Halifesi Nasır’ın fütüvvet kurumunu kontrolü altına alma girişimi sonucu Sühreverdi’ye yazdırdığı Risâletü’l-fütüvve', bu tür fütüvvetnamenin ilk örneğidir. Bu ilk örnekten sonra Ortadoğu İslâm dünyasında Arapça, Türkçe ve Farsça olarak bu nitelikte pek çok fütüvvetname yazıldı. Anadolu’da Ahilik teşkilatının gelişmesi sonucu Ahilik fütüvvetnameleri ortaya çıktı. Bu eserlerde Ahiliğin usul ve kaideleri ihtiva eden kısımlarda İslâm’dan önce Türk, Ortadoğu ve özellikle İran bölgelerinde bulunan mistik kültürlerin etkileri görülür.[1]

Başlıca Fütüvvetnameler

İsim Yazar Tarih Dil Tür
Kitâbü'l-Fütüvve Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî 11. Yüzyıl Arapça
Fütüvvetname Hâce Abdullah-ı Ensârî 11. Yüzyıl Arapça
Kabusnâme'nin Civanmerdi
başlıklı 40. Bölümü
Keykavus bin İskender1082 Arapça
Fütüvvetname Hâce Abdullah-ı Ensâr 1089 Arapça
Risâletü'l-fütüvve Sühreverdi 12. yüzyıl Farsça
Tuĥfetü'l-veśâyâ Harputlu Nakkaş İlyasoğlu Ahmed 13. yüzyıl Arapça
Burgazi Fütüvvetnamesi
(Çobanoğllu Fütüvvetnamesi)
Yahya bin Halil bin Çoban el- Burgazi 13. yüzyıl Türkçe
Fütühname Müellifi bilinmiyor 13. yüzyıl Türkçe Manzum
Alâ-ül-Devle-i Semnanî 13. yüzyıl Farsça
Fütüvvetname Şeyh Eşref Bin Ahmed 14. yüzyıl sonu Türkçe Manzum
Fütüvvetname Şeyh Seyyid Gaybî oğlu Şeyh Seyyid Huseyn 15.

yüzyıl

Türkçe
Miftâĥu'r-reķāǿiķ
(Fütüvvetnâme-i Kebîr)
Razavi 1524 Türkçe Manzum
Fütüvvetname Esrar Dede 1796 Türkçe Manzum

Kaynakça

  1. ^ a b "Ahmet Yaşar Ocak, Fütüvvetname, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cil13 Yıl 1996" (PDF). 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Temmuz 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

Esrâr Dede, Türk Dîvân edebiyatı şairi; mutasavvıf.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Mevlîd, İslâm edebiyatında Muhammed'in doğum gününde yapılan kutlama merasimlerine, bu merasimlerde okunmak üzere yazılan ve bestelenen manzum şeklindeki edebî metinlere verilen isim. Mevlîd, bunun yanında İslâm edebiyatında müstakil bir edebî türdür.

Fütüvvet, tasavvufta bir akım, dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı veya Anadolu'da 13. yüzyıldan bu yana görülen örgütlenmiş zanaatçılar ve esnaf birlikleri.

Divan-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî'nin söylediği "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaptır.

Hâfız Post, Klasik Türk musikisi bestekârı olup, asıl adı Mehmet'tir. "Post" lâkabının kendisine, vücudunun çok kıllı olmasından dolayı verildiğine dair bir rivayet vardır. Sultan IV. Mehmed döneminin klâsik Türk büyük müzik ustalarındandır. Saray'da yapılan fasıllara sazı ve sesi ile katılmış, bütün çağdaşları gibi Selim Giray Han'dan yardım ve ilgi görmüş, bu sanatsever devlet adamının düzenlediği edebiyat ve müzik toplantılarına katılarak sanatçı kişiliğinin gelişmesini sağlamıştır. Gençliğinde resmî görev almamış, son zamanlarına Divan hocaları zümresine katılmış, daha sonra Bîrun Kâğıt Eminliği'ne getirilmiştir. Hafız Post 1694 yılında vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı'nda, Divan şairi Nabi'nin mezarının yanı başında toprağa verildi. Ölümüne o dönem şairlerince anısına beyitler yazılmıştır.
Fenni, "Çergehte eyleyüb âhır karar/ Postu şîr-i ecel çâk eyledi", Itrî ise: "Dedi Itrî Hâfız'a mevâ ola ya Rab cinan" demiştir.

<span class="mw-page-title-main">Eşrefoğlu Rûmî</span>

Eşrefoğlu Abdullah Rûmî, Türk şair, mutasavvıf. Eşref-i Rûmî veya Eşrefoğlu Rûmî olarak anılır.

Muhâkemetü'l-Lugateyn, 15. yüzyılın edebî şahsiyetlerinden ünlü Ali Şîr Nevâî tarafından Çağatay Türkçesi ile yazılmış bir dilbilgisi eseridir. Nevâî, edebî dil olarak Türk dilinin Farsçaya nazaran üstün olduğuna inanmış ve Aralık 1499'da tamamlanmış Muhâkemetü’l-Lugateyn'de de iddiasını savunmuştur. Ünlü eserinde iki dilin karşılaştırmasını söz varlığından örneklerle yaparken Farsçaya üstünlüğünü kanıtlamaya çalıştığı kendi dilini Türkî, Türkçe şeklinde beyan etmiştir. Özellikle Türk dilinin hayvan isimleri ve fiil zenginliği yönünden Farsçadan daha üstün olduğunu gösterir.

Râbıta, bir tasavvuf terimi. Tasavvufta belirli tarikatlarda bulunan bir uygulamaya verilen isimdir. Etimolojik açıdan râbıta sözcüğü rabt kökünden türemiştir ve “birleştirmek” ve “bağlamak” anlamlarına gelmektedir. Tasavvufta ise müridin, konsantre olup şeyhini aklında canlandırarak şeyhinden yardım istemesi, şeyhinin yardımı ile Allah'tan feyz alması anlamına gelir.

Ahilik , Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî-Bektâşî Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Temel mesleği "Dabbaklık"tır. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir.

Terci-i bent, Arap, İran ve Türk edebiyatlarında bentlerden oluşturulan bir nazım şekli.

<span class="mw-page-title-main">Sâmânîler</span> Orta Asya ve Iranda Kurulmuş Emirlik

Sâmânîler (819-999), Orta Asya ve doğu İran'da kurulmuş, adını kurucusu Sâmân Hüdâ'dan alan bir Fars hanedanlıktır. İslâm ordularının İran'ı ele geçirmesinin ve Seferî egemenliğinin yıkılmasının ardından İran'da iktidarı ele geçiren ilk yerli yönetimdir.

<span class="mw-page-title-main">Ahî Evran</span> Alevî Türkmen pîr ve şeyhi

Ahî Evran, Pîr Ahî Evrân Velî veya tam adıyla Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî 13. yüzyılda yaşamış Ahilik teşkilatının kurucularından ve debbağların piri.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Eski Anadolu Türkçesi veya Eski Türkiye Türkçesi, 13. yüzyılın başlarında oluşup sonrasında Anadolu ve Rumeli'de kullanılan Oğuz Türkçesi temelindeki ölü dildir. Batı Türkçesinin ilk dönemini teşkil eden Eski Anadolu Türkçesine Batı Türkçesinin bir oluş, bir kuruluş devresi olarak bakılmaktadır. Batı Türkçesini Eski Türkçeye bağlayan birçok bağlar bu devrede henüz kendisini iyice hissettirmektedir. Bu devreden sonraki Türkçede görülen birçok yeni şekiller bu devrede henüz Eski Türkçedeki eski şekillerinin izlerini taşımaktadırlar.

Hoca Sinan Paşa, 15. yüzyıl Osmanlı kelam alimi, matematikçi ve devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Hamdi</span> Türk divan şairi, mutasavvıf (1449 - 1503)

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.

Menkıbe, din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye. Menkıbe kavramı ilk olarak hadis kitaplarının bir bölümü olarak dikkati çeker. Konularına göre düzenlenmiş hadis kitaplarında "Kitâbü'lmenâkıb" bölümleri bulunur. Buralarda Muhammed ve ashâbının fazîletlerine dâir hadisler yer alır. Menkıbeleri masal ve efsanelerden ayıran yanı menkıbelerdeki şahısların gerçek hayattan alınmasıdır. Kahramanlık ve dini konuları ele almaktadır.