Fëanor
Fëanor | |
---|---|
J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninde karakter | |
Unvanı/Diğer adı | Curufinwë, Noldor Kralı |
Irkı | Elf, Noldor |
Doğum tarihi | Ağaçların Yılları 1169, Tirion |
Ölüm tarihi | Ağaçların Yılları 1497 (3142 yaşında), Ered Wethrin |
Fëanor, J.R.R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninde bir kahramandır. Yüce Noldor Kralı Finwë'nin ilk oğlu ve Míriel'den olma tek çocuğudur. Fëanor, Valinor'un İki Ağacının ışığını içlerinde saklayan mücevherler olan Silmarillerin, gören taşlar Palantír'in ve Elf alfabesi olan Tengwar'ın yaratıcısıdır. Melkor'u lanetleyip ona Morgoth ismini veren baş düşmanıdır.
Fëanor'un Silmarilleri, Silmarillion'un ana temalarından birini oluşturur; İnsanlar ve Elfler onlara sahip olmak için kötülüğün güçleriyle savaşırlar. Karanlıklar Efendisi Morgoth Silmarilleri çaldıktan sonra Fëanor ve yedi oğlu Fëanor'un Yemini'ni ederler; Silmarilleri elinde tutan herkese—ister Elf, İnsan, Maia ya da Vala olsun— karşı savaşacaklarına ant içerler.
Yemin, Fëanor ve oğullarını Orta Dünya'ya gitmeye zorlar ve bu süreçte, Teleri'nin limanlarında ilk Akraba Kıyımı'nı gerçekleştirerek Elf kardeşlerine karşı vahşet işlemelerine neden olur. Fëanor, Orta Dünya'ya gelişinden kısa süre sonra ölür; oğulları ise Morgoth'u yenme ve Silmarilleri geri alma uğruna birleşirler fakat bu yolda Elf halkına daha çok zarar verirler.
Hikayesi
Gençliği
Fëanor, Noldor'un ilk kralı Finwë'nin oğluydu; annesi Míriel ise onu doğurduktan kısa bir süre sonra "hem bedenen hem de ruhen tükenip gitti" ve öldü.[1] Fëanor, "yiğitlik, dayanıklılık, güzellik, kavrayış, beceri, güç ve zekasıyla ve bedeniyle zihninin her bir parçasıyla Ilúvatar'ın çocukları içinde en güçlüsüydü, gözbebeğiydi ve içinde parlak bir alev titrerdi."[2] Finwë, sonrasında yeniden evlendi ve Fingolfin ile Finarfin adında iki oğlu daha oldu. Fëanor, gençliğinde, Vala Aulë'nin öğrencisi olan kayınpederi Mahtan'ın yanında çıraklık yaptı. Fëanor, bir zanaatkkar ve mücevher ustası oldu, Tengwar alfabesini icat etti ve büyülü görme taşları olan palantírleri yarattı.
Silmariller
Fëanor, en büyük başarısı ve en ünlü eseri olarak, Valinor'un İki Ağacı'nın ışığını yakalayıp birbirine harmanlayarak Silmarilleri yarattı. Bunlar üç büyük mücevher biçimindeydiler fakat sadece parlayan taşlar değillerdi; canlıydılar, kutsaldılar ve yok edilemezlerdi. Tanrısal güçlere sahip Valar dahil kimse onların bir benzerini yaratamazdı. Hatta Fëanor'un kendisi bile bir benzerlerini yaratamazdı çünkü onların yapımına özünden bir parça katmıştı. Vala Varda ise "Silmarilleri kutsadı, ebediyete kadar onlara ne bir ölümlü beden, ne kirli eller, ne de kötücül varlıklar dokunamasın ve dokunan da kavrulup solsun diye."[3]
Fëanor’un kalbi silmarillere bağlanmıştı ve ona göz diktiklerini düşündüğü Valar ve Elflerden süphelenmeye başladı. Yakın zamanda serbest bırakılmış ve şimdi Valinor’da yaşayan Vala Melkor, bunu Noldor arasında ihtilaf yaratmak için bir fırsat olarak gördü. Fëanor, Melkor ile hiç iletişimde bulunmadı fakat yine de onun tuzağına düştü. Melkor, Fëanor'u üvey kardeşi Fingolfin'in, Finwë'nin varisi olarak yerini gasp etmeyi ve Silmarilleri ele geçirmeyi planladığına inandırdı. Fëanor'un nefreti öyle büyüdü ki Fingolfin'i ölümle tehdit etti. Valar, Fëanor'u on iki yıl boyunca uzaktaki evi Formenos'a sürgün ederek cezalandırdı. Bu sürgüne babası Finwë de katıldı.[3]
Valar, Fëanor'un eylemlerinin arkasında Melkor'un olduğunu anladı. Aralarından Tulkas'ı onu yakalaması için gönderdiler fakat Melkor çoktan kaçmıştı. Melkor, uzun bir süre sonra Formenos'ta görüldü. Fakat Fëanor onun asıl amacının Silmarillere sahip olmak olduğunu anladı, “Ve Eä'da yaşayanların en kudretlisinin yüzüne çarptı evinin kapılarını.”[3] Valar, Fingolfin ve Fëanor'u barışmaları için Valimar'a davet etti. Fingolfin, Fëanor'un en büyük kardeş olarak yerini tanıdı ve ona elini uzattı. Fëanor, bunu isteksizce kabul etti fakat tam o sırada Melkor, Ungoliant ile İki Ağaç'ı yok etti ve Valinor ülkesi karanlığa gömüldü. Artık Ağaçların ışığı sadece Silmarillerde yaşıyordu ve Valar, Ağaçları yeniden canlandırabilmek için Fëanor'dan Silmarilleri teslim etmesini istediler. Fëanor ise “Evet, çıkarabilirim mücevherlerimi ortaya ama asla benzerlerini yapmayacağım ve eğer kırmam icap ederse onları, kalbimi de kıracağım ve Eldar içinde ilk katledilen olacağım." dedi ve reddetti.[4] Formenos'tan gelen ulaklar, Melkor'un, babası Finwë'yi katledip Silmarilleri çalmasının haberini getirdi.
Fëanor, bunun üzerine Melkor'a "Morgoth" adını verdi, Dünyanın Kara Düşmanı. Fëanor, yeni Noldor Kralı olarak halkının başına geçti ve Tirion şehrinde yaptığı konuşmasında, çoğunu Orta Dünya'ya dönerek Finwë'nin intikamını almaya ve Valar'dan kurtulmaya ikna etti. Yedi oğluyla beraber Fëanor'un Yemini'ni etti:[4]
Yeminlerini bozmayacaklarına Ilúvatar adına söz verdiler ve bozarsak eğer kavlimizi, Ebedi Karanlığa gömülelim dediler. Manwë'yi, Varda'yı ve kutlu Taniquetil Dağı'nı şahit gösterip, ister Vala, ister İblis, Elf yahut da henüz doğmamış İnsan olsun, küçük büyük, hayırlı veya belalı, günlerin sonuna dek, zamanın doğuracağı her cinsten varlığı, Silmarillerin tekini bile ellerine almaları, çalmaları, yahut da saklamaları durumunda, Dünya'nın sonuna dek intikam ve nefret hisleriyle takip edeceklerine ant içtiler.
Beleriand'a Dönüş
Fëanor, Morgoth'un peşinden Orta Dünya'ya gitmek için Valinor'un kıyılarına hareket etti ve akrabaları denizci Teleri halkından yardım talep etti. Teleri bunu reddedince Fëanor, Noldor'a gemileri çalmalarını emretti. Teleri buna karşı çıktı ve birçoğu Alqualondë Limanı'nda katledildi. Noldor böylece kendi akrabalarını katlederek elfler arasında binlerce yıl acı ile hatırlanacak olaya imza attı. Bu olay, sonrasında Alqualondë'deki Akraba Kıyımı veya Birinci Akraba Kıyımı diye bilinir oldu.[4] Oğulları daha sonra, Fëanor'un adına Orta Dünya'da akrabaları Elfler'e karşı iki başka savaş suçu işlediler. Bu olaydan pişmanlık duyan Finwë'nin üçüncü oğlu Finarfin, yanına Noldor'un bir kısmını alıp geri döndü. Valar onları kabul etti ve Finarfin, Valinor'daki Noldor'un Yüce Kralı olarak hüküm sürdü. Fëanor ve Fingolfin'i takip eden kalan Elfler ise Mandos'un Hükmü'ne tabi oldular; Valar'a karşı isyana devam ederlerse başlarına türlü acılar ve felaketler gelecekti. Tüm Noldor'u denizin karşısına taşımaya yetecek kadar gemi yoktu bu yüzden Fëanor ve oğulları gemilere el koydu ve takipçileriyle beraber denize açıldılar. Fëanor, Orta Dünya'ya geçtikten sonra, ilk ayak bastıkları yer olan Losgar'da gemileri yakıp Fingolfin ve halkını geride bırakmaya karar verdi. Fingolfin ise, öfke içinde, kuzeydeki buzullar üzerinden geçen uzun ve zorlu yolu kullanarak Beleriand'a döndü.[4]
Fëanor'un gelişinin haberini alan Morgoth, orklar ve balroglardan oluşan ordusunu Fëanor'un Mithrim'deki kampına yolladı. Bu savaşa "Dagor Nuin Giliath", yani Yıldızlar Altındaki Savaş dendi çünkü Güneş ya da Ay henüz yaratılmamıştı. Elfler burada büyük bir zafer kazandı. Savaşın bitmesine yakın Feanor, hırslanıp oğullarıyla birlikte Angband'ın kapılarına kadar düşmanı kovaladı fakat bir balrog grubu tarafından pusuya düşürüldü. Uzun süre mücadele eden Fëanor, en sonunda aldığı yaraların sonucunda zayıf düştü ve balrogların efendisi Gothmog bedenini yere çarptı. Tam bu sırada yetişen oğulları, onu kurtarmayı başardılar fakat Fëanor ölümcül yaralar almıştı. Dönüşleri sırasında Fëanor, öleceğini anlayıp oğullarına durmalarını söyledi ve ölüm anında içine dolan bir sezgi ile Noldor'un, yardım almadan Thangorodrim'in kara kulelerini alaşağı edemeyeceğini anladı. Yine de Morgoth'a üç kere lanet okudu ve oğullarına yeminlerini tutup babalarının öcünü almalarını vasiyet etti.[5]
Ettiği yeminin Türkçesi yaklaşık olarak şöyledir:
- Dost ya da düşman da olsa, aydınlık
- Temiz, kokuşmuş biri de olsa;
- Morgoth soyu,
- Elda, Maia ya da Sonradoğan'da olsa;
- Ne kanun, ne sevgi, ne de çatılmış kılıçlar;
- Dehşet, yaralar, felaketin kendisi bile olsa;
- koruyamayacaktır kimseyi Fëanor'dan ve Fëanor'un
- soyundan gelenlerden!
- Saklayan, gizleyen, ellerinde tutan,
- bulan ya da kaçıran her kimse bir Silmaril'i,
- Böylece hepimiz yemin ediyoruz ki:
- Ölüm getireceğiz ona, gün bitmeden daha!
- Ve ızdırap, dünyanın sonunda.
- Sözlerimizi duy, Eru Ilúvatar Babamız!
- Sonsuz karanlık alın yazımız olsun,
- Yeminimiz kırılır ve boşa çıkarsa,
- Kutsal Dağda şehadetimiz duyulsun!
- Ve yeminimizi hatırlayın o vakit,
- Ey Manwë ile Varda!
Feanor için denir ki öldüğünde bedeni alev alarak küle dönmüştür. Böyle bir şey ne Arda üzerinde daha önce görülmüştür ne de günlerin sonuna dek görülecektir. Birinci Temanın sonunda Silmarilleri bu sefer kendi isteğiyle Valar'a verdi ve daha ihtişamlı olan İkinci tema başladı.
Eserleri
- Fëanor Lambaları
- Fëanor arması
- Palantíri
- Silmariller
- Tengwar
Etimoloji
Fëanor ismi "Ateşin ruhu" anlamına gelir ve fëa ("ruh") ve naur ("ateş") kelimelerinin birleşiminden oluşur. Fëanor'a annesi tarafından verilmiş bu ismin Quenya dilindeki formu Fëanáro idir.
Curufinwë adı ise ona babası tarafından verilmiş olup "Yetenekli Finwë" anlamına gelir ve curu ("yetenek;beceri") elementini içerir.
Kaynakça
- Tolkien, J.R.R., Silmarillion, İthaki Yayınları, 2007, İstanbul, 6. baskı
- ^ J.R.R. Tolkien. "Fëanor'a ve Melkor'un Serbest Bırakılmasına Dair". Silmarillion.
- ^ J.R.R. Tolkien. "Güneş'e ve Ay'a ve Valinor'un Gizlenişine Dair". Silmarillion.
- ^ a b c J.R.R. Tolkien. "Silmarillere ve Noldor'un Huzursuzluğuna Dair". Silmarillion.
- ^ a b c d J.R.R. Tolkien. "Noldor'un Kaçışına Dair". Silmarillion.
- ^ J.R.R. Tolkien. "Noldor'un Dönüşüne Dair". Silmarillion.