İçeriğe atla

Ezgi

Ezgi ya da melodi (Yunanca: μελῳδία - melōidía) sözcüğü ses dizisi anlamına gelmektedir. Belli bir duyguyu yansıtması için yan yana getirilen notalar dizisine işaret etmektedir.

Duyguların anlatımı

Duygular sanatın her türü ile yansıtılabilir. Şiir, öykü, roman, destan, resim, mimari yapıt ile. Elbette müzik ile de. Dahası duyguların anlatımı bakımından müziğin eşsiz benzersiz bir güce sahip olduğu dahi söylenebilir. Bu güç müziği en eski sanat türü kılan nedendir. Gerçekten de müzik en eski sanat türü olmalıdır. İnsanların yaşadıkları en eski mağaralarda resimlere rastlanmış olması resmin en eski sanat türü olduğunu göstermez; müziğin böyle bir iz bırakabilme özelliğinden yoksun oluşu, onun en eski sanat türü oluşunun fark edilmesini engelleyen başlıca etkendir. Gene de farklı dilleri konuşan insanlar açısından müziğin ortak bir dil oluşturması değinilen konuda güçlü bir kanıt olarak değerlendirilebilir. Nitekim kendi diline benzemeyen dillerde söylenen müzikal yapıtlardan insanların hüzünlenebilmesi, bu sanat türünün bir ortak dil oluşu ve eskiliği konusunda sugötürmez bir kanıt sunmaktadır.

Ezginin işlevi

Burada müzikal yapıtın hüzün yaratabilme özelliği, onun içerdiği ezgiden kaynaklanmaktadır; çünkü ezgi müziğin somutlaşmış ortak dilidir; o, sanat yapıtı olarak kendisini ortaya koyan müzikten başka bir varlık değildir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Edebiyat</span> sözlü ya da yazılı anlatıma dayanan sanat

Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Roman</span> bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatı

Roman, genellikle düzyazı biçiminde yazılan, kurgusal, görece uzun, insanın (ya da insan özellikleri atfedilen varlıkların) deneyimlerini bir olay örgüsü içinde aktaran ve genellikle kitap halinde basılan bir edebî tür. Uluslararası ve akademik platformlarda beşinci sanat olarak kabul gören edebiyatın bir alt türüdür.

Sanat tarihi, en yalın haliyle görsel sanatların tarihsel evrimini inceleyen bilim dalıdır. Bir başka tanım vermek gerekirse tarih koşullarından doğan maddi kültür eşyasını inceleyen bilimdir denebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bilgi</span> İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü

Bilgi, genellikle geçerliliği veya doğruluğu varsayılacak şekilde mümkün olan en yüksek kesinlik derecesi ile karakterize edilen, kişiler veya gruplar için mevcut olan bir dizi gerçek. Bilginin tanımı kullanıldığı alana ve bakış açılarına göre değişiklik göstermektedir. Epistemolojide subje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü ürüne denir. Bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala epistemoloji adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Romantizm</span> sanat akımı

Romantizm veya Coşumculuk, 1800 ve 1850 yılları arasında Avrupa'da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen entelektüel bir akımdı. Bir ölçüde Sanayi Devrimi'ne, Aydınlanma Çağı'na aristokratik sosyal ve siyasi düzenine, doğanın bilimsel rasyonalizasyonuna ve klasisizme tepki olarak doğan, doğaya ve duygulara verdiği önemle bilinen bir akımdır. Ortaya çıkışında ise 1789 Fransız İhtilali sonrasındaki toplumsal, siyasal ve düşünsel yapının etkileri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Türk müziği</span> Türklerin müziği

Türk müziği, Türklerin Orta Asya'dan beri geliştirdikleri, bugünkü özellikleri Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar döneminde belirginleşen müzik tarzı. Musiki, Osmanlı döneminde halk ve üst kültür çevrelerinde birbiriyle ilişkili, fakat karakterleri farklı iki ana dal olarak gelişmiştir. Osmanlı'nın son dönemindeki modernleşme hareketleriyle Batı etkisi görülmeye başlanmış, bu etki Cumhuriyet döneminde daha da artmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dışavurumculuk</span> Duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı

Dışa vurumculuk (ekspresyonizm), doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı. Politik istikrarsızlık ve ekonomik çöküntü ortamında Almanya'da pozitivizm, naturalizm ve empresyonizm akımlarına karşı olarak ortaya çıkmıştır. 19. yüzyıl gerçekçilik ve idealizmine karşıt anti-natüralist öznelliğe sahip bir bakış açısı içerir. Ayrıca kuzeyli, Cermen halk sanatı biçimleri ve kabile sanatları da etkilendiği diğer kaynaklardır. Dışa vurumcu sanatın amacı, sanatçının duyguları ve iç dünyasını renk, çizgi, düzlem ve kütle aracılığıyla dışa vurmasıdır. Bu duyguları daha iyi yansıtabilmek için sanatçı geleneksel kuralların dışına çıkarak gerçeğin biçimini bozma yöntemini kullanır ve sanatçının öznel duygularına dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Barok müzik</span> Avrupada 1580-1760 arasında biçimi ve müzik dilini etklemiş sanat anlayışı

Barok müzik, Batı Avrupa kökenli yaklaşık 1600 ile 1750 yılları arasında Batı klasik müziği'nin bir dönemi veya tarzıdır. Bu dönemi Rönesans müzik dönemi izledi, ardından Klasik dönem takip etti ve galant stili Barok ve Klasik dönemler arasındaki geçişi sağladı. Barok dönemi üç ana aşamaya ayrılmıştır: erken, orta ve geç. Zamanla örtüşecek şekilde bu üç dönem, geleneksel olarak 1580'den 1650'ye, 1630'dan 1700'e ve 1680'den 1750'ye dek olan süreçleri kapsar. Barok müzik, "klasik müzik" kanonu'nun önemli bir bölümünü oluşturur ve şu anda yaygın olarak çalışılmakta, çalınmakta ve dinlenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sembolizm</span>

Sembolizm ya da simgecilik, en genel anlamıyla farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır. Sembolizme sanatta, özellikle resim, müzik ve edebiyat alanlarında rastlanır.

Müzik, geçmiş ve şimdiki bilinen her kültür ve dinde zaman ve mekânlar arasında büyük çeşitlilik gösterir. En izole edilmiş kabile grupları da dâhil olmak üzere dünyadaki tüm insanlar bir müzik türüne sahip olduklarından, müziğin, insanların dünyaya yayılmasından önce atalardan oluşan topluluklarda mevcut olduğu sonucuna varılabilir. Sonuç olarak, ilk müzik Afrika'da icat edilmiş ve daha sonra çeşitli çalgılar yapmak için çeşitli materyaller kullanarak insan hayatının temel bir bileşeni hâline gelmiş olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Müzik</span> sanatın ses kullanılan şekli

Müzik, insanın doğaya eklediği uyumlu seslerdir. Ses, bir doğa olayıdır. Müzik, bu doğal ve etkin olaydan bilinçli bir çalışma ve emek ile bir sanat yapıtı yaratmak, sesi bilimsel ve estetik bir temele oturtmaktır. Bütün müzik türleri için ana öğeler ritim, tonalite, dinamik ve ses rengi olarak belirtilir. Bu önemli elemanlardan anlaşılacağı gibi müzik yalnız insanın içinden yansıyan duygularla değil, bilgi ve anlayışla yaratılabilir. Müziğin bilgisine bakış, bir sanat olayını anlamamızı da sağlar. Ritim, tonalite, dinamik ve ses renginden hiçbiri, müzikte tek başına yer almaz ancak birlikte müziksel bir bütünlük yaratırlar. Değişik müzik türlerinde farklı oranlarda ağırlık taşıyabilirler. Müzik teorisi, müzik sanatını gerçekleştiren belirli kavram ve sistemlerin bir araya gelmesinden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tiyatro</span> sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösteriler

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest) ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Operet</span>

Operet, olayları gülünç ve toplumsal, siyasal yergi öğeleri içererek anlatan müzikal sahne oyunudur.

Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün etmenlerin dizgesel bir biçimde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Fransızlar semiyoloji terimini kullanmışlardır. Semiyotik disiplinlerarası bir sahadır. Anlam bilimi, dil bilimi, fonetik, mimarlık, sosyoloji, psikanaliz ve daha birçok bilim dalı ve disiplinin oluşturduğu disiplinler arası bir disiplindir. Kültürel kodlar, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girmektedir. Semiyoloji, yapısalcılığın modeli olarak düşünülmektedir.

İtalyan Edebiyatı, İtalyan yazarlarca İtalyanca yazılmış edebiyat yapıtlarını kapsar. İtalya'nın siyasal birliğini 19. yüzyıla kadar kuramaması ve Katolik Kilisesi'nin etkisiyle, yazılı metinlerde uzun süre Latince kullanılmış ve yerel bir dilin yaygınlaşması öbür Avrupa ülkelerine göre daha geç başlamıştır. 12. ve 14. yüzyıllar arasında İtalya'da Fransızca düzyazı ve koşukla yazılmış romanslar okunmuş ve klasik metinlerden uyarlamalar yapılmıştır. Böylece 13. yüzyılda bir Fransız-İtalyan edebiyatı gelişmiştir. İtalyanlar Fransız öykülerini çoğu zaman uyarlayarak ve bunlara çeşitli eklemeler yaparak kaleme almışlardır. Bu edebiyatta Fransızca kullanılmakla birlikte, yazarlar yapıtlarına yer yer kendi lehçelerinin özelliklerini de katmışlardır.

Anlatım biçimleri, anlatılacak olay veya kavramların nasıl anlatıldığını belirten edebiyat terimidir; yazarın anlatımını yaparken kullandığı üsluba, başvurduğu yönteme anlatım biçimi denir. Anlatılacakların türüne ya da amacına göre değişik anlatım biçimleri kullanılır. Örneğin romanda kullanılan anlatım biçimi ile bir makalede kullanılan anlatım biçimi birbirinden farklıdır.

Fahrünnisa Kadıbeşegil, Türk yazar, çevirmen ve ressam.

<span class="mw-page-title-main">Müzikal tiyatro</span>

Müzikal tiyatro, kendine özgü bir olay örgüsü olan, müzik, dans ve diyalogların olaylarla bütünleştiği duygusal ve eğlendirici sahne gösterisi, oyun ya da filmdir. Sıklıkla "müzikal" olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe ve edebiyat</span>

Felsefe ve edebiyat, filozofların ve felsefi konuların edebiyat ile ilişkilerini ve edebiyat tarafından ortaya atılan konuların felsefe ile ilişkilerini içeren daldır.

<span class="mw-page-title-main">Latin edebiyatının gümüş çağı</span> 14-550 yılları arasını kapsayan Roma edebî dönemi

Latin edebiyatının gümüş çağı, Latin edebiyatının 14'ten I. Justinianus'un 550'de hukuk alanında yaptığı yeniliklere dek olan dönemini kapsayan dönem. Roma İmparatorluğu ve daha sonrasında Bizans İmparatorluğu etki alanında geliştiğinden dolayı İmparatorluk Dönemi olarak da adlandırılmaktadır.