İçeriğe atla

Exempli gratia

Exempli gratia, tam olarak çevirildiğinde "örnek uğruna" veya "örnek için" gibi anlamlara gelen, çoğunlukla "örnek olarak/misalen" diye tercüme edilen bir Latince deyiştir. Batı dillerinde, özellikle İngilizcede, bahsedilen bir konu, tanım veya değer hakkında örnek vermek istendiğinde bu deyiş, çoğunlukla kısaltılarak, kullanılır. Kısaltması e.g. şeklindedir. Sıklıkla id est yani i.e. ile karıştırılır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yazılım</span> bilgisayarın somut olmayan çalıştırılabilir bileşeni

Yazılım, değişik ve çeşitli görevler yapma amaçlı tasarlanmış elektronik aygıtların birbirleriyle haberleşebilmesini ve uyumunu sağlayarak görevlerini ya da kullanılabilirliklerini geliştirmeye yarayan makine komutlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Latin Amerika</span> Amerika kıtasında Latin dillerinin ağırlıklı olarak konuşulduğu bölge

Latin Amerika, Latin dilleri konuşan Amerika ülkelerine ve çevresine işaret eder. Diğer bir deyişle bu bölgenin Anglo-Amerikan ve Cermen dilleri konuşan bölgeler ile zıtlık oluşturduğu da söylenir.

Fermiyon, parçacık fiziğinde, Fermi-Dirac istatistiğine uyan parçacıktır. Başka bir deyişle, Enrico Fermi ve Paul Dirac'ın gösterdiği üzere, Bose-Einstein istatistiğine sahip bozonların aksine fermiyonlar, belirtilen zamanda sadece bir kuantum durumuna karşılık gelebilen parçacıklardır. Eğer iki ayrı fermiyon uzayda aynı yerde tanımlanmışsa her bir fermiyonun özelliği birbirinden farklı olmak zorundadır. Örnek olarak, iki elektron bir çekirdeğin etrafında aynı orbitalde bulunacaklarsa, bu kez aynı spin durumunda olamazlar ve her orbitalde elektronun biri yukarı diğeri aşağı spin durumundadır.

Rap, "kafiyeli ve ritmik bir şekilde sokak dili konuşmayı" içerir ve müzikal benzeri tarzlarda yapılabilmektedir. Rap'in bileşenleri "içerik", "akış" ve "sunum"dan oluşmaktadır. Rap, spoken word'den farklıdır çünkü genellikle müzik eşliğinde icra edilir. Rap, hip hop müziğinin temel bileşenlerinden biridir ve özellikle bu türle ilişkilendirilir ancak rap'in kökenleri hip hop kültüründen öncesine dayanmaktadır. Modern rap'in en eski örnekleri, Batı Afrika griot geleneğine dayanmaktadır. Rap'in "Rhytm And Poem" veya "Rhytmic African Poetry" sözcüklerinin kısaltması olduğu görüşü yaygın olsa da aslında rap kelimesi, İngilizce sözlük anlamı olarak "ağır eleştiri" anlamına gelmektedir.

Eyalet, çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bazı özerklikleri olan büyük yönetim birimi.

Semah, Alevi ve Bektaşi topluluklarında cem olunarak canların dayanışma ruhunu yükseltip, doğayla/evrenle bir olma halinin saz, deyiş ve hareketle temsil eden törendir. Aynı zamanda yeni nesillerin sözlü gelenekle bilgi edinmelerini sağlayan yöntemlerden biridir. Belli bir disiplin içinde törensel niteliği olan semah, eşitlik, sevgi ve birlik gözetilerek uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Müzisyen</span> müzik yazan veya yorumlayan sanatçı

Müzisyen, çalgı çalabilen veya müzikal yetenek sergileyen sanatçıdır. Müzik besteleyen, icra eden veya orkestra yöneten kişiler müzisyen olarak kabul edilir. Çalgı çalabilen müzisyenlere çalgıcı da denir. Müzisyenler tek başlarına (solo) çalışabilecekleri gibi grup veya orkestra üyesi de olabilirler.

Semai, halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir.

Status quo veya statüko, bir olgunun günümüzdeki durumunu belirten bir Latince deyiştir. "Statükoyu sürdürmek", var olan durumu olduğu gibi korumak anlamına gelir. Bu deyişle ilintili farklı bir kavram olan status quo ante "olguların geçmişteki durumunu" belirtir.

Ploitlik, bir hücredeki kromozom sayısının, o hücredeki farklı kromozomlardan birer tanesi ile oluşturulan temel setteki kromozom sayısı ile bir rasyonel sayının çarpımına eşit olması durumudur. Diğer bir deyişle ploitlik, temel kromozom takımının ilgili hücredeki tekrarlama derecesidir.

De facto veya defakto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiilî" ya da "pratikte" anlamında kullanılan Latince deyiş. "Kanuna göre" veya "hukuki olarak" anlamına gelen "de jure" ile karşıt olarak sıkça kullanılır. Yasal bir durum tartışılırken, "de jure" kavramı, konu hakkında kanunların ne söylediğini, "de facto" kavramı ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir. Bu uygulama, yasal olabilir ya da olmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Marquis de Condorcet</span> Fransız filozof, matematikçi ve siyasetçi (1743-1794)

Marie Jean Antoine Nicolas de Caritat, Marquis de Condorcet,, Nicolas de Condorcet olarak da bilinen Fransız filozof ve matematikçi. Liberal ekonomi, anayasal hükûmet, parasız ve eşit kamu eğitimi, kadınlar ve tüm ırklardan insanlar için eşit hakları destekleyen düşünceleriyle Aydınlanma Çağı ve Aydınlanma rasyonalizminin ideallerini somutlaştırmıştır. Condorcet, Fransız Devrimi'nin yetkililerinden bir süre kaçtıktan sonra yakalandı ve hapishanede öldü.

<span class="mw-page-title-main">Zulüm</span> başka bir kişi veya grup tarafından bir bireye veya gruba uygulanan sistematik kötü muamele

Zulüm ya da kıygı, bir kişiye veya gruba başka bir kişi veya grup tarafından ısrarlı olarak kötü davranılmasıdır. Sözlükte “herhangi bir şeyi ona ait olmadığı yere koymak” anlamındaki zulüm (zulm) denir. En sık görülen biçimleri dini zulüm, etnik zulüm ve siyasi zulümdür, ancak bu terimler kendi aralarında örtüşebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Bıçak</span> Keskin uçlu demir el aleti

Bıçak, keskin ağızlı el aletidir. İşlevine, icrasında kullanıldığı iş ya da hobiye göre farklı biçimleri bulunmaktadır.

Hitit mitolojisi, Mezopotamya kaynaklarından esinlenmiş olmakla beraber, Hatti ve Hurri etkisinde de kalmıştır. Hititler, ele geçirdikleri bölgelerde tapınılan tanrı ve tanrıçalara gösterdikleri saygıdan ve onları yerel ölçekte de olsa tanımalarından dolayı "Bin Tanrılı Halk" adını almıştır.

Dik açıklık, bir yıldızın gökkürede ekvator düzlemine göre açısal uzaklığı olarak tanımlanmakta olup, ekvator konsayı dizgesinin ikinci öğesidir. Ekvatora bağlı koordinat sistemine ilişkin iki terimden biridir. Dik açıklık, göksel ekvator ile bir nesnenin arasındaki açıyı belirtir. Bir başka deyişle, dik açıklık gökkürenin enlemidir.

<span class="mw-page-title-main">Türk halk müziği</span> Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü

Türk halk müziği ya da kısaca Türkü, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde farklı ağızlar ve formlarda söylenen Türkçe yöresel etnik müziklerin tümü. Yapısal olarak folklorun bir parçası olan Türk halk müziği, sözlü halk müziği ve sözsüz halk müziği olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü halk müziğine genel olarak türkü adı verilir. Sözsüz halk müziğine ise ezgi adı verilir. Klasik Türk halk müziği, çeşitli yörelerden derlenmiş birçoğu anonim olan türkülerden ve sözsüz halk müziklerinden oluşur, anonim eserlerin sözü ve bestesinin kime ait olduğu bilinmez ve yöreye mâl olmuştur. Modern Türk halk müziği ise, 1970'li yıllardan sonraki dönemde eski yöresel müzik kalıpları örnek alınarak oluşturulmuş, sözü ve bestesi belli olan halk müzikleridir. Türk halk müziği, halk oyunları ve halkbilim ile de yakından ilgilidir. Bunun dışında genel karakteristiğine göre; bektaşi, halay, teke, zeybek gibi türlere ayrılır. Ayrıca il bazında türküler kategorilendirilmiştir.

Kuruluş, kurum, organizasyon veya teşkilat; ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi verimini yönetebilen toplumsal bir düzendir. Organizasyonlar sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok sosyal bilim dalının araştırma konusudur.

<i>Ab urbe condita</i> Latince deyim

Ab urbe condita anlamı "Şehrin (Roma) kuruluşundan bu yana olan" Latince bir deyiştir ki burada şehrin kuruluşu MÖ 753'tür. AUC ise bazı Roma tarihçileri tarafından belirli Roma yıllarını ayırt etmek için kullanılan bir takvim sistemidir. Rönesans editörleri, bazen kitaplarına yayınlanma yıllarını AUC sisteminde yazarlardı, bu da Romalıların AUC sistemini kullandıkları algısını yaratmıştır. Oysaki Roma zamanlarında takvim sistemi bundan çok daha farklıdır.

Güdümlü demokrasi, görünürde demokratik bir hükûmet var iken asılında bu hükûmetin otokratik uygulamaların bulunmasıdır. Bu türden hükûmetler özgür ve adil seçimlerle işbaşına gelir ancak devletin politikalarında bir değişikliğe gitmez.