İçeriğe atla

Evrenselcilik

Evrenselcilik ya da İngilizce bilinen adıyla Üniversalizm, hem felsefi hem de teolojik bir konsepttir. Evrenselciliğe göre bazı düşünceler evrensel, coğrafya ve kültürden bağımsız, zemin tanımaz bir uygulama alanına sahiptirler. Kendisini evrenselci ya da üniversalist olarak tanımlayan bir cemiyet, bütün dünya dinlerinde var olan ana prensipleri dolayısıyla da diğer dinleri de kabul eden bir anlayışı yansıtmaktadır.

Ayrıca Bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">İlahiyat</span> din ile ilgilenen bilim dalı

İlahiyat, teoloji veya tanrıbilim, "tanrı" kavramı ve din olgusunun sistematik olarak ele alan disiplindir. Temel konusu doğaüstü güçlerdir ancak dini epistemoloji ve vahiy ile ilgilenir. Vahiy üzerinden tanrı ya da tanrıların varlığının kabulüne ulaşır. Bunların sadece, doğa ötesi varlıklar olması ile değil, dünya ile ilişki kurmak ve insanlara varlığını göstermeye istekli olduklarını ispat etmeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Perennial felsefe</span> Daimicilik, tüm insanlar için geçerli ve daimi olan gerçeğin ilkelerinin varlığını savunur

Perennial Felsefe ya da perennializm (daimicilik), evrensel hakikat ilkelerinin insanlık tarihi boyunca tüm kültürlerde ve ruhsal geleneklerde ortak olarak mevcut olduğuna ilişkin felsefi düşünüş.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Hamdi Yazır</span> Türk din adamı, tercüman ve hattat

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Türk din alimi, tercüman ve hattattır. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında ve Cumhuriyet Dönemi'nde yaşamış olup, Kur'an'ın Türkçe tefsirlerinden birini telif etmiştir.

Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir.

<span class="mw-page-title-main">İslam felsefesi</span> İslam medeniyetindeki felsefe geleneği

İslam felsefesi, İslâm dinine mensup kişilerce gerçekleştirilen felsefe etkinliğidir. Müslüman felsefesi ve Arapça felsefe olarak da adlandırılır. İslam felsefesi adlandırması sadece İslam'a dair bir felsefe olarak anlaşıldığından tartışmaya açıktır. İslam dünyası felsefeyle 8. yüzyıldan itibaren sistematik hale gelen Bağdat merkezli tercüme hareketiyle tanışmıştır. 3. yüzyılda Plotinos'un öncülük ettiği, Yeni Platonculuk adlı felsefi akımın Eflâtun ve Aristoteles'i uzlaştırma çabaları İslam dünyasına aktarılan felsefenin temeli olmuştur. Müslüman filozoflar bu iki filozofun eserlerini şerh etme yoluna gitmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Din felsefesi</span> Felsefe dalı

Din felsefesi, dinin kendiliğinden varoluşsal hareketi için bir tür rasyonel bir meşrulaştırma sağlayan felsefe dalıdır. Kutsallık, Tanrı, kurtuluş, ibâdet, peygamber, kurban, dua, vahiy, ayin ve sembol gibi dinler tarihinin temel konularını analiz eden din felsefesi; dinin, dini tecrübenin ve onun ifadesinin doğasını belirler. Din felsefesi dini konu edinen, dinin insan var oluşunun kaynağı, insan doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerleri ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe disiplinidir.

Soren Aabye Kierkegaard, Danimarkalı filozof ve teolog.

Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ felsefesi</span>

Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Rönesans felsefesi</span>

Rönesans felsefesi, 14. yüzyıl sonlarından başlayıp 16. yüzyıl ortalarına kadar geçen dönemde, özellikle de 15. yüzyılda ortaya çıkan çok yönlü felsefi gelişmeleri adlandırır. Rönesans felsefesi, genel olarak felsefe tarihinde bir geçiş dönemi felsefesi olarak kabul edilir. Bilimde ve düşünce alanında yeni gelişmeler meydana gelmeye başlamış, ortaya çıkan yeni perspektifler ve bilgiler rönesans felsefesini, Orta Çağ düşüncesiyle Yeni Çağ düşüncesi arasında köprü rolünü oynamaya yöneltmiştir.

Aristotelesçilik, Platonculuğa paralel olarak, aynı zaman dönemleri içinde gelişen bir felsefi eğilimdir. Yeni bir dünya görüşü arayışı içinde rönesans felsefesinin Platon'a ve Aristoteles'e yönelmesi şaşırtıcı değildir. Her ikisi de klasik çağın en güçlü düşünürleriydi ve yapıtları bir anlamda ilk felsefeyi kurmaya yönelikti.

Hukuk antropolojisi, uluslararası insan hakları hareketleri ve kanunları üzerine yoğunlaşarak tarihi, felsefi, analitik ve karşılaştırmalı perspektiflerden insan hakları konusuna girer. Antropoloji disiplini, insan hakları tartışmalarına katkıları inceler. Kültürel görecelik ve evrenselcilik üzerine olan hususları tartışır.

Totem, bazı ilkel klan ve kabilelerden, onların atası sayılan hayvan veya bitkiye verilen isimdir. Bu totemleri kutsal sayan dini/felsefi görüşe ise Totemizm denmektedir. Bu sözcük kabile dilinde nişan veya âlamet anlamına gelir. Ayrıca totem Panama, Brezilya ve Orta Afrika da kullanılan bir kısaltmadır. Totemizm klan dinidir. Émile Durkheim'e göre ise Totemizm ilkel bir dindir. Totemizm, dünyanın birçok ülkesinde Kuzey Amerika ve Avustralya'da görülür. İnançlarına göre totem olan hayvana ne zarar verebilir, ne de öldürebilir. Totem de buna karşılık insanı korur. Avustralya'da totem olan hayvan için yıllık törenler yapılır. Bu törenlerde o hayvanın çoğalmasını kolaylaştırma amacı güdülür. Totem olan hayvanın etini yemek yasak olduğu halde, bu törenlerde bu yasak uygulanmaz. Bazı araştırmacılar Antik Mısır, Yunan, İtalyan ve Galya halkının dinlerinde de totemizm izlerinin bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Birçok yerde klan fertlerinin, totemlerine benzemek için totemlerinin resmini vücutlarına nakşederek merasimlerde totemin derisini giydikleri de görülmüştür. Konuya diğer bir açıdan bakılırsa totemin tabu olduğu görülür. Totem olan hayvanı öldürmek yasak olduğu gibi, totem olan ağacın gövdesinde oturmak hatta odununu kırmak da yasaktır. Bazı dinler tarihi araştırmacılarına göre Animizm'den doğmuştur. Halk edebiyatında, masallarda ve Tevrat'taki hayvanların konuşması ile İncillerde güvercine önemli bir yer verilmesini Totemizm kalıntısı olarak sayanlar da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Aydın (1943 doğumlu siyasetçi)</span>

Mehmet Aydın Türk akademisyen ve siyasetçi. 58., 59. ve 60. Hükûmette Devlet Bakanı ve TBMM 22. Dönem ve 23. dönem AK Parti İzmir milletvekilidir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa'da din</span>

Avrupa'da din olgusunun sanat, kültür, felsefe ve hukukun gelişimi üzerine önemli etkileri olmuştur. Avrupa'da son bin beş yüz yıl boyunca en çok mensubu olan din Hristiyanlıktır. Güney Doğu Avrupa'da Türkiye, Bosna-Hersek veya Arnavutluk gibi bazı ülkelerde halkın çoğunluğu İslam inancına mensuptur. Birçok Batı Avrupa ülkesinde ise genellikle göçmenlerden oluşan Müslüman azınlıklar bulunur. Avrupa'da küçük sayıda mensuplarla temsil edilen diğer dinler Musevilik, Budizm, Sıh dini ve Hinduizmdir, bunların en büyük toplulukları ise İngiltere ve Fransa'da yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Felsefe, felsefe biçimleri, tanımları veya düşünce akımlarını listeler.

Onyıllar listesi, MÖ 38. yüzyıldan MS 21. yüzyıla kadar olan onyılları listelemektedir.

Omnizm, tüm dinlerin hakikatın bir parçasını barındırdığını, aynı kaynaktan gelen bilginin farklı şekillerde ifade edildiği şeklinde düşünce ve inanış biçimidir. Omnizm tüm dinlere ilişkin saygı ve tanıma durumudur. Böylesine bir inancı benimseyenlere omnist denir. Terim ilkin İngiliz şair Philip J. Bailey tarafından kullanılmıştır.