İçeriğe atla

Evrensel ilke

Evrensel ilke (İngilizce: Cosmological principle), astronomide genellikle kabul gören bir ilke.

Evren’in merkezi konusu

Orta Çağ sonlarına kadar genellikle Dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanılırdı. Buna göre, Dünya'nın evrende ayrıcalıklı bir yeri vardı. Bu inanç kökenini Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış İskenderiye'li Batlamyus‘dan (Ptolemy, 90-168) almıştır. Ancak yeniçağ başlarında Polonyalı Nicolaus Copernicus'un (1473-1543), gezegenlerin Dünya çevresinde değil, Güneş çevresinde döndüğünü açıklaması Dünya'nın ayrıcalıklı olmadığını gösterdi. Daha sonraları Güneş'in de sıradan bir yıldız olduğu anlaşıldı.

19.yüzyıl sonlarına kadar, Samanyolu evrende bilinen tek galaksiydi. Daha sonra diğer galaksiler de bulunmaya başlandı. Fakat Samanyolu en büyük galaksi sayılıyordu. Ancak, II. Dünya Savaşı sırasında astronom Walter Baade (1893-1960) Samanyolu'nun en büyük galaksi olmadığını ortaya koydu. Böylelikle evrende merkez sayılabilecek ayrıcalıklı bir gökcismi kalmadı.

Evrensel ilke

Copernicus sadece gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü göstermekle kalmamış, evrende Dünya'dan farklı yasaların geçerli olduğu yolundaki eski çağ anlayışına da darbe vurmuştur. Buna göre, fizik yasaları evrenin her noktasında aynıdır. Genellikle Copernicus adına izafe edilen evrensel ilkeye göre, evren her yönde homojen ve izotropik, yani eş görünümlüdür. Bir başka deyişle evreni gözlemleyen bir gözlemci hangi yöne bakarsa baksın, birbirine çok benzer görüntüler görecektir. Üstelik, evrenin bambaşka bir yerinde gözlem yapan sanal bir gözlemcinin göreceği görüntü de hemen hemen aynı olacaktır. Kısacası, farklı mekan ve yönlerde evren hep aynı yapıdadır. Bu ilkeye evrensel ilke ya da Copernicus’un evrensel ilkesi denilmektedir.

Aslında, farklı yönleri gözlemleyen bir gözlemcinin gözlemlediği görüntüler arasında bazı farklar olabilir. Çünkü evrenin hiyerarşik modelinde, yıldızlar yıldız kümelerini ve galaksileri, galaksiler de galaksi kümelerini meydana getirmektedirler. Hatta galaksi kümelerinin de süper kümeler oluşturduğu düşünülmektedir. Gözlemci kümenin tam ortasını veya kümeler arası bölgeyi gözlemlediği takdirde gözlemledikleri farklı olacaktır. Ne var ki bu hiyerarşik modelin en fazla 100 megaparsek genişliğinde olduğu düşünülmektedir (1 mega parsek =3.260.000 ışık yılı). Şu halde, gözlemci 100 megaparsekten daha geniş bir bölgeyi gözlemlediğinde, ortalama yoğunluk ve gökcismi türleri açısından iki görüntü birbirinin çok benzeri olacaktır.

Buna karşılık ilke görüntünün farklı zamanlarda farklı farklı olabileceğini kabul etmektedir. Evren genişlediğine göre, farklı zamanlarda gözlemlenen ortalama yoğunluk farklı farklı olabilir. Fakat, aynı zamanda gözlemlenen farklı yönlerde görünüm hep aynı olacaktır.

Mükemmel (tam) evrensel ilke

Bu ilke evrensel ilkenin özel halidir. (İngilizce ːPerfect Cosmological Principle) İlke 1948 yılında Fred Hoyle (1915-2001), Thomas Gold (1920-2004) ve Hermann Bondi (1919-2005) tarafından ortaya atıldı. Bu ilke büyük patlama modeline alternatif olan sürekli oluşum (steady state) kuramının parçasıydı. Buna göre de, evren her yönde homojen ve izotropiktir. Bunun yanı sıra, evren genişlemekte, fakat evrenin ortalama yoğunluğu ortaya çıkan yeni madde sebebiyle değişmemektedir. Yani, mükemmel evrensel ilkeye göre, evrenin genel görüntüsü sadece mekan içinde değil, zaman içerisinde de değişmemektedir. Bu kurama göre, evrenin belli bir başlangıcı da yoktur.

İnsancıl ilke

İnsancıl ilke (anthropic principle), evrensel ilkeye karşı bir ilkedir. İlkeye isim veren kişi Copernicus'un 500. doğum yıl dönümü dolayısıyla 1973 yılında Polonya'nın Kraków kentinde bir sempozyumda konuşan Avustralyalı astrofizik profesörü Brandon Carter'dır (doğ:1942). Bu ilkeye göre, evrende akıllı canlıların ortaya çıkması son derece küçük bir olasılıktır. Dolayısıyla, insanların varlığı bu küçük olasılığın gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bir bakıma insancıl ilke eski çağın Dünya merkezli evren modeline yakın sayılabilir.

Evrensel ilke ile ilgili tartışmalar

1964 yılında bulunan kozmik mikrodalga arka plan ışıması hemen hemen her yönde eşittir. Bu durum hem eş görünüm öngörüsünü desteklemekte, hem de fizik yasalarının evrenin her yerinde aynı olduğunu göstermektedir. Bu durum evrensel ilkeyi güçlendirmektedir. Buna karşılık aynı ışıma evrenin ömrünün sınırlı olduğunu gösterdiğinden, mükemmel evrensel ilkeyi hemen hemen gündemden düşürmüştür.

Bununla birlikte, 2008 yılında bir grup astronomun 700 dolayında galaksi kümesinin aynı yöne doğru hareket ettiğini bulması evrensel ilkeyi zayıflatmaktadır. Çünkü şayet gözlem sonuçları doğrulanırsa, bu durum evrenin beklendiği kadar eş görünümlü olmadığını gösterecektir.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Evren</span> uzay, zaman ve herşeyin bütünü

Evren, Kâinat veya Kozmos, gezegenler, yıldızlar, gökadalar ve diğer tüm madde ile enerji yapıları dahil olmak üzere uzay ve zamanın tamamı ve muhtevasıdır. Bununla birlikte gözlemlenebilir evren, temel parçacıklardan başlayarak gökadalar ve gökada kümeleri gibi büyük ölçekli yapılara kadar tüm madde ve enerjinin mevcut düzeniyle sınırlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Patlama</span> Evrenin oluştuğunu açıklayan teori

Büyük patlama, evrenin en eski 13,8 milyar yıl önce tekillik noktası denilen bir noktadan itibaren genişlediğini varsayan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik modeldir. İlk kez 1920'li yıllarda Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Kozmoloji</span> Evreni konu alan bilim dalı

Kozmoloji, bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Galaksi</span> kütle çekimiyle bir arada duran yıldız ve gök cismi öbeği

Galaksi veya gök ada, kütle çekimi kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan maddesel bir sistemdir. Tipik galaksiler 10 milyon ile bir trilyon arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir galaksinin içerdiği yıldızların hepsi o galaksinin kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner. Galaksiler uzayda tek yönlü hareket ederler, galaksilerin yörüngeleri yoktur. Galaksiler çeşitli çoklu yıldız sistemlerini, yıldız kümelerini ve çeşitli nebulaları da içerebilirler. Çevresinde gezegenler ve asteroitler gibi çeşitli kozmik cisimler dönen Güneş, Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldızlardan yalnızca biridir.

<span class="mw-page-title-main">Kozmolojik sabit</span>

Kozmolojide, kozmolojik sabit, uzaydaki vakum enerjisinin değeridir. Başlangıçta esasen Einstein tarafından genel izafiyet teorisine ek olarak "yerçekimi tedbiri" ve kabul edilen evren sabitini elde etmek için 1917 yılında ortaya atılmıştır. Einstein 1929'da Hubble'ın keşfi olan bütün galaksilerin birbirinden uzağa hareket ettiğini söyleyen konsepti yani evrenin genişlediği konseptini bırakmıştır. Genel genişleyen evren konseptinde, 1929'dan 1990'ların başına kadar, çoğu kozmoloji araştırmacıları tarafından kozmoloji sabiti sıfır farzedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Çöküş</span> Rus bilim adamı Aleksandr Fridman tarafından ortaya atılan evrenin sonunun nasıl olacağına dair bir senaryo

Büyük Çöküş, evren biliminde Evren'in nasıl sonlanacağıyla ilgili üç olası senaryodan biridir. Bu üç senaryo, Rus bilim insanı Aleksandr Fridman tarafından 1922 yılında ortaya atılmıştır. Büyük Çöküş Senaryosu'na göre Evren'in genişlemesi, kütleçekimi etkisiyle giderek yavaşlayarak, Evren'in genişleme hızı ve Evren'deki toplam kütle miktarına göre belirli bir gelecekte duracak ve daha sonra da içine çökmeye başlayarak başlangıç anındakine benzer bir tekilliğe dönecektir.

<span class="mw-page-title-main">Küresel yıldız kümesi</span> galaksi merkezi etrafında dolanan yıldızların, küresel bir bileşimi

Küresel yıldız kümesi, galaksi merkezi etrafında uydu gibi dolanan, yıldızların küresel bir bileşimidir. Küresel yıldız kümeleri yerçekimi ile bir arada durabilirler. Yerçekimi sayesinde küresel bir şekle ve göreceli olarak merkeze doğru artan bir madde yoğunluğuna sahiplerdir. Yıldız kümesinin bir alt kategorisi olan küresel yıldız kümesi, Latince bir sözcük olan ve küçük küre anlamına gelen globulus kelimesinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız kümesi</span> Kütle çekimi altında birbirlerine bağlı yıldızlar topluluğu

Yıldız kümeleri veya yıldız bulutları, öz kütleçekimiyle bir arada tutulan büyük yıldız gruplarıdır. İki ana yıldız kümesi türü belirlenmiştir: Küresel kümeler, kütleçekimsel olarak bağlı on bin ila milyonlarca yaşlı yıldızın oluşturduğu sıkı gruplardır, açık kümeler ise genellikle birkaç yüzden az üye içeren, daha gevşek kümelenmiş ve çoğunlukla çok genç yıldızların oluşturduğu gruplardır. Açık kümeler, gökada içinde hareket ederken dev moleküler bulutların çekim etkisiyle zamanla dağılır, fakat küme üyeleri artık çekimsel olarak bağlı olmasalar da uzayda genel olarak aynı yönde hareket etmeye devam ederler; bunlara yıldız topluluğu, bazen de hareketli grup denir.

<span class="mw-page-title-main">Gözlemlenebilir evren</span> evrenin Dünyadan gözlemlenebilen kısmı

Gözlemlenebilir evren, evrenin ışık ve başka sinyallerin galaksiler ve maddenin, kozmolojik genişlemeden beri Dünya’ya ulaşacak zamanı bulması sonucu, şimdiki zamanda Dünya'dan gözlemlenebilen cisim ve maddelerden oluşan bölgesidir. Evrenin izotropik olduğu varsayılırsa, gözlemlenebilir evrenin sınırı, her yönde aşağı yukarı aynıdır. Dolayısıyla, gözlemlenebilir evren, gözlemcisini merkeze alan, küresel bir hacme sahiptir. Evrendeki her nokta kendi gözlemlenebilir evrenine sahiptir ve bu evren Dünya merkezli olanla çakışıyor olabilir de, olmayabilir de.

<span class="mw-page-title-main">Kuasar</span> Gazca zengin, çok yüksek enerjili astronomik cisim

Kuasar, kütlesi milyonlarca ila on milyarlarca güneş kütlesi arasında değişen, bir gaz diski ile çevrili bir süper kütleli kara delik tarafından desteklenen son derece parlak bir aktif galaksi çekirdeğidir (AGN). Kara deliğe doğru düşen diskteki gaz sürtünme nedeniyle ısınır ve elektromanyetik radyasyon şeklinde enerji açığa çıkarır. Kuasarların ışıma enerjisi muazzamdır; en güçlü kuasarlar, Samanyolu gibi bir galaksiden binlerce kat daha fazla parlaklığa sahiptir.

Fermi paradoksu, dünya dışı uygarlıkların var olma olasılığının gayet yüksek olduğuna dair tahminlerin varlığı ile bunu doğrulayacak herhangi bir kanıtın ya da temasın yokluğu arasındaki çelişkiyi ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Evrenin nihai kaderi</span> Evrenin yapısı göz önüne alınarak birbiriyle rekabet halinde olan bilimsel tahminlere verilen ad.

Evrenin nihai kaderi, fiziksel kozmolojinin ilgilendiği bir konudur. Evrenin durağan veya genişleyen yapısı da göz önünde alınarak birbiriyle rekabet halinde pek çok bilimsel tahminde bulunuldu.

Hubble kanunu, fiziksel kozmolojide gözlemlere verilen isimdir: uzayın derinliklerinde gözlenen nesnelerin dünyadan uzak göreceli bir hızda yorumlanabilir bir Doppler kaymasına sahip olduğu bulunur ve dünyanın gerisinde kalan çeşitli galaksilerin bu Doppler kaymasıyla ölçülen hızı yaklaşık birkaç yüz ışık yılı uzaklığındaki galaksiler için uzaklıklarıyla doğru orantılıdır. Bu normal olarak gözlemlenebilir evrenin uzaysal hacminin genişlemesinin doğrudan bir gözlemi olarak yorumlanır.

<span class="mw-page-title-main">Boltzmann beyni</span>

Boltzmann beyni, kaos halinde rastgele dalgalanmalar sonucu ortaya çıkan ve farkındalığa erişmiş bir varlık hipotezidir. Bu hipotez bilinen evrenin rastgele dalgalanma sonucu yükseldiği düşüncesini öne süren fizikçi Ludwig Boltzmann'a ithafen adlandırılmıştır. Boltzmann, evrenin termal dalgalanmadan ortaya çıkıp çıkmayacağı sorusunu ortaya atmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Enflasyon (kozmoloji)</span> Kozmolojide erken evrendeki uzayın üstsel genişlemesi üzerine teori

Evrensel şişme, kozmik enflasyon veya kozmolojik enflasyon, evren biliminde erken evrendeki uzayın üstsel genişlemesiyle ilgili bir teoridir. Enflasyona maruz kalınan çağ büyük patlamadan 10−36 saniye sonra 10−33 ile 10−32 saniyeleri arasında sürdü. Sonraki dönemde, evren genişlemeye devam etti ancak genişleme oranı düştü.

<span class="mw-page-title-main">Açık yıldız kümesi</span>

Açık yıldız kümeleri, birkaç bin yıldızdan oluşan bir yıldız grubudur. Açık yıldız kümesini oluşturan yıldızlar aynı dev moleküler buluttan oluşmuşlardır ve yaklaşık olarak aynı yaştadırlar. Açık yıldız kümesi galaktik küme olarak da bilinir. Samanyolu Galaksisi'nde 1100'den fazla açık yıldız kümesi keşfedilmiştir ve daha fazla olduğu düşünülmektedir. Açık yıldız kümeleri karşılıklı yerçekimi etkisiyle birbirlerine gevşek bir biçimde bağlıdırlar. Açık yıldız kümeleri diğer kümelerle ve gaz bulutlarıyla yakın temaslarda bulunarak bozulmuş hale gelirler. Bu bozulmalar hem galaksinin ana bölümüne doğru yer değiştirmelere hem de küme elemanlarının yakın temasların içine doğru kaybıyla sonuçlanır.

Astrobiyoloji ve gezegensel astrofizikte, galaktik yaşanabilir bölge, galaksinin gelişmesine en elverişli arazi olarak tanımlanır. Daha detaylandırırsak, galaktik yaşamsal bölge kavramı pek çok etken içerir. Metal oranları, süpernova gibi büyük felaketlerin oluşma oranı, gibi pek çok faktör bölgeyi etkiler. Hangi bölgelerin galaksinin gelişimine uygun, çorak gezegenlerin belli bir müddet sonra hayat geliştirmeye olanaklı olacağını hesaplamak için, gelişime ve varoluşa el verişli bir ortam bulunmalıdır. Ağustos 2015'te yayınlanan bir makaleye göre, çok büyük galaksiler belki yaşanabilir gezegenler barındırmak açısından küçük galaksilere nazaran daha yatkın olabilirler. Örneğin Samanyolu Galaksisi. Samanyolu Galaksisinin inanılan galaktik yaşamasal bölge, en dış yarıçapı 10 kiloparsek ve iç yarıçapı galaksi merkezine yakın olan kısımlar arasında kalan arazilerden. Bunlar uç sınırlardır. 

Maviye kayma, dalgaboyu bir elektromanyetik dalganın frekansı karşılık gelen bir artışı ile herhangi bir düşüş; Karşıt efekt, kırmızıya kayma olarak adlandırılır. Görünür ışıkta, renk spektrumun kırmızı ucundan mavi ucuna kayar.

<span class="mw-page-title-main">Büyük patlama teorisinin tarihi</span>

Büyük patlama teorisi'nin tarihi, büyük patlamanın gözlemlenmesi ve teorik değerlendirmesinin yapılmasıyla başladı. Kozmolojideki teorik çalışmaların çoğu artık temel Büyük Patlama modeline yapılan iyileştirmeleri içermektedir. Teorinin kendisi aslında Belçikalı Katolik rahip, matematikçi, astronom ve fizik profesörü Georges Lemaître tarafından resmîleştirilmiştir.