Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.
Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.
Erkek hakları ya da Erkek Hakları Hareketi, büyük ölçüde kadın haklarına bir yanıt olmak üzere 1980'lerde tanımlanan bir hareket olarak başladı. Hareketin amacı erkeklere ilişkin konuları ortaya koymak ve erkeklere yönelik kurumsal ve toplumsal ayrımı kaldırmaktır. Erkek Hareketinin bir parçasıdır. Özellikle, erkekleri ve erkek çocuklarını olumsuz etkileyen veya bazı durumlarda yapısal olarak ayrımcılık yapan belirli devlet politikalarına odaklanan çeşitli grup ve bireylerden oluşur. Erkek hakları hareketi içinde tartışılan ortak konular arasında, çocuk velayeti, nafaka ve evlilik mülkiyeti dağıtımı gibi konular dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere aile hukukunda kadınlara verildiği iddia edilen ayrıcalık yer almaktadır. Hareket aynı zamanda ebeveynlik, üreme, intiharlar, erkeklere yönelik aile içi şiddet, sünnet, eğitim, zorunlu askerlik, sosyal güvenlik ağları ve sağlık politikalarıyla da ilgileniyor. Erkek hakları hareketi, 1970'lerin başında erkek kurtuluş hareketinden ayrıldı ve her iki grup da daha büyük erkek hareketinin bir parçasını oluşturdu.
Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi ya da CEDAW, 1979'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve taraf devletlere kadınlara karşı ayrımcılığın tüm biçimlerini ortadan kaldırma yükümlülüğü getiren uluslararası bir sözleşmedir.
Evlilik, hemen hemen tüm kültürlerde evrensel olarak yer edinmiş, evli çift ile sahip olabilecekleri çocuklar arasında haklar ve yükümlülükler içeren; ve yasalar, kurallar, gelenekler, inançlar ve tutumlarla düzenlenen, yasal ve sosyal olarak onaylanmış cinsel ve ekonomik bir birliktelik olarak tanımlanır.
Nisâ Suresi, Kur'an'ın dördüncü suresidir. Sure 176 ayetten oluşur.
Nikâh veya evlenme, evlilik amacıyla bir araya gelmiş bir çiftin, nikâh memuru önünde, kamuya açık olarak evlenmeyi kabul etmesi ve bunun belgelenmesidir. Nikâh, Medeni hukuk ile ilgili bir husustur.
Müt'a veya muta nikâhı, ilk Müslüman toplumunda ve günümüzde bazı Şii mezheplerinde uygulanan kadın ve erkeğin belirli bir süre ve ücret karşılığında anlaşarak başlattıkları bir evlilik çeşididir.
LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.
İspanya'da eşcinsel evlilik, 2004'te İspanya'nın yeni seçilen sosyalist hükûmetinin başbakanı José Luis Rodríguez Zapatero önderliğinde, eşcinsel evliliğin ve eşcinsel çiftlerin evlat edinebilmesinin yasallaştırılması için kampanya başlatması sonucunda 2005 yılında yasallaştı. Birçok tartışmadan sonra, 30 Haziran 2005'te İspanya Parlamentosu'nda eşcinsel evliliğine izin veren bir yasa hazırlandı ve 2 Temmuz 2005'te yayımlandı. 3 Temmuz 2005'te eşcinsel evlilik İspanya'da resmîleşti.
Aile hukuku, aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır. Kadın hakları ve çocuk hakları, başlı başına ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun da ilgi alanı içindedir.
Yahudilikte evlilik, Tanrı'nın müdahil olduğu bir Yahudi erkek ve bir Yahudi kadın arasında yapılan birleşme anlaşmasının belgelenmesidir. Evliliğin tek koşulu çocuk yapmak olmamasına rağmen bu emrin yerine getirilmesi beklenir. Esas merkezi odak kadın ile erkeğin ilişkisidir. Ruhani anlamda evlilik, kadın ile erkeğin ruhlarının bir bütün olmasıdır. Bu sebeple evlenmemiş adam "tam" sayılmaz çünkü ruhu henüz tamamlanmamıştır ve yarımdır.
Evlilik cüzdanı, kimi yargı yetkisi alanlarında, iki insanın evlilik töreniyle evlendiğini resmen kayıt altına alan belgedir. Bu, evlilik izni belgesinin söz konusu olmadığı yerleri de kapsar. Diğer bazı yetki alanlarında ise evlenme ruhsatı, hem evliliğe izin verildiğini, hem evliliğin kurulduğunu gösteren bir belge niteliği taşır.
Evlilik öncesi soyadı veya kızlık soyadı, kadınlarda soyadının, evlenmeden önce ailesinden kalan soyadını tanımlayan ifade. Bazı ülkelerde kadınlar evlenmeden önce ailesinden aldığı soyadı taşımakta, evlendikten sonra ise evlendiği erkeğin ailesinden taşıdığı yeni soyadı almaktadırlar. Bazı ülkelerde ise kadınlar istediği soyadı taşıyabilmektedir.
Evlenme yaşı ya da evlilik yaşı, bir kişinin evlenmesine kanunen müsaade edilen yaştır. Günümüzde dünya genelinde en yaygın evlenme yaşı 18'dir ancak bu durum ülkeden ülkeye değişebilir. Evlenme yaşı, cinsel rüşt yaşı ile karıştırılmamalıdır.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki LGBT hakları durumu, eyalete göre değişmektedir. 26 Haziran 2003'ten beri karşılıklı rıza gösteren iki yetişkin arası hemcins cinsel ilişkiler, Lawrence v. Texas davasındaki ABD Yüksek Mahkemesi kararına istinaden ülke genelinde yasaldır. 26 Haziran 2015 tarihi itibarıyla tüm eyaletlerde, Obergefell v. Hodges davasındaki Yüksek Mahkeme kararı nedeniyle hemcins çiftlere evlilik ruhsatları verilmekte ve bu tür evlilikler resmi olarak tanınmaktadır. Bununla birlikte, bütün ülke çapında ayrımcılığı yasaklayan federal bir yasa hala bulunmamaktadır. Bu nedenle birçok eyalette, federal mevzuatlarla yasal korumalardan daha sınırlı olan federal icra emirlerinin dışında ayrımcılığa karşı hiçbir yasal koruma mevcut değildir.
İran'da kadın hakları, devleti yöneten rejimin şekline göre değişmiştir. Her rejimin yükselişiyle birlikte, kadın haklarına yönelik bir dizi zorunluluk ortaya çıktı ve oy haklarından kıyafet kurallarına kadar geniş bir yelpazedeki sorunları etkiledi.
İslam ve çocuklar konusu, İslam'daki çocukların haklarını, çocukların ebeveynlerine karşı görevlerini ve ebeveynlerin hem biyolojik hem de evlatlık çocukları üzerindeki haklarını içerir. Ayrıca farklı düşünce okullarına ilişkin haklar konusundaki görüş ayrılıklarından bazıları da tartışılmıştır.
Evliliğe zorlama, bir evliliğin taraflarından en az birisinin baskı, tehdit, şiddet sonucu karşı çıkma olanağı olmaksızın evlenmeye veya bir evliliği sürdürmeye zorlanmasıdır.
Kiduşin ("Kutsama"), Mişna'nın Naşim faslının yedinci bölümü. İlk dört kısmı, bir erkeğin kadınla evlenmesini iki aşama dahilinde kabul eder: (l) "Erusin" - resmi evlilikten 12 ay evvelki işlem ve (2) "Nissuim" - resmi nikahın tamamlanması, bunun için gerekli işaret ve beraber yaşama safhası. Mişna evlilik ile ilgili yasaları, kadın ve erkek arasındaki sosyal davranışlara ilişkin ahlaki ilkeleri inceler. Konu her iki Talmud'da ve Tosefta'da daha ayrıntılı olarak ele alınmıştır.