İçeriğe atla

Ev hapsi

Ev hapsi, nispeten hafif suçlarda mahkemelerce verilen hapis cezalarının kişinin kendi konutunda geçirmesini ifade eder. Mahkeme tarafından ev hapsi ile cezalandırılan kişi hapis cezası sonuna kadar konutundan dışarıya çıkamaz. Cezasını çekeceği konuttan çıkıp çıkmadığı ise Amerika Birleşik Devletleri'ndeki uygulamalarda elektronik kelepçe sistemi ile sağlanır. Ev hapsi kavramının Türkiye'de bilinen ilk uygulaması Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kayıp trilyon davasında belgede sahtecilik suçundan aldığı 11 aylık cezadır. Erbakan bu ceza sırasında evden izinle ayrılabildi ve üçüncü dereceye kadar akrabaları ve sosyal çevresiyle görüşebildi ancak görüştüğü kişiler Denetimli Serbestlik Kurumunca sınırlanabildi.

Ev hapsi cezasına çarptırılan ünlüler

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Necmettin Erbakan</span> 23. Türkiye başbakanı

Necmettin Erbakan, Türk yüksek makine mühendisi, akademisyen, siyasetçi ve Millî Görüş ideolojisinin kurucusudur. Başbakan yardımcılığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuştur. 1974 yılında Bülent Ecevit liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi ile kurulan koalisyon hükûmetinde başbakan yardımcısı ve devlet bakanı olmuştur. 1974 Genel Affı ve Kıbrıs Harekâtı'na destek vermiştir. 1996'da başbakan olmuş, başbakanlık görevini 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında sürdürmüştür. 28 Şubat sürecinde istifa etmeye zorlanmış, partisi kapatılmış ve kendisine 5 yıl süreliğine siyaset yasağı getirilmiştir. Kayıp Trilyon Davası'nda 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cinayet</span> bir bireyin kötü bir niyetle hukuka aykırı olarak başka bir bireyi öldürülmesi

Cinayet, bir kimsenin başka bir kimseyi bilerek öldürmesi eylemidir. Çoğu ülkede müebbet hapis ya da idam cezasıyla sonuçlanmaktadır. Hukuken öldürme veya kasten öldürme olarak nitelenir. Öldüren kişiye katil denir.

2005 Şemdinli olayları, 9 Kasım 2005'te Hakkâri ili Şemdinli ilçesindeki Umut Kitabevinin bombalanması olayıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ceza</span>

Ceza ya da yaptırım, genel anlamıyla suç karşılığında insanlara veya kuruluşlara uygulanan bir yaptırımdır. Ceza Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı, yapılan kötü bir eylemin karşılığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Cezaevi</span> hükümlülerin içinde tutuldukları yapı

Cezaevi ya da hapishane, hüküm giymiş kişilerin cezalarını çekmesi için hapsedildikleri yerler. Türkçede zindan ve mahpushane sözcükleri de zaman zaman -özellikle eski metinlerde- aynı anlamda kullanılır. Tutukluların, hükümlülerden ayrı olarak tutulduğu yere ise tutukevi denir.

Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası, bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi, kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir, ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Savaş suçu</span> Savaş kanunlarının ihlali sonucu ortaya çıkan durum

Savaş suçu, askerî veya sivil, kişi veya kişilerin, savaş kanunları ihlâli için uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçtur. Bunlar özellikle, sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması veya zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi ya da kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel kişilerin mallarının yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması gibi eylemleri kapsamaktadır. Devletler arası çatışmalarda savaş kanunlarının her ihlâli bir savaş suçu sayılmaktadır, ama devlet içi çatışmalarda yer alan ihlâller savaş suçu sayılmayabilir.

Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi, 5237 nolu Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap, dördüncü kısım, üçüncü bölümünün son maddesi. Üçüncü bölümde "Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" ele alınmaktadır. 30 Nisan 2008 tarihinde kabul edilen Türk Ceza Kanunu'nun bu maddesinde Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama ile ilgili durumlar yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yassıada Yargılamaları</span> 1960 darbesinden sonraki mahkeme süreci

Yassıada Yargılamaları, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti yönetiminin, darbeyi gerçekleştiren cunta tarafından kurulan özel bir mahkemede yargılandığı davalar dizisi. Yargılamalar Demokrasi ve Özgürlük Adası 'nda yapıldığı için bu isimle anılırlar. İki eski bakan ve bir başbakanın idam edilmesiyle sonuçlanan yargılamalar, Türk siyasi hayatında çok önemli bir yere sahiptir ve bu konudaki tartışmalar günümüzde de sürmektedir.

Tuncay Mataracı, Türk siyasetçi, 42. Hükümet'te Gümrük ve Tekel Bakanı.

<span class="mw-page-title-main">Ang San Su Çi</span>

Ang San Su Çi Myanmarlı şiddetsiz direniş savunucusu aktivist, Ulusal Demokrasi Birliği partisinin lideri, tanınmış düşünce mahkûmu ve 2016'dan 2021'e kadar dışişleri bakanı ve hükûmet başdanışmanı. Aynı zamanda diplomatlık, eğitim bakanlığı, enerji bakanlığı görevlerinde bulundu.

İbrahim Şahin, emekli Emniyet Müdürü, eski Özel Harekat Daire başkanı, derin devlet mensubu, Susurluk davası mahkûmu, Ergenekon, JİTEM ve Ankara Faili Meçhul Cinayetler davası sanığı.

<span class="mw-page-title-main">Müebbet hapis</span> ömür boyu süren hapis cezası

Müebbet hapis, kişinin cezasının ömür boyu süreceği hapis cezası türüdür.

Fikret Abdić, Velika Kladuša merkezli tarım şirketi Agrokomerc'i Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'ndeki en büyük holdinglerden birine dönüştürmedeki rolüyle ilk kez 1980'lerde öne çıkan Bosnalı bir politikacı ve iş adamıdır. 1990 Bosna cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halk oylamasını kazandı.

Ergenekon davaları veya Ergenekon kumpası, iddia olunan Ergenekon örgütü kapsamında açılan davalardır.

<span class="mw-page-title-main">Srebrenitsa Soykırımı</span> Sırpların Müslüman Bosnalılara uyguladığı soykırım veya Hırvat Soykırımı

Srebrenitsa Soykırımı, 1991–1995 Yugoslavya İç Savaşı'nda Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun Srebrenitsa'ya karşı giriştiği harekât esnasında Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8.372 Müslüman Boşnak erkek ve çocuğun Bosna–Hersek'in Srebrenitsa kasabası ve çevresinde, Ratko Mladić komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp ordusu tarafından sistematik olarak öldürülmesidir. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Kırıma, Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun yanı sıra "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önleyememiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hapis</span>

Hapis, ceza adaleti ve ceza hukukunda farklı suçlara göre bir kişinin özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Bu, mahkeme kararına göre belirlenir. Bununla birlikte, genellikle hapis cezası, yasa hükümlerine göre bu amaçla kullanılan bir hapishanede fiilen hapsedilme anlamına gelir. Ama ev hapsi türü de yaygın uygulanır.

Bilişim suçu veya bilgisayar suçu terimi bir bilgisayar ve bilgisayar ağı kullanılarak işlenen herhangi bir suçu ifade etmek için kullanılır. Bilgisayar, bir suçun işlenmesinde kullanılmış olabileceği gibi bir suçun hedefi de olabilir. Siber suçlar şu biçimde tanımlanır: Bireylere veya birey gruplarına yönelik, mağdurun onurunu zedelemeye veya mağdura fiziksel veya zihinsel olarak doğrudan veya dolaylı olarak zarar verme suçu kastı ile İnternet ve cep telefonu (SMS/MMS) gibi çağdaş iletişim araçları kullanarak zarar verme amaçlı saldırıların yapılmasıdır. Bu tür suçlar bir ulusun güvenlik ve ekonomik bütünlüğüne yönelik bir tehdit de oluşturabilir. Bu tür suçlarda ortaya çıkan görünüm, özellikle yazılım CD' lerinin şifrelerinin kırılması, telif hakları ihlalleri, çocuk pornografisi ve çocukların diğer biçimlerde istismarı konularında başlıca görünüm yüksek kazanç elde etme isteğidir. Mahrem bilgilerin kaybedilmesi veya yasaya aykırı olarak elde edilmesi durumlarında özel yaşamın gizliliğinin ihlali suçu ortaya çıkar.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD), 12 Eylül Darbesi'nden sonra işkence mağdurları, onların yakınları ve dostları ile askerî rejimi eleştiren diğer kişilerden oluşan bir grup tarafından yasadışı gözaltıları ve Türk cezaevlerinde meydana gelen sistematik insan hakları ihlallerine karşı mücadele etme amacıyla 3 Eylül 1986'da kurulan bir sivil toplum kuruluşudur. Dernek "cezaevlerindeki işkenceleri engellemek, baskıları ve işkenceleri protesto etmek" için pek çok açlık grevi gerçekleştirmiştir. İstanbul merkezli derneğin yaklaşık 120 üyesi ve Türkiye genelinde çok sayıda gönüllü destekleyicisi bulunmaktadır. Faaliyetleri zaman zaman polis müdahalesi ve mahkeme kararıyla durdurulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Salvatore Riina</span> İtalyan suçlu (1930-2017)

Salvatore Riina, Cosa Nostra lideri ve "Babaların Babası" olarak anılan İtalyan mafya babası. "La Belva" (canavar) ve "U curtu" (kısa) lakapları ile bilinmekteydi. Riina 100'ün üzerinde kişiyi öldürtmüş olup ayrıca rakiplerinin yanı sıra kendisini soruşturan Jandarma Generali Carlo Alberto Dalla Chiesan ile savcı Giovanni Falcone ile Paolo Borsellino'nun suikastlerini de azmettirmiştir. Salvatore Riina 15 Ocak 1993'te jandarma tarafından yakalandı ve tutuklandı, diğer suçlarının yanı sıra iki savcının ölüm emirlerini vermek suçundan da ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 17 Kasım 2017'de cezasını çektiği hapishanede 87 yaşında ölmüştür.