İçeriğe atla

Eugene Wigner

Eugene Wigner
DoğumWigner Jenő Pál
17 Kasım 1902
Budapeşte, Avusturya-Macaristan
Ölüm1 Ocak 1995 (92 yaşında)
Princeton, New Jersey, B.D.
MilliyetYahudi[1][2]
VatandaşlıkMacar (1937 öncesi)
Amerikalı (1937 ve sonrası)
Mezun olduğu okul(lar)Berlin Teknik Üniversitesi
Tanınma nedeni
  • Bargmann–Wigner denklemleri
  • Koruma yasası
  • Parite'nin korunum yasası
  • Wigner D-matrix
  • Wigner–Eckart teoremi
  • Wigner'in arkadaşı
  • Wigner yarım daire dağılımı
  • Wigner'in sınıflandırması
  • Wigner dağıtım işlevi
  • Wigner quasiprobability dağılımı
  • Wigner kristali
  • Wigner etkisi
  • Göreli Breit–Wigner dağılımı
Evlilik
Amelia Frank
(e. 1936; ö. 1937)

Mary Annette Wheeler
(e. 1941; ö. 1977)

Eileen Clare-Patton Hamilton
(e. 1979; ö. 2010)
Kariyeri
Dalı
Çalıştığı kurum
İmza

Eugene Paul "E. P." Wigner (doğum Wigner Jenő Pál 17 Kasım 1902 - 1 Ocak 1995), Macar-Amerikalı teorik fizikçi ve matematikçiydi.

1963'te, atom çekirdeği teorisi ve temel parçacıklara katkıları, özellikle de temel simetri ilkelerinin keşfi ve bu ilkeye dair uygulamalarından dolayı Nobel Fizik Ödülü kazandı.[3] Wigner bu ödülün yarısını alırken diğer yarısı ise Maria Goeppert-Mayer ile J. Hans D. Jensen arasında paylaşıldı. Kuantum mekaniğinde simetrilerin kuramının temelini atmış olması ve buna ek olarak atom çekirdeğinin yapısı üzerine araştırmaları ve geliştirdiği matematiksel kuramlar dolayısıyla, Wigner'ın fizik alanında önemli bir yeri vardır. Nükleer reaktörlerde Xe-135 zehirlenmesi ilk olarak Eugene Wigner tarafından belirlenmiştir.

Berlin Teknik Üniversitesi mezunu olan Wigner, Berlin'deki Kaiser Wilhelm Enstitüsü'nde Karl Weissenberg ve Richard Becker ile Göttingen Üniversitesi'nde David Hilbert'in asistanı olarak çalıştı. Wigner ve Hermann Weyl, grup teorisini fiziğe, özellikle de fizikteki simetri teorisini tanıtmaktan sorumluydu. Bu arada saf matematikte çığır açan çalışmalar gerçekleştirdi ve bunların içinde bir dizi matematik teoremi yazdı. Özellikle Wigner teoremi kuantum mekaniğinin matematiksel formülasyonunda bir köşe taşıdır. Kendisi, aynı zamanda atom çekirdeğinin yapısına ilişkin araştırmalarıyla da tanınmaktadır. 1930'da Princeton Üniversitesi, Wigner'ı John von Neumann'la birlikte işe aldı ve o, 1937'de vatandaşlık aldığı Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı.

Wigner, Leo Szilard ve Albert Einstein ile birlikte Einstein-Szilárd mektubuyla sonuçlanan bir toplantıya katıldı; bu mektup, Başkan Franklin D. Roosevelt'in, nükleer silahların fizibilitesini araştırmak amacıyla Uranyum Danışma Komitesi'nin kurulmasına izin vermesine yol açtı. Wigner, Alman nükleer silah projesinin ilk olarak atom bombasını geliştirmesinden korkuyordu. Manhattan Projesi sırasında, görevi uranyumu silah kalitesinde plütonyuma dönüştürmek için nükleer reaktörler tasarlamak olan bir ekibe liderlik etti. O zamanlar reaktörler yalnızca kağıt üzerinde mevcuttu ve henüz hiçbir reaktör kritik hâle gelmemişti. Wigner, DuPont'a reaktörlerin sadece inşası için değil, ayrıntılı tasarımı için de sorumluluk verilmesinden dolayı hayal kırıklığına uğradı. 1946'nın başlarında Clinton Laboratuvarı'nda (şu anda Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı) araştırma ve geliştirme müdürü oldu. Ancak Atom Enerjisi Komisyonu'nun bürokratik müdahalesinden dolayı hayal kırıklığına uğradı ve Princeton'a döndü.

Savaş sonrası dönemde, 1947'den 1951'e kadar Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü, 1951'den 1954'e kadar Ulusal Araştırma Konseyi'nin matematik paneli, Ulusal Bilim Vakfı'nın fizik panelinde etkili bilim adamı olmak üzere bir dizi hükûmet organında görev yaptı. 1952'den 1957'ye ve 1959'dan 1964'e kadar Atom Enerjisi Komisyonu Genel Danışma Komitesinde görevliydi. Daha sonraki yaşamında daha felsefi hale geldi ve teknik matematik ve fizik dışındaki en tanınmış eseri olan Doğa Bilimlerinde Matematiğin Mantıksız Etkinliği'ni yayınladı.

Kaynakça

  1. ^ Szanton 1992, ss. 9–12.
  2. ^ Szanton 1992, ss. 164–166.
  3. ^ "Nobel Fizik Ödülü 1963". Nobel Vakfı. 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Albert Einstein</span> Almanya doğumlu fizikçi (1879–1955)

Albert Einstein, Almanya doğumlu teorik fizikçi ve bilim insanı. Tüm zamanların en iyi fizikçilerinden birisi olarak kabul edilen Albert Einstein, en çok görelilik teorisini geliştirmesiyle tanınır. Aynı zamanda kuantum mekaniğinin gelişimine önemli ölçüde katkılarda bulunmuştur. Kendisi tarafından bulunan ve bilim dünyasında yeni bir çığır açan kütle-enerji denkliği formülü E = mc2 dünyanın en ünlü denklemi olarak adlandırılmıştır. Fizik ve matematik alanına sağladığı katkılardan dolayı ve fotoelektrik etki yasasının keşfi sebebiyle 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. 1999 yılında Time dergisi tarafından yüzyılın en önemli kişisi seçilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer enerji</span> atomun çekirdeğinden elde edilen enerji türü

Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein'a ait olan E=mc² formülü ile ilişkilidir.

Temel etkileşimler veya Temel kuvvetler, fiziksel sistemlerde daha temel etkileşimlere indirgenemeyen etkileşimlerdir. Bilinen dört temel etkileşim vardır. Bunlar uzun mesafelerde etkileri olabilen kütleçekimsel, elektromanyetik etkileşimler ve atomaltı mesafelerde etkili olan güçlü nükleer ve zayıf nükleer etkileşimlerdir. Her biri bir alan dinamiği olarak anlaşılmalıdır. Bu dört etkileşim de matematiksel açıdan bir alan olarak modellenebilir. Kütleçekim, Einstein'ın genel görelilik kuramı tarafından tanımlanan uzay-zamanın eğriliğe atfedilirken diğer üçü ayrı kuantum alanlar olarak nitelendirilir ve etkileşimlerine Parçacık fiziğinin Standart Modeli tarafından tanımlanan temel parçacıklar aracılık eder.

<span class="mw-page-title-main">Enrico Fermi</span> İtalyan-Amerikalı fizikçi (1901 – 1954)

Enrico Fermi, dünyanın ilk nükleer reaktörü olan Chicago Pile-1'i inşa eden ve Manhattan Projesi'nin bir üyesi olarak tanınan, İtalyan ve daha sonra Amerikan vatandaşlığına kabul edilen bir fizikçiydi. Kendisine "atom çağının mimarı" ve "atom bombasının mimarı" adı verilmiştir. Hem teorik fizikte hem de deneysel fizikte üstün olan çok az fizikçiden biriydi. Fermi, nötron bombardımanı yoluyla indüklenmiş radyoaktivite üzerine yaptığı çalışmalar ve uranyum ötesi elementlerin keşfi nedeniyle 1938 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Fermi, meslektaşlarıyla birlikte nükleer enerjinin kullanımına ilişkin, tamamı ABD hükûmeti tarafından devralınan birçok patent başvurusunda bulundu. İstatistik mekaniğinin, kuantum teorisinin, nükleer ve parçacık fiziğinin gelişimine önemli katkılarda bulundu. Parlak bir öğrenciydi, henüz 21 yaşındayken Pisa Üniversitesi'nden fizik doktoru unvanını aldı.

<span class="mw-page-title-main">Arthur Compton</span> Amerikalı fizikçi (1892 – 1962)

Arthur Holly Compton, 1927'de elektromanyetik radyasyonun parçacık doğasını gösteren Compton etkisinin keşfi ile Nobel Fizik Ödülü kazanmış Amerikalı fizikçidir. Zamanında çok dikkat çeken bir buluştur. Işığın dalga doğası o zamanlarda iyi anlaşılmış olsa da ışığın hem dalga hem parçacık olabileceği fikri kolay kabul görmemiştir. Kendisi ayrıca Manhattan Projesindeki Metallurji Laboratuvarının başı ve 1945 ile 1953 seneleri arasında St. Louis Washington Üniversitesi Rektörüdür.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Abdüsselam</span> Pakistanlı fizikçi (1926-1996)

Muhammed Abdüsselam, elektrozayıf etkileşim ile ilgili çalışmalara katkılarından dolayı 1979 yılında Nobel Fizik Ödülünü paylaşan kuramsal fizikçidir. Abdüsselam Nobel Ödülü kazanan ilk Pakistanlı ve Mısırlı Enver Sedat'tan sonra Nobel Ödülü kazanan ilk Müslüman olmakla birlikte fen alanında bu ödülü kazanan ilk Müslüman olarak tanındı.

<span class="mw-page-title-main">Atom çekirdeği</span> Atomun çekim kuvvetinin etkisiyle, çevresinde elektronlar dolaşan, proton ve nötronlardan oluşan pozitif elektron yüklü merkez bölümü

Atom çekirdeği, atomun merkezinde yer alan, proton ve nötronlardan oluşan küçük ve yoğun bir bölgedir. Atom çekirdeği 1911 yılında Ernest Rutherford tarafından keşfedildi. Bu keşif, 1909 yılında gerçekleştirilen Geiger-Marsden deneyine dayanmaktadır. Nötronun James Chadwick aracılığıyla 1932 yılında keşfinden sonra, çekirdeğin proton ve nötronlardan oluştuğu modeli Dmitri Ivanenko ve Werner Heisenberg tarafından çabucak geliştirildi. Atomun kütlesinin neredeyse tamamı çekirdek içerisindedir, elektron bulutunun atom kütlesine katkısı oldukça azdır. Proton ve nötronlar çekirdek kuvveti tarafından çekirdeği oluşturmak için birbirlerine bağlanmıştır. 

<span class="mw-page-title-main">Paul Dirac</span> İngiliz teorik fizikçi

Paul Adrien Maurice Dirac, İngiliz teorik fizikçi ve matematikçi. Kuantum mekaniğinin kurucularındandır. Fermiyonların davranışını açıklayarak antimaddenin keşfine olanak veren ve kendi adı verilen Dirac denklemi ile tanınır. Dirac, 1933 Nobel Fizik Ödülü'nü Erwin Schrödinger ile paylaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Maria Goeppert-Mayer</span> Alman-Amerikalı teorik fizikçi

Maria Goeppert-Mayer, Alman-Amerikalı fizikçi, fizik dalında atom çekirdeğinin çekirdek kabuğu modeli ile Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür. Marie Curie’den sonra Nobel Ödülü'ne layık görülen ikinci kadındır.

Zenginleştirilmiş uranyum, içeriğindeki Uranyum-235 (kim. sembol 235U) oranı belirli yöntemlerle doğal seviyelerin üzerine çıkartılmış uranyum karışımıdır. Doğada bulunan toplam uranyum elementinin %99.284'ü Uranyum-238 (kim. sembol 238U) izotopundan oluşur. Zincirleme fisyon gerçekleştirme kabiliyeti bulunan tek uranyum izotopu olan Uranyum-235'in tüm uranyum rezervleri içerisindeki payı yalnızca %0.72'dir. Bu yüzden nükleer yakıt amaçlı olarak kullanılabilmesi için 235U izotopunun uranyum karışımı içerisindeki oranı arttırılmalıdır.

Her şeyin kuramı (HŞK), bilinen tüm fizik fenomenlerini bağlayan, onları tümüyle açıklayan ve yürütülen herhangi bir deneyin sonucunu prensipte tahmin edebilen kuramsal fizikte farazi bir kuramdır. Kuram; kuvvetli etkileşim, elektromanyetik etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim etkileşimi olmak üzere dört temel etkileşimden hareket ederek bu etkileşimler için gerekli olan değiş tokuş bozonlarını da her bir etkileşim türü için farklı özellikleri ile söz konusu sınıflandırmaya dahil eden standart modelin aslında ortak bir çatı altında toplanabileceği fikrinden yola çıkmıştır. Elektromanyetik ve zayıf etkileşimin Abdus Salam, Sheldon Glashow ve Steven Weinberg tarafından kısmen birleştirilmesi bazı umutlar doğurduysa da, aradan geçen zamana rağmen deneyleri ve kuramları tatmin edecek nitelikte yeni birleştirimler henüz sağlanamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer fizik</span> atom çekirdeğinin yapısı ve davranışı ile uğraşan fizik alanı

Nükleer fizik veya çekirdek fiziği, atom çekirdeklerinin etkileşimlerini ve parçalarını inceleyen bir fizik alanıdır. Nükleer enerji üretimi ve nükleer silah teknolojisi nükleer fiziğin en çok bilinen uygulamalarıdır fakat nükleer tıp, manyetik rezonans görüntüleme, malzeme mühendisliğinde iyon implantasyonu, jeoloji ve arkeolojide radyo karbon tarihleme gibi birçok araştırma da nükleer fiziğin uygulama alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Frédéric Joliot-Curie</span> Fransız bilim insanı (1900 – 1958)

Jean Frédéric Joliot-Curie, Irene Joliot-Curie'nin eşi ve Nobel Kimya Ödülü sahibi Fransız fizikçidir.

Matematiksel fizik, matematik ve fizik arasındaki alakayla ilgilinen bilimsel disiplindir. Matematiksel fiziğin neyi içerip içermediği ile ilgili tam bir mutabakat yoktur. Ancak Journal of Mathematical Physics konuyla ilgili bir tanım yapar: Matematiğin fiziksel sorunlara uygulanması ve fiziksel kuramlar için matematiksel yöntemlerin uygunluğunun geliştirilmesi.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer teknoloji</span>

Nükleer teknoloji, atom çekirdeğinin tepkimeleriyle ilgilenen teknolojidir. Önemli nükleer teknolojiler arasında nükleer enerji, nükleer tıp ve nükleer silah vardır. Duman dedektörleri, nükleer reaktörler ve nişangaha gelen nükleer silah için uygulamalar bu teknolojiye dayanır. Nükleer Teknolojinin temeli, yerkürede bulunan ya da laboratuvarlarda yapılabilen bazı element atomların kendi kendine veya dışarıdan zorlanarak parçalanması veya birleşmesi sonucu ortaya başka elementlerin ve bu sırada da çok büyük miktarda ısı enerjisinin açığa çıkmasıdır. Ortaya çıkan bu büyük ısı enerjisi kontrolsüz kullanıldığında atom bombası veya hidrojen bombası olurken, kontrollü kullanıldığında insanlığın yararına olmaktadır. Kontrol edilebilen bu sistemlere nükleer enerji santralleri denilir.

<span class="mw-page-title-main">Julian Schwinger</span> Amerikalı teorik fizikçi (1918 – 1994)

Julian Seymour Schwinger, Nobel Fizik Ödülü sahibi Amerikalı teorik fizikçi.

<span class="mw-page-title-main">John Wheeler</span> Amerikalı fizikçi (1911 – 2008)

John Archibald Wheeler, Amerikalı bir teorik fizikçidir. II. Dünya savaşından sonra genel görelilik kuramıyla ilgili birçok araştırması vardır. Wheeler ayrıca Niels Bohr ile Nükleer fisyon tepkimelerinin arkasındaki temel kuralları açıklamak için çalıştı. Gregory Breit ile birlikte Wheeler Breit-Wheeler süreci kavramını geliştirdi. Ayrıca popüler bir terim olan "kara delik" kavramını ortaya sürdü. Bunun yanı sıra "nötron moderatörü", "kuantum köpüğü", "solucandeliği", "it from bit" ve "bir elektron evreni" varsayımına katkıda bulundu.

Wigner teoremi, fiziksel simetrilerin, kuantum durumları Hilbert uzayında nasıl temsil edileceklerini belirten teoremdir. Eugene Wigner tarafından 1931 yılında kanıtlanmıştır ve bu keşfiyle Wigner, 1963 yılında verilen Nobel Fizik Ödülü'ni kazanan isimlerden biri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Einstein-Szilárd mektubu</span> Leó Szilárd ve Albert Einsteinın Ağustos 1939da ABD Başkanı Roosevelte yazdığı mektup

Einstein-Szilárd mektubu, 2 Ağustos 1939'da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Franklin D. Roosevelt'e gönderilen, Leó Szilárd'in yazdığı ve Albert Einstein'ın imzaladığı bir mektuptu. Edward Teller ve Eugene Wigner ile istişare edilerek yazılan mektup, Almanya'nın nükleer bomba geliştirebileceği konusunda bir uyarı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kendi nükleer programını başlatması gerektiğine dair bir öneri içeriyordu. Mektup; Roosevelt'in Manhattan Projesi'ni başlatması, ilk nükleer bombaların geliştirilmesi ve bu bombaların Hiroşima ve Nagasaki şehirlerinde kullanılmasıyla sonuçlanan sürecin yaşanmasına yol açtı.