İçeriğe atla

Etnokratik demokrasi

Etnokratik demokrasi (Etnik demokrasi), baskın bir etnik egemenliği herkes için demokratik, siyasi ve medeni haklarla birleştiren siyasi bir sistemdir. Hem baskın etnik grup hem de azınlık etnik grupların vatandaşlığı vardır ve siyasi sürece tam anlamıyla katılabilirler. Etnik demokrasi, daha demokratik olması bakımından Etnokrasiden ayrılır. Baskın olmayan gruplara, Etnokrasinin sözde sağladığı haklardan daha fazla siyasi katılım, etki ve statü sağlar.[1]

"Etnik demokrasi" terimi, 1975 yılında Yale Üniversitesi'nden Profesör Juan José Linz[2] ve ardından Hayfa Üniversitesi sosyolog Profesörü Sammy Smooha tarafından 1989'da yayınlanan bir kitapta[3] İsrail örneğinin evrenselleştirilmiş bir modeli olarak tanıtıldı.[4]

Model tanımı

Smooha, etnik demokrasi modelinin temel unsurları olan sekiz özelliği tanımlar:[5]

  1. Etnik milliyetçilik, devlette tek bir etnik ulusu etkin kılar.
  2. Devlet, tek baskın etnik ulus içindeki üyeliği vatandaşlıktan ayırır.
  3. Devlet, baskın etnik ulus tarafından sahiplenilir ve yönetilir.
  4. Devlet, baskın etnik ulusu harekete geçirir.
  5. Baskın olmayan gruplara bireysel ve toplu haklar verilir.
  6. Devlet, baskın olmayan grupların değişim için parlamento ve parlamento dışı mücadele yürütmesine izin verir.
  7. Devlet, baskın olmayan grupları bir tehdit olarak görür.
  8. Devlet, baskın olmayan grupları bir miktar kontrol altında tutar.

Smooha ayrıca etnik bir demokrasinin kurulmasına yol açabilecek ön koşulları da tanımlar:[5]

  1. Baskın etnik ulus sağlam bir sayısal çoğunluğu oluşturur.
  2. Baskın olmayan nüfus önemli bir azınlığı oluşturmaktadır.
  3. Baskın etnik ulusun demokrasiye bağlılığı vardır.
  4. Baskın etnik ulus yerli bir gruptur.
  5. Baskın olmayan gruplar göçmendir.
  6. Baskın olmayan grup, birden fazla etnik gruba bölünmüştür.
  7. Baskın etnik ulusun oldukça büyük ve destekleyici bir diasporası var.
  8. Baskın olmayan grupların anavatanları dahildir.
  9. Uluslararası katılım var.
  10. Demokratik olmayan bir etnik devletten geçiş gerçekleşir.

Modelin uygulanabilirliği

Model, araştırmacılar tarafından çeşitli düzeylerde çeşitli ülkelere uygulanmıştır.

İsrail

İsrail demokratik kurumları, kurumsallaşmış etnik egemenlikle birleştirdiği için, İsrail Devleti, ülkenin Arap azınlığı ile ilişkilerinde etnik demokrasi modelini kullanan bir ülke olarak görülüyor.[6][7]

Letonya ve Estonya

Yazarlar arasında, Letonya ve Estonya'nın, Liberal Demokrasi[8][9] ile Etnik demokrasi[10] ve Etnokrasi arasında nerede bulunduklarına dair bir görüş farklılığı vardır. Will Kymlicka, Estonya'yı bir liberal demokrasi olarak görüyor ve Rusça konuşanların aynı anda kısmen geçici, kısmen göçmen ve kısmen de yerli olmaktan kaynaklanan kendine özgü statüsünü vurguluyor.[11] İngiliz araştırmacı Neil Melvin, Estonya'nın vatandaşlığı serbestleştirerek ve Rus yerleşimci topluluklarının liderlerini aktif olarak siyasi sürece çekerek gerçekten çoğulcu bir demokratik topluma doğru ilerlediğini savunuyor.[12] Birleşmiş Milletler Kalkınma Programından James Hughes, Letonya ve Estonya'nın, devletin baskın etnik grup tarafından ele geçirildiği ve daha sonra Rus azınlıklarına karşı 'millileştirme' politikaları ve iddia edilen ayrımcılığı teşvik etmek için kullanıldığı 'etnik demokrasi' vakaları olduğunu ileri sürüyor. (BM, Hughes'un iddialarına karşı çıkan makaleler de yayınladı.) İsrailli araştırmacılar Oren Yiftachel ve As'ad Ghanem, Estonya'yı bir etnokrasi olarak görüyor.[13][14] Hayfa Üniversitesi'nden İsrailli sosyolog Sammy Smooha, Yiftachel tarafından geliştirilen etnokratik modelin Letonya ve Estonya örneğine uymadığını iddia ederek Yiftachel ile aynı fikirde olmadığını belirtiyor.[15]

Kanada

Smooha, Kanada'yı 1867'deki bağımsızlıktan Fransız Kanadalıların statüsünü İngiliz Kanadalılar seviyesine yükselten 1976 Sessiz Devrimi'ne kadar etnik bir demokrasi olarak tanımlıyor.[1]

Kuzey Irlanda

Smooha, Kuzey İrlanda Hükûmeti'ni (1921–1972) 1921'deki İrlanda'nın Bölünmesi'nden 1972'deki Sunningdale Anlaşmasına kadar, esas olarak Ulster İskoçları kökenli Protestanları yerli İrlandalı Katoliklere tercih eden bir etnik demokrasi olarak tanımlıyor.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c Smooha, S. 'The model of ethnic democracy: Israel as a Jewish and democratic state', Nations and Nationalism, p. 475. Volume 8 Issue s4, 2002.
  2. ^ Smooha, 2001, p.23: "I used this name in 1989 without being aware that it was coined originally by Linz in 1975 to refer to a political system that is democratic for the dominant group but excludes, on the basis of ethnicity, other groups from the democratic process. In 1996 Linz and Stepan followed Linz’s original usage and employed the term (Type II, pp. 429-430) to essentially mean “Herrenvolk democracy”, which is a non-democratic system."
  3. ^ Smooha, S. The model of ethnic democracy Webarşiv şablonunda hata: |url= value. Boş., European Centre for Minority Issues, ECMI Working Paper # 13, 2001, p24.
  4. ^ S Smooha, Ethnic democracy: Israel as an archetype 9 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Israel, 1997
  5. ^ a b Priit Järve. Ethnic Democracy and Estonia Webarşiv şablonunda hata: |url= value. Boş., European Centre for Minority Issues, ECMI Working Paper # 13, 2000.
  6. ^ Peled, Yoav. "Ethnic democracy and the legal construction of citizenship: Arab citizens of the Jewish state." American political science review 86, no. 2 (1992): 432-443.
  7. ^ Smooha, Sammy. "Minority status in an ethnic democracy: The status of the Arab minority in Israel." Ethnic and racial studies 13, no. 3 (1990): 389-413.
  8. ^ Theorising transition: the political economy of post-Communist transformations. Taylor & Francis. 1998. s. 284. 
  9. ^ "Nationalism and Democratic Transition". The Politics of Citizenship and Language in Post-Soviet Latvia. Lanham, New York and Oxford: University Press of America. 2001. ss. 201-208. 
  10. ^ Discrimination against the Russophone Minority in Estonia and Latvia 4 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. — synopsis of article published in the Journal of Common Market Studies (November 2005)
  11. ^ "Estonia's Integration Policies in a Comparative Perspective". Estonia's Integration Landscape: From Apathy to Harmony. 2000. ss. 29-57. 
  12. ^ Stein, J. P., (Ed.) (2000). "Post imperial Ethnocracy and the Russophone Minorities of Estonia and Latvia". The Policies of National Minority Participation Post-Communist Europe. State-Building, Democracy and Ethnic Mobilisation. EastWest Institute (EWI). s. 160. 
  13. ^ Yiftachel (August 2004). "Understanding 'ethnocratic' regimes: the politics of seizing contested territories". Political Geography. 23 (6): 647-676. doi:10.1016/j.polgeo.2004.04.003. 
  14. ^ "Ethnocratic States and Spaces". United States Institute of Peace. 23 Ocak 2004. 15 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2009. 
  15. ^ Smooha, S. The model of ethnic democracy Webarşiv şablonunda hata: |url= value. Boş., European Centre for Minority Issues, ECMI Working Paper # 13, 2001, p23.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Demokrasi</span> tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğu yönetim biçimi

Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır. Türkçeye kelimesinden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Estonlar</span> Estonyada çoğunluğu oluşturan Ural halkı

Eston, Estonya'nın çoğunluğunu oluşturan ve ülkenin resmi dili olan Estoncayı konuşan etnik gruba verilen isimdir. Estonlar, binlerce yıl önce Uralların ötesinden bulundukları bölgeye göç etmişlerdir. Konuştukları dil Ural Dil Ailesi'nin Fin-Ugor dilleri grubundandır. Finler ve Macarlarla tarihi yakınlıkları vardır. Estonya sözcüğünün bölgenin Baltık denizinin doğusu olması nedeniyle doğuda yaşayanlar manasında Eastern'den türediği söylenir. 600 yıl önce Baltık Denizi kıyısındaki limanları geliştirmişlerdir.

Demokratik sosyalizm, sosyalist piyasa ekonomisi içinde ekonomik demokrasi, işyeri demokrasisi ve işçilerin öz yönetimine veya alternatif bir merkeziyetçi planlı sosyalist ekonomi biçimine özel bir vurgu yaparak, siyasi demokrasiyi ve bir tür sosyal sermayeli ekonomiyi destekleyen solcu bir siyaset felsefesidir. Demokratik sosyalistler, kapitalizmin doğası gereği özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmadığını ve bu ideallerin ancak sosyalist bir toplumun gerçekleştirilmesiyle elde edilebileceğini savunuyorlar. Çoğu demokratik sosyalist, sosyalizme kademeli bir geçiş arayışında olsa da, demokratik sosyalizm, sosyalizmi kurmanın aracı olarak devrimci veya reformist siyaseti destekleyebilir. Demokratik sosyalizm, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nde ve diğer ülkelerde tek parti devletine doğru gerilemeye karşı çıkan sosyalistler tarafından popülerleştirildi.

Sosyal demokrasi, reformist ve aşamalı yöntemlerle laissez-faire kapitalizminin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen politik bir ideolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Liberal demokrasi</span> Siyasi ideoloji ve hükûmet biçimi

Liberal demokrasi veya Batı demokrasisi, temsilci demokratik bir hükûmet biçimi altında işleyen liberal siyasi bir ideolojinin birleşimidir. Birden fazla ayrı siyasi partinin katıldığı seçimler, hükûmetin farklı kollarına güçler ayrılığı, günlük yaşamda açık bir toplumun bir parçası olarak hukukun üstünlüğü, özel mülkiyetle piyasa ekonomisi, insan haklarının, medeni hakların, medeni özgürlüklerin ve siyasi özgürlüklerin eşit şekilde korunması gibi özelliklere sahiptir. Uygulamada sistemini tanımlamak için liberal demokrasiler genellikle hükûmetin yetkilerini belirleyen ve toplumsal sözleşmeyi güvence altına alan bir anayasaya başvururlar, bu anayasa ya kodifiye edilmiş ya da kodifiye edilmemiş olabilir. 20. yüzyılın ikinci yarısında genişleme döneminden sonra liberal demokrasi, dünyadaki yaygın bir siyasi sistem haline geldi.

<i>Demokrasi Endeksi</i> Demokrasinin 167 ülkedeki durumunun ölçümü

Demokrasi Endeksi, The Economist'in araştırma bölümü Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından derlenen bir dizindir. Endeks, 167 ülkede demokrasinin durumunu ölçmeyi ve beş temel kategoride derlemeyi amaçlamaktadır.

Etnik milliyetçilik, etno-milliyetçilik ya da mikro milliyetçilik, milliyetin etnisite açısından tanımlandığı bir milliyetçilik biçimidir. Millî kimliği oluşturan, kültür, tarih ve ülkü birliği gibi hakim kültür unsurların oluşturduğu millî şuur yerine; boy, aşiret, kabile, mezhep ve etniklik gibi dar kapsamlı bir şuuru benimseyen etnosentrik milliyetçilik görüşüdür.

Etnokrasi, ülke yönetiminin baskın olan etnik grubun kontrolünde olduğu ve bu kontrolün yönetimdeki grubun çıkarlarını ilerletmek için kullanıldığı sosyolojik, siyasal veya toplumsal sistemdir. Bu yönetime sahip ülkelerde yönetim organları orantısız bir şekilde baskın grubun kontrolü altındadır ve azınlık grupların çıkarları ile çatışmalar meydana gelmesi olasıdır. Bu durum sadece tek bir etnik grup ile olabileceği gibi, bazı ülkeler "poli etnokratik" olarak sınıflandırılmıştır. Bu çoklu etnokrasi durumunda genellikle iki etnik grup yönetimde baskın olurken, yönetici kişinini etnik kimliği aynı zamanda politik kimliğinin göastergesi olmaktadır. Politik sistemde Valonyalı Fransızca konuşan Valonlar ile Flandreli Felemenkçe konuşan Flamanlar gibi sadece iki grubun baskın olduğu ve bu politik sistemin iki grup arasında şekillendiği Belçika gibi ülkeler poli etnokrasi olarak tanımlanmıştır.

Sivil milliyetçilik, demokratik milliyetçilik veya liberal milliyetçilik, özgürlük, hoşgörü, eşitlik, bireysel haklar gibi geleneksel liberal değerlere bağlı olan bir milliyetçilik biçimidir ve etnosentrizme dayanmaz. Sivil milliyetçiler genellikle ulusal kimliğin değerini savunarak, bireylerin anlamlı ve otonom bir yaşam sürdürebilmeleri için onu kısmi bir paylaşılan kimlik yönü olarak ihtiyaç duyduklarını ve demokratik siyasetlerin düzgün işleyebilmesi için ulusal kimliğe gereksinim duyduğunu söyler.

<span class="mw-page-title-main">İç Makedon Devrimci Örgütü - Makedonya'nın Ulusal Birliği Demokratik Partisi</span>

İç Makedon Devrimci Örgütü - Makedonya'nın Ulusal Birliği Demokratik Partisi, kısaltılmış VMRO - DPMNE, Makedonya Cumhuriyeti'nin, Makedonya Sosyal Demokrat Birliği ile birlikte önde gelen iki siyasi partisinden biridir. Parti kendisini bazı durumlarda Hristiyan demokrat, bazı durumlarda da muhafazakâr ilan etti. Bazı durumlarda da parti kendini ulusal olarak tarif etmiştir. Parti son yıllarda Avrupa ve NATO yanlısı bir siyaset izlemekle birlikte, ülkenin adını değiştirmeyi kesinlikle kabul etmez. VMRO özellikle etnik bazı istisnalar dışında etnik Makedonlara dayanır, "partinin amaç ve hedefleri olan siyasi mücadele ve kavramların temeli üzerinde Makedon halkının geleneğini ifade eder." iddiasında bulunur. Bu iddiaya rağmen birçok etnik azınlık partiyle ittifak kurmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik konfederalizm</span> ideoloji ve hükûmet yapısı

Kürt komünalizmi veya Apoculuk olarak da bilinen demokratik konfederalizm, İmralı Cezaevi'nde PKK lideri Abdullah Öcalan tarafından teorize edilen ve devletsiz bir topluma dayanan siyasi paradigmadır. Özerklik, doğrudan demokrasi, siyasi ekoloji, feminizm, çok kültürlülük, öz savunma, öz yönetim kooperatif ekonomisi unsurlarına dayanan konfederasyon özelliklerine sahip bir demokratik öz örgütlenme sistemine ilişkin siyasi bir kavramdır. Toplumsal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik, Orta Doğu tarihi ve genel devlet teorisinden etkilenen Öcalan, bu konsepti Kürt ulusal özlemlerinin yanı sıra sınıflı topluma kök salmış bölge ülkelerindeki diğer temel sorunlara siyasi bir çözüm ve dünyanın dört bir yanındaki halklar için özgürlük ve demokratikleşmeye giden bir yol olarak sunmaktadır.

Yeni Demokrasi ya da Yeni Demokratik Devrim, Mao Zedong'un "dört sınıf bloku" teorisi kapsamında, Çin Devrimi sonrasında kurulan Çin'deki demokrasi anlayışı ifade eden terim. Bu teoriye göre; devrim sonrası Çin'de gelişecek demokrasi farklı bir yol izleyecek, batılı devletlerde yer alan parlamenter sistem ve liberal ekonomiden farklı olarak, Sovyet türünde bir örgütlenme modeli ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ekonomisi türüne adapte olmuş bir demokrasi türü oluşacaktı. Bu kavramın literatüre girmesinin ardından geçen sürede, Yeni Demokrasi kavramı benzer gerekçeleri ile diğer ülke ve bölgelerde uyarlanmıştır.

Devletsiz millet, kendine ait bir devleti olmayan ve herhangi bir ulus devletin nüfus çoğunluğunu oluşturmayan milli veya etnik azınlıklar için kullanılan siyasi bir terimdir. Devleti olmayan milletler bazen dördüncü dünya ulusları olarak da anılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Etnik çatışma</span> etnik gruplar arasındaki fikir veya inanç savaşı

Etnik çatışma, iki veya daha fazla etnik grup arasında çıkan bir çatışmadır. Çatışmanın kaynağı siyasi, sosyal veya ekonomik olabilirken, çatışan bireyler etnik grubunun topluluk içindeki konumu için açıkça mücadele etmelidir. Bu son kriter etnik çatışmayı diğer mücadele biçimlerinden ayırır.

<span class="mw-page-title-main">Demokrasi ve Sosyal Gelişme Birliği (Kongo Demokratik Cumhuriyeti)</span>

Demokrasi ve Sosyal Gelişme Birliği, MLC ile birlikte Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin en büyük çağdaş siyasi partilerinden biridir. Parti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki en uzun süreli çalışma rekoruna sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nin Baltık devletlerini işgali</span>

Sovyetler Birliği'nin Baltık devletlerini işgali, Sovyetler Birliği'nin Molotov-Ribbentrop Paktı'na göre Estonya, Letonya ve Litvanya olmak üzere üç Baltık devletini Haziran 1940'ta askeri işgalidir. İşgalden sonra Ağustos 1940'ta kurucu cumhuriyetler olarak Sovyetler Birliği'ne ilhak edildiler. Bu ilhak, Batılı ülkeler ve çoğu kuruluşlar tarafından asla tanınmadı. 22 Haziran 1941'de Nazi Almanyası Sovyetler Birliği'ne saldırdı ve birkaç hafta içinde Baltık topraklarını işgal etti. Temmuz 1941'de Nazi Almanyası, Baltık bölgesini Reichskommissariat Ostland'a dahil etti. Kızıl Ordu'nun 1944'teki Baltık Taarruzu'nın bir sonucu olarak Sovyetler Birliği, Baltık devletlerinin çoğunu yeniden ele geçirdi ve 1945'te resmi olarak teslim olana kadar geri kalan Alman kuvvetlerini Kurlandiya Kuşatması'nda tuttu. Sovyetler Birliği'nin Baltık ülkelerini "ilhak işgali" veya sui generis işgali Ağustos 1991'de bağımsızlıklarını yeniden kazanmasına kadar sürdü.

<span class="mw-page-title-main">Estonya'daki Ruslar</span>

Estonya'daki Rus nüfusunun 320.000 olduğu tahmin ediliyor, bunların çoğu Harju ve Ida-Viru vilayetlerinin kentsel bölgelerinde yaşıyor. Estonya, Rus Eski İnananların Peipus Gölü boyunca 300 yıllık küçük ölçekli yerleşim geçmişine sahiptir. Estonya'daki mevcut Rus nüfusunun baskın çoğunluğu, Sovyet işgal dönemi göçten kaynaklanmaktadır.

İlliberal demokrasi veya kısmî demokrasi ya da “düşük yoğunluklu” demokrasi olarak da adlandırılır, rejim terimi olarak kullanılır. “boş demokrasi” ya da “hibrit rejim” anlamına gelir. İlliberal demokrasi terimini ilk kez siyaset bilimci yazar Fareed Zakaria 1997’de yazdığı “İlliberal Demokrasinin Yükselişi” makalesinde kullandı.

2022-23 UEFA Uluslar D Ligi, 2022-23 UEFA Uluslar Ligi'nin en alt seviye seviye liginin üçüncü sezonudur.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik gerileme</span> liberal demokrasilerin kademeli olarak otoriterleşmesi olgusu

Otokratikleşme olarak da adlandırılan demokratik gerileme, bir siyasi sistemin demokratik özelliklerinin azalmasıdır ve demokratikleşmenin tam tersidir. Demokrasi en popüler yönetim biçimidir ve 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki ulusların yarısından fazlası demokrasidir. Bu çalışmada 165 ülke incelenmiş ve bunların 98'inin demokrasi olduğu tespit edilmiştir. 2010'lardan bu yana dünya daha da otoriterleşti ve 2020'lere gelindiğinde dünya nüfusunun dörtte biri demokratik olarak gerileyen hibrit rejimler altında yaşıyor.