İçeriğe atla

Ethem Ruhi Fığlalı

Ethem Ruhi Fığlalı (d. 8 Aralık 1937, Burdur), Türk ilâhiyatçı, akademisyen ve eğitimci.

Yaşamı

Ethem Ruhi, 8 Aralık 1937'de Mehmet ve Emine Fığlalı'nın ilk çocukları olarak Burdur'da doğdu. 1949 yılında Burdur'da İstiklâl îlkokulu'ndan, 1955 yılında Burdur Lisesi'nden mezun oldu.[1] 1982 yılında profesör oldu. 1982 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanlığına atandı. Bu görevini 1992 yılına kadar sürdürdü.[2] Bu dönem içerisinde rektör yardımcılığı görevini de üstlendi. 1992 yılında kurucu rektör olarak Muğla Üniversitesinde görevlendirildi.[3] 1990 yılında Üniversitelerarası Kurul kontenjanından YÖK üyeliğine seçilmiştir.

Akademik çalışmaları

Fığlalı, öğretmenlik ve akademik hayatı sürecinde birçok kitap yazdığı gibi İngilizce, Arapça ve Fransızcadan çeviriler yapmış ve makaleler yazmıştır. Aynı zamanda birçok ansiklopedinin de İslam diniyle ilgili maddelerini de yazmıştır.

Muğla Üniversitesi'nin kuruluşuyla birlikte Fen-Edebiyat fakültesinde ilk faaliyete geçirdiği bölüm Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümüdür. Bu bölüm, Türkiye'de açılan alanının ilk bölümüdür.

Fığlalı'nın ailesinin mezhebî durumu hakkında çeşitli görüşler ileri sürülse de bunların gerçekle ilgisi yoktur. Anne tarafından büyükbabası, kurrâ'dandır ve Burdur'da Ulu Cami imamlığı ve vâizlik yapmıştır. Aleviler ile olan ilgi ve ilişkisi babasının mesleğinden dolayıdır. Babası marangozluk yapmaktadır ve ihtiyacı olan keresteleri, karı - koca hızarcılık yapan tahtacı bir çifte biçtirmektedir. Fığlalı'nın emekli olması nedeniyle kendisine adanan Millî Folklor dergisinin 60. sayısı sayfa 17'de bu konuda yeterince bilgi verilmiştir.

Fığlalı, on yıl süre ile yürüttüğü (10.11.1992-11.12.2002) Muğla Üniversitesi rektörlüğünden 16 Ocak 2003 tarihinde erken emekli olmuş ve 2010 yılına kadar Muğla'da Muğla Üniversitesi için kurulmuş bulunan Sıtkı Koçman Vakfı başkanlığını yürütmüştür. Şimdi ise kışın (Kasım-Nisan) Aydın'da, yazın da (Mayıs-Ekim) İzmir/Seferihisar'da yaşamaktadır.

Eserleri

  • Çağımızda İtikadi İslam Mezhepleri (1980) (12. Baskı: 2004)
  • Kadıyanilik (Ahmediye Mezhebi) (1986)
  • Kadıyanilik (1994)
  • Babilik ve Bahailik (1994)
  • İslam'a Karşı Cereyanlar: Babilik ve Bahailik (1981)
  • Din ve Devlet İlişkileri (1997)
  • İmam Ali (1997)
  • İmamiye Şiası (1984)(2.Baskı: 2008)
  • Türkiye'de Alevilik Bektaşilik (1990)(5. Baskı: 2006)
  • Geçmişten Günümüze Halk İnançları itibarıyla Alevilik - Bektaşilik (1994)
  • Milli Bütünlüğümüz ve Hacı Bektaş Veli (Mahmut Aydın ile birlikte)
  • Türkistan'ın Piri Hoca Ahmed Yesevî ve Külliyesi (Kemal Eraslan, Selçuk Mülayim, Yaşar Çoruhlu ile birlikte)
  • Atatürk ve Din (1988)
  • Atatürk Düşüncesinde Din ve Laiklik (1999, T. Müftüoğlu, İ. Karakuş ile birlikte)
  • Din ve Laiklik Üstüne Düşünceler (2001)
  • İbâdiye'nin Doğuşu ve Görüşleri (1983) (Doktora Tezi)
  • Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (ortaokul 3. sınıf)
  • Günümüz İslâm Mezhepleri (2008)(2.Baskı:2011; 3.Baskı:2014)
  • İtikadî İslâm Mezheplerine Giriş (2007)
  • İslam, Laiklik ve Türk Laikliğindeki Uygulamalar (2010)
  • İslam Düşüncesinin Teşekkül Devri, Prof.W.M. Watt'tan çeviri (Ankara 2010, 3.Baskı)
  • Mezhepler Arasındaki Farklar, A. el-Bağdadî'den çeviri (Ankara, TDV., 4. Baskı)
  • İslam'da Ayrılıkçı Görüşler, H. Laoust'tan çeviri S. Hizmetli ile birlikte, 1999)
  • Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı (2012)
  • İslam'da Sosyal Dayanışma, Muhammed Ebu Zehra'dan çeviri O. Eskicioğlu ile birlikte(1969)
  • İslâm'da Siyasi ve İtikadi İslam Mezhepler Tarihi, O. Eskicioğlu ile birlikte (1970).
  • Risaletu'l-İ'tikadati'l-İmamiyye (Şii-İmamiyye'nin İnanç Esasları) İbn Babeveyh ek-Kummi (Şeyh Saduk)'tan çeviri (1978)

Kaynakça

  1. ^ "PROF. DR. ETHEM RUHİ FIĞLALI'NIN ÖZGEÇMİŞİ". 18 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2023. 
  2. ^ "Önceki Dekanlar | DEÜ İlahiyat Fakültesi". 26 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2023. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". www.mu.edu.tr. 18 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2023. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Müslüman</span> İslam dinine mensup kimse

Müslüman, İslam dinine mensup kişi demektir. Sünni, Şii ve Mutezili mezhep inancına göre, Allah'a ve Allah'ın birliğine, Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna inanan kişilere denir. İslam dininin farklı mezheplerinde Müslüman kavramı üzerine çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

Tarikat veya tarik kelimesi "yol" tarikat "yollar" anlamına gelir, "Allah'a ulaştıran yol" mânâsında kullanılmaktadır. Tarikatlar Selçuklu ve Osmanlı'ya özgü düşünce ve inanç hareketleri olarak değerlendirilmektedir. Birçok tarikatın menşei Hicri 5./Miladi 11. asırda Abdülkâdir Geylânî'nin yolundan gidenler tarafından oluşturulan Kadiri Tarikatıdır. Ebû Sâlih Muhyiddîn Abdülkâdir Geylânî, neseben hem Hasanî ve hem de Hüseynîdir. Abdulkadir Geylânî'nin soyundan gelen evlat ve torunları da yaşadıkları muhitlerde “şerîf”, “şurefâ”, “seyyid” olarak anılmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">İslam felsefesi</span> İslam medeniyetindeki felsefe geleneği

İslam felsefesi, İslâm dinine mensup kişilerce gerçekleştirilen felsefe etkinliğidir. Müslüman felsefesi ve Arapça felsefe olarak da adlandırılır. İslam felsefesi adlandırması sadece İslam'a dair bir felsefe olarak anlaşıldığından tartışmaya açıktır. İslam dünyası felsefeyle 8. yüzyıldan itibaren sistematik hale gelen Bağdat merkezli tercüme hareketiyle tanışmıştır. 3. yüzyılda Plotinos'un öncülük ettiği, Yeni Platonculuk adlı felsefi akımın Eflâtun ve Aristoteles'i uzlaştırma çabaları İslam dünyasına aktarılan felsefenin temeli olmuştur. Müslüman filozoflar bu iki filozofun eserlerini şerh etme yoluna gitmişlerdir.

İslâm dîni fıkhî mezhepleri; İslam coğrafyasında dînî bölünmeleri ifade etmekle birlikte bu bölünmelerin başlangıcı dînî değil, siyâsî ve sosyal bölünmelerden oluşmaktadır.

Mücessime, cisimleşme ya da tescîm; İslâm dininde eskiden mevcut olan itikadî bir fırkanın adı. Aynı zamanda İslâm dini itikadî mezhepleri içerisinde sadece Ghulat-i Şîʿa'dan olan mezhepler arasında mevcut bir itikat olup, bu fırkalar günümüzde varlığını koruyan itikadî İslâm mezhepleri olan Sünnîlik ve Şiîlik tarafından İslâmdışı olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.

İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da siyasi mezhepler</span>

İslam'da siyasi mezhepler, İslam tarihi boyunca, siyasi tartışmalar ve görüş farklılıkları sonucu ortaya çıkan mezheplerdir. İslam'da Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep vardır. Bu mezhepler de çeşitli açılarından kendi içinde alt mezheplere sahiptir. En önemlilerinden biri ve ilk olarak şekilleneni, halifelik tartışmaları sonucu ortaya çıkan Şia'dır. Haricîler ve Vahhâbîler de sayılabilir. İslâm dünyası içerisinde Sünniler %83'lük kısmı, Şiiler %15'lik kısmı ve Hariciler ise %2'lik kısmı oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Uludağ</span>

Süleyman Uludağ, akademisyen, ilahiyatçı. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi. Uzmanlık alanı olan tasavvuf tarihinin yanı sıra iktisattan siyaset bilimine ve toplum bilimine birçok alanda telif ve tercüme eserlerin ve makalelerin yazarıdır.

Işıkçılık / Işık Alevîliği son dönemlerde Alevîler arasında yaygınlaşan, Alevî inanç ve tarihini alternatif bir şekilde algılayan bir hareketi imâ etmek amacıyla kullanılan bir terimdir.

Yaşar Kutluay Türkiye’de İslam Mezhepler Tarihi alanında çalışmalar yapmış bir ilahiyat akademisyenidir. Kutluay’ın bu alanda ilk çalışması İslamiyette İtikadi Mezheplerin Doğuşu adlı eseridir. Bu çalışmadan sonra mezheplerin tarihiyle birlikte günümüzdeki durumunu da inceleyen Tarihte ve Günümüzde İslam Mezhepleri adında bir kitap yazmıştır. Ardından da alanında ilk olan bir çalışmaya imzasını atmış ve İslam Mezhepleri ile Yahudi Mezheplerini tanıttıktan sonra iki dinin mezheplerini karşılaştırmaya tabi tutmuştur ve Theodor Herzl'den çeviri ile Siyonizm ve Türkiye isimli eseri yazmıştır. Daha başka çok eseri de bulunan ve bu arada 1961 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın reorganizasyonunda önemli görevler üstlenen Yaşar Kutluay 1961 yılında Prof. Dr. Hüseyin Atay ile birlikte Kur’an’ın Türkçe mealini hazırlayarak Kur'an'ın anlaşılmasında katkıda bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir</span>

Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir ya da Muhammed bin İsmâil el-Mektûm İsmail bin Ca'fer es-Sâdık'in oğlu ve İsmaililik Mezhebi'nin kurucusudur. Abbâsîler devrinde çeşitli Şîʿa fırkaları tarafından yönetime karşı gizli bir muhalefet hareketi tertip edilmekteydi. Bu muhalefet gruplarının arasında Ön-İsmâ'îlî topluluklarının destekçilerinin en tanınmışlarından olan “Mûbârek’îyye” adı verilen fırka da yer almaktaydı. İsmâ'îlî düşünce sistemine göre, İmâm Câʿfer es-Sadık ikinci oğlu olan İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek’i İmâmet’e veliaht olarak tayin etmişti. Bununla beraber, İsmâ‘îl'in babasından evvel ölümü üzerine bazıları onun gizlendiğini iddia ettiyseler de, Ön-İsmâ‘îlî fırkaları onun ölümünü kabullenerek İsmâ‘îl’in en büyük oğlu olan Muhammad bin İsmâ‘îl’i imâmları olarak tanıdılar.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed et-Taki</span>

Muhammed et-Taki, Muhammed el-Hâbib ya da Ahmed bin ʿAbd Allâh bin Muhammed et-Takî Soyadı: "et-Takî") İmâmet 'na göre "Dokuzuncu" İsmâilîyye İmâmı. İsmâilîyye/Mustâlî/Davudî İsmailîlik i'tikadına göre "Dokuzuncu İmâm" Ahmed ibn ʿAbd Allāh ibn Muhammed et-Takî'dir.

<span class="mw-page-title-main">Vâfî Ahmed</span>

Vâfî ʿAhmed , Câfer el-Musaddık ya da Ahmed el-Vâfî İmâmet 'na göre "Sekizinci" İsmâilîyye İmâmı. İsmâilîyye/Mustâlî/Davudî İsmailîlik i'tikadına göre "Sekizinci İmâm" (Vâfî Ahmed) ʿAbd Allâh bin Muhammed bin İsmâ‘il'dir.)

<span class="mw-page-title-main">İslam ve laiklik</span> Laiklik ile İslam dini arasındaki ilişki

İslam ve laikliğin uyumlu ve bir arada olabileceği konusu Müslüman ülkelerinde tartışılmış ve değişik İslami çoğunluğa sahip ülkeler değişik uygulamalar benimsemişlerdir. Bunlardan Türkiye gibi bazı ülkeler kesin laik uygulamaları, bazıları kısmen şeriat yasalarının uygulanmasını, bir kısmı da tamamıyla şeriatın uygulanmasını esas almışlardır.

Muattıla, Allah'ın sıfatlarını inkâr eden felsefecilerin i'tikatlarına verilen ad.

Türkiye'de din dersleri, ilkokul 4'ten lise son sınıfa kadar her yıl okul müfredatında Anayasa'nın 24. maddesinin 4. fıkrası gereği olarak zorunlu olarak yer alan ve çoğunlukla İslam dininin Sünni mezhebi anlatılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersini ve lise müfredatında yer alan çeşitli ilişkili seçmeli dersleri kapsar. Türkiye'de okullarda din dersi, 1928'den 1940'ların sonuna kadar müfredata dahil edilmemiş, sonrasında ise seçmeli bir ders olarak okullara konulmuştur. 12 Eylül Darbesi'nden sonra ise din dersleri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi adıyla ilkokul 4'ten lise sona kadar yeni Anayasa'nın 24. maddesinin 4. fıkrası gereği zorunlu hale getirilmiştir. DKAB dersine ek olarak, 2012'den itibaren liselerde seçmeli olarak "Kur’an-ı Kerim", "Hz. Muhammed’in Hayatı" ve "Temel Dini Bilgiler” dersleri de ilave edilmiştir.