İçeriğe atla

Eter tüketimi

Dietil eterin bireylerce tüketimi, soluma veya içme yoluyla yapılır. Dietil eter tüketme alışkanlığı eteromani olarak bilinir. Eter içmek, insan vücut sıcaklığının altında kaynadığı ve suyla karışmadığı için zordur. Bilinen bir başka tüketim yolu, oda sıcaklığında eterin uçuculuğu nedeniyle gelişen buharın solunmasıydı.

2003 yılında bir eter bağımlısınınki de dahil olmak üzere araştırmalar, eterin bağımlılığa neden olduğunu göstermiştir; ancak gözlemlenen tek semptom, daha fazla eter tüketme isteğiydi. Yoksunluk belirtileri görülmedi.[1]

Tarihi

19. yüzyılın ikinci yarısında eter, bazı yerlerde eğlence amaçlı bir uyuşturucu olarak revaçtaydı ve İrlandalı ölçülülük kampanyacıları bunun alkole kabul edilebilir bir alternatif olduğunu düşündükleri için özellikle İrlanda'da popüler hâle geldi.[2][3]

Eter tüketimine bağımlılık, Polonya'da iki Dünya Savaşı arasında ciddi bir sosyal sorun oluşturmuştu. Eter içilmesi özellikle Yukarı Silezya bölgesinde yaygındı.[4][5] 1923'te Polonya tüketim için eter satışını yasaklamıştı. 1928'de eter resmî olarak bir uyuşturucu olarak sınıflandırıldı ve uyuşturucu karşıtı mevzuat onu da içerecek şekilde genişletildi. O andan itibaren sadece eter kaçakçılığı ve ticareti için değil, aynı zamanda bulundurmak için de ağır cezalar, beş yıla kadar hapis ve yüksek mali cezalar uygulandı.

Eter, hâlâ bazen Polonya, Slovakya, Litvanya ve Estonya'nın sınır bölgelerinde tüketilmektedir.[6]

Etkileri

Eter sarhoşluğunun etkileri, alkol sarhoşluğuna benzer, ancak daha güçlüdür. Ayrıca, NMDA antagonizması nedeniyle, kullanıcı daha yüksek dozlarda çarpık düşünme, öfori ve görsel-işitsel halüsinasyonlar yaşayabilir.

Popüler kültürde eter tüketimi

  • Türk dizisi Leyla ile Mecnun `dan bir karakter olan İsmail Abi, eteri doğrudan içerek tüketir. Dizide eterin etkileri aşırı abartılmıştır.
  • Tolstoy'un Savaş ve Barış`ında (1812'de geçen ve 1869'da yayınlanan) Kontes Rostova'nın oturma odasında güçlü bir Hoffman damlalarının kokusu bulunduğu anlatılır (Kitap 3, bölüm 3, bölüm 13).
  • Eter, Hunter S. Thompson'ın 1971 tarihli Fear and Loathing in Las Vegas adlı romanında uyuşturucu etkileri nedeniyle anılır. Thompson'ın romanında eterin etkilerine ilişkin açıklamaları abartılı ve biraz da kurgusaldır.
  • John Irving'in The Cider House Rules adlı romanında karakter Dr. Wilbur Larch bir eter bağımlısıdır.
  • Fransız yazar Patrick Modiano, otobiyografik bir çalışmasında 60'ların başında eter kullandığından bahseder ve romanlarında dolaylı göndermeler yapılır.[7] Georges Simenon'un 1932 polisiye romanı L'Ombre chinoise`de iki karakter tarafından kullanıldığı şekliyle anlatılıyor.
  • Borgia adlı televizyon dizisinin ikinci sezonunda, eter bağımlılığının derinliklerine düşen papa ve metresi, sanrılar, paranoya ve halüsinasyonlar tarafından rahatsız edilir.
  • Chemical Culture`da eterin kişileştirilmesi olan karakter Diethyl Ether, annesi Ethanol gibi, insanlar için içecek yapmasıyla tanınır. Yazar kendisinin 16 yaşındayken eter satın alıp içtiğini söyledi.
  • Outlander`ın televizyon uyarlamasının altıncı sezonunda Claire Fraser, TSSB'nin neden olduğu uykusuzluk ve kâbuslar için kendi kendine ilaç verirken geçici olarak eter bağımlılığı geliştirir.
  • Dr. Foster (Ruth'un babası ve Milkman Dead'in büyükbabası), Toni Morrison'ın Song of Solomon isimli romanında bir eter bağımlısı olarak tanımlanmıştır.

Kaynakça

  1. ^ Krenz, Zimmermann, Kolly, Zullino 2003 Krenz, S.; Zimmermann, G.; Kolly, S.; Zullino, D. F. (2003). "Ether: a forgotten addiction - Krenz - 2003 - Addiction - Wiley Online Library". Addiction. 98 (8). ss. 1167-1168. doi:10.1046/j.1360-0443.2003.00439.x. PMID 12873252. 7 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2023. 
  2. ^ Martin, Paul (2008), Sex, Drugs and Chocolate: The Science of Pleasure, London: Fourth Estate, p. 57, ISBN 978-0-00-712708-5
  3. ^ Miller, Richard Lawrence (2002), "Ether", The Encyclopedia of Addictive Drugs, Westport, Connecticut: Greenwood Press, pp. 153–154, ISBN 978-0-313-31807-8,
  4. ^ Abucewicz, Monika (2005), "Narkomania w Polsce jako problem społeczny w perspektywie konstrukcjonistycznej Część pierwsza: okres międzywojenny"
  5. ^ Zandberg, Adrian (2010), ""Villages... Reek of Ether Vapours": Ether Drinking in Silesia before 1939", Medical History, vol. 54, no. 3, pp. 387–396,
  6. ^ Kerli Kirch Schneider. (2014). The “Closed World” of the Exotic Leelo Singers: The Representation and Reception of the Title Character and Other Seto Women in the Film, Taarka Florida Atlantic University. MA Thesis. 25 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ P. Modiano, Un pedigree, p. 34, Gallimard, Paris, 2005, 2-07-077333-7.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sigara</span> kıyılmış tütünün kağıda sarılmasıyla üretilen, dumanı çekilerek tüketilen nesne

Sigara, kıyılmış tütünün kağıda sarılmasıyla üretilen, yakılıp dumanı çekilerek tüketilen bir nesnedir. Tütündeki psikotrop madde olan nikotin, sigarayı oldukça bağımlılık yapıcı kılar. Günümüzde çok yaygın olarak kullanılan bu ürünün, 18. yüzyılda Avrupa'ya İspanyol denizciler tarafından Amerika'dan getirildiği düşünülmektedir. Sigara, sigara tabakası veya sigara paketi içinde tutulur.

<span class="mw-page-title-main">William S. Burroughs</span> Amerikalı romancı (1914 – 1997)

William Seward Burroughs II ya da takma adıyla William Lee, Amerikalı roman ve deneme yazarı.

Yoksunluk sendromu, bir ilaca ya da maddeye olan fizyolojik adaptasyon demektir. İlacın ya da maddenin yokluğunda, şiddetli krizlere neden olabilir. Bir veya birkaç kimyasal maddeye bağlı gelişen tolerans sonucu vücuda yerleşir ve bu maddenin eksikliğinde yoksunluk sendromu ortaya çıkar. Alkol, sigara ve eroin yoksunluk sendromu tablosu en sık rastlanan madde bağımlılığı türleridir. Bağımlı gebelerin doğan bebeklerinde benzer bulgulara rastlanır. Eroin bağımlılarında, madde bırakıldığında ağır yoksunluk sendromu belirtileri izlenir. Kokain ve amfetamin gibi uyarıcıların bağımlılık yapmadığı görüşüne karşın, bu gruptaki toksik maddelerin kullanılış yöntemine göre eroin kadar güçlü bağımlılık yapabildiklerini gösteren örnekler vardır; örneğin, gebelik öncesi ve sonrası dönemlerde kokain kullanan annelerin bebeklerinde, memeden kesildikten sonra yoksunluk sendromuna özgü bulgular görülebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uyuşturucu</span> Zevk veya tıbbi amaçlı kullanılan madde

Uyuşturucu, kişisel zevk veya tıbbi amaçlı kullanılan psikoaktif maddelere verilen ortak isim.

<i>Trainspotting</i>

Trainspotting, 1996 yılında Danny Boyle tarafından yönetilen ve Irvine Welsh'in yazdığı aynı isimli romandan sinemaya uyarlanan bir filmdir.

<span class="mw-page-title-main">Crack (uyuşturucu)</span>

Kokainin sigara gibi içilebilir küçük parçalar halindeki formuna verilen addır. Crack kokain HCl’nin (hidroklorür) amonyak, sodyum bikarbonat ve suyla karıştırılması, ısıtılarak kokain alkoloidin baz karışımın tuzunun (hidrokloroid) ortaya çıkarılması sonucunda elde edilir.

<span class="mw-page-title-main">Eroin</span> kimyasal bileşik; öforik etkileri nedeniyle en yaygın olarak eğlence amaçlı bir ilaç olarak kullanılan opioid

Eroin yani diasetilmorfin (diamorfin), yarı-sentetik bir afyon alkaloidi türevidir.

<span class="mw-page-title-main">Dietil eter</span>

Dietil eter, (IUPAC adı etoksietan) kısaca eter olarak da bilinen (C2H5)2O formülüne sahip berrak, renksiz, uçucu, kolay yanan ve parlayabilen, oda sıcaklığında sıvı hâlde bir bileşiktir. Kaynama noktası düşük olup hoş, karakteristik bir kokusu vardır. Toksisitesi çok düşüktür. Eterler olarak bilinen kimyasal bileşik sınıfının en çok tanınan üyesidir. Bütanolün izomeridir. Yapısı bir oksijene iki etil grubunun bağlanması ile oluşur ve CH3-CH2-O-CH2-CH3 şeklindedir. Çözücü olarak çokça kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Vinil eter</span> Anestezik

Kısaca vinil eter olarak bilinen divinil eter, (CH=CH
2
)
2
O
formülüne sahip doymamış, simetrik bir eterdir. Kaynama noktası düşük, yüksek uçuculuğa sahip ve aşırı yanıcı bu sıvı geçmişte narkoz araştırmalarının odağı olmuştur. Anestezik özellikleri diğer bir simetrik eter olan dietil etere benzer. Özellikle kısa süreli ameliyatlarda ve diş cerrahisinde kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">Hunter S. Thompson</span> Amerikalı gazeteci ve yazar (1937 – 2005)

Hunter Stockton Thompson Amerikalı gazeteci ve yazar. En çok 1971 yılındaki romanı Las Vegas'ta Korku ve Nefret ile bilinmektedir. Aşırı derecede uyuşturucu ve alkol kullanmakta idi. Where the Buffalo Roam (1980) isimli kendisi ile ilgili bir film çekildi ve filmde onu Bill Murray oynadı. 1998 yılında da yine kendi romanında yola çıkarak çekilmiş Fear and Loathing in Las Vegas filminde kendisinin romandaki hali olan Raoul Dukeyi bu sefer Johnny Depp ve romanında Dr. Gonzo olarak tasvir ettiği arkadaşı Oscar Zeta Acostayı Benicio Del Toro oynamıştır. Kendisi ile ilgili en son The Rum Diary filmi çekilmiş ve vizyona girmiştir. Gonzo gazeteceliğini yaratan Hunter S. Thompson iki defa evlenmiş ve hayata tutunmaya çalışmıştır. 2005 yılının Şubat ayında silah ile kendisini vurarak öldürmüştür. Kendisinin toplam üç kitabı vardı. Screw-Jack kısa hikâyeler serisi ve Fire in the Nuts kısa hikâyesinin de yaratıcısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Steven Tyler</span> Amerikalı şarkıcı

Steven Tyler,, ünlü Amerikalı şarkıcı, bestekâr, söz yazarı ve multi-enstrümantalist. Boston kökenli hard rock grubu Aerosmith'in frontman'i ve vokalisti olmasıyla bilinen Tyler, grupta aynı zamanda armonika, piyano ve perküsyonla ilgilenmektedir. Ünlü aktris Liv Tyler'ın babasıdır. Şarkıcı "Çığlık Şeytanı" lakabıyla da tanınmaktadır ve aynı derecede sahne akrobasisiyle ünlüdür. Yüksek enerjisiyle geçen performansları sırasında renkli ve parlak kıyafetler giyinir ve kendine özgü bir şekilde mikrofon standına asılı eşarplarıyla bilinir. Tyler, 1970'lerde, hard rock için kilometre taşı olan Toys in the Attic ve Rocksu albümlerini yayınlayan Aerosmith'in frontman'i olarak ön plana çıktı. 70'lerin sonunda ve 80'lerin başında, alkol ve uyuşturucu bağımlılığına yakalandı ve grubun popülaritesi azaldı.

<span class="mw-page-title-main">Psikotrop madde</span> beyin fonksiyonunu veya algısını etkileyen kimyasal madde

Psikotrop madde ya da psikoaktif madde, asıl olarak merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh hâlinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan kimyasal maddelerdir. Bu ilaçlar eğlence amaçlı olarak bilerek bilinç düzeyini değiştirmek, entojen olarak ritüel ve spiritüel amaçlı, zihni incelemek amaçlı ya da tedavi amaçlı ilaç olarak kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Metilfenidat</span> merkezi sinir sistemi uyarıcısı

Metilfenidat (MPH) dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve narkolepsi gibi nörolojik durumların tedavisinde kullanılan bir psikostimülan ilaçtır. İlaç, özellikle dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin seviyelerini artırarak merkezi sinir sistemi üzerindeki etkileri ile bilinir. Metilfenidat, fenetilamin grubuna ait, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu (DEHB), narkolepsi ve kronik yorgunluk sendromu tedavisinde sıklıkla reçete edilen merkezi sinir sistemi (MSS) uyaranıdır.

Nörofarmakoloji, ilaçların sinir sistemindeki hücresel işlevini ve davranışı etkileyen nöral mekanizmaları araştıran bilim dalıdır. Nörofarmakolojinin davranışsal ve moleküler olmak üzere iki ana alt dalı vardır. Davranışsal nörofarmakoloji, ilaç bağımlılığı ve bağımlılığının insan beynini nasıl etkilediğinin incelenmesi de dahil olmak üzere ilaçların insan davranışını nasıl etkilediğine odaklanır. Moleküler nörofarmakoloji, nöronların ve nörokimyasal etkileşimleri incelemenin yanı sıra nörolojik fonksiyon üzerinde faydalı etkileri olan ilaçların geliştirilmesi genel amacını taşır. Bu alanların her ikisi de yakından bağlantılıdır, çünkü her ikisi de merkezi ve periferik sinir sistemlerindeki nörotransmitterler, nöropeptitler, nörohormonlar, nöromodülatörler, enzimler, ikinci haberciler, ortak taşıyıcılar, iyon kanalları ve reseptör proteinlerinin etkileşimleri ile ilgilidir. Bu etkileşimleri inceleyen araştırmacılar, ağrı, Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklar, psikolojik bozukluklar, bağımlılık gibi birçok farklı nörolojik bozukluğu tedavi etmek için ilaçlar geliştirirler.

Bir yiyecek bağımlılığı veya yeme bağımlılığı, lezzetli yiyeceklerin kompulsif tüketimi ile karakterize edilen davranışsal bir bağımlılıktır . Bu yemekler insanlarda ve diğer hayvanlarda ödül sistemini belirgin şekilde olumsuz sonuçlarla etkinleştirir.

Naltrekson, madde kullanım bozukluğuyla ilişkili istek ve öfori duygularını azaltarak öncelikle alkol veya opioid kullanım bozukluğunu kontrol altına almak için kullanılan bir ilaçtır. Diğer bağımlılıkların tedavisinde de etkili olduğu bulunmuştur ve bunlar için etiket dışı kullanılabilir. Opioid bağımlısı bir kişi detoksifikasyondan önce naltrekson almamalıdır. Ağız yoluyla veya kas içine enjeksiyon yoluyla alınır. Etkiler 30 dakika içinde başlar.

<span class="mw-page-title-main">Kulüp uyuşturucusu</span>

Kulüp uyuşturucuları veya parti uyuşturucuları, 1970'lerde diskotekler ve 1980'lerden günümüze gece kulüpleri, dans kulüpleri, elektronik dans müziği (EDM) partileri ve rave'lerle ilişkilendirilen bir keyif verici uyuşturucu kategorisidir. Uyuşturucu ve benzodiazepinler gibi farmasötik veya kimyasal özelliklerine göre oluşturulan diğer birçok kategoriden farklı olarak, kulüp uyuşturucuları, tüketildikleri ve/veya kullanıcının gittiği yerlere göre kullanılan bir isimlendirmedir. Kulüp uyuşturucuları genellikle ergenler ve genç yetişkinler tarafından kullanılmaktadır.

Metil <i>tert</i>-bütil eter

Metil tert-bütil eter (MTBE), yapısal formülü (CH
3
)
3
COCH
3
olan organik bir bileşiktir. MTBE suda biraz çözünebilen uçucu, yanıcı ve renksiz bir sıvıdır. Öncelikle yakıt katkı maddesi olarak kullanılan MTBE, oktan oranını ve vuruntu direncini artırmak ve istenmeyen emisyonları azaltmak için benzine karıştırılır.

Las Vegas'ta Korku ve Nefret, Amerikalı yazar Hunter S. Thompson'ın 1971 yılında yazdığı romandır.

<span class="mw-page-title-main">İlaç toleransı</span>

İlaç toleransı, bir ilacın düzenli olarak veya uzun bir süre boyunca alındığında, vücudun ilaca olan tepkisinin azalması durumudur. İlk dozlar etkili olabilirken, zamanla aynı dozun aynı etkiyi sağlamamasıyla karakterizedir. İlaç toleransı, ilacın etkisine karşı vücudun fizyolojik bir adaptasyonunun sonucudur. Bu adaptasyon, ilacın etkisini azaltan veya ortadan kaldıran çeşitli mekanizmalar yoluyla gerçekleşebilir.