İçeriğe atla

Esrâr Dede

Esrar Dede
DoğumMehmed
1749
İstanbul, Sütlüce
Ölüm29 Ocak 1797
İstanbul
MeslekMutasavvıf, șair
Önemli eserDîvân
Tezkire-i Şuarâ-i Mevleviyye
Mübareknâme-i Esrâr
Fütüvvetnâme-i Esrâr
Lugat-ı Talyân
AkrabalarAhmed-i Bizeban (baba)

Etkilendikleri

Esrâr Dede (Asıl adı Mehmed) (d.1749, İstanbul - ö. 29 Ocak 1797, İstanbul), Türk Dîvân edebiyatı şairi; mutasavvıf.

Hayatı

Esrar Dede. gerçek adı Mehmed, (Hicri 1162) 1749 yılında Sütlüce, İstanbul'da doğdu. Doğum tarihi üzerinde bir ihtilaf mevcuttur. Babasının isminin Ahmed-i Bîzebân ve dedesinin Hasan Efendi olduğu bilinmektedir. Fakat ailesine, çocukluğuna ve gençlik yıllarına dair fazla bilgi yoktur.

Çok iyi bir eğitim gördüğü eserlerinden kolayca anlaşılabilmektedir. Arapça ve Farsça başta olmak üzere Rumca, Latince ve İtalyanca bilirdi. Dile olan ilgisi ve kabiliyetini, Lûgat-ı Tilyan isimli bir Türkçe - İtalyanca sözlük yazmış olmasından da anlıyoruz. Karakterinin güzel olduğu, özellikle çok cömert olduğu söylenmiştir. Galata Mevlevihanesi'nde tanıştığı Şeyh Gâlip ile ömür boyu dost kalmıştır. "Esrâr" mahlasını da, Şeyh Gâlip'e arz edip talebelerinden olunca almıştır. Şeyh Gâlip ile tanıştıktan sonra Şeyh Gâlip'in eğitimine girdi. Hayatı boyunca Mevlevilik dairesinden çıkmadı. Daha sonraları tezkireci ve meşîhat makamlığını kazanmasına rağmen Şeyh Gâlip'in yanından ayrılmadı. Ömrü boyunca Galata Mevlevihanesi'nde kendisine ayrılan odada yaşadı, eserlerini burada kaleme aldı ve 1796 (Hicri 1211) yılında burada öldü. Garip bir detaydır ki, vefat günü Mirac kandiline denk gelmiştir.

Bunun dışında bizzat Şeyh Gâlip, Esrâr Dede'nin ölümü üzerine bir mersiye kaleme almıştır. Bu mersiye şöyle başlar:

Kan ağlasın bu dide-i dür-bârım ağlasın
Ansın benim o yâr-ı vefâ-dârım ağlasın
Çeşm ü dehân u ârız u ruhsârım ağlasın
Baştan başa bu cism-i siyeh-kârım ağlasın
Ağyârım ağlasın bana hem yârim ağlasın
Gûş eyleyen hikâyet-i Esrâr'ım ağlasın
Nâ-dide bir güher telef etdim dirîg u âh
Hâk içre defnedüp gerü gitdim dirîg u âh

Ayrıca Esrar Dede'nin mezar taşında Şeyh Gâlip'in şu cümleleri yer almaktadır:

"Esrâr Dede çileyi hatm ettiği dem
Sırr oldu serin hırka-i tâbûta çeküp
Gâlib dedi târihin efsûs efsûs
Hemdemlerini hayrân kodı Esrâr göçüp."

Eserleri

Kuşkusuz her açıdan olduğu gibi edebî açıdan da Esrâr Dede'yi en çok Şeyh Gâlip etkiledi. Bu iki önemli ismin eserleri ise daha sonraki kuşakların birçok önemli edebiyatçısını etkilemiştir. Nitekim daha sonraları Şeyh Gâlip'in ünlü eseri "Hüsn ü Aşk"dan esinlenerek, Yenikapı Mevlevihanesi'nin son şeyhi Abdulbâkî Baykara tarafından kaleme alınacak olan yine Hüsn-ü Aşk isimli manzûm tiyatronun ilk perdesi Şeyh Gâlip ile Esrâr Dede'nin konuşmalarını konu alacaktır.

  • Şiirlerini topladığı Dîvân'ı en önemli ve bilinen eseridir. Bu da, 1841 yılında "Divan-ı Belağat-unvân-ı Esrâr Dede Efendi" ismiyle yayımlanmıştır.
  • Mevlevî şairlerinin hayatlarını ve şiirlerinden örnekleri barındıran, Esrâr Dede Tezkiresi olarak da anılan "Tezkire-i Şu'ârâ-yı Mevlevîyye" bir diğer ünlü eseridir.
  • Mübâreknâme-i Esrâr,
  • Fütüvvetnâme-i Esrâr
  • Lugat-ı Tilyan'dır.

Genel olarak Esrâr Dede arı ve yalın bir dil kullanırdı. Şiirlerinde Mevlevîliğe ve Mevlânâ'ya olan sevgisine sık sık yer vermiştir. Şiirlerindeki tasavvuf etkisi barizdir.

Eserlerinden Örnek

Gazel (Gece Kandilli'de)

Gece Kandilli’de gök kandil olup ol meh-rû
Mâhitab eyleyerek eyledi azm-i Göksu
Ol şehen-şâh-ı hüsn basdı kadem şevketle
Hele Beylerbeyi’nin başına devletdir bu
Boğaz içinde bu şeb mey vererek muğbeçeler
İtdi sâgar gibi lebrîz bizi tâ-be-gelû
Gel çelipa içün itme bizi hicrana dûçar
Nola İstavroz’a gitme bu gice kâfir-hu
Subha dek eyleyelim şevk ile zevk-i mehtâb
Mestdir çeşm-i siyeh meste yeter bu uyku

Yardan sana şu peymâne ki ihsân oldu
Mihr-i dîdâr idi Esrar sabaha karşu
Saye-i Hazret-i Galib’de Boğaz içre bu şeb
Zevk-i min tahtil enhar idi bana her su

Kaynakça

Dış kaynaklar

  • Bilgin, A. Azmi (1999) "Esrar Dede" Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi Cilt:1 sayfa:473-474, İstanbul: Yapi Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, ISBN 975-08-0071-0

Dış bağlantılar

  • Aksoy, Hasan (1995) "Esrar Dede", Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. c.11 say. 432-434 Online: [1]

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Galip</span> Türk divan edebiyatı şairi (1757 - 1798)

Galib Mehmed Esad Dede veya tanınan kısa adıyla Şeyh Galib, Türk divan edebiyatı şairi ve mutasavvıf.

<i>Hüsn ü Aşk</i> Şeyh Galipin 2041 beyitlik mesnevisi

Hüsn ü Aşk, Şeyh Galip tarafından yazılan mesnevi. Beyit sayısı 2.041 olan eser, aruz ölçüsünün "mef'ûlü mefâ'îlün fe'ûlün" kalıbı ile kaleme alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Galata Mevlevihanesi</span> İstanbulda müze

Galata Mevlevihanesi veya diğer adıyla Kulekapı Mevlevihanesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesinde bulunan eski bir mevlevihane. Günümüzde Galata Mevlevihanesi Müzesi adıyla müze olarak faaliyet göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Âdile Sultan</span> Osmanlı Padişahı II. Mahmudun kızı

Âdile Sultan, Türk Divan edebiyatı şairi. Sultan II. Mahmut'un kızı, Sultan Abdülmecid'in kız kardeşi.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

İbrahim Şâhidî, Mevlevi şair ve evliya.

<span class="mw-page-title-main">Mevlevîlik</span>

Mevlevîlik, 13. yüzyılda yaşamış Mevlana Celaleddin Rumi'nin tasavvufî düşünceleri üzerine, kendisinin ölümü ardından gelişen tarikattır.

Yenişehirli Avni, 19. yüzyıl divan şairi.

Muhammes, beş dizelik bölümler halinde söylenen nazım şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Sema (tasavvuf)</span>

Sema veya Sama,, sufinin musiki nağmelerini dinlerken sesi ve anlamı işitmesi, vecde gelip hareket etmesi ve kendinden geçip dönmesi anlamında bir tasavvuf terimidir.

Âdem Dede, Osmanlı Devleti Türk Mevlevi şairi. Doğum tarihi bilinmemektedir ama 1591 olduğu tahmin edilmektedir. Antalya’da doğmuştur. Din eğitimini yörenin ünlü dervişlerinden alan Adem Dede daha sonra bilgisini artırmak ve mevlevi olmak için İstanbul'a gitti. Galata Mevlevihanesi'nde, İsmail Ankaravi'nin yanına yerleşti ondan eğitim aldı. İsmail Ankaravi'nin ölümüyle aynı mevlevihaneye şeyh oldu. Dostlarıyla birlikte sohbet toplantıları düzenler, bu toplantılarda dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir, sema yapılır ve zikredilirdi. Galata Mevlevihanesi'nde Kur'an ve Mesnevi okunuyor, sema yapılıyordu.

Ebuishakzade Mehmed Esad Efendi, bir Osmanlı şeyhülislamı, şair, besteciydi.

<span class="mw-page-title-main">Müneccimbaşı Ahmed Dede</span>

Müneccimbaşı Ahmed Dede 17. yüzyıl Osmanlı tarihçisi. Çeşitli konularda çok sayıda eser vermiş olmakla birlikte, en tanınmış kitabı Osmanlı tarihinin önemli kaynaklarından biri olma konumunu günümüzde de sürdüren ve Arapça yazdığı Sahaifü'l-Ahbâr adlı eseridir. Aslında bir dünya tarihi olan söz konusu eser bu özelliği nedeniyle sonradan pek çok kaynakta "Câmiü’d-Düvel" adı ile anılagelmiştir. "Müneccimbaşı Tarihi" şeklinde de anılır.

<span class="mw-page-title-main">Kaytazzade Mehmed Nazım</span>

Kaytazzade Mehmet Nazım,, Kıbrıslı şair, yazar, bürokrat.

<span class="mw-page-title-main">Tâhirü'l-Mevlevî</span>

Tâhirü'l-Mevlevî, şair, yazar, Mevlevî Dedesi, mutasavvıf, gazeteci, müderris, mesnevîhân ve edebiyat tarihçisi.

<span class="mw-page-title-main">Osman Dede</span>

Kutbü'n Nâyî Osman Dede (1652-1729), Mevlevî şeyhi, derviş, mutasavvıf, bestekâr.

İsmâil Rusûhî Dede ya da Ankaravî İsmâil Rusûhî Efendi, Galata Mevlevîhânesi şeyhlerindendir. Mutasavvıf kimliğinin yanında devrinin önemli ilim adamlarından olan Ankaravî, değişik konularda yirmi dört adet eser yazmıştır. Bazı kaynaklarda eser sayısı 28 olarak belirtilir. Mesnevi hakkındaki çalışmalarıyla da Anadolu tasavvuf hareketinin önde gelen isimleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Gavsî Ahmed Dede</span>

Gavsî Ahmed Dede, Türk Mevlevi şeyhi ve mutasavvıf. Galata Mevlevihanesi şeyhliği yapmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Lefkoşa Mevlevihanesi</span> Kuzey Lefkoşada yer alan bir müze

Lefkoşa Mevlevihanesi veya Mevlevi Tekkesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin başkenti Kuzey Lefkoşa'da 1593 yılında Kıbrıs fatihlerinden Arap Ahmet Paşa tarafından kurulan mevlevihanedir. Semahane ve türbe kısmı günümüze kadar gelebilmiştir ve Mevlevi-Tekke Kültürü müzesi olarak kullanılmaktadır. Girne Kapısı yakınlarındaki Mevlevihane, Kıbrıs'ın Osmanlı döneminde en önemli yapılarından birisidir. Tarihi boyunca gemi ile hacca gidenlerin uğrak yeri olan mevlevihane, yetiştirdiği insanlar ve verdiği hizmetlerle Kıbrıs Türk tarihinin önemli kurumlardan birisi olmuştur. Dânişî ve İlmî mahlaslarıyla şiirleri olan Dânişî Ali Dede, Siyahi Mustafa Dede, Hızır Handi Dede, Siyahi Mustafa Dede'nin oğlu Arif Dede, Sadri Dede, Danişi Ali Dede'nin oğlu Muhammed Mukim Dede, Talib Dede, Nesib Dede, Müneccimbaşı Ahmed Dede, Derviş Lebib Lefkoşa Mevlevihanesi'nde yetişmiş şairler arasındadır. 17. yüzyılda bina bakımsızlıktan harap olunca Rumeli Beylerbeyi Ferhad Paşa Mevlevihane'yi yeniden inşa ettirmiş ve tekke kendi adıyla anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yenikapı Mevlevihanesi</span>

Yenikapı Mevlevihanesi, Türkiye'nin İstanbul ilinin Zeytinburnu ilçesinde 16. yüzyılda kurulmuş bir mevlevihane.