İçeriğe atla

Eski Türkçe

Eski Türkçe
Ongin Yazıtından Bumin Kağan'a övgü içeren bir parça
BölgeDoğu Asya, Orta Asya ve Doğu Avrupa
Ölü dilXIII. yüzyıl
Dil ailesi
Türk Dilleri
Önceki formlar
Ana Türkçe
  • Eski Türkçe
Diyalektler
Eski Uygurca
Yazı sistemiEski Türk yazısı, Eski Uygur alfabesi
Dil kodları
ISO 639-3oui

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir.[1][2] Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından[3][4] Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer.[2][5] Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.[6]

Günümüze ulaşmış veri

Eski Türkçe ile yazıldığı anlaşılan en eski metin Çoyr Yazıtıdır.[7][8] Çoyr yazıtını takip eden pek çok yazıtın ardından ebedi dille yazılmış ve kesin tarihlendirilebilen ilk yazıt olan Orhun Yazıtları gelir. İkinci Göktürk Kağanlığının yıkılışının ardından bölgeyi dolduran Uygur Kağanlığı zamanında türlü yazı sistemleriyle yazılmış pek çok yazıt ve metin elimize ulaşmıştır.[9] Eski Türkçeyle ilgili ilk akademik çalışma Kâşgarlı Mahmud'un Kitâbü Cevâhiri'n-Nahv fî Lugâti't-Türk adlı ve günümüzde kayıp olan eseridir. Bunun yanında bir Kaşgarlı, Eski Türkçe için Dîvânu Lugâti't-Türk adlı bir sözlük de yazmıştır.[10]

Orhun Yazıtları Türk tarihinin bilinen ilk edebi metinleridir. Yazıtlara "ebedi taş" anlamına gelen beŋgü taş denmiştir. İkinci Göktürk Kağanlığı döneminde dikilip toplamda 3 taştan ibaret olan yazıtlar tarihlerine göre sırasıyla Kül Tigin, Tonyukuk ve Bilge Kağan'a aittir. Yazıtların her biri dikildiği kişinin yaşam öyküsünü, alpliklerini anlatır. Tonyukuk dışındaki yazıtlar sahiplerinin ölümü üzerine dikilmişken Tonyukuk yazıtı daha Tonyukuk'un sağlığında dikilmiştir. Orhun Yazıtları, edebi niteliği ve değeri sayesinde Eski Türkçenin çözülmesinde kilit taşı olmuştur.[11]

Uygurca Yazmalar burkancı, maniheist ve nesturi Uygurlardan kalan metinlerdir. Metinlerin pek çoğu Yenisey Kırgızlarının Uygur Kağanlığını çökertmesi sonucu Turfan, Koço ve Kansu'ya göçen Uygurlar tarafından yazılmıştır.[1] Metinler arasında günlük yaşam belgelerinin yanı sıra pek çok da dini konulu olanlar vardır. Bu dini metinler yukarıda da değinildiği üzere budizm, maniheizm ve az da olsa nesturilikle ilgilidir. Dini metinlerin çoğu Sanskritçe, Soğdca, Toharca, Çince ve Süryanice'den çeviridir ve çevrilen yapıtlara Uygur din adamları tarafından pek çok ekleme yapmıştır. Bu metinler nedeniyle Uygurca'ya metinlerin çevrildikleri dillerden pek çok sözcük girmiş ve Eski Türkçe var olan köklerden yeni sözcükler türetilmiştir. Bugün elimizde bulunan metinler bir dizi seri halinde yayımlanmıştır. Bu seriler arasında en bilinenler Albert von Le Coq tarafından hazırlanan ve mani metinlerini içeren Manichaica; Annemarie von Gabain, Willi Bang-Kaup ve Reşit Rahmeti Arat tarafından hazırlanan Türkische Turfantexte ve Berliner Türkische Turfantexte idir.[12]

Ortaya çıkarılışı

Eski Türk yazıtlarının keşfi ve çözümlenişi

Orhun Yazıtlarının çözümlenmesinde çalışmış iki büyük Türkolog Vasili Radlov ve Vilhelm Thomsen

1709'da Strahlenberg adlı İsveçli bir Subay Sibirya'da Uybat III adı verilecek bir yazıt keşfeder. Bu yazıt, Türkçe tarihinin keşfedilen ilk yazılı belgesidir. Strahlenberg'in keşiflerini Stockholm'de yayımlamasının ardından batı dünyası bölgeyi araştırmaya başlar. İlk kez bir Fin kurulu, ardından da Rus kurulu bölgeyi araştırmaya gönderilir. Rus kurulundan Nikolay Yadrintsev Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarını gün yüzüne çıkarır. Yine Rus kurulundan olan Y. N. Klements de Tonyukuk yazıtını keşfeder. Bu keşiflerin ardından irili ufaklı yüzlerce taş da gün yüzüne çıkarılmıştır.

Fin kurulu dönüşlerinde Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının kopyalarını yayımladı. Bu yayımlarda Kül Tigin yazıtının Çince yüzünün çevirisi de verildi. Çeviriden yazıtın bir Türk tigininin anısına dikildiği anlaşılınca Ünlü türkologlar Vasili Radloff ve Vilhelm Thomsen eş zamanlı olarak yazıtları deşifre etme çalışmalarına başladı. Thomsen, 15 mart 1893 yılında Orhun Yazıtlarının çözümlemisini resmen açıkladı. Thomsen'in bu adımının ardından Radloff Erste Lieferung adlı yapıtının birinci bölümünü yayımladı. Radloff, eserinde aceleci davrandığı için pek çok hata yaptı. Thomsen ise Inscriptions de l'Orkhon et de déchiffrées adıyla yayımladığı eserinde hataya yer vermeksizin yazıtları başarıyla tahlil etti.

Radloff, Çalışmasının devamını 1899'da paylaştı. Bu yazısında Bain-Tsokto mevkisinde bulunan Tonyukuk yazıtının kopyasını ve çevirisini de verdi. Böylece üç büyük bengü taşın da, Eski Türk yazısının da çözümlemesi tamamlanmış oldu.[11]

Uygur Yazmalarının bulunuşu

Uygurca bir Vasiyetname

1890 yılında Doğu Türkistan'da bulunan bir İngiliz subay, köylülerden üzerinde Sanskritçe yazılar bulunan bir ağaç kabuğu satın alır ve bunu ülkesindeki şarkiyat enstitüsüne götürür. Bu keşfin Sanskritçenin tarihini 600 yıl geriye götürdüğü anlaşılınca bölgeye muazzam bir ilgi toplanır. Bölgeye akın akın gelen Avrupalı ve japon araştırmacılar (Albert Grünwedel başkanlığında ve A.A von le Coq başkanlığında ayrışar iki Alman kurulu, Paul Pelliot başkanlığındaki Fransız kurulu, Rus araştırmacı Sergey Malov ve Kont Otani başkanlığındaki Japon kurulu) ülkelerine sandık dolusu yazmalarla dönerler. Bu sandıkların içinde hayli Uygur yazmaları da vardır. Daha önce de yöreye gelmiş ve sandıklar dolusu yazmayı İngiltere'ye götürmüş olan Macar asıllı araştırmacı Aurel Stein yeniden bölgeye gelir ve Bezeklik Mağaraları'na gider.[13] Manastırların koruyucusu rahip Stein'e önce bir yazma vermiş, ancak ardından pişman olarak mağaraya gömülü kütüphaneyi iyice gizlemiştir. Stein uzun uğraş sonunda rahibi ikna edip kütüphaneye girince karşısında neredeyse her dilden binlerce yaprak yazmayla karşılaşır. Stein aralarında Irk Bitig ve Sekiz Yükmek'in de bulunduğu tonla yazmayı ülkesine götürür.[12] Böylece Eski Uygurca da gün yüzüne çıkarılmış olur.

Yazım

Eski Türkçenin ilk devresi olan GökTürkçe Eski Türk Yazısı dışında başka bir sistemle yazılmadı. Göktürklerin ardından gelen Uygurlar eski yazıyı kullanmayı bıraktı ve bunun yerine bir dizi alfabeye geçtiler. Uygurlar dillerini yazabilmek için Soğd, Mani, Brahmi, Estrangelo ve Tibet gibi pek çok ebcedi ve hece yazısını denedi. Bu yazıları kısa bir dönem kullandıktan sonra Soğd yazısından geliştirdikleri Uygur yazısını kullanmaya başladılar.[14]

Vilhelm Thomsen'e ait Eski Türk Yazısını açıklayan Tablo
Bilge Kağan Yazıtının Gazi Üniversitesindeki Kopyası

Eski Türk Yazısı pek çok yazıtta görülen hece yazısı ve alfabe karışımı bir sistemdir. Kökeni hakkında çeşitli düşünceler mevcuttur. Sistem Orhun Yazıtlarını çözen türkolog Vilhelm Thomsen’e göre Arami yazısından türetilmiştir.[15] Bir diğer yandan bir dizi damganın (/ok/ ve /uk/, /äl/, /ot/) piktogramlardan geldiği de kesindir.[16]

Orhun alfabesinin Bilge ve Kültigin yazıtlarında kullanılmış düzenli halinde 38 damga bulunmaktadır. Bunların dördü ünlü, 26'sı ünsüz ve kalanı birleşik sesleri yazmakta kullanılmıştır. Ünlü harflerin nasıl okunması gerektiği kimi harflerin ince ve kalın ünlülere göre farklı yazılmasıyla belirginleştirilmiştir. Ancak bazı ünsüzler bu durumdan dışlanmıştır.[17]

Orhun yazısının ilk kez ne zaman kullanıldığı bilinmese de yazı M.S VIII. yüzyılın yarısına değin kullanılmıştır. Alfabenin kullanıldığı en bilindik yerler Orhun yazıtları, Yenisey Yazıtları ve Irk Bitig'dir.[18]

Uygur yazısıyla yazılmış metin

Uygur Alfabesi ilk kez M.S IX. yüzyılda görünmüş ve Soğd alfabesinden türetilmiş bir alfabedir. Toplamda 18 ayrı harften oluşur. Orhun alfabesinde olduğu gibi 18 harfin dördü ünlüdür ancak ünlülerin kalın mı ince mi okunacağını belirginleştiren imler içermez.

Türkler Uygur Alfabesine geçmeden önce Soğdya'dan gelen Soğd ve Mani, Hindistandan gelen Brahmi ve Tibet’ten gelen Tibet yazılarıyla pek çok belge bırakmış ve ardından kendi yazılarını geliştirmişlerdir. Geliştirdikleri yazı Orhun yazısının tersine Türklerin çoğunluğunun İslamiyete geçişinin ardından kullanılmaya devam edilmiştir. Uygurların ardından Karahanlılar, Moğol İmparatorluğu, Timur İmparatorluğu ve diğer türlü devletlerce kullanılmıştır.[19]

Alfabe yukarıda da belirtildiği üzere 18 harflidir. Bu 18 harften dördü ünlülerin yazımında kullanılmıştır. Ancak Orhun yazısının aksine ünlülerin nasıl okunacağını belirten ince ve kalın ünsüz ayrımları yapılmamıştır. Harflerin birbirine oldukça benzemesi ve kimi ayrık ünsüzlerin aynı harfle gösterilmesi de okunmasını çetrefilleştirmektedir.

Uygur yazısıyla yazılmış en bilindik eserler budist sutra ve öykü çevirileri ve bu çevirilere yapılan ekler, maniheist metinler, tapu senetleri, alındılar, fermanlar[20] ve Kutadġu Bilig'in Uygur harfli Herat yazmasıdır.

Örnekler

Kül Tigin Yazıtı Doğu Yüzü 1. - 5. Satırlar[21]
Metin Uyarlama Çeviri
𐰇𐰕𐰀: 𐰚𐰇𐰚: 𐱅𐰭𐰼𐰃: 𐰽𐰺𐰀: 𐰖𐰍𐰕: 𐰘𐰼: 𐰴𐰃𐰞𐰦𐰸𐰑𐰀: 𐰚𐰃𐰤: 𐰺𐰀: 𐰚𐰃𐰾𐰃: 𐰆𐰍𐰞𐰃: 𐰴𐰃𐰞𐰣𐰢𐰾: 𐰚𐰃𐰾𐰃: 𐰆𐰍𐰞𐰃𐰦𐰀: 𐰇𐰕𐰀: 𐰲𐰃𐰢: 𐰯𐰀𐰢: 𐰉𐰆𐰢𐰣: 𐰴𐰍𐰣: 𐰃𐰾𐱅𐰢𐰃: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐰢𐱁: 𐰆𐰞𐰺𐰯𐰣: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰭: 𐰃𐰠𐰃𐰤: 𐱅𐰇𐰼𐰇𐰾𐰃𐰤: 𐱃𐰆𐱃𐰀: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐰃𐱅𐰃: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: Üze kök teŋri asra yaġız yér kılındukda ékin ara kişi oġlı kılınmış. Kişi oġlınta üze eçim, apam Bumın Kaġan, İstemi Kaġan olurmış. Olurıpan Türük bodunıŋ élin törüsin tuta bérmiş, éti bérmiş. Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında ikisi arasına (da) insan soyu yerleştirilmiş. İnsan soyuna da (yönetmek için) atam, babam Bumın Kağan ve İstemi Kağan oturmuş. Oturup da Türk ulusunun elini, töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş.
𐱅𐰇𐰼𐱅: 𐰉𐰆𐰞𐰭: 𐰴𐰆𐰯: 𐰖𐰍𐰃: 𐰼𐰢𐰾: 𐰾𐰇: 𐰾𐰇𐰠𐰯𐰤: 𐱅𐰇𐰼𐱅: 𐰉𐰆𐰞𐰭𐰑𐰴𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰍: 𐰴𐰆𐰯: 𐰞𐰢𐰾: 𐰴𐰆𐰯: 𐰉𐰕: 𐰴𐰃𐰞𐰢𐰾: 𐰉𐱁𐰞𐰍𐰍: 𐰘𐰰𐰦𐰼𐰢𐰾: 𐱅𐰃𐰕𐰠𐰏𐰏: 𐰾𐰇𐰚𐰇𐰼𐰢𐰾: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰴𐰑𐰺𐰴𐰣: 𐰘𐰃𐱁𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰚𐰃𐰼𐰇: 𐱅𐰢𐰺𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰸𐰆𐰦𐰺𐰢𐰾: 𐰚𐰃𐰤: 𐰺𐰀[...]: Tört bulıŋ kop yaġı ermiş. Sü sülipen tört bulıŋdakı bodunıġ kop almış, kop baz kılmış. Başlıġıġ yükündürmiş, tizligig sükürmiş. Élgerü Kadırkan yışka tegi, kérü Temirkapıġka tegi konturmış. ékin ara Dört yan(daki tüm uluslar) hep düşmanmış. Ordu yürüterek dört yandaki ulusları hep fethetmiş, kendine bağlı kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına dek, Batıda Demirkapı'ya dek hep düzen sağlamış. (İkisi?) arasında
𐰃𐰓𐰃: 𐰆𐰴𐰽𐰕: 𐰰𐰇𐰚: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰨𐰀: 𐰆𐰞𐰺𐰆𐰺: 𐰼𐰢𐰾: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐰴𐰍𐰣: 𐰼𐰢𐰾: 𐰞𐰯: 𐰴𐰍𐰣: 𐰼𐰢𐰾: 𐰉𐰆𐰖𐰺𐰸𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐰼𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰞𐰯: 𐰼𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰋𐰏𐰠𐰼𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐱅𐰇𐰕: 𐰼𐰢𐰾: 𐰣𐰃: 𐰇𐰲𐰇𐰤: 𐰃𐰠𐰏: 𐰨𐰀: 𐱃𐰆𐱃𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰃𐰠𐰏: 𐱃𐰆𐱃𐰯: 𐱅𐰇𐰼𐰇𐰏: 𐰃𐱅𐰢𐰾: 𐰇𐰕𐰃: 𐰨𐰀: idi oksuz Kök Türük ança olurur ermiş. Bilge kaġan ermiş, Alp kaġan ermiş. Buyrukı yime bilge ermiş erinç. Alp ermiş erinç. Bégleri yime bodunı yime tüz ermiş, anı üçün élig ança tutmış erinç, élig tutıp törüg étmiş. Özi ança düzensiz Göktürk öylece oturur imiş. Bilge kağanmış, alp kağanmış. Buyruğu da yine bilgeymiş. Alpmiş işte. Beyleri de ulusu da yine dosdoğru imiş, bu yüzden eli öylece tutmuş. Eli tutup töreyi düzenlemiş. Kendi de işte öyle
𐰚𐰼𐰏𐰚: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰾: 𐰖𐰆𐰍𐰲𐰃: 𐰾𐰃𐰍𐱃𐰲𐰃: 𐰇𐰭𐰼𐰃: 𐰰𐰇𐰤: 𐱃𐰆𐰍𐰽𐰴𐰑𐰃: 𐰋𐰇𐰚𐰲𐰃: 𐰲𐰇𐰠𐰏𐰠: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐱅𐰇𐰯𐰇𐱅: 𐰯𐰺: 𐰯𐰆𐰺𐰢: 𐰶𐰃𐰺𐰴𐰕: 𐰇𐰲𐰸𐰆𐰺𐰃𐰴𐰣: 𐰆𐱃𐰕𐱃𐱃𐰺: 𐰶𐰃𐱃𐰪: 𐱃𐱃𐰉𐰃: 𐰉𐰆𐰨𐰀: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰚𐰠𐰯𐰤: 𐰽𐰃𐰍𐱃𐰀𐰢𐰾: 𐰖𐰆𐰍𐰞𐰀𐰢𐰾: 𐰦𐰍: 𐰚𐰇𐰠𐰏: 𐰴𐰍𐰣: 𐰼𐰢𐰾: 𐰦𐰀: 𐰚𐰃𐰾𐰼𐰀: 𐰃𐰤𐰃𐰾𐰃: 𐰴𐰍𐰣: kergek bolmış. Yoġçı, sıġıtçı; öŋre kün toġsıkda Bökli Çöllüg Él, Tabġaç, Tüpüt, Apar, Purum, Kırkız, Üç kurıkan, Otuz Tatar, Kıtañ, Tatabı bunça bodun kelipen sıġtamış, yoġlamış. Antaġ külüg kaġan ermiş. Anta kisre inisi kaġan ölüp gitmiş. Yasçısı ve ağlayıcısı doğuda, gün doğusunda Bökli Çölli El; Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Hıtay, Tatabı (imiş). Bunca halk gelip ağlamış, yas tutmuş. Öyle ünlü kağan imiş. Ondan sonra küçük kardeşi kağan
𐰉𐰆𐰞𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰆𐰍𐰞𐰃𐱃𐰃: 𐰴𐰍𐰣: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰦𐰀: 𐰚𐰃𐰾𐰼𐰀: 𐰃𐰤𐰃𐰾𐰃: 𐰲𐰃𐰾𐰃𐰤: 𐱅𐰏: 𐰴𐰃𐰞𐰣𐰢𐰑𐰸: 𐰼𐰨: 𐰆𐰍𐰞𐰃: 𐰴𐰭𐰃𐰤: 𐱅𐰏: 𐰴𐰃𐰞𐰣𐰢𐰑𐰸: 𐰼𐰨: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰾𐰃𐰕: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰖𐰉𐰞𐰴: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰉𐰆𐰖𐰴𐰸𐰃: 𐰘𐰢𐰀: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰾𐰕: 𐰼𐰨: 𐰖𐰉𐰞𐰴: 𐰼𐰢𐰾: 𐰼𐰨: bolmış erinç. Oġlıtı kaġan bolmış erinç. Anda kisre inisi eçisin teg kılınmaduk erinç, biligsiz kaġan olurmış erinç, yablak kaġan olurmış erinç. Buyrukı yime biligsiz erinç, yablak ermiş erinç. olmuş. Çocukları kağan olmuş. Ondan sonra küçük kardeşi ağabeyi gibi kılınmadığından bilgisiz kağan tahta çıkmış, kötü kağan tahta çıkmış. Buyrukları da yine bilgisizmiş, kötüymüş.
Tonyukuk Yazıtı Batı Yüzü 1. - 5. Satırlar[22]
Metin Uyarlama Çeviri
𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐱃𐰆𐰪𐰸𐰸: 𐰋𐰤: 𐰇𐰕𐰢: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰃𐰠𐰭𐰀: 𐰶𐰠𐰦𐰢: 𐱅𐰇𐰼𐰚: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰴𐰀: 𐰝𐰇𐰼𐰼: 𐰼𐱅𐰃: Bilge Toñukuk ben, özüm Tabġaç éliŋe kılındım. Türk bodun Tabġaçka körür erti. Bilge Tonyukuk'um, Çin elinde dünyaya geldim. Türk ulusu Çin'e bağlıydı.
𐱅𐰇𐰼𐰚: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰴𐰣𐰃𐰤: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰘𐰤: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰑𐰀: 𐰑𐰺𐰡𐰃: 𐰴𐰣𐰞𐰦𐰃: 𐰴𐰣𐰃𐰤: 𐰸𐰆𐰑𐰯: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰴𐰀: 𐰖𐰣𐰀: 𐰃𐰲𐰚𐰓𐰃: 𐱅𐰭𐰼𐰃: 𐰨𐰀: 𐱅𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐰴𐰣: 𐰋𐰼𐱅𐰢: Türk bodun kanın bulmayın Tabġaçda adrıldı. Kanlaŋdı, kanın kodup Tabġaçka yana içikdi. Teŋri ança témiş erinç: "Kan bértim, Türk ulusu hanını bulamayıp Çin'den ayrıldı. Hanlandı, (ama) hanını bırakıp (yeniden) Çin'e bağlandı. Tanrı (da bunun üzerine) şöyle demiş: "Han verdim,
𐰴𐰣𐰭𐰤: 𐰸𐰆𐰑𐰯: 𐰃𐰲𐰚𐰓𐰭: 𐰃𐰲𐰚𐰓𐰭: 𐰇𐰲𐰤: 𐱅𐰭𐰼𐰃: 𐰇𐰠𐱅𐰢𐰾: 𐰼𐰨: 𐱅𐰇𐰼𐰚: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰇𐰠𐱅𐰃: 𐰞𐰴𐰦𐰃: 𐰖𐰸: 𐰉𐰆𐰡𐰃: 𐱅𐰇𐰼𐰚: 𐰾𐰃𐰼: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰘𐰼𐰃𐰤𐱅𐰀: kanıŋın kodup içikdiŋ." içikdüŋ üçün Teŋri ölütmüş erinç. Türk bodun ölti, alkındı, yok boldı. Türk Sir bodun yérinte hanını bırakıp yeniden bağımlı oldun" bağımlı oldun diye tanrı seni öldürmüş işte. Türk ulusu öldü, tükendi, yok oldu. Türk Sir halkı diyarında
𐰉𐰆𐰑: 𐰴𐰞𐰢𐰑𐰃: 𐰃𐰑𐰀: 𐱃𐱁𐰑𐰀: 𐰴𐰞𐰢𐰾𐰃: 𐰸𐰆𐰉𐰺𐰣𐰯: 𐰘𐱅𐰃: 𐰘𐰇𐰕: 𐰉𐰆𐰡𐰃: 𐰚𐰃: 𐰇𐰠𐰏𐰃: 𐱃𐰞𐰍: 𐰼𐱅𐰃: 𐰋𐰃𐰼: 𐰇𐰠𐰏𐰃: 𐰖𐰑𐰍: 𐰼𐱅𐰃: 𐰘𐱅𐰃: 𐰘𐰇𐰕: 𐰚𐰃𐰾𐰃𐰏: bod kalmadı. Ida taşda kalmışı kubranıp yéti yüz boldı. Éki ülügi atlıġ erti. Bir ülügi yadaġ erti. Yéti yüz kişig hiç boy kalmadı. Uzakta dışta kalmışı toparlayıp yedi yüz (kişi) oldu. İki bölüğü atlı, bir bölüğü yayandı. Yedi yüz kişiyi
𐰆𐰑𐰕𐰍𐰢𐰀: 𐰆𐰞𐰍𐰃: 𐱁𐰑𐰼𐱅𐰃: 𐰖𐰍𐰞: 𐱅𐰃𐰓𐰃: 𐰖𐰍𐰢𐰾𐰃𐰋𐰤𐰼𐱅𐰢: 𐰋𐰃𐰠𐰏𐰀: 𐱃𐰆𐰪𐰸𐰸: 𐰴𐰍𐰣𐰢𐰆𐰶𐰃𐰽𐰖𐰃𐰤: 𐱅𐰓𐰢: 𐰽𐰴𐰦𐰢: 𐱃𐰆𐰺𐰸𐰉𐰆𐰸𐰞𐰃: 𐰾𐰢𐰕𐰉𐰆𐰸𐰞𐰃: 𐰃𐰺𐰴𐰑𐰀: uduzuġma uluġ şad erti. Yaġıl tédi, yaġmışı ben ertim, Bilge Toñukuk. Kaġan mu kısayin tédim. Sakındım, toruk bukulı semiz bukulı ırkda yöneten ulu şad idi. Düşman dedi, arkacısı ben Bilge Tonyukuk'tum. (bu şadı) kağan mı kılsam dedim. Düşündüm, doruk boğa semiz boğayı arkaya
Tonyukuk Yazıtı'nın dijital ortama aktarılmış hali
Yarp Yanga ve Edgü'ye Ait Olan Tarlanın Kutadmış'a Satışının Eski Uygurca Belgesi[23]
Metin Çeviri
1-6. satırlar ḳoyn yıl ç(a)ḳşap(u)t ay üç otuzḳa biziŋe yarp yaŋaḳa edgüke ikigüke yuŋlaḳlıḳ ḳunpu kergek bolup üstün ögen üze suvaḳlıg yiti sıg atl(ı)g yimgiçi yir imizni ḳutadmışḳa toguru tomlıtu satdım(ı)z satıg ḳunpusın inçe sözleştim(i)z bukün . . . . kidini yorır iki uçı kinlig otra tamgalıg üç miŋ iki yüz elig ḳunpu Koyun yıl(ının) on ikinci ay(ının) yirmi üç(ün)de bize, Yarp Yanga'ya ve Edgü'ye, ikimize kullanmak için kuanpu gerek olup yukarı su kanalı üzerinde sulu (sulanabilen) yedi şıg Yimgiçi adlı yerimizi Kutadmış'a doğrudan sattık. Satış kuanpusu için şöyle konuştuk: Bugün . . . . pazarında geçerli iki ucu bağlı, ortası damgalı 3250 kuanpuya
7-12. satırlar ḳa üzüştümüz bu ḳunpunı men ḳutadmış bitig ḳılmış kün üze tükel birtim men yrp yanga edgü birle tükel altım(ı)z bukünte minçe bu yir üze ming yıl tümen künke tegi ḳutadmış erklig bolzun taplasar özi tutzun taplamasar adın kişike ötkürü satzun men yrp yanganıŋ edgünüŋ içimiz inimiz ḳamız ḳadaşımız ogulumız ḳızımız ayıtmaz- anlaştık. Bu kuanpuyu ben Kutadmış senet yapılan günde tamamen verdim. Ben Yarp Yanga, Edgü ile tamamen aldık. Bugünden sonra bu yere bin yıl on bin güne kadar Kutadmış sahip olsun. İsterse kendisi kullansın. İstemezse başka kişiye devretsin. Ben Yarp Yanga'nın, Edgü'nün ağabeyimiz, küçük erkek kardeşimiz, akrabamız, oğlumuz, kızımız bir şey söyleme-
13-18. satırlar un istemezün ayıtglı istegli saḳınsarlar savları yorımazunlar birök erklig beg işi küçin tutup alayın yulayın tiserler bu oḳ ögente bu yir t(e)ngin çe iki yir birip alzunlar bu yirniŋ sıçısı öŋtün yıŋaḳ agılıḳ sanlıg yir küntün yıŋaḳ y(i)me agılıḳ sanlıḳ yir kidin yıŋaḳ y(i)me agılıḳ sanlıḳ yir tagtın sinler (istemesinler). Söylemeyi ve istemeyi düşünürlerse sözleri geçerli olmasın. Ve eğer güçlü bey (ve) nüfuzunu kullanıp geri alayım derlerse, bu su kanalında bu yer dengince iki yer verip alsınlar. Bu yerin sınırını doğu tarafından hazineye ait yer, güney tarafından da hazineye ait yer, batı tarafından yine hazineye ait yer, kuzey tarafından
19-26. satırlar yıŋaḳ kiçikye yiri adırar bu oḳ yirniŋ tipmsay tay puku ögen ḳıtıgınta yazı kiçigte bir ulug atız bir ḳansan birle tanuḳ ḳulunçuŋ tutuŋ tanuḳ taz tanuḳ ḳanturmış tanuḳ abiçuḳ men sutagi biz bularḳa ayıtıp bitidim bu tamga men yrp yanganıŋ edgünüŋ ol bu savta ḳayusı agısarbiz üçer yüz bişer otuz ḳunpu içre ḳuvpar birüşürbiz yrp yangatın almış yirniŋ bitigi Kiçikye'nin yeri ayırır. Bu yerin de Timpsay Taypukü nehri kıyısında, Yazı Kiçig'te Kansan ile ortak bir büyük tarla (var). Kansan ile tanık Kulunçung Tutung. Tanık Taz. Tanık Kanturmış. Tanık Abıçuk. Ben Sutagı bunlara sorup yazdım. Bu damga ben Yarp Yanga'nın ve Edgü'nündür. Bu sözden hangimiz dönersek (cayarsak) biz 325'er kuanpu içeriye (hazineye) para cezası veririz. Yarp Yanga'dan alınmış yerin senedi.

Orta Türkçeye dönüşüm

Eski Türkçe, Son Uygur kentlerinin de çökmesiyle XIII. yüzyılda bütünüyle öldü ve yerini Batı Türkistan'da Oğuzcanın, Çağataycanın ve Eski Kıpçakçanın da atası olacak Orta Türkçeye bıraktı. Dil, Eski Türkçeden Orta Türkçeye dönüşürken bir dizi genel değişim geçirdi. Bu değişimler her Türk dili için olmasa da çoğunda gerçekleşti.[24]

Ünlü seslerdeki değişimler[25]

  • Çift dudak ünsüzleri olan /b/, /m/ ve /v/ seslerinin etkisiyle önseslerde yuvarlaklaşma görülür. avıçġa > avuçġa "yaşlı", ewril- > evrül- "evril-"...
  • Önsesteki yuvarlak ünlüler, sonraki açık düz sesleri yuvarlaklaştırır. körkit- > körküt- "göstermek", bulıt > bulut "bulut"

Ünsüz seslerdeki değişimler[25]

  • Sözbaşı olmayan /d/ sesleri önce /ḏ/ sesine, ardından da /y/ sesine evrilir: Adak > aḏak > ayak "ayak", *sad- > *saḏ- > say- "saygı göstermek", edgü > *eḏgü > eygü "iyi"...
  • Sözsonu /b/ sesleri /v/ sesine dönüşür: Sub > suv "su", eb > ev "ev, karargah", ab > av "av"...
  • Sözbaşı /k/ sesleri kimi zaman /ḫ/ sesine dönüşür: Okşa- > oḫşa- "okşa-"...
  • Sözbaşı /b/ sesleri Oğuz dil grubu dışında /m/ sesine dönüşür: Ben > men "ben", buŋ > muŋ "yokluk, sıkıntı", beŋgü > meŋgü "ebedi, bengi"...

Sesbilim

Ünlüler

ince kalın
düzyuvarlakdüzyuvarlak
açıki, iːü, üːı, ıːu, uː
kapalıe, eː; é, éːö, öːa, aːo, oː

Eski Türkçe kimi yazıtlarda birtakım sözcüklerin uzun ünlülerle gösterilmesi (yok sözcüğünün 𐰖𐰆𐰸 /yoOK/, bar sözcüğünün 𐰉𐰺 /br/ şeklinde yazılması beklenirken 𐰉𐰀𐰺 /bar/ biçiminde yazılması gibi) dilde uzun ünlülerin yerleşik olduğunu gösterir. Ayrıca uzun ünlüler fonemiktir, yani anlam değişikliğine neden olur.[26] Sāç-saç[27], kān-kan...[28] gibi

Orhun Yazıtlarında çoğu kez /ı/ ve /i/ seslerini karşılaması için kullanılmış damganın /é/ sesini de yazmak için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu kapalı ses için Yenisey yazıtlarında müstakil bir damganın bulunması da sesin varlığına işarettir.[29]

Ünsüzler

Dudaksı Dişcil Yarı Dişcil Ön Damaksıl Arka Damaksıl Gırtlaksıl
Genizcil [m][n][ɲ][ŋ]
Süreksiz [p][b][t][d][t͡ʃ][k][ɡ][ɢ]
Sürtünmeli [s][z][ʃ][ʒ][q]
Sürekli [ɫ][l][j]
Titrek [ɾ]

Dilbilgisi

Sözcük türetme

Eski Türkçe, bulunduğu dil grubunun tüm üyeleri gibi sondan eklemeli bir dildir.[30] Ad ya da eylem soylu bir köke getirilen türlü yapım ekleriyle yeni sözcükler türetilir. Bu şekilde sözcükler türetebilmek için Eski Türkçede 124 yapım eki kullanılmış olduğu çıkarımına ulaşılabilir.[31] Bunun yanında ad veya eylem soylu sözcüklerin birleşerek yeni sözcükler türetmesi de görülür.[32] Aşağıda bugün Türkiye Türkçesinde de yaşamayı sürdüren eklerden her yapım eki grubu için örnekler verilmiştir.[31][33]

Ek Ekin İşlevi Eski Türkçe Örnekler Örneklerin Türkiye Türkçesi
Addan Ad Türeten Ekler +°n¹ Zarflar üretir yakın, erken, uçun yakın, erken, için
+çA¹ Küçültme anlamı verir, sıfatlardan nesne adı üretir. çomça, barça, karınça kepçe, bütün/hepsi, karınca
+çI Meslek ve alışkanlık anlamında sözcükler üretir. Eyleme de eklenir élçi, sabçı, abçı elçi, savcı, avcı
+l°g Sahip olunan şey anlamında sözcükler üretir. atlıġ, tizlig, belgülig atlı, dizli, işaretli
+l°k işlev belirten adlar üretir. isiglik, terlik, özlük isilik, terlik, kişisel
+sIz Yokluk belirten sözcükler üretir. aşsız, tonsız, buŋsız aşsız, donsuz, kaygısız
Addan Eylem Türeten Ekler +(g)A- Addan eylem üretir. arka-, bedze-, yaşa- ters konuş-, beze-, yaşa-
+lA- +(g)A- ekinin işlevsel ikizidir. aġırla-, aŋla-, baġla- ağırla-, anla-, bağla-
+sA- Dileme veya yönelme anlamında eylemler üretir. Eyleme eklendiği de olur. suvsa-, *kaksa-, aksa- susa-, kin duy-, aksa-
+(g)Ar- renklerden geçişsiz, diğer adlardan geçişli eylemler üretir. başġar-, kızgar-, könger- başar-, kızar-, gönder-
Eylemden Ad Türeten Ekler +gA Ad ve sıfat üretir. bilge, yinçge, kovġa bilge, ince, kova
+gU Geçişli eylemlerden nesne ve alet adı, geçişszilerden özne ve eylem adı üretir. belgü, içgü, bérgü belge, içki, vergi
+g°n Geçişli eylemlerden nesne adı, geçişsizlerden özne ve eylem adı üretir. tizgin, eşkin, olġun dizgin, hızlı, olgun
+I(g) Eylem sonucu adları üretir. kapıġ, aġrıġ, konşı kapı, acı, komşu
+°m Eylem adı üretir. turum, üzüm, yém endam, üzüm, yem
+°n² +°m ekinin ikizidir. ekin, kelin, akın ekin, gelin, akın
+Uk +I(g) ekinin ikizidir. bark, erk, artuk bark, kuvvet, artık
+Ut Eylem sonucu adları üretir. kart, adırt, yoġrut yaşlı kişi, ayırt, yoğurt
Eylemden Eylem Türeten Ekler +°n- Dönüşlü ve edilgen eylemler üretir. bürün-, alkın-, étin- bürün-, tüken-, kendine çeki düzen ver-
+°k- Geçişli eylemlerden geçişsiz/dönüşlü eylem üretir açık-, burk-, kork- acık-, burk-, kork-
+°t- Geçişsiz eylemlerden geçişli, geçişlilerden ettirgen eylem türetir. bert-, tonat-, ögit- yarala-, donat-, öğüttür-
+tUr- +°t- ekiyle kardeştir. altur-, keltür- aldırmak, getir-

Ad çekimi

Ad durumları

Eski Türkçede adlara eklenen 9 durum eki vardır. Bu durum ekleri her halükarda adın sonuna, birleşik adlardaysa ya sözcüğün sonuna ya da bileşenlerin her birinin sonuna getirilir. Yazmalarda hal ekleri adlardan ayrılarak yazılmıştır. Bugünkü Türk lehçelerinde bazı durum ekleri bütünüyle yok olmuştur. Aşağıdaki tabloda durum ekleri ve o ekin kullanıldığı cümleler örneklenmiştir:[34]

Ek Örnek Örneğin Türkiye Türkçesi
Yalın Durum kaġanØ hakan
İlgi Durumu +Iŋ bodunıŋ ulusun
Yönelme Durumu +kA taşka taşa
Belirtme Durumu +Ig ~ +In (iyelik eki varsa) atıġ atı
Bulunma Durumu +dA yurtda çadırda
Çıkma Durumu (Orh.) +dA balıkda kentten
Çıkma Durumu (Uyg.) +dIn balıkdın
Araç Durumu +In okın ok ile
Eşitlik Durumu +çA ügüzçe ırmağa eşdeğer
Doğrulma Durumu +gArU ebgerü karargaha doğru

Orhon Türkçesinde henüz bulunma ve çıkma ekleri birbirinden ayrışmamışken Uygur Türkçesinde ayrılma eki için +dIn (n ağzında ender olarak +tAn) kullanılmıştır. Ad durumları her sözcük için standart şekilde çekimlenirken zamirlerin çekimi bu standartlara aykırıdır.[35]

Çokluk

Eski Türkçede yalın durumdaki adlar da çoğulluk ifade edebilir: Öŋreki er "Önde olan adamlar" gibi. Eğer topluluktan ziyade kişilerin ve eylemlerin çokluğundan bahsedilecekse çokluk ekleri kullanılır. Bu amaç doğrultusunda şu ekler/sözcükler şu işlevlerle kullanılır:

  • kün: Eski Türkçeden de alt bir katmana ait olması olasıdır. Yanına geldiği ada topluluk anlamı katar. Él kün "ülkeler, dünya" gibi.[36]
  • +An: Eski Türkçe yazılı dönemde işlekliğini yitirmiş bir çokluk ekidir. Eren "erler", bodun "boylar, ulus"...
  • +t: Soyluluk adlarına getirilen arkaik bir çokluk ekidir. Tigit "prensler", oġlıt "oğullar", kanat "kanat" < *kāna?[37]
  • +lAr: Soyluluk ve akrabalık adlarına getirilir. ekelerim "ablalarım", öglerim "(üvey) analarım"

Göktürk ve Uygur yazıtlarında tüm bu çokluk ekleri işlek olarak kullanılmışken Uygur Türkçesinde tüm bu eklerin işlevini +lAr'a devrettiği görülmektedir. Bugün Türkiye Türkçesinde de sadece +lAr eki etkindir.[38]

Sayılar

Eski Türkçe temel sayılar aşağıda verilmiştir:

OKunuş Sıra Sayısı Olarak Eski Türkçe Okunuş
1 Bir Başlınkı 20 Yégirmi
2 Éki İkinti 30 Otuz
3 Üç Üçünç 40 Kırk
4 Tört Törtünç 50 Ellig
5 Béş Béşinç 60 Altmış
6 Altı Altınç 70 Yétmiş
7 Yéti Yétinç 80 Sekiz on
8 Sekiz Sekizinç 90 Tokuz on
9 Tokuz Tokuzunç 100 Yüz
10 On Onunç 1.000 Biŋ/bıŋ
10.000 Tümen

Yüksek sayılar küçük sayıların yan yana yazılmasıyla ifade edilir: yégirmi tümen "İki yüz bin"... Üleştirme sayıları oluşturmak için kök sayıya +Ar eki getirilir: birer birer "birer birer", béşer béşer "beşer beşer" vb. Bunun yanında ortaklık anlamı vermek için kullanılan bir +AgU eki de vardır: biregü "her biri", yétegü "her yedisi" vb. ancak bu ek sayılara özel değildir (kamaġu "bütünü" vb.).[39]

Zamirler

Eski Türkçe kişi, iyelik, işaret, belirsiz ve soru zamirleri aşağıdaki tabloda işlenmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere zamirlerin çekimi diğer sözcüklerden ayrı olduğu için tabloda çekimlere de yer verilmiştir.[35][40]

Kişi & İyelik Zamirleri Kişi Zamiri İyelik Zamiri İşaret & Belirsizlik & Soru Zamirleri İşaret Zamirleri Belirsiz Zamirler Soru Zamirleri
1. kişi tekil yalın durum ben ~ men +°m
ilgi durumu beniŋ ~ meniŋ bu: bu
yönelme durumu baŋa ~ maŋa büntegi: böylesi
nesne durumu bini ~ mini kim: kim
bulunma-çıkma durumu minte
çıkma durumu (Uyg.) mintin, minidin
2. kişi tekil yalın durum sen +°ŋ ~ +°g
ilgi durumu seniŋ
yönelme durumu saŋa kamaġ: her şey ne: ne
nesne durumu sini
bulunma-çıkma durumu sinte
çıkma durumu (Uyg.) sinidin
3. kişi tekil yalın durum ol +si ~ +sI
ilgi durumu - neke: niçin
yönelme durumu aŋar kamaġı: hepsi
nesne durumu anı
bulunma-çıkma durumu anta ol: o
çıkma durumu (Uyg.) andın neteg: nasıl
1. kişi çoğul yalın durum biz +°m°z
ilgi durumu biziŋ barı: bütünü
yönelme durumu biziŋe, bizke
nesne durumu bizni neçök: nasıl
bulunma-çıkma durumu bizinte/biznite
çıkma durumu (Uyg.) biznidin
2. kişi çoğul yalın durum siz +°ŋ°z
ilgi durumu siziŋ neŋ: hiçbiri
yönelme durumu sizine/sizlerke nelök: niçin
nesne durumu sizni/sizlerni
bulunma-çıkma durumu sizinte/siznite, sizlerde
çıkma durumu (Uyg.) siznidin
3. kişi çoğul - +si ~ +sI

Eylem çekimi

Basit zamanlar

Eski Türkçede geniş, öğrenilen ve duyulan olmak üzere iki geçmiş ve gelecek adı altında dört zaman bulunur.[41] Şimdiki zaman Orhun Türkçesinde de Eski Uygur Türkçesinde de geniş zaman kullanılarak bildirilmiştir. Yazıtlarda öğrenilen geçmiş zaman eki +mIş olması gereken 𐰢𐰃𐱁 /mIş/ yerine 𐰢𐰃𐰾 /mis/ şeklinde yazılır.

Geniş zaman

Bu zaman için Orhun Türkçesinde de Eski Uygurcada da eyleme genelde +Ur eki ulanır ancak bu genel bir kural değildir. Eyleme +Ar ve +Ir ekleri de gelebilir. Sözsonu ses ünlüyse ek ya +r ya da +yUr olur.[42] Eylemin kimce yapıldığını belirtmek için sona zamir konulur. Sondaki zamir sözcükten hep ayrı yazılır. Aşağıdaki tabloda geniş zamanın her ekle çekimi için ikişer örnek verilmiştir:

Sözsonu Ünsüzse Sözsonu Ünlüyse
+Ur +Ir +Ar +yUr +r
kazġan- er- bar- kel- kon- tez- meŋile- yé- té- başla-
1. tekil kazġanur men erür men barır men kelir men konar men tezer men meŋileyür men yéyür men tér men başlar men
2. tekil kazġanur sen erür sen barır sen kelir sen konar sen tezer sen meŋileyür sen yéyür sen tér sen başlar sen
3. tekil kazġanur erür barır kelir konar tezer meŋileyür yéyür tér başlar
1. çoğul kazġanur biz erür biz barır biz kelir biz konar biz tezer biz meŋileyür biz yéyür biz tér biz başlar biz
2. çoğul kazġanur siz erür siz barır siz kelir siz konar siz tezer siz meŋileyür siz yéyür siz tér siz başlar siz
3. çoğul kazġanurlar erürler barırlar kelirler konarlar tezerler meŋileyürler yéyürler térler başlarlar

Görüldüğü üzere ekin geniş zaman için nasıl çekimleneceği hakkında genel bir kural yoktur. Tek heceli sözcükler genelde +Ir eki alsa da +Ur ve +Ar eki de aldığı görülmekte. Sözsonu ünlü olan tek heceli sözcükler de genel olarak +r ekiyle çekimlense de yé- eylemi gibi temel bir eylem bile +yUr ekiyle çekimlenebilmektedir.[24] Olumlu çekimin tersine olumsuz çekim kurallıdır. Eylemin nasıl olduğuna bakılmaksızın +mAz ekiyle geniş zaman çekimi yapılır:[43] bir kişi yaŋılsar oġuşı bodunı bişükiŋe tegi kıdmaz ermiş "bir kişi yanılsa ailesini, ulusunu, çocuklarını bile barındırmazmış" gibi. Bazen +mAz ekinin +mAs şeklini aldığı da görülür. Geniş zaman şimdiki zaman anlamı katmak için de kullanılır: ölümte ozupan ögire sevinü yorıyur[44] "ölümden kurtulup övüne sevine yürüyor"...

Görülen Geçmiş Zaman

Eski Türkçede görülen geçmiş zaman +dI ekiyle etkin kılınır. Geniş zamanın çekiminin aksine düzenlidir ve kişi çekimi zamirlerle değil kişi ekleriyle yapılır. Aşağıdaki tabloda geçmiş zamanın nasıl çekimlendiği gösterilmektedir:

bar- süle- öl-
1. tekil bardım süledim öltim
2. tekil bardıġ ~ bardıŋ süledig ~ sülediŋ öltig ~ öltiŋ
3. tekil bardı süledi ölti
1. çoğul bardımız süledimiz öltimiz
2. çoğul bardıŋız sülediŋiz öltiŋiz
3. çoğul bardılar sülediler öltiler
Öğrenilen geçmiş zaman

Eylemin görülmediğini, başkası tarafından yapıldığını bildiren zamandır. Eski Türkçe salt 3. tekil kişiye ulanmıştır. Eski Türkçe çoğu örnek 3. tekil kişiye göre çekimlenmiştir. Bir şeye mecbur kalındığını belirtmek için eylemin yanına kergek getirilir.

üze kök teŋri asra yaġız yér kılındukda ékin ara kişi oġlı kılınmış "Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında ikisi arasına (da) insan soyu yerleştirilmiş"

Gelecek zaman

Ağızlar

Uygurca Maniheist bir kitaptan bir sayfa

Eski Türkçede Orhun Yazıtları ve öncesi metinlerdeki ağız ayrımları çok azdır. En sık izlenen ayrım 1. tekil kişi zamirinin yer yer men, yer yer de ben olarak kullanılmasıdır. Ayrımların git gide birbirinden uzaklaşmaya başladığı nokta Uygur Türkçesinde görülür. Uygurların yazdığı budist ve Maniheist metinlerde birbiri arasındaki ayrım epey kuvvetli iki ağız kullanılır. Bu ağızlar ve özellikleri şöyledir:

"y" Ağzı

Budist Uygur metinlerinde kullanılan ağızdır. Orhun Türkçesi ayrık bir ses olan /ñ/ bu ağızda /y/ veya sesine dönüşür: añıġ > ayıġ "kötü", koñ > koy "koyun"... Orhon Türkçesinin gramer özelliklerini çokça korur. Türkiye Türkçesini de kapsayan Oğuz dil grubu y ağzını korumuştur.[1]

"n" Ağzı

Maniheist Uygur metinlerde kullanılmıştır. /ñ/ sesi /y/ değil /n/ sesine dönüşür: añıġ > anıġ, koñ > kon... Önseste olmayan /ı/ ve /i/ ünlüleri sıklıkla /a/ ve /e/ sesine dönüşür: aġız > aġaz "ağız", +Ip > +Ap "ulaç eki", +(I)mIz > +(A)mAz "1. çoğul iyelik zamiri"...[1]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 
  2. ^ a b "Türk Dünyası El Kitabı - Dil, Kültür, San'at". Cilt 2. 1992. s. 69. 13 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2023. 
  3. ^ "Orhun Yazıtları" (PDF). 2015. 31 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  4. ^ Köprülü, Mehmed Fuad. Türk Edebiyatı Tarihi. s. 30. 
  5. ^ Berbercan, Mehmet Turgut (2014). Türk Yazı Dilinin Tarihî Dönemleri ve Orta Türkçenin Yeri Meselesi. 1 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2023. 
  6. ^ Karahan, Akartürk (2013). ""Altun Yaruk" ile İlgili Türkiye'deki Çalışmalara bir Bakış" (PDF). 18 Eylül 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023. 
  7. ^ "Çoyr Runik Kitabesinin Yeni Okuma Yorumlaması Hakkında". 9 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Özdemir, Berkay. Türklerin İlk Yazılı Buluntuları ve Dikilişinin 1300. Yüzyılında Tonyukuk Yazıtı. 1 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2023. 
  9. ^ "Türk Dünyası El Kitabı - Dil, Kültür, San'at". Cilt 2. 1992. s. 260. 13 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2023. 
  10. ^ Doğan, Yusuf. Kâşgarlı Mahmûd'un Dîvânu Lugâti't-Türk Adlı Eserinin Dilbilim Açısından İncelenmesi. 16 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2023. 
  11. ^ a b "Orhun Yazıtları" (PDF). Çukurova Üniversitesi. 31 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023. 
  12. ^ a b Sarı, İsa. "Uygur Türkçesi Ders Notları" (PDF). 2 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 11 Ağustos 2023. 
  13. ^ Taş, Dilek. "Adım Adım Doğu Türkistan Sir Marc Aurel Stein (1862-1943), Hayatı ve Eserler". ss. 11-14. 12 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  14. ^ Tekin, Talat (1997). Tarih Boyunca Türkçenin Yazımı (PDF). 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 
  15. ^ Thomsen (1893). Inscriptions de l'Orkhon déciphrées. 
  16. ^ Yuguşeva (2012). "Türk Runik Alfabesinin Kökenleri". 9 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  17. ^ "Orhun Alfabesi" (PDF). Çukurova Üniversitesi. 27 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Ağustos 2023. 
  18. ^ "Türk Dünyası El Kitabı - Dil, Kültür, San'at". Cilt 2. 1992. ss. 259-260. 13 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2023. 
  19. ^ "Uygur Yazısının Tarihî Dönemlerii ve Yayıldığı Alana bir Bakış". Yüsüpcan Yasin. 5 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  20. ^ Hazar, Mehmet (2015). Eski Uygur Tarihine ve Türkçesine Giriş. ss. 18-24. 
  21. ^ Şirin, Hatice (2015). Kül Tigin Yazıtı -Notlar-. 
  22. ^ "Orhun Yazıtları (Tonyukuk)". 11 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  23. ^ Şen, Nazmi (2022). Eski Uygur Hukuk Vesikalarının Söz Dizimi (PDF). ss. 227-228. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023. 
  24. ^ a b Ercilasun, Ahmet Bircan (1984). Kutadgu Bilig Grameri (fiil). 
  25. ^ a b Ölmez, Zuhal; Kaçalin, Mustafa. XI. - XIII. Yüzyıllar Türk Dili (PDF). 15 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023. 
  26. ^ Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. s. 33. 
  27. ^ "saç - Nişanyan Sözlük". Sevan Nişanyan. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2023. 
  28. ^ kan - Nişanyan Sözlük. Sevan Nişanyan. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2023. 
  29. ^ Yavuz, Orhan (1991). "Türkçe'de "Kapalı e"". 23 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  30. ^ "V. G. Guzev'in "Türkiye Türkçesinin Teorik Grameri" Adlı kitabı ve Türkçenin Sondan Eklemeli Yapısı Üzerine Düşünceler". Musaoğlu, Mehman. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2023. 
  31. ^ a b Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. ss. 43-61. 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 
  32. ^ Ercilasun, Ahmet Bircan (1984). Kutadgu Bilig Grameri -Fiil-. ss. 69-71. 
  33. ^ "Nişanyan Sözlük - Türkçe Etimolojik Sözlük". Sevan Nişanyan. 18 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  34. ^ Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. ss. 63-65. 16 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 
  35. ^ a b Erdal, Marcel (2004). Eski Türkçe Grameri. 
  36. ^ "el gün - Nişanyan Sözlük". Sevan Nişanyan. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2023. 
  37. ^ Tekin, Talat (1965). Orhon Türkçesi Grameri (PDF). s. 102. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Ağustos 2023. 
  38. ^ Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. s. 62. 
  39. ^ Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. ss. 74-76. 
  40. ^ Tekin, Talat (1965). Orhon Türkçesi Grameri (PDF). 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Ağustos 2023. 
  41. ^ Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. ss. 80-82. 
  42. ^ Tekin, Talat (1965). Orhon Türkçesi Grameri. ss. 186-187. 
  43. ^ Gabain (1941). Eski Türkçenin Grameri. s. 74. 
  44. ^ "Türk Bitig: Irk Bitig". 30 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türk alfabesi</span> Türkçenin yazımında kullanılan alfabe

Türk alfabesi, Türkçenin yazımında kullanılan Latin alfabesi temelli alfabedir. 1 Kasım 1928 tarihli ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Orhun Yazıtları</span> 8. yüzyıla tarihlenen Göktürk yazıtları

Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.

Tūnyokuk, Göktürk Kağanlığının yabgusudur. "Aşina" ailesinin akrabalarından Göktürk "Aşide" ailesindendir. Göktürkler ve diğer Türk göçebe imparatorluklarının kurucusu ve yönetenleri, Aşina sülalesindendir.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uygurca</span> Uygur Türkçesi

Uygurca veya Yeni Uygurca, Uygurlar tarafından konuşulan, Türk dillerinin Uygur grubunda yer alan bir dil.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin</span> İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nı yöneten devlet başkanı

Kül Tigin veya Köl Tigin, d. 684 - ö. 27 Şubat 731), İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nı ağabeyi Bilge Kağan ile birlikte yöneten devlet başkanıdır. Kül Tigin, devletin askerî kanadını yönetiyordu.

Türkçe dil bilgisi, Türkçeyi meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük hazinesi, anlam değişmeleri, tümce kuruluşu ve yapısı gibi ögeleri inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Gagavuzca</span>

Gagavuzca veya Gagauzca, çoğunluğu Moldova'daki Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi'nde yaşayan Gagavuzların konuştuğu Batı Oğuz grubuna bağlı bir Türk dili. Gagavuzca, Balkan Gagavuzcasından bir dereceye kadar farklı bir dildir. Kimi Türkologlar ise Gagavuzca'yı ayrı bir dil veya lehçe saymayarak Türkiye Türkçesinin Rumeli ağızlarına dahil etmişlerdir. Yaklaşık 300.000 kişi tarafından konuşulur.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

<span class="mw-page-title-main">Bilge Kağan Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Bilge Kağan Yazıtı veya Bilge Kağan Kitabesi, Türk dilinin en eski yazıtlarındandır. Orhun Yazıtları olarak bilinen yazıtlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Tonyukuk Yazıtı</span> 8. yy’da yazılmış Göktürk Yazıtları’nın bir parçası

Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla bulunduğu yere nisbetleBain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir. Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un ilçesi Nalayh'ta Bayan Tsokto adlı yerde bulunmuştur.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

Karahanlı Türkçesi, Hakaniye Türkçesi, Karahanlıca veya Hakaniye lehçesi, Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10.-15. yüzyıllar arası Orta Türkçe dönemidir. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkologlar, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanlı Türkçesi, Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır.

Kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz, Türkçede iki ünlü harf yan yana gelemeyeceği için, ünlü ile biten bir kök veya gövdenin sonuna eklenen ve yine bir ünlü ile başlayan ekin önüne gelen ünsüzü belirtir. Sadece Türkiye Türkçesi için değil, bütün tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde temel kaynaştırma ünsüzü veya yardımcı ünsüz /y/ ve /n/ sesleridir. Bu ünsüz; kök+ek veya ek+ek durumlarında, iki ünlü yan yana geldiğinde kullanılır.

Eski Uygur alfabesi, Eski Uygur Türkçesi döneminin yazımı için kullanılmış olan alfabedir. Uygur topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan temayülleri, onları Orta Asya'nın tüccar kavmi Soğutlara yakınlaştırmıştır. Kısa zaman sonra Soğut alfabesini öğrenip bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir. Böylece Uygur ağzı, Uygur alfabesi vasıtasıyla klasik bir yazı dili hâline gelmiş; Orta Asya’daki diğer Türk topluluklarının ortak dili de bu ağız özelliklerinin yaygınlaştığı dil olmuştur. Bazı akademik yayınlarda bu alfabe Uygur alfabesi olarak da belirtilir. Çağdaş dönem Uygur Türkçesi için Arap asıllı alfabenin varlığı sebebiyle, ayrım için bu tarihî alfabeye “eski” ibaresi eklenir.

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı M.Ö 4000'li yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyeti kabul ettiği XI. yüzyıla kadar sürmektedir. Bu dönem edebiyatı genellikle sözlü ürünlerden oluşmuştur ve yazılı ürünler yok denecek kadar azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında M.S VI. yüzyıla kadar olan dönem sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılırken, ilk yazılı eserlerin verilmeye başlamasından sonra yazılı edebiyat dönemi başlamıştır. Eski Türklere ait olan en eski yazılı belgeler ise Orhun Yazıtları'dır Bu yazıtlar Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Genel olarak Orhun Yazıtları'ndan önceki dönem sözlü edebiyat, sonrası ise yazılı edebiyat olarak nitelendirilmiştir.

Eski Uygurca veya Eski Uygur Türkçesi, 9. yüzyıl ila 14. yüzyıl aralığında çeşitli devletlerde konuşulmuş ve yazılmış olan, Türki diller ailesinin Sibirya koluna mensup bir dil. Eski Türkçenin Göktürkçeden sonraki ikinci bölümünü oluşturmuştur.

Türk yazı sistemleri Türk dilinin bütün tarihî ve çağdaş dönemlerinde kullanılmış olan alfabeleridir. Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir. Türk dilinin tarihi sürecinde ticari, kültürel, dinî vb. sebeplerle bu dilin yazımında Göktürk, Mani, Soğut (Sogd), Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Arap, Kiril, Latin asıllı alfabeler Türk diline çeşitli düzeyde uyarlanmış varyantlarıyla kullanılmıştır.

Karı Çor Tigin Yazıtı ya da Xi'an Yazıtı, 2010 yılında Zhang Du Yuan'lı bir köylü tarafından bulunmuş bir yazıttır. Bu köylü, bulduğu yazıtı Xi'an'daki bir pazarda satmaya çalışırken son anda Tang West Market Museum yetkilileri yazıtı fark etmiş ve yazıtı satın alarak müze envanterine kaydetmişlerdir. Karı Çor Tigin Yazıtı, Çin'in Shaanxi Eyaleti'nin merkezi; Çin'in tarihi başkentlerinden Xi'an'da bulunmuştur. Karı Çor Tigin Yazıtı ve Karı Çor Tigin'in mezarına ait işlemeli taş, pek çok Çince yazıt ve arkeolojik envanterle birlikte Çin'in ilk özel müzesi olma özelliği taşıyan Tang West Market Museum'da sergilenmektedir.