İçeriğe atla

Esin

Esin; ilham, etkilenme, çağrışım, içe doğma ile gelen yaratıcı düşünce, doğaüstü veya buna bağlı söz, duyum ve algı.

Etimoloji

Kelime Es kökünden türemiştir. Esmek fiili ile ilgilidir. Doğaüstü varlıkların bir esinti şeklinde hissedilebileceği inancını barındırır.

Tanım ve Anlam

İnsanlara estetetik duyguları getiren iyicil varlıkların bulunduğuna inanılan dönemlerin anlayış biçimi aslında günümüzde de sözcüğün anlamında gizlidir. Gelen ilham perisi esinti oluşturduğu için bu söz yerleşmiştir. "Tanrı Vergisi" deyimi bu kavramı biraz daha açıklar. Sanatsal yetenek ve onun sonucu olan ürünler, insanlara bahşedilmiştir. İşte bu yeteneği ve o an oluşacak olan ürüne dair fikri bir güzel ruh getirir. Sümerlere göre Es, rüzgarın söylediği söz demektir.[1] Türk kültür ve sanat algılayışında yeteneklerin ilahi bir güç tarafından gönderildiği inanışı yaygındır. Esin kavramı da zaten zaman zaman gelen bir olgudur. “İlham geldi” tabiri bu durumu ifade eder.

İslamiyette İlham

Kalbe birtakım mana ve fikirlerin ilkâ edilmesi, Allah’ın, kulun kalbine bıraktığı şey. İlhama, sadece müttakî mü’minler, evliyalar değil; bir kısım özelliklere haiz ilim ve fikir erbabı da mazhar olabilir, umumidir. Melâike, ilhamları ve hayvanat ilhamları gibi çeşitlilik arz eder.

Vahiy ile İlhamın farkları

  • İlhamdan çok yüksek olan vahyin ekseri melâike vasıtasıyla; ve ilhamın ekseri vasıtasız olmasıdır.
  • Vahiy gölgesiz, sâfi ve seçkinlere özeldir. İlham ise gölgelidir, renkler karışır, umumîdir.

Ayrıca Bediüzzaman hayvanat ilhamına örnek olarak: ''Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu, yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o sâika ilhamıyla döner, yuvasına girer.'' demiştir.[2]

Doğaçlama

Doğaç, kendiliğinden söyleme ve yapma demektir. Osmanlıcası İrtical sözcüğüdür. Esin (ilham) ile yakından ilgilidir. Birdenbire içine doğduğu gibi söyleme ve etme. Allah vergisi bir yeteneğin en önemli özelliklerinden biridir. Dışsal değil, içseldir. Tıpkı doğada olduğu gibi doğurgan ve içten gelen bir olguyu ifade eder. Şamanist inançların tamamında doğaçlama davranış ve dualar Tanrısal iletişimin en önemli göstergelerinden kabul edilirler. Sözcük, "Doğmak" kökünden gelir. Doğurganlığı ve dişiliği içerir. Doğunç ise "vicdan" anlamına gelir.

Ayrıca bakınız

Dipnotlar

  1. ^ "Ortak Bilinçdışında Rüzgarın ve Suyun Sesi, Yıldız Cıbıroğlu". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2011. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2022. 

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tasavvuf</span> İslamın içsel, mistik boyutu

Tasavvuf veya Sûfîzm ya da Sûfîlik, İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır.

Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.

Vahiy ya da tanrısal esin, İslamî terminolojide buyruk veya düşüncelerin Allah tarafından peygamberlere bildirilmesine veya bu bildirinin kendisine denir. İslamî inanışta vahiy peygamberlere gelir ve sadece Cebrail aracılığıyla iner.

Tanrı'nın varlığıyla ilgili argümanlar filozoflar, teologlar ve diğer düşünürler tarafından öne sürülmüştür. Felsefi terminolojide, Tanrı'nın varlığı problemi, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı ile ilgilidir. Bilgi kuramı, epistemoloji, bilgiye olan yaklaşımı, doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını inceler. Ontolojiyse, varlık/yokluk konuları üzerindeki argümanlardan oluşur. Yani, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı, Tanrı'nın var olup olmadığı konusunda nasıl akıl yürüteceğimiz üzerinedir.

Adsız - Türk halk kültürü ve mitolojisinde henüz kahramanlık yapmadığı için adı koyulmamış çocuk.

Aran İyesi - Türk ve Tatar halk kültüründe ahırın koruyucu ruhu. Damız İyesi veya Kitre İyesi veya Ahır İyesi olarak da bilinir.

Bergü - Türk halk inanışında Vahiy veya İlham anlamına gelir. Esin almak demektir. Bergi veya Vergi de denir.

Yel Ana - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde Rüzgâr Tanrıça. Cel Ana da denir. Macarlar Szélanya adı da verirler.

Yel Ata - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde rüzgâr tanrısı. Cel (Çel, Şil, Cil) Ata da denir. Macarlar Szel Atya (Yel Ata) veya Szel Kraly (Yel Kralı) adı da verirler.

<span class="mw-page-title-main">Yel İyesi</span> mana

Yel İyesi - Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde Rüzgâr Ruhu. Çel İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da bilinir. Moğollar Salhın (Halhın) Ezen derler.

<span class="mw-page-title-main">Gök-Kal</span>

Gök-Kal - Türk ve Altay mitolojisinde bir doğa katmanı. Aynı zamanda eski Türk İnancı Tengricilik'te bir ruh kategorisidir. Kök-Kal veya Gök-Kalığ ya da Kovak-Kalığ olarak da söylenir. Karşıtı Yer Su'dur.

Yelpin, Türk ve Altay halk inancında cin. Yelbin adı da verilir. Rüzgardan yaratılmış, görünmeyen soyut varlık.

Bayçar - Türk, Altay ve özellikle Balkar halk kültüründe kurban. Türkçedeki "kurban" sözcüğünün içerdiği anlamdan daha geniş kapsamlıdır. İlahi bir amaçla kesilen veya doğaya salınan hayvan ya da doğaya saçılan yiyecek, içecekler ile tahılları da içerir.

Tin – Türk ve Altay halk inancında Ruh. Tın olarak da söylenir. İnsan varlığının somutdışı ve nesnesel olmayan kısmı. Soyut varlık. Düşünsel ve duygusal yapı.

Urasa – Türk, Anadolu ve Altay halk kültüründe ve Şamanizmde Nefes Tedavisi. Günümüzde biraz da farklı kavramlarla karıştırılarak Üfürükçülük adı verilen, doğaüstü güçlerle iletişime geçilerek uygulanan tedavi yöntemi. Urasalamak; bu işlemi yapmayı ifade eder. Ayrıca sözcük, Sümer mitolojisindeki Uras ile de bağlantılı görünmektedir.

Yom, Türk ve Altay halk inancında Uğur, Şans, Talih, Baht anlamlarına gelir. Yum olarak da söylenir. Uğurlu nesne manasını da içerir. Aynı zamanda mutluluk, neşe demektir. Ural dillerinde ise Tanrı anlamı taşır. Tuvalarda yer alan ve kötü ruhların kovulmasını ve büyücülüğü içeren merasimin adı Dom şeklinde geçer ve d/y dönüşmesi ile birebir Yom sözcüğüdür.

<span class="mw-page-title-main">Muska</span>

Muska, bazı hastalıkları, kabus kötülükleri ve nazarı uzaklaştırmak için boyna asılan veya üstte taşınan yazılı kâğıt. Genellikle olası bir hastalıktan korunmak amacıyla veya tedavi için taşınır. Çoğunlukla üçgen biçimindedir. Deri, meşin, gümüş ve altın kılıflar içine konarak boyuna asılır ya da kola takılır.

Tura – Türk, Çuvaş ve Altay inancında Tanrı, Rab anlamlarına gelir. Türe veya Turı da denir. Türk halk inancındaki ve Türk tarihindeki kendine özgü bir tek tanrı inancıdır.

İslam inancında imanın şartlarından biri "kitaplara iman"dır. Bu kavram, Allah tarafından bazı peygamberlere kitaplar indirildiğine, bu kitapların içeriklerinin tamamıyle doğru ve gerçek olduğuna inanmak demektir. Kitaplara iman ile ilgili Kur'an'da: "Ey iman edenler, Allah'a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam mânasıyla sapıtmıştır" ifadeleri yer almaktadır.