İçeriğe atla

Esik kurganı

Yerel halkın Kurgan ismini verdiği bir Höyük (mezarlık)

Esik Kurganı, 1969 yılında Kazakistan SSC'nin Salgar alüvyonlu toprağının 20 kilometre doğusunda Kemal Akişev başkanılığındaki Kazakistan Tarih, Etnografya ve Arkeoloji Enstitüsü'nün arkeolog timi tarafından keşfedilen İskit[1] /Saka[2][3] kurganı. MÖ 5. yüzyıldan kalma olduğu düşünülen kurgan, Kazakistan'da gün ışığına çıkarılmıştır.

Altın elbiseli adam zırhı Kazakistan'da Esik Kurganında bulunmuştur. İskitlerin eski çağdaki yaşayışları hakkında fikir edinilebilir.[4] Esik Kurganı Kazakistan'ın önemli bir hazinesi olma konumundadır. Bu kurgan Sovyetler döneminde keşfedilmiştir. Altın elbiseli adam zırhının çıkarıldığı yerde çıkarılan İskit (saka) yazıtlarında bu zırhın ait olduğu kişinin 18 yaşlarında bir prens olduğu yazılmaktadır.

Kurganda üç binden fazla altın eşya, seramik küpler, tahta tabaklar, eyer örtüleri, tahta eyerler, silahlar ve iki gümüş çanak bulunmuştur. Gerçekçi süsleme sanatı bu kurganda da bulunmuştur. Kurgandan çıkan kalıntılar günümüzde Ermitaj Müzesinde sergilenmektedir.

Kurganda bulunmuş bir gümüş çanakta henüz çözülememiş yazılar bulunmaktadır. Macar dilbilimci ve İranolog Janos Harmatta[5] bu yazıların Kharosthi alfabesinde yazıldığı ve Hotan-Sakaca (İranice) olduğunu iddia etmiştir. Ancak yazıttaki harflerin çok azı Kharosthi alfabesindeki harflere benzemektedir.[6] Aynı şekilde Fransız Hindolog Gérard Fussman da yazının Hotanca olduğunu savunmuştur lakin kendisi yazıyı Hotanca'da okuyamayıp sağlıklı bir çeviri sağlayamamıştır.[7] Buna ek olarak Harmatta yazıların Orhun alfabesi'ne olan benzerliğine değinmiş ve Orhun yazısının Kharosthi abugidasından türemiş olabileceğine kanaat getirmiştir lakin Kharosthi abugidasının Sakalar tarafından Hotan bölgesinin işgalinden sonra Budizm'e geçiş yoluyla benimsenmesi ve Kharosthi abugidasının en eski örneklerine Sakalar'ın o dönemde hiçbir iletişiminin olmadığı Pakistan'ın Kâbil bölgesinde rastlanması bu iddiaları mantıksız kılmaktadır.

Aynı zamanda bazı Türk araştırmacılar yazının proto-Türkçe[8][9] olduğunu iddia etmekte ve Göktürk alfabesinde yazıldığını[10][11][12] savunmaktadır. Kazak Türkolog Altay Sersenulı Amanjolov Eski Türk yazısının tarihi adlı kitabında bu yazının 1971'de Orhun yazısı'nın kullanılarak çevrildiğini not edip yazının çevirisini ve transliterasyonunu vermiştir.[13][14] Türkçe okuma denemesi yapan bilim insanlarının hemen hepsi en sondaki "azık" kelimesinde hemfikirdir. Yiyecek anlamına gelen bu kelime, bir yemek kabının üzerine yazılması açısından, bilim insanları tarafından mantıklı kabul edilmektedir.[6]

Kurganda bulunmuş gümüş çanağın ve üzerindeki yazının çizimi
Gümüş çanağın üzerindeki yazının transkripsiyonu
za(ṃ)-ri ko-la(ṃ) mi(ṃ)-vaṃ vaṃ-va pa-zaṃ pa-na de-ka mi(ṃ)-ri-to ña-ka mi pa-zaṃ vaṃ-va va-za(ṃ)-na vaṃ.

[Bu kap üzüm şarabı, pişmiş gıda ve taze tereyağı içerir, o kadar çok ki, ölümlü?.]

Aγa, saηa očuq! Bez, cök! Boqun ičrä(r) azuq!

[Ağa, sana (bu) ocak! Yabancı, (diz) çök! Halkta azık (bol olsun)!]

Saka dilinin Türk dilleri'ne olan ilişkisi Avrasya stepleri'deki kurganlarda bulunan kişilerin naaşları üzerinde son yapılan genom ve mitokondriyal DNA çalışmaları ile birbirine uymaktadır. Genetik çalışmalardaki analizlerde kurganlarda bulunan Saka naaşlarına genetik yakınlık gösteren kişilerin hepsinin günümüz Türki halklara mensup olan bireyler oldukları görülmektedir.[15][16]

Kurgandan çıkarılmış altın parçalar

Kaynakça

  1. ^ "İlhami Durmuş, "İskitler'de ölü gömme geleneği", Millî Folklor, 2004, Yıl 16, Sayı 61" (PDF). 4 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2010. 
  2. ^ Reuel R. Hanks, Central Asia: a global studies handbook, p. 168, ABC-CLIO, 2005, ISBN 978-1-85109-656-5, p. 168.
  3. ^ Esther Jacobson, The art of the Scythians: the interpenetration of cultures at the edge of the Hellenic world, BRILL, 1995, ISBN 978-90-04-09856-5, p. 6.
  4. ^ Hall, Mark E. Towards an absolute chronology for the Iron Age of Inner Asia. Antiquity 71 (1997): 863-874
  5. ^ Ritoók, Zsigmund. (1997) "The contribution of Hungary to international classical scholarship", Hungarian Studies, 12. Retrieved 12 March 2014. 6 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ a b "Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun-Altın Elbiseli Adam". 10 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ a b "Harmatta [Harmatta 1999, p.411-412] appears as he has accomplished to solve the mystery of this "unknown language and alphabet" which covers a wide are from Alma-Ata to Merv, to Dest-i Navur and to Ay Hanum. According to Harmatta and Fussman, the alphabet can be traced back to the Karoshti alphabet; and the language written with this alphabet could have been a Saka dialect spoken by the Kushans. Harmatta who remarks on the resemblance of the letters to those in Orkhon-Yenisey states that due to some letters [...]. [...]. Fussman states that this Inscription is based on syllables, and notes its similarity to the Kharosthi alphabet, but he could not read it. Livsits asks whether this alphabet he calls as the "third official alphabet of the Kushan State" is the Saka alphabet or not. [...]. Livsits, on the other hand says that, further to the Issyk-kol alphabet, this alphabet is related not with the Kharosthi alphabet, but rather with the Aramaic alphabet [...]."
  8. ^ Akishev K. A. Issyk script and runic writing. "Ancient Türkic civilization: monuments of writing". Almaty, 2001, p. 389-395.
  9. ^ a b A. Amanjolov: Runic-like inscription from Saka's burial near Alma-Ata. "Bulletin of Academy of Sciences KazSSR", 1971, No 12 (320), s. 64-66;
    + A. Amanjolov: Materials and research on history of Ancient Türkic writing. Author's abstract of Ph. Doctor Dissertation, Alma-Ata, 1975, s. 48-52;
    + A. Amanjolov: Türkic runic graphics, 3. Alma-Ata, 1985, s. 31-39.
    + A. Amanjolov "History and Theory of Ancient Turkic Script", Almaty, "Mektep", 2003, s. 218-219.
  10. ^ R. Rolle: Neue Ausgrabungen skythischer und sakischer Grabanlagen in der Ukraine und in Kazachstan - In: Prähistorische Zeitschrift, Şablon:Dabbr 47, Berlin, 1972, pp. 47-77.
  11. ^ K. Akishev, "Issyk Kurgan", Moscow, 1978, Tracing, p. 55
  12. ^ Baymirza Hayit, "Modern Türkistan Tarihi Araştırmalarının Bugünkü Meseleleri", Doğu Türkistan'ın Sesi, Sayı: 21, Cilt 6, 1989, s. 18. Yrd. Doç. Dr. Hasan Bahar: "Türkistan'ın coğrafi konumu ve ilkçağ kaynaklarına göre tarihi", s. 239. 12 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  13. ^ Sarsenovich), Amanzholov, A. S. (Altaĭ; Сарсенович., Аманжолов, Алтай (2003). Istorii︠a︡ i teorii︠a︡ drevneti︠u︡rkskogo pisʹma. Almaty: "Mektep". ISBN 9965162042. OCLC 53876767. 
  14. ^ "Proto -Türkic Rune-like Inscription on Silver Cup". UQUS TÜRK. 24 Mayıs 2011. 14 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2017. 
  15. ^ Davidski (3 Mart 2017). "Eurogenes Blog: Genetic origins and legacy of the Scythians and Sarmatians". Eurogenes Blog. 17 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021. 
  16. ^ Unterländer, Martina; Palstra, Friso; Lazaridis, Iosif; Pilipenko, Aleksandr; Hofmanová, Zuzana; Groß, Melanie; Sell, Christian; Blöcher, Jens; Kirsanow, Karola (3 Mart 2017). "Ancestry and demography and descendants of Iron Age nomads of the Eurasian Steppe". Nature Communications (İngilizce). 8: ncomms14615. doi:10.1038/ncomms14615. 21 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2020. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sakalar</span> eski bir etnik grup

Sakalar, Kuzeydoğu Avrasya stepleri ile Tarım havzasında yaşayan ve at yetiştirme, madencilik yapma kabiliyetleri geliştirmiş olan tarihi halk. Kaynakların genelde Sakaları Türkî ya da İrani bir halk olarak sayılmasının yanı sıra kimlikleri konusunda tartışmalar sürmektedir. Ancak Avrasya stepleri'deki kurganlarda bulunan kişilerin naaşları üzerinde son yapılan genom ve mitokondriyal DNA çalışmaları sonuçlarına göre, kurganlarda bulunan Saka naaşlarına genetik yakınlık gösteren kişilerin hepsinin günümüz Türki halklara mensup olan bireyler oldukları görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İskitler</span> Avrasya bozkırlarında yaşamış tarihî Halk

İskitler veya yayıldıkları doğu bölgelerindeki isimleri ile Sakalar, MÖ 8. yüzyıl ile MS 3. yüzyıl arasında Avrupa'nın doğusu ile Orta Asya'da, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi'ni de içine alan bölgelerde yaşamış, Tuva ve (Altay-Sayan) kökenli, Doğu Avrasya-Batı Avrasya kültür ve genetik bileşenlerini içerdiği varsayılan heterojen göçebe halktır. İskitler için tarih boyunca Grek kaynaklarında Skuthēs (Σκύθης), Asur kaynaklarında Aşguzai, Fars kaynaklarında Sakā ve Çin kaynaklarında Sai tabirleri kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sarmatlar</span>

Sarmatlar, Vistül ile İdil nehirleri arasında, Kafkasya'nın kuzeyi ve güneydoğusunu da içine alan bölgede MÖ 6. yüzyıldan MS 4. yüzyıla dek yaşayan, Doğu İran öbeğine bağlı bir İskit dili olan Sarmatçayla konuşan atlı göçebe halk.

<span class="mw-page-title-main">Pazırık Kurganı</span> Altay bölgesindeki MÖ 3. ve 6. yüzyıllara ait İskit sanatı örneklerinin bulunduğu bölge

Pazırık Kurganı, Altay bölgesinde, MÖ 3. ve 6. yüzyıllara ait İskit sanatının, özellikle halı ve küçük el sanatlarının, örneklerinin bulunduğu bölge. Pazırık Kurganı, bölgede ele geçirilen objeler ve eserlerden dolayı UNESCO Dünya Mirası Bölgelerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">İskit dilleri</span>

İskitçe, doğuda Saka, batıda İskit adlarıyla tanınan ve antik dönemde Avrasya'da geniş bir alana yayılmış kurgan kültürünü temsil eden atlı toplulukların ortak bir iletişim diline sahip oldukları varsayımı ile varlığı ileri sürülen bir dil grubudur. Günümüzde sadece Osetçe konuşulmaktadır. Avrupa merkezli akademisyenler; bazı dolaylı kanıtlar üzerinden bu varsayımsal dil öbeğini, kendi Hint-Avrupa dil teorilerinin bir parçası olarak Doğu İran dili grubu içinde sınıflandırırlar.

<span class="mw-page-title-main">Altın elbiseli adam</span> MÖ 5. yüzyıldaki bir Saka prensi ya da prensesinin elbisesi

Altın elbiseli adam, 1969'da dönemin Kazakistan SSC'nin Almatı şehrinin 50 km. ve Salagar Alüvyonlu toprağının 20 kilometre doğusunda, garaj yapmak ve yolu düzenlemek için yapılan çalışmalar sırasında tesadüfen bulunan binlerce altın parçadan oluşan zırh. Kemal Akişev başkanlığındaki Kazakistan Tarih, Etnografya ve Arkeoloji Enstitüsü'nün arkeolog ekibi tarafından incelenen Esik kurganından çıkartılmıştır. İskitler veya Sakalara ait olduğu düşünülmektedir. MÖ 5. yüzyıla ait olması ve kurganın bulunduğu bölgede MÖ 5.yy.'da Sakaların hüküm sürmesi gerekçesiyle Altın Elbiseli Adam'ın, 18 yaşlarında bir Saka prensi veya prensesi olduğu düşünülmektedir Zırh, 2019 yılında 2 hafta boyunca Ankara'da sergilenmiş, daha sonra tekrar Kazakistan'a taşınmıştır. Günümüz itibarıyla Kazakistan Milli Müzesinde sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Brahmi alfabesi</span>

Brahmi alfabesi, ünlüleri ünsüz sembollerle ilişkilendirmek için bir aksan işaretleri sistemi kullanan bir abugidadır. Yazı sistemi, Maurya döneminden erken Gupta dönemine kadar yalnızca nispeten küçük evrimsel değişiklikler geçirdi ve MS 4. yüzyılda bile okuma yazma bilen bir kişinin Maurya yazıtlarını hala okuyabildiği düşünülmektedir. Bundan bir süre sonra, orijinal Brahmi yazısını okuma yeteneği kayboldu. En eski ve en iyi bilinen Brahmi yazıtları, kuzey-orta Hindistan'daki Asoka'nın MÖ 250-232'ye tarihlenen kayaya oyulmuş fermanlarıdır. Brahmi'nin deşifresi, 19. yüzyılın başlarında, Hindistan'daki Doğu Hindistan Şirketi yönetimi sırasında, özellikle Kalküta'daki Bengal Asya Topluluğu'nda, Avrupa'nın akademik ilgisinin odak noktası haline geldi. Brahmi, Cemiyetin sekreteri James Prinsep tarafından 1830'larda Cemiyetin dergisinde yayınlanan bir dizi bilimsel makalede deşifre edildi. Buluşları, diğerleri arasında Christian Lassen, Edwin Norris, H. H. Wilson ve Alexander Cunningham'ın epigrafik çalışmalarına dayanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Kurgan hipotezi</span>

Kurgan hipotezi (teorisi) erken Hint-Avrupa kökenlerinin, Karadeniz-Hazar stepleri'nde bulunan arkeolojik "Kurgan kültürüne" dayandığını öne süren teorilerden biridir. Kurgan Türkçe "korugan" sözcüğünden türetilmiş höyük mezar anlamına gelen bir terimdir.

Altay Sersenulı Amanjolov Kazak Türkolog. Babası Sarsen Amanzholov'a benzer alanlarda araştırmalar yapmıştır.

Kurgan veya Korgan özellikle Orta Asya ve Doğu Avrupa'daki yığma tepe ve höyük şeklinde bulunan genellikle tahtadan yapılmış mezarlar için kullanılan bir tümülüs türü.

<span class="mw-page-title-main">Arjaan</span>

Arjaan veya Arzhan, Rusya'nın Krasnoyarsk Krayı'nda ve hemen güneyindeki Tuva Cumhuriyeti'nde bulunmuş, MÖ 9. ve MÖ 8. yüzyıllarda inşa edildiği düşünülen İskitlere ait kurganlarının bulunduğu arkeolojik alandır.

Kimal Akishev, bilim insanı, arkeolog ve tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Sakaca</span>

Bazı araştırmacılar; Sakaca'nın Sakalar tarafından Kotan Krallığı, Shule Krallığı ve Tomşuk gibi Tarım Havzasında hüküm sürmüş Budist devletlerce konuşulmuş ve dil bilimciler tarafından Hotanca ve Tomşukça da denen 2 adet şiveye ayrılmış bir Doğu İran dili olduğunu iddia etmektedirler. Fakat bazı araştırmacılar da Sakaca'nın Ön-Türkçe ile ilişiği olduğunu düşünmektedirler.

Doğu İran dilleri, Orta İran dilleri döneminde ortaya çıkmış bir İran dili alt grubudur. Avestaca genellikle bir erken Doğu İran dili olarak sınıflandırılır. En büyük modern Doğu İran dili, Hindukuş dağları ile İndus Nehri arasındaki bölgede yaşayan 50-60 milyon konuşura sahip Peştucadır.

<span class="mw-page-title-main">İskit dini</span> Din

İskit dini, Klasik Antik Çağ boyunca Orta Asya ve Doğu Avrupa'nın Karadeniz-Hazar stepleri içerisinde egemen olmuş antik bir halk olan İskitlerin mitolojilerini, ritüel uygulamalarını ve inançlarını kapsar. Din hakkında bilinen az şey, 5. yüzyıl Yunan tarihçisi ve etnografı Herodot'un eserine dayanır. İskit dininin, öncülü olan Proto-Hint-İran diniyle ilgili olduğu ve daha sonra gelecek Slav, Macar ve Türk mitolojilerinin yanı sıra bazı çağdaş Doğu İran ve Oset geleneklerini de etkilediği varsayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Maykop kültürü</span> Batı Kafkasyaya hakim olmuş arkeolojik kültür

Maykop kültürü, Tunç Çağı'nda Batı Kafkasya bölgesinde hakim olmuş başlıca arkeolojik kültürlerinden biriydi.

Pazırık kültürü, Demir Çağı'nda var olmuş Sakalara ait göçebe arkeolojik kültür. Sibirya'nın permafrostlarında mumyalanmış insanları içeren bu kültürün işaretleri ve eserleri, Moğolistan-Kazakistan sınırındaki Altay Dağları'nda yapılan kazılar sonucu ortaya çıktı. Mumyalar, Ukrayna'daki İskit kültürünün mezar höyüklerine benzer şekilde uzun höyüklere gömüldü. Burada Sibirya'nın Buzlu Kızı da dahil olmak üzere birçok insan kalıntısı ve eseri bulunmuştur. Bu da, etrafındaki birçok ticaret yolundan ve kervandan yararlanan ve gelişen bir kültür olduğunu gösteriyor. Pazırıkların savaşçı bir hayat sürdürdüğü düşünülüyor. Pazırık kültüründen önce "Arjaan kültürü" vardı..

<span class="mw-page-title-main">Berel kurganı</span>

Berel kurganı, Kazakistan'ın doğusundaki Katonkaragay Bölgesi'nde bulunan bir arkeolojik sit alanıdır. Site Berel köyünün yakınında yer almaktadır. Bu bölgede M.Ö. 5.-3. yüzyıllara ait çok sayıda Erken Saka kurganı bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Eleke Sazı</span>

Eleke Sazı, Kazakistan'ın doğusunda, M.Ö. 6.-4. yüzyıllara ait çok sayıda Erken Saka kurganının bulunduğu bir arkeolojik sit alanıdır. Arkeologlar 2020 yılında Doğu Kazakistan'daki Eleke Sazı Vadisi'nde çok sayıda mezar höyüğü kazdılar. Burada çok sayıda altın eser bulundu. Bu eserler arasında golf koşum takımı parçaları, kolye uçları, zincirler, aplikler ve daha fazlası yer alıyordu; bunların çoğu MÖ 5.-4. yüzyıllara dayanan İskit-Saka döneminin Hayvan Stilindeydi.

Bulan-Koba Kurganı, Altay dağlarında Pazırık Kurganının yerini alan arkeolojik bir kurgandır. Bu kültürün zaman dilimi, Rus arkeolojisinde Huno-Sarmat dönemi olarak adlandırılan döneme kadar uzanır. Bu kültürün taşıyıcıları Hiung-nu, Xianbei eyaleti ve Cücenler döneminde yaşamışlardır. Altay'da bu kültürün yerini Türk ölü gömme gelenekleri aldı.