İçeriğe atla

Esas hat

Uluslararası deniz hukukuna ilişkin deniz alanları

Esas hat (FransızcaLigne de base, İngilizceBaseline), uluslararası deniz hukukunda kıyı ülkesi ile karasularının sınırını belirtmektedir. Kıyı devletinin toprakları ve iç sular ise esas hattın içinde yer alır. Esas hat, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine göre belirlenmektedir. Kıyı devletine dahil sayılan karasularının azami genişlikleri de bu sözleşmeyle tanımlanan esas hattan itibaren ölçülmektedir.

Esas hat normalde suların en alçak olduğu zamandaki kıyı çizgisidir. Ancak esas hat ile kıyı çizgisinin aynı doğrultuda olmadığı durumlar da vardır. Bu durum kara ile karasuları arasında iç suların var olmasıyla gözlenir. Limanlar, körfezler ve akarsu ağızları iç sular dahilindedir.[1]

Bölgesel egemenlik

Deniz hukuku, devletlerin egemenlik alanları ile uluslararası sulardaki haklarını düzenler. Bu bağlamda esas hat kavramı, devletin tam egemenlik hakkına sahip olduğu kara ve iç sular ile herkesin erişimine açık olan deniz alanları arasındaki sınırı belirler.

Geçmişte, kara suları, devletin kara parçasına yakın olan ve doğrudan egemenlik uygulayabildiği deniz bölgeleri olarak kabul edilirdi. 17. yüzyılda, Hollandalı hukukçu Bynkerschoek'in De Dominio Maris adlı eserinde belirtildiği üzere, bir devletin denizdeki hakimiyet alanı, silahlarının menzili kadar, yani yaklaşık 3 mil olarak kabul ediliyordu.[1] Bu yaklaşım, birçok devlet tarafından standart olarak benimsenmişti.

Devletin sınırları içinde yer aldığı kabul edilen karasuları deniz yoluyla ulaşımda önemli bir yer taşıdığından bu sularda her milletten gemilere geleneksel hukuk tarafından "zararsız geçiş hakkı" tanınmıştır. Zararsız geçiş, bir devletin karasularından izin almaya gerek olmaksızın, zarar vermemek koşuluyla geçiş yapabilme hakkıdır.

Esas hat, genellikle suların en düşük seviyede olduğu zamandaki kıyı çizgisi boyunca belirlenir. Bu çizgi, devletin kontrol alanını tanımlar. Ancak bazı durumlarda esas hat, kıyı çizgisinden farklı bir doğrultuda olabilir. Örneğin, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre, nehir ağızlarında, en düşük su seviyesindeki noktalar arasında çekilen düz hatlar esas alınır ve bu hatların içindeki alanlar iç sular olarak kabul edilir.[2]

Esas hat kuralına bazı istisnalar da vardır. Limanlar, körfezler ve kıyı çizgisi girintili çıkıntılı olan bölgeler gibi alanlarda, düz esas hat uygulaması geçerlidir. Ayrıca, adaların zincir oluşturduğu bölgeler de bu kapsama girer ve bu alanlar da iç sular olarak kabul edilir. Bu kurallar ve istisnalar, devletlerin deniz üzerindeki egemenlik haklarını belirlerken, deniz ulaşımı ve ticaretinin serbestçe ve güvenli bir şekilde yapılabilmesini sağlamayı amaçlar.

İç sular, bir ülkenin karasına yakın yerlerde bulunan ve kıyı devletinin kontrolü altında olan su alanlarıdır. Bu sular, genellikle bir ülkenin stratejik avantajını artırır.[3] Bu suları savunması ve kontrolü ülke için daha kolaydır.

Kaynakça

  1. ^ a b Sur, Melda (2022). Uluslararası Hukukun Esasları. s. 356. ISBN 9786052427583. 
  2. ^ "Ch.9 Internal Waters: Bays, Ports, Straits". Oxford Public International Law (İngilizce). doi:10.1093/law/9780198253464.001.0001/law-9780198253464-chapter-9. 10 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2024. 
  3. ^ Bouchat, Clarence J. "THE PARACEL ISLANDS AND U.S. INTERESTS AND APPROACHES IN THE SOUTH CHINA SEA" (PDF). UNITED STATES ARMY WAR COLLEGE PRESS. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güney Okyanusu</span> okyanus

Güney Okyanusu ya da Antarktika Okyanusu, bazı coğrafya ve çoğu hidrografi kaynaklarına göre Antarktika kıtasını çevreleyen su kütlesidir. Bu okyanus, dünyanın dördüncü büyük ve en son tanımlanmış okyanusudur.

<span class="mw-page-title-main">Ortalama deniz seviyesinden yükseklik</span> dağ, ova, yapı gibi coğrafi unsurların, meteorolojik olayların veya hava taşıtlarının yüksekliğini belirtmekte kullanılan bir kavram

Ortalama deniz seviyesinden yükseklik veya ortalama deniz seviyesine göre yükseklik (AMSL); dağ, ova, yapı gibi coğrafi unsurların, meteorolojik olayların veya hava taşıtlarının yüksekliğini belirtmekte kullanılan bir kavram. Bunun için ortalama deniz seviyesi referans alınır. AMSL kısaltması, İngilizce above mean sea level kavramının akronimidir.

Deniz hukuku, deniz ve okyanus sularının kullanımı konusunda ortaya çıkan sorunlar ile hukuksal açıdan ilgilenen Uluslararası hukukun bir alt dalıdır. Deniz hukuku, denizcilik hukukunun aksine bir kamu hukukudur.

<span class="mw-page-title-main">Kıta sahanlığı</span>

Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak da bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Yüzölçümlerine göre ülkeler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste, dünya ülkelerinin ve bağımlı topraklarının kara, su ve toplam alana göre sıralanmış bir listesidir.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası sular</span>

Uluslararası sular, denizlerde karasuları sınırlarının egemenlik sahasını belirlediği alanın dışında kalan uluslararası bölgedir. Açık denizlerin serbestliğini ilk öne süren Denizlerin Serbestisi adlı eseriyle Hugo Grotius olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Acarlar Longozu</span> Sakaryada subasar ormanı

Acarlar Longozu, Sakarya'nın kuzeyinde Karasu ve Kaynarca ilçeleri arasında yer alan Türkiye'nin tek parça halindeki en büyük longoz (subasar) ormanı. Genişliği 250–1250 m, uzunluğu 7,5 km'dir. Oluşumu açısından tipik bir kıyı set gölüdür. Karadeniz'le arasında 20–25 m yüksekliğinde kumullar, güneyinde ortalama 100 m yüksekliğinde alçak tepelerle sınırlanır. Sakarya nehrinin 6 km batısında yer alır, fazla suları Okçu deresiyle Sakarya Nehri'ne dökülür. Ulaşım açısından Karasu ile arasında yaklaşık 26 kilometre, Sakarya ile arasında yaklaşık olarak 50 kilometre mesafe vardır.

<span class="mw-page-title-main">Münhasır ekonomik bölge</span>

Münhasır ekonomik bölge (MEB), Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca bir devletin deniz kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasında su ve rüzgâr enerjisi de dâhil olmak üzere özel haklara sahip olduğu deniz bölgeleridir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı</span>

Kıyı ya da kıyı şeridi, kara ile deniz ya da okyanusun birleştiği alandır. Sahil, bir kara parçasının bir su kütlesiyle bitişik olduğu bölümleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı gerilemesi</span> suatlındaki deniz yatağının su seviyesinin üstüne çıkmasıyla yaşanan jeolojik süreç

Kıyı gerilemesi, suatlındaki deniz yatağının su seviyesinin üstüne çıkmasıyla yaşanan jeolojik süreçtir. Kıyı bölgelerinin morfolojik yapısı birçok doğal ve beşeri faktöre bağlı olarak değişebilmektedir. Yer sistemini oluşturan alt sistemler ve öğelerde oluşan değişimler kısa sürede kıyı bölgelerine de yansımaktadır. Özellikle kıyı çizgileri bu değişimlere karşı duyarlıdır. Kıyı bölgelerinin morfolojisinin gelişiminde esas olarak dalgaların aşındırma, taşıma ve biriktirme faaliyetleri etkili olmakla birlikte, aralarında karmaşık ilişkiler bulunan çok çeşitli etmen ve süreçlerin etkili olduğu görülür. Bu nedenle kıyılar ve onların morfolojisi yer sisteminde oluşan değişmelere karşı duyarlı alanlar olup bu değişimi yansıtırlar. Kıyı çizgisi oluşumunu kontrol eden belirli morfodinamik koşulların değişmesi ile çarpıcı bir hızla değişebilir. Bu değişmeler hem doğal, hem de insan faaliyetleri nedeniyle gerçekleşebilir.

Kıyı çizgisi Resmî Gazete’de yayınlanan Kıyı Kanunu Yönetmeliği’ne göre; Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın dışında, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan meteorolojik durumlara göre değişen doğal çizgi.

<span class="mw-page-title-main">Düz sahil</span>

Düz sahil, düz bir sahilin olduğu yerlerde veya düz bir kıyı şeridine sahip olduğu alanlarda, toprak yavaş bir hareket göstererek denize doğru iner. Düz sahiller, ya denizin hafifçe meyilli araziye ilerlemesi ya da gevşek kayanın aşınması sonucu meydana gelebilirler. Temel olarak iki paralel şeride ayrılabilirler: -kıyı yüzeyi, -plaj. Yassı sahillerin ana maddeleri kumlar ve çakıllar gibi gevşek malzemelerdir. Rüzgâr ise kumulların üzerindeki ince kum tanelerini taşır. Deniz, kum ve çakılları elekten geçirerek sahilden uzak bir yere döker.

<span class="mw-page-title-main">Karasuları</span>

Karasuları, egemen bir devletin kara topraklarına bitişik, genişliğini uluslararası hukuka göre kendisinin belirlediği, hakimiyeti kıyı devletine ait olan deniz alanını belirler. Başka bir tanımla; karasuları, iç sular veya kıyı ile açık deniz arasında bulunan, genişliğini her ülkenin iç hukukuna göre kendisinin belirlediği deniz sularıdır. Karasuları iç sularla beraber ilgili devletin deniz ülkesini meydana getirir.

<span class="mw-page-title-main">Barselona Sözleşmesi</span>

Kısaca Barselona Sözleşmesi olarak bilinen Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) 1974 yılında kurduğu “Bölgesel Denizler Programı” kapsamında Akdeniz'deki gemilerin, uçakların ve kara taşıtlarının yol açtığı kirlenmeyi önleyerek ve azaltarak Akdeniz'in korunması hedefini içeren sözleşmedir. Bölgesel Denizler Programı, Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler ve Avrupa Birliği’nin katılımıyla, Akdeniz Eylem Planı’nın (MAP) 1975 yılında oluşturulmasıyla sonuçlanmıştır. MAP ise daha sonra “Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi” 1976 yılında Barselona'da kabul edilmesine zemin olmuş, 1978 yılında BS yürürlüğe girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı çökel taşınımı</span>

Kıyı çökel taşınımı Dış etmen ve süreçlerin etkisiyle oluşan farklı boyutlardaki unsurların bir yerden taşınarak veya suda eriyik halde bununan maddelerin dibe çökerek deniz, göl ve okyanus tabanlarında üst üste birikme olayıdır

Zararsız geçiş veya zararsız geçiş hakkı; yabancı bandıralı bir geminin, başka bir ülkenin karasularından geçişini düzenleyen bir deniz hukuku kavramıdır. Her ülke bu hakka sahip olmakla birlikte, hukukun emrettiği ve ev sahibi ülke tarafından belirlenen kurallara da uymak zorundadır.

<span class="mw-page-title-main">Ege sorunu</span> Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklar bütünü

Ege sorunu veya Ege ihtilafı, Ege Denizi bölgesindeki egemenlik ve ilgili haklar konusunda Yunanistan ile Türkiye arasında birbiriyle ilişkili bir dizi anlaşmazlık. Bu tür çatışmalar, 1970'lerden beri Yunan-Türk ilişkilerini güçlü bir şekilde etkiledi ve iki kez 1987 ve 1996'nın başlarında, askeri çatışmanın patlak vermesine neden olabilecek krizlere yol açtı. Ege'deki sorunlar birkaç kategoriye ayrılır:

Libya-Malta Kıta Sahanlığı Davası, Libya ile Malta'nın taraf oldukları ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) 3 Haziran 1985 tarihinde karara bağladığı kıta sahanlığı sınırlandırma ihtilafı.

<span class="mw-page-title-main">Bitişik bölge</span>

Bitişik bölge karasularının ötesinde, düz esas hat üzerinden kıyıdan 24 deniz miline kadar uzanan, kıyı devletinin denetim hakkına sahip olduğu deniz alanıdır. Devletin tam egemenlik hakkına sahip olmadığı bu bölgede, kıyı devleti yalnızca sağlık, gümrük, göç ve maliye alanlarındaki ihlalleri önlemek amacıyla kendi mevzuatını uygulamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İç sular</span>

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre düz esas çizgi ile içinde kalan su alanları ülkenin iç sularını oluşturur. İç sular; limanları, akarsu ağızlarını ve bazen küçük koylardaki suları da kapsar.