Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.
Doğal seçilim, canlıların fenotiplerindeki farklılıklardan ötürü hayatta kalma şansının ve üreme başarısının değişkenlik göstermesidir. Evrimin esas mekanizmalarından biri olup, bir popülasyonun nesiller boyunca karakteristik olan kalıtsal özelliklerindeki değişimdir. Charles Darwin, kendi görüşüne göre kasıtlı olarak gerçekleştirilen yapay seçilime karşılık kendiliğinden gerçekleşen "doğal seçilim" terimini popülerleştirmiştir.
Biyolojide adaptasyonun birbiriyle ilişkili üç anlamı vardır. İlk olarak, organizmaları çevrelerine uyduran ve evrimsel uygunluklarını artıran dinamik evrimsel doğal seçilim sürecidir. İkinci olarak, bu süreç sırasında popülasyonun ulaştığı bir durumdur. Üçüncü olarak, her bir organizmada işlevsel bir role sahip olan, doğal seçilim yoluyla korunan ve evrimleşen fenotipik bir özellik veya adaptif bir özelliktir.
Biyolojide ırk aynı tür içerisinde yer alan ve göreceli olarak küçük morfolojik ve genetik farklılıklar taşıyan her bir topluluğu ifade eder. Eğer bu topluluklar arasındaki söz konusu farklılıklar değişik yerel habitatlara uyum amacıyla doğmuşsa her bir topluluğun ırkı ekolojik ırklar kapsamına girer; eğer coğrafi olarak izole olmuşlar ise coğrafi ırklar adı verilir. Eğer birbirlerinden yeterince farklılarsa, iki ya da daha fazla ırk alt türler olarak sınıflandırılabilir. Eğer değillerse, ırklar olarak tanımlanırlar, bu, gruba bir takson verilmemesi gerektiği anlamına gelir. Ernst Mayr'a göre "alt türler taksonomik açıdan, farklı bir isme sahip olmayı hak edecek kadar, farklılaşmış coğrafi ırklardır".
Bernhard Rensch Alman evrimsel biyolog ve Endonezya ile Hindistan’da saha çalışmaları yapmış bir kuş bilimcidir (ornitolog). ‘Evrimin Çağdaş Sentezi’nin mimarlarından biri olarak bilinir. Çevresel faktörlerin, coğrafi olarak tecrit olmuş populasyonları nasıl etkilediği ve tür seviyesinden yukarıdaki seviyelerde gerçekleşen evrim üzerine çalışmasının yanı sıra, hayvan davranışı (etoloji) alanında da çalışmıştır. Eğitimi ve bilimsel çalışmaları Alman ordusundaki görevi nedeniyle I. ve II. Dünya Savaşı sırasında kesintiye uğramıştır. Eşi Ilse Rensch ile birlikte malakoloji alanında çalışmış ve çok sayıda yeni kara salyangozu türü ve alttürü tanımlamışlardır.
Tempo and Mode in Evolution, George Gaylord Simpson’un 1944 yılında yayınlanan, paleontoloji biliminin unsurlarını genetik ve evrimsel biyoloji bilim dallarıyla birleştirerek modern evrimsel senteze büyük katkı yapan kitabı. Simpson popülasyon genetiğine ait mikro evrimin, paleontoloji ile gözlenen makro evrimin kalıplarını açıklamaya yeteceğini savundu. Simpson ayrıca tempo ve biçim arasındaki ayrımın altını çizdi. Tempo ile kastedilen şey evrimsel oranlar, bu oranların artıp azalması, aşırı yavaş ya da hızlı evrimleşme koşuları ve durağanlık ve devinim ile ilgili olgulardır. Biçim ile kastedilen şey ise evrim biçiminin temel bir faktör olduğu, ama ondan daha kapsamlı olan bir evrimleşme yöntem, biçim ve modeli çalışmasıdır. Simpson’un eserinde şu genellemelere varılır:
- Evrimin usulü, makamı hakkında bilgi verebilir.
- Fosil kayıtlarında birden çok usul bulunabilir
- Paleontolojinin bulguları doğal seçilimin genetik teorisi ile uyumludur. Dahası, ortogenez, Lamarkizm, mutasyon baskısı ve makromutasyon gibi teoriler ya yanlıştır ya da rolleri yok denecek kadar azdır.
- Her on evrimden dokuzu, bütün neslin sabit filetik dönüşümü ile gerçekleşir (anagenez). Ernst Mayr’ın yaptığı popülasyonların parçalanması ile türleşme tanımının aksine özellikle allopatrik ve peripatrik türleşme söz konusudur.
- Fosil kayıtlardaki evrimsel geçişlere dair kanıt eksiklikleri için en iyi açıklama jeolojik kayıtlardaki yetersizlik ve kuantum evrimidir. Kuantum evrimi Sewall Wright’ın rastgele genetik sürüklenme teorisine dayanır.
Doğa tarihi, hayvanlar, mantarlar ve bitkiler de dahil olmak üzere organizmaları doğal ortamlarında inceleyen, deneysel çalışma yöntemlerinden çok gözlemsel yöntemlere yönelen bir araştırma alanıdır. Doğa tarihi çalışan bir kişiye doğa bilimci veya doğa tarihçisi denir.
Evrimsel psikoloji (EP), bellek, algı, dil gibi psikolojik özellikleri çağdaş evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilim dalıdır. Evrimsel psikoloji, bunun yanında insanın hangi psikolojik özelliklerinin, ne tür bir uyarlanma geliştirdiğini, yani doğal seçilim veya cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarını belirlemeye çalışır. Kalp, akciğer ve bağışıklık sistemi gibi fizyolojik mekanizmalar hakkındaki uyarlanımcı düşünce ile evrimsel biyolojideki düşünce ortaktır.
Evrim düşüncesi; türlerin zaman içerisinde değişmelerini ifade eden kavram olarak köklerini eski çağlardan; Yunanistan'dan, Roma'dan, Çin'den ve Orta Çağ İslâm biliminden alır. 17. yüzyıl sonlarında biyolojik taksonominin başlangıcıyla Avrupa'daki biyolojik düşünce; doğal teolojiye tam olarak uyan ve ortaçağ Aristo metafiziği kavramı olan, her türün kendi karakteristiği olduğunu öne süren özcülükten etkilendi. Diğer yandan Aydınlanma Çağı'nda evrimsel kozmoloji ve mekanik felsefe, fizik bilimlerinden doğa tarihine kadar yayıldı. Natüralistler türlerin çeşitliliğine odaklandı ve sonradan "soy tükenmesi" kavramı ile doğa görüşünün temelini sarsan paleontoloji ortaya çıktı. 19. yüzyılın başlarında Jean-Baptiste Lamarck, ilk tamamen biçimlendirilmiş evrim teorisi olan türlerin transmutasyonu teorisini ortaya attı.
Evrimin kanıtları ve canlıların ortak atadan geldiği, bilim insanlarının uzun yıllar boyunca çeşitli alanlar ve disiplinlerde canlıların akrabalık derecesi ve ortak kökenine dair çalışmalarda ortaya çıkarılmış olup bu kanıtlar, evrimsel süreçlerin meydana geldiğini göstererek evrimin bir olgu olarak gerçekliğini doğrulamış ve Dünya üzerindeki yaşamın türlülük ve çeşitliliğine neden olan doğal süreçler hakkında bir bilgi zenginliği sağlamıştır. Bu kanıtlar, yaşamın zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini açıklayan ve bilimsel bir kuram olan modern evrimsel sentezi desteklemektedir. Evrimsel biyologlar, test edilebilir varsayımlarda bulunup hipotezleri test ederek ve nedenlerini açıklayan ve gösteren kuramlar geliştirerek ortak atayı belgelerler.
Seçilim birimi, doğal seçilimin etki ettiği biyolojik yapı veya düzenler hiyerarşisi içinde yer alan her biyolojik birime veya varoluş şekline verilen isim. Birkaç on yıl boyunca, bu farklı seviyelerde hareket eden seçici baskılar aracılığıyla evrimin şekillendirdiği boyutlar hakkında evrimsel biyologlar arasında yoğun tartışmalar yaşanmıştır.
Üreme yalıtımı veya hibritleşme engelleri, iki farklı türün popülasyonlarındaki bireylerin birbirleriyle eşleşmesini veya verimli döller meydana getirmesini önleyen, bunun yanında birleştiklerinde sadece kısır melez bireylerin oluşmasına neden olan davranışlar, fizyolojik süreçler ve mekanizmaların tümünü tanımlayan bir terim. Bu engeller, farklı popülasyonların veya türün bireyleri arasındaki gen akışını azaltarak ya da doğrudan engelleyerek her türün özelliklerinin gen havuzunda korunmasına izin verir ve birbirleri ile çiftleşmeyen popülasyonların genetik karışımları da bu şekilde kendi aralarında sınırlı kalmış olur.
Matsukata Masayoşi, 1891-1892 ve 1896-1892 yılları arasında Japonya'nın dördüncü başbakanı olarak görev yapmış Japon siyasetçi.
Kiyoura Keigo, Ocak-Haziran 1924 tarihleri arasında Japonya'nın 13. başbakanı olarak görev yapmış Japon siyasetçi.
Walter Burkert , Yunan mitolojisi ve kültü alanında uzmanlaşmış Alman âlim. İsviçre'deki Zürih Üniversitesi'nde klasikler profesörü olarak İngiltere ve ABD'de ders vermiştir.
John Maynard Smith, İngiliz evrimsel biyolog ve genetikçiydi. Aslen II. Dünya Savaşı sırasında havacılık mühendisliği yapan Maynard Smith, tanınmış biyolog J.B.S. Haldane danışmanlığında genetik alanında ikinci derecesini aldı. Maynard Smith, George R. Price ile birlikte oyun teorisinin evrime uygulanmasında etkili oldu. Cinsiyetin evrimi ve sinyal teorisi gibi diğer problemler üzerine teoriler geliştirdi.
Elliott R. Sober Wisconsin-Madison Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde Hans Reichenbach Profesörü ve William F. Vilas Araştırma Profesörüdür. Sober, biyoloji felsefesi ve genel bilim felsefesi alanlarındaki çalışmaları ile tanınır.
Elisabeth Anne Lloyd, biyoloji felsefesinde uzmanlaşmış Amerikalı bilim filozofudur. Indiana Üniversitesi, Bloomington'ta Blim ve Tıp Tarihi ve Felsefesi alanında Seçkin Profesör ve aynı zamanda biyoloji alanında Yardımcı Profesörken; Hayvan Davranışının Bütünleştirici Çalışması için Kinsey Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet ve Üreme Araştırmaları Enstitüsü'ne bağlı öğretim üyeliği yapmıştır.
Michael Ruse, biyoloji felsefesinde uzmanlaşmış ve bilim ile din arasındaki ilişki, yaratılış-evrim tartışması ve bilimdeki sınır belirleme sorunu üzerinde çalışmış İngiltere doğumlu Kanadalı bir bilim filozofudur. Ruse Florida Eyalet Üniversitesi'nde ders vermektedir.
Evolution: International Journal of Organic Evolution, evrimsel fenomen ve olayların gerçekleri, süreçleri, mekaniği veya kavramlarıyla ilgili ampirik veya teorik araştırmaların önemli yeni sonuçlarını yayınlayan aylık bir bilimsel dergidir. Evolution, Oxford University Press tarafından Evrim Araştırmaları Derneği için yayımlandı. Şu anki genel yayın yönetmeni Birleşik Krallık'taki Bath Üniversitesi'nden Jason Wolf'tur.