Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.
Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.
Terence "Terry" Eagleton, İrlanda asıllı İngiliz akademisyen, yazar, edebiyat ve kültür teorileri uzmanı. Özellikle Marksist edebiyat kuramı üzerine çalışmaları ile tanınır. Hâlen Manchester Üniversitesinde görevlidir.
Louis Pierre Althusser, Fransız marksist filozof.
İdeoloji, özellikle tamamen epistemik olmayan nedenlerle bir kişi veya grup tarafından benimsenen inanç veya felsefeler kümesidir. bu durumda "pratik unsurların teorik unsurlar kadar önemli olduğu" anlamına gelir. Daha önceden genellikle ekonomik, siyasi veya dini teorilere ve politikalara uygulanan terim, Karl Marx ve Friedrich Engels'e kadar uzanan bir geleneğe sahipti. Ancak daha yakın zamanlarda yapılan kullanımlarda terim genellikle ek olarak kullanılmaktadır.
Antonio Francesco Gramsci, İtalyan düşünür, siyasetçi, dilbilimci ve sosyalist kuramcı.
Batı Marksizmi, ilk olarak genel anlamda Perry Anderson'un Batı Marksizmi Üzerine Düşünceler kitabında bahsettiği anlamda, 19. yüzyıldan ve 20. yüzyıla Marksizmin Batı'daki hikâyesinden oluşur. Bu anlamda Marks'ın eserinden bugüne kadarki gelişimi, ayrışmaları, iç bölümlenmeleri, farklılıklarıyla teorik ve politik bir sistematik öğreti olarak Marksizmin Batı düşüncesindeki ve pratiğindeki yeri değerlendirilir. Karl Kautsky ve Lenin'in tartışmaları da bu bağlamda genel anlamdaki bu Batı Marksizmi içinde yer alır.
Slavoj Žižek Sloven Marksist sosyolog, filozof ve kültür eleştirmeni.
Post-Marksizm'in iki ilişkili fakat farklı kullanımı vardır. İlk olarak, Post-Marksizm Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde komünizmin çöküşü sonrasında ortaya çıkan duruma işaret edebilir.
Judith Butler, feminist felsefe, kuir (queer) kuram, siyaset felsefesi ve etik dallarına katkı sağlamış Amerikalı postyapısalcı filozof. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de Retorik ve Karşılaştırmalı Edebiyat bölümlerinde profesör olmanın yanı sıra European Graduate School'da Hannah Arendt Felsefe Profesörü'dür. Butler 1984'te Yale Üniversitesi'nden, akabinde Arzu Özneleri: Yirminci Yüzyıl Fransa'sında Hegelci Yansımalar adıyla basılan felsefe dalında doktora derecesi aldı.
Chantal Mouffe, Belçikalı politik kuramcı.
Guevarizm Marksizm-Leninizm fikrine inanan ve ilkelerini benimseyen Küba Devrimi'nin önde gelen isimlerinden Marksist-Leninist devrimci Ernesto "Che" Guevara ile ilişkilendirilen bir komünist devrim teorisi ve gerilla savaşı askeri stratejisidir.
Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.
Radikal demokrasi Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe tarafından 1985'te yazılmış kitapları Hegemonya ve Sosyalist Strateji: Radikal Demokratik Politikalara Doğru'da ortaya atılmıştır. İddiaları, toplumsal ve siyasi değişim amaçlayan toplumsal hareketlerin neoliberal ve neomuhafazakar demokrasi mefkureleriyle mücadele edecek bir stratejiye ihtiyaç duyduklarıdır. Bu strateji eşitlik ve özgürlük temelinde farklılığı içerecek şekilde demokrasinin liberal tanımını genişletmektir.
Kültürel çalışmalar siyasal, kuramsal ve deneysel olarak kültür analiziyle bağlantılı bir alandır. Çatışmaları ve özellikleri tanımlayarak çağdaş kültürün siyasi dinamiklerine ve tarihi temellerine odaklanır. Kültürel çalışmalar alanındaki araştırmacılar genellikle kültürel uygulamaların daha geniş kapsamlı bir sistem olan güçle nasıl ilişkili olduğunu araştırır. Bu güç sistemi, ideoloji, sınıf yapıları, ulusal oluşumlar, etnik köken, cinsel yönelim, cinsiyet ve nesil gibi toplumsal olgularla ilişkilidir ya da bunlar aracılığıyla faaliyet gösterir. Kültürel çalışmalar kültürleri sabit, sınırlı, değişmeyen ve birbirinden bağımsız olarak görmekten ziyade onları sürekli birbirleriyle etkileşim hâlinde olan, uygulamaları ve süreçleri değiştiren birer oluşum olarak görür. Kültürel çalışmalar alanı çeşitli kuramsal, yöntemsel yaklaşımları ve uygulamaları kapsar. Kültürel çalışmalar, kültürel antropoloji ve etnik çalışmalar gibi alanlardan ayrı tutulsa da, bu alanların her ikisine de destek vermiş ve katkıda bulunmuştur.
Karar verilemezlik, karşıtlıkları hiçbir biçimde birbirinin içine koyamamak, fakat farklı kendilikler olarak da ayrı tutamamaktır, böylece geçiş için devamlı bir açık kapı aramaktır. Jacques Derrida'nın ikili karşıtlıkları (binary oppositions) sorunsallaştırmak ya da daha doğrusu ikiliklerin zaten her zaman sorunlu olduğunu ortaya koymak için, Batı felsefesininin metafiziğini yapıbozumuna uğratma projesinin en temel kavramlarından birisidir. Platoncu düşüncede var olan, varlığın karşıtlıklar temelinde yapılandırılmış olduğu inancıyla bir hesaplaşmadır. Örneğin Derridacı düşüncede biçim ve içerik birbirinden kesin olarak ayrı ve iki kutupta yer alan şeyler olmaktan çıkar; ama birbiriyle ilişkili ve aralarındaki farkın karar verilemez olduğu şeylere, birbirini dışlayan değil, birbirine açık şeylere dönüşür. Çünkü Derrida'nın temel ilkesi, karşıt terimlerden herhangi birini tümüyle dışarıda bırakmayı reddetmesidir.
Teori ve Politika, Marksizm içinde özgün bir akımı temsil iddiasında olan kolektifin 1996 yılından beri kesintisiz olarak yayımladığı mevsimlik dergi. Editörlüğünü Metin Kayaoğlu yürütmektedir.
Neo-Marksizm, Marksizmi ve Marksist teoriyi tipik olarak eleştirel teori, psikanaliz veya varoluşçuluk gibi diğer entelektüel geleneklerden unsurları birleştirerek değiştiren veya genişleten 20. yüzyıl yaklaşımlarını kapsar.
Yeni toplumsal hareketler ya da yeni sosyal hareketler, genel olarak 1960'ların ortasından bu yana çeşitli Batı toplumlarında ortaya çıkan yeni eylem ve protestoları açıklamaya çalışan bir toplumsal hareketler teorisidir. 1968 Mayıs olayları ile özdeşleşen eylem dizileriyle ilişkili olarak yükselen bu eylemler, işçi sınıfı eksenli geleneksel toplumsal hareket paradigmasından önemli ölçüde ayrılmaktadır.
Post-Politika, Soğuk Savaş sonrası dönemde küresel ölçekte bir uzlaşı politikasının ortaya çıkışının eleştirisine atıfta bulunmaktadır: Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından Doğu Komünist Bloku'nun dağılması, ideolojik uzlaşı sonrası için bir umut oluşturmuştur. Post-komünist ülkelerdeki siyasi gelişim, her birinin komünist parti üyeleriyle başa çıkma konusunda benimsediği yaklaşıma bağlı olarak iki farklı yönde ilerlemiştir. Daha sonra AB'ye katılan Doğu Avrupa ülkelerinde aktif bir komünizmden arındırma süreci yaşanmıştır. Rusya'da ve eski SSCB cumhuriyetlerinin çoğunda ise komünistler eşit şartlarda birçok siyasi partiden biri haline gelmişlerdir.